Ahmet Hakan saldırı anını ilk kez anlattı

Nişantaşı'ndaki evinin önünde 4 kişi tarafından darp edilen Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, uğradığı saldırıyı anlattı.

ABONE OL
GİRİŞ 18.10.2015 09:00 GÜNCELLEME 18.10.2015 09:35 Gazeteler
Ahmet Hakan saldırı anını ilk kez anlattı

Ahmet Hakan, CNN Türk'teki programının bitirip evine geldiği andan başlayarak detaylarıyla yaşadığı saldırıyı şöyle anlattı...

Üç buçuk saatlik programdan çıkmışım.

Nasıl yorgunum.

Üzerimden iki TIR geçmiş gibi.

Atladım arabanın arkasına.

Önde şoför ve gazetenin tahsis ettiği özel güvenlikten bir koruma.

Eve ulaşmayı iple çekiyorum.

Tam evin önüne geldik.

Kapıyı açtım.

Huzur ve güven içinde, yüzümde eve ulaşmanın keyfiyle oluşmuş inceden bir gülümsemeyle arabadan indim.

Bizim arabanın hemen arkasında, dümenden kaza yapmış gibi yapan bir araç ve içinden fırlayan dört adet zebella gibi adam...

Zebellalardan biri bizim korumayı etkisiz hale getirdi, diğer üçü neye uğradığımı bilemeden üzerime çullandı.

Hepsi üç saniye içinde olup bitmişti.

Tam o anda içimden sadece şu cümle geçiyordu:

“Bunlar benim façayı bozacaklar, eyvah!"

Vurdular. Vurdular.

Yere yığıldım.

Vurmaya devam ettiler.

Yerlerde süründüm, gözümdeki gözlük fırladı, burnumdan kanlar akmaya başladı.

Baktım: Beyaz gömleğim kan içinde.

Sonra gözüm bizim Terzi Namık’a yeni yaptırdığım takım elbisenin pantolonundaki yırtığa takıldı.

İçimden “Namık bunu onarabilir mi acaba” diye geçirdim. Yemin ederim geçirdim.

Sonra can havliyle ve biraz da Don Corleone’nin vurulma sahnesinde olduğu gibi çok artistik ve çok havalı bir şekilde kendimi karşı kaldırıma attım.

Zebellalar peşimden geldiler.

Beni yakalayıp park etmiş araçların üzerine fırlattılar. Çarpmanın etkisiyle kaburga kemiklerimin kırıldığını hissettim.

Tam bu sırada karşı sıradaki apartmanların birinde nur yüzlü bir kapıcı belirdi.

“Bir ilahi yardım geldi” hissiyle kapıcıya doğru yöneldim.

Ya da şöyle söyleyeyim: Gayet ulvi bir kaçış gerçekleştirdim.

“Aç kapıyı” dedim kapıcıya.

Açtı.

Sonra da hemen kapattı.

Zebellalar dışarıda, ben apartmanın içindeydim.

Bağrış çağrış bir süre daha devam etti.

Sokak ayağa kalktı.

Zebellalar kaçtı.

Ben de apartmandan çıktım.

Polisler, hastaneler, telefonlar, aciller, ifadeler falan...

Ameliyatlar, pansumanlar, ilaçlar falan...