'4. şampiyonluk senin yüzünden kaçtı'
Gençlerbirliği Teknik Direktörü Mehmet Özdilek, transferden yabancı oyuncuya, Barış Şimşek'ten futboldaki geçmişine ve Duayen Başkan Süleyman Seba ile yaşadığı anılara kadar bir çok konuda açıklamalarda bulundu.
ABONE OLÖzdilek, Süleyman Seba kendisi için ne ifade eder soruna, "O bizim için çok şey ifade eder" diyerek, onunla yaşadığı bir anısını paylaştı. Mehmet Özdilek, o bana, 'dördüncü şampiyonluk senin yüzünden kaçtı' diye her zaman tatlı bir sitem ederdi'' dedi.
''İMKANLAR EL VERİRSE BİR TANE DAHA TÜRK OYUNCU ALMAK İSTİYORUZ''
Özdilek açıklamalarına şu şekilde devam etti:
"Elimizdeki oyuncuların hepsine güveniyoruz. Bu takımı buralara getiren bu oyuncu gurubu. Devre arasında kalemize, liberoya ve sağ beke deneyimli tecrübeli ve bize katkı sağlayacak oyuncular aldık. Türkiye'nin sorunlarından bir tanesi, yabancı sınırlaması. Bunun sıkıntısını sadece biz değil bütün takımlar yaşıyor. Maalesef bu konudaki belirsizlik zaman zaman sıkıntı yaratıyor. Bizimde elimizde 10 tane yabancı oyuncu var. Maalesef 6 tanesini kullanmak ve sahada bulundurmak zorundayız ve düğer 4 tanesi dışarıda kalacak. Kolay bir süreç değil oyuncular açısından onların moral ve takım içerisindeki performans değerlerini yukarıda tutmak. Oyuncularda makine değil insan. Onların moral değerlerini yukarılarda tutarak 17 haftada tüm yabancