Erzincan'daki darbe girişimi davası

Erzincan 2. Ağır Ceza Mahkemesince Polis Meslek Yüksekokulu'nda (POMEM) oluşturulan salonda görülen duruşmada, tutuklu sanıklar Gönültaş, eski tabur komutanları Ertuğrul Gökbulut, Evren Karagülle ve Uğur Ergüven'in yanı sıra yine askeri personel olan Ünal Korkem, Gürkan Serteser, Murat Uz, Emin Ertuğrul, İbrahim Veske, Muhammet Uğur, Mustafa Hanay, Mehmet Kök, İsmail Hakkı Kartal, Talha Güven, Ahmet Miraç Ok ve Halil Fevzi Çetin ile tutuksuz 27 sanık hazır bulundu.

Davanın diğer sanığı Hasan Coşgun, tutuklu bulunduğu Sincan L Tipi Ceza İnfaz Kurumundan Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı.

Güvenlik güçleri, POMEM'in içi ve çevresinde geniş güvenlik önlemleri aldı.

Kimlik tespiti ve iddianamenin okunmasının ardından sanık savunmalarına geçildi.

Sanık eski tuğgeneral Gönültaş, mahkeme başkanının "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmekle" suçlandığını hatırlatması üzerine, FETÖ/PDY hakkında basından takip ettiği kadarıyla bilgi sahibi olduğunu ileri sürdü.

Bu yapıyla ilgisinin olmadığını iddia eden Gönültaş, "Dershanesine gitmedim. Telefon ve bilgisayarımda 'ByLock' bulunmadı. Çocuklarımı FETÖ/PDY ile bağlantılı okullara göndermedim. BankAsya'da hesabım yoktur. Himmet ve kurban gibi parasal yardımda bulunmadım." dedi.

Hep küçük birliklerde görev yaptığını belirten Gönültaş, şöyle devam etti:

"FETÖ'cü olsaydım kritik yerlerde görev yapardım. 15 Temmuz günü kışla dışına çıkan hiçbir askerim yoktur. Olayların meydana geldiği an tek düşüncem askerimi kontrol etmektir. Kışla içinde emniyet tedbirlerini almakla meşguldük. FETÖ'cü olsaydım darbecilerin WhatsApp grubunda olmam gerekirdi. Bana yapılan işlemler sırasında mühimmatın eksik olduğunu söylediler. Her gün terör olaylarının yaşandığı ülkede tedbirlerin alınması gerekirdi. Eksik olan mermilerin gündüz vakti alınması gerektiği için kızdım ve acele etmelerini istedim. Akşam saatlerinde mermilerin şarjörlere basıldığını iddianameden öğrendim."

- "Masum bir gezinin suç olarak gösterilmesi ağrıma gitti"

Gönültaş, kent genelindeki kritik ve hassas noktalara keşif yaptığı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyledi.

Hafta sonu yorgunluğunu atmak üzere daha önce de yaptığı gibi şoförüyle gezdiğini ileri süren Gönültaş, şunları ifade etti:

"Sadece tanımak için yapılan masum ve sıradan bir gezidir. Bu faaliyetlerimde kriminal bir suç işlemedim. Ekşisu kavşağından başladığımız geziye terminal ve belediye binasıyla devam ettik. Üniversite kavşağına geldiğimizde ise eski başsavcının daha önce bana söylediği cezaevinde yapılan güzel işleri aklıma geldi ve 'cezaevini de görelim.' dedim ancak cezaevine giderken yolda kaybolduk, daha sonra güçlükle bulduk ve araçtan inmeden baktık. Tamamen tanıtım amaçlı, böylesine basit ve masum bir gezinin suç olarak gösterilmesi benim çok ağrıma gitmiştir."

Gönültaş, Tunceli'de 15 Temmuz'da meydana gelen terör olayları nedeniyle personeli birliğe çağırdığını belirterek, "Son dönemlerde acemi askerlere yönelik tehdit geldiği için tedbirler aldırdık. Alınan istihbarat üzerine ve konunun ciddiyetine binaen rütbeli personelin kışla emniyetini almalarını istedim. O gün yaşanan olaylar emniyet tedbirlerin alınmasını zorunlu kılmıştır. Darbe emrini destekleyici hiçbir ifade ve girişimde bulunmadım. Sabah saatlerinde durum normale döndüğünde silahları depoya koydurdum." diye konuştu.

Eski tabur komutanı Gökbulut da askerlik görevi süresince hiç kimseden yasadışı emir ve talimat almadığını, vatanına, milletine ve silah arkadaşlarına ihanet etmediğini söyledi.

Darbe teşebbüsünün olduğu gün izne ayrılmasına rağmen Gönültaş tarafından göreve çağrıldığını anlatan Gökbulut, "İsnat edilen 'terör örgütü üyeliği' suçunu kabul etmiyorum. Ben terör tehdidi sebebiyle ülke savunması için görevimin başına gittim." ifadesini kullandı.

Mahkeme heyeti, dün sabah başlayan duruşmayı, diğer sanıkların savunmalarının alınması için bugüne erteledi.