Gaziantep'in yer altı tarihi turizme kazandırılacak
YETER ERDİNE - Gaziantep'in tarihi altyapısı olarak bilinen ve envanter çalışmaları büyük ölçüde tamamlanan yer altı su tesisleri "kasteller", içme suyu şebekesi "livaslar" ve mağaralar, turizmin hizmetine sunulacak.
ABONE OLGaziantep Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı ve Tarihi Kentler Birliği Genel Sekreteri Sezer Cihan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, artık Türkiye'deki birçok şehirde yer üstündeki yapıların yanı sıra yer altındaki yapıların da ayağa kaldırılması ve kültür turizmine kazandırılması için çalışmalar yapıldığını söyledi.
Bunlardan birini de Gaziantep'te yürüttüklerini kaydeden Cihan, belediye olarak hanlar, hamamlar, camiler, kaleler ve sokakların kültür turizmine kazandırılması adına Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin yönetiminde çok sayıda çalışmayı hayata geçirdiklerini ve şimdi de kentin tarihi altyapı zenginliğini gün yüzüne çıkarmaya gayret ettiklerini belirtti.
Tarihi Kentler Birliği ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) öncülüğünde bir envanter çalışması başlattıklarını dile getiren Cihan, şöyle devam etti:
"Kaç tane mağaramız, livasımız var? Bu livasların uzunluğu nedir? Şehrin hangi bölgesinden hangi bölgesine gidiyor? Hangi amaçla kullanılmış? Bunların şu anda belgelemesini, fotoğraflamasını, ölçümlerini yaptık ve haritalandırdık. Eskiden bir şekilde su yolu, yer altı su şebekesi olarak kullanılmış bu alanlar ile mağaraları günümüzde nasıl kullanabiliriz, nasıl kültür turizmine kazandırabiliriz ve başka şehirlerde olmayan bu zenginliğimizi içeren projelerle ulusal ve uluslararası arenada şehrimizi ve ülkemizi nasıl temsil edebiliriz, bunun gayreti içindeyiz."
Cihan, bazı mağaraları müze, restoran ve kafe yaptıklarını anlatarak, diğerlerini ve kastelleri de konser salonu, galeri, sergi alanı ve turistik tesis şeklinde işlevlendirmeyi planladıklarını aktardı.
Livasların uzunluğunun yer yer kesintisiz bir kilometreyi bulduğunu, toplam uzunluğunun ise 100 kilometreye ulaştığını dile getiren Cihan, bu şebekelerin bazı tarihi Antep evlerinde kiler olarak da kullanılan mağaralara açıldığını kaydetti.
Cihan, "Yerli ve yabancı turist geldiğinde livasın belli bir noktasından girecek, burayı gezecek, mağaraları dolaşacak. Oradaki vermiş olduğumuz fonksiyonla yerine göre kahvesini içecek, yerine göre yemeğini yiyecek ve aynı zamanda da bu mistik, tarihi ortamda inceleme ve geçmişten günümüze ilişkilendirme fırsatı bulacak. Obruk Mağara Grubu ile yürüttüğümüz bu çalışmaları bu amaçla yaptık. Gayet de güzel gidiyor." dedi.
Sezer Cihan, bu çalışmalarla Gaziantep'i rekabetçi şehirler sıralamasında en yukarılara taşıyacaklarını kaydetti.
- ÇEKÜL Bölge Koordinatörü Okutucu
Büyükşehir Belediye Başkanı Kültür Danışmanı ve ÇEKÜL Vakfı Bölge Koordinatörü Zafer Okutucu da livasların geçmişinin 1100'lü yıllara kadar uzandığını ifade ederek, insanların tarihte buralardan kuyularına su aldığını dile getirdi.
Okutucu, Osmanlı şeri kayıtlarına göre Gaziantep'te su kullanım hakkının yasayla belirlendiğini belirterek, livasların, Gaziantep'in savunması sırasında da milislerce kaçış yolu olarak kullanıldığını söyledi.
- Bazı mağaralar bugün iplik atölyesi olarak kullanılıyor
Tarihi Roma dönemine kadar uzanan şehirdeki mağaraların, insan eliyle açılmış yer altı boşlukları olduğunu dile getiren Okutucu, "Buralardan çıkarılan taşlar, yapılarda kullanılmış. Daha sonra bu boş mekanlar, üretim yerleri olarak kullanılmış. İplik, çanak çömlek işleri, besi ağılları olmuş. İplik üretiminde ihtiyaç duyulan serinliği sağladıkları için kullanılmışlar. Daha sonra sanayileşmeyle birlikte buralar boşaltılmış. Şimdiyse hala dar gelirli esnaflarca kullanılıyorlar." diye konuştu.
Okutucu, taş ocağı olarak kullanılan 28 mağaranın tespitini yaptıklarını, 16 kastelden bugüne ulaşan 6 kastelin de belirlendiğini kaydederek, "Kasteller, yerin altında bulunan su yapıları. Halkın ortak kullanabildiği, duş alabildiği, lavabo ihtiyacını giderebildiği, serinliğinden dolayı yaz sıcaklarında dinlenebildiği alanlar. Bazılarının içinde mescitleri var." dedi.
Okutucu, kentteki kastellerin tarihinin Bizans dönemine kadar uzandığını sözlerine ekledi.