Almanlar 2 milyon Çingene'yi nasıl öldürdü?
Almanların ırkçılığı sadece Nazi dönemiyle sınırlı değildi.
ABONE OLHaber7.com yazarı Serkan Üstüner, Zaman gazetesi için kaleme aldığı yazıda Almanların nasıl 2 milyon Çingene'yi katlettiğini ve Avrupa'nın ırkçı zihniyetini yazdı.
KÖKTEN KÖLECİ VE KATLİAMCI ZİHNİYET
Bu hafta içerisinde Alman Meclisi’nde kabul edilen ‘Sözde Ermeni Soykırımı’ muhakkak ki yok hükmündedir. Herhangi bir Meclis kararının bir diğer ülkeyi etkilemesi uluslararası hukuk kurallarına göre bir yaptırım taşımamaktadır.
Almanya’nın bu kararı alması hiç şüphe yok ki kendi tarihini bilmediğinden kaynaklanmıyor. Sadece okuma yazması olan bir Alman da Avrupa’nın kökten köleci zihniyetini ve katliamlarla tarihini çok iyi bilmektedir.
ALMAN FİKRİ ALT YAPISI NASIL OLUŞTU?
Bu yüzden de asıl üzerinde durulması gereken nokta: Almanya’nın fikri alt yapısının nasıl ve ne şekilde oluştuğu ve sonrasında o sosyolojiden Hitler’in nasıl doğduğudur.
Türklerin 3 bin yıl öncesine varan tarihlerinde hiçbir katliam gösteremezsiniz, şurada 300 yıllık Avrupa tarihinde Ruanda’dan, Cezayir’e, Orta Afrika Cumhuriyeti’nden, Nambiya’ya, Kırım’dan Türkistan’a birçok örneği gözler önüne serebiliriz.
Bu yüzden 18. Ve 19. Avrupa’sının fikri ve içtimai yapısı bize Avrupa hakkında gerekli malumatı verecektir.
Avrupa için Aydınlanma Çağı tekamül sürecinin başladığı ve her alanda ilerlemenin başlangıcı sayılan bir dönemdir.
Bu çağı başlatan düşünür olarak anılan kişi John Lock’tur. Lock’a göre insan, doğası gereği tümüyle özgür, eşit ve bağımsız olduğu için “Hiç kimse bu özelliklere son veremez ve kendi onayı olmadan bir başkasının siyasal iktidarına tabii kılınamaz”
Locke bu sözleri söylerken yerlileri sürekli aşağılamış, özgürlüğe layık bulmamıştır. Özgürlükçü (!) Locke’a göre köleleştirmeyi hak etmek için ancak adil bir savaşta ele geçirmek gerekirdi.
Hangi adil savaş kime ve neye göre?
Düşünün bu şahıs ne işle iştigal ediyordu derseniz?
Geçimi için köle ticaretine yatırım yapmıştı. Kazancının büyük kısmını ise tefecilikten sağlıyordu. Bu aydınlanamamış şahıs Yoksul ailelerinin çocuklarının 12 yaşına gelmelerini de kamu için bir kayıp görüyordu.
Locke “ Zenci insan değildir”
Dönemin İngiltere’sinde Locke işte böyle bir fikri savunup kitleleri etkiledi.
Voltaire’de Fransa’ya taşıdığı Aydınlanmada (!) zencileri maymunlarla istiridyelerin üstüne yerleştirmişti.
Ünlü siyaset felsefecisi Montesquieu’yu atlarsak Fransa’nın ırkçılığına leke sürmüş oluruz!
Bakın o da zenciler için nasıl sözler sarf etmiş “ En bilge varlık olan Tanrı’nın bir ruhu, özellikle de iyi bir ruhu kapkara bir bedene yerleştirmiş olabileceği düşüncesini kimse kabul etmez”
İskoç tarihçi ve iktisatçı David Hume “ Siyah insanın aklı orangutanınki aklı kadardır”
ALMAN IRKÇILIĞININ FİKİR BABALARI
Gelelim Almanlara!
Almanlar geç aydınlanmış olsalar da ırkçılık basamaklarını çok hızlı tırmanmışlardır. Alman coğrafyasında henüz köle düzeni oluşmamıştı. Alman zenginler Alman köylülerini köle olarak kullanmaktaydı. Buna karşılık iktisadi hayatta üst düzey Yahudi etkinliği vardı. Gelelim Alman düşünürlere Immanuel Kant Alman idealizmin kurucusudur. Ardından gelen Schelling ve Hegel, bu üç şahıs için Alman ırkçılığının fikir babaları olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Kant “ Birinin baştan aşağı kara olduğu gerçeğinin onun aptal olması için açık bir kanıt olduğunu gösterir”
İnsanlardaki farkı deri rengine göre ayarlamaya çalıştı ve dörde ayırdı “ Beyazlar, siyahlar Hintliler ve Lamuklar”
HEGEL IRKÇILIĞIN TOHUMLARINI ATIYOR
Bir diğeri Hegel o da köleliğin olmazsa olmaz bir durum olduğunu ve Avrupalının Afrikalı üzerinde bir efendi olarak dünyaya geldiğini söyler.
