Cerabluslu kadınlar DAEŞ zulmünü anlattı
MEHMET AKİF PARLAK - Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında Özgür Suriye Ordusu tarafından ilk kurtarılan şehir olan Cerablus'ta kadınlar, terör örgütü DAEŞ'in zulmünden kurtulmanın mutluluğunu yaşıyor.
ABONE OLTürk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Müşterek Özel Görev Kuvveti ve Koalisyon Hava Kuvvetlerince Suriye'nin kuzeyinde terör tehditlerine karşı başlatılan Fırat Kalkanı Harekatı'nın yürütüldüğü ilk merkez olan Cerablus'ta hayat normale dönmeye başladı. ÖSO'nun kontrolü yeniden ele almasının ardından Cerablus'ta özellikle kadınlar ve kız çocukları sokakta özgürce dolaşabilmenin, alışveriş yapmanın hasretini gideriyor.
Her geçen gün artan şehir nüfusuyla beraber sokaklar da hareketleniyor. Sabah ve akşam saatlerinde oldukça hareketli olan sokaklarda kara çarşaf giymiş, yüzünü ve ellerini gizlemiş kadınların yoğunluğu dikkat çekiyor.
Kimi kadınlar çarşıda evin ihtiyacını karşılarken bazıları da çocuklarıyla caddelerde dolaşıyor, yakınlarıyla bir araya gelip sohbet ediyor.
Yaklaşık 2,5 yıl kente hakim olan terör örgütü DAEŞ, vatandaşların özellikle sosyal yaşantısına büyük kısıtlama getirdi. Bu durumdan en çok zarar gören ise kadın ve kız çocukları oldu.
- Hala korkuyorlar
Operasyon başladığı tarihten bu yana Cerablus'ta bulunan AA ekibi, DAEŞ'in kendilerine yaptığı zulmü anlatması için mikrofon uzattığı kadınlar "Konuşamayız ya DAEŞ geri gelirse işte o zaman bütün kadınlara işkence eder." diyerek teklifi reddediyor.
Kocası DAEŞ tarafından esir alınan 37 yaşındaki Cerabluslu bir kadın, yüzünün görünmemesi ve isminin verilmemesi şartıyla yaşadıklarını anlatmayı kabul etti.
İki yıl boyunca yaşadıkları dehşeti ve baskıyı asla unutmayacağını ifade eden Cerabluslu kadın, "Hala korkuyoruz onlardan, çünkü eşlerimizi defalarca hapse koydular. Allah, Özgür Suriye Ordusuna kuvvet versin. Buraya geleceklerini rüyamızda görsek inanmazdık. Elhamdülillah geldiler. Yaşadıklarımız burada anlatılmayacak kadar çok. Eğer geri dönerlerse Cerablus halkının hepsini keserler. Burada idam ettiklerinin kafasını kesip futbol topu gibi oynadılar. Bunlar Müslüman değil, kafirdir."
Kameraya konuşmayı kabul etmeyen 5 çocuk annesi başka bir kadın ise eşinin doktor olduğunu ve DAEŞ mensupları tarafından yaralıları tedavi etmesi için evden zorla götürüldüğünü söyledi.
Bir yıl boyunca çarşı ve pazara gidemediğini anlatan anne, şöyle devam etti:
"Tek başımıza sokakta dolaşamıyorduk ve alışveriş yapamıyorduk. Kocam onların elinde iken ben asla dışarı çıkmadım. 'Ya beni esir alırlarsa' diye korkuyordum. 12 yaşında bir erkek çocuğum var onu gönderiyordum. O gidip gelene kadar başına bir şey gelmesin diye dua ediyordum. Eğer ona da bir şey olsa ben yaşayamazdım. Şu anda bile gece yarısı gelip kocamı zorla götürecekler diye çok korkuyorum. Ben Türkiye'ye çok gidip geliyordum. Orada özgürce her şeyi yapabiliyorduk. DAEŞ gelince bu baskı bize çok zor geldi. Allah, Türkiye ve Özgür Suriye Ordusu'dan razı olsun."
57 yaşındaki bir nine ise çok sevdiği torunun DAEŞ tarafından esir alındığına değinerek, "Yüzümü açarsam DAEŞ'çiler görür. O serbest bırakılana kadar bu çarşafı çıkarmayacağım." dedi.