Afrika ve Afrika hakkında tezler üreten ve buralara Avrupa kültürünün yayılması gerektiği fikrini savunan Hegel ömründe bir kez bile Afrika’ya gitmemiştir.
Schelling de köle ticaretini aklarken ırkın ne kadar önemli bir şey olduğunu anlatmaya çalıştı.
NIETZSCHE'SİZ OLMAZ
Nietzsche’den söz etmeliyiz ki, onsuz ırkçılığı tanımlamak eksik kalacaktır.
Nietzsche’ye göre halk ahmaklar sürüsüdür. Yeryüzüne yönetici bir ırk gereklidir; milyonlarca salağı insan etmeyi gerekli görmeyen ve bunu saçma bulan bu ünlü düşünür! Bunların her şeyden mahrum bırakıp insanüstü’lere hizmet etmesi gerektiğine inanıyor.
HİMMLER ADLI FAŞİST
Nietzsche’nin fikirlerinden en fazla etkilenen kişi Hitler’in mesai arkadaşı Himmler’dir. Himmler ırkçı düşünceye son kavramsal katkıyı yapan ve 20. Yüzyılın ilk gettolarını kuran kişidir. SS örgütünün de başıdır. Yahudi karşıtı politikaların uygulayıcısıdır. Yahudiler üzerinde tıbbi deney yapılması emrini de o vermişti.
İşte Hitler’de böyle bir düşünce dünyasının içinde geldi.
Şimdi dünyada daha önce yaşanmamış bir örnekle konumuza devam edelim:
Almanya’da 1935 yılında bir olay patlak verdi. Serelman adlı bir Yahudi bir hekim, acil kan ihtiyacı olan bir hastasına kendi kanını verdi. Hasta bu şekilde hayata tutundu. Ama doktor takdir görmediği gibi linçe uğradı. Yahudi kanının Alman kanını kirlettiğine kanaat getirildi ve 8 bin Yahudi hekimin mesleği elinden alındı.
YA ÖLDÜRÜLEN ÇİNGENELER?
Muhakkak ki Yahudilere uygulanan “Holokost” herkes tarafından bilinen bir gerçeklik. Filmlerinden, kitaplarına onlarca şey anlatıldı peki ya Çingeneler?
Kimse çingenelerden bahsetmiyor. Sefa Yürükel’in Soykırım tarihi / Batı’nın insanlık suçları eserinde “Almanlar ari ırkı yaratmak için 21 milyon insanı yok ettiler”
Topluca kurşuna dizme, fırında yakma, gaz odaları, kısırlaştırma başlıca yöntemlerdi.
Bu katliamların amacı Üstün Irk ve Üst İnsan yaratmak, üstün ırkın düşük ırkla karışmasını önlemek.
1925 YILINDA BAŞLADILAR ÇİNGENELERİ ÖLDÜRMEYE
Çingenelerle uğraşmaya 1925 yılında başladılar. Önce Çingene Sorunu adı verilen bir konferans düzenlendi. Ardından tehlikeli oldukları bir yasa çıkarıldı. Fişlenip kamplara yolladılar. Çingene kimliği çıkardılar. Vatandaşlık hakları geri alındı.
1933 yılında çıkarılan yasayla 12 yaşından başlayarak çingeneler kısırlaştırıldı. Bu esnada birçok çingene hayatını kaybetti.
1936 yılında çingeneleri özel olarak yaptırılan tecrit kamplarına sürdüler. Aynı zamanda Almanya işgal ettiği ülkelerdeki çingeneleri de sürmüş ve sürgün esnasında da birçoğu hayatını kaybetmiştir.
1944'TE TÜM ÇİNGENELER ÖLDÜRÜLDÜ
1938 yılında Himmler imzasıyla tam anlamıyla kurtuluş adı altında deney adı altında Çingeneleri topluca kimyasal ve biyolojik yöntemlerle öldürdüler.
1942 yılında sorgu ve sual olmadan Yahudi ve Çingenelerin ölüm emri verildi. 1 Ağustos 1944’te Çingenelerin Gecesi olarak anılan tarihte hepsi zehirlendi ve ardından fırınlarda yakıldı.
TÜRKİYE ÇİNGENELERİN HAMİLİĞİNİ YAPABİLİR
Almanya yakın tarihte 6 milyon Yahudi’yi ve 2 milyona yakın Çingene’yi öldürmüştür. Yahudiler kendilerine yapılan soykırımı kabul ettirmiş ve Alman devletini hükmetmiştir. Ya peki Çingeneler için bir adım atılmış mıdır?
Dünyada hiçbir ülke hele hele Avrupa gibi tüm tarihi kan ve katliamla olan bir ülke Türkiye’ye ders verme gibi bir durumda değildir. Hazır pandoranın kutusu açılmışken Türkiye katledilen 2 milyona yakın Çingenenin hamiliğini yapıp Almanya’yı tarih önünde bir kez daha hükmedebilir.
Evet, yalanlara karşı hakikat hiçbir zaman susmadı susmayacak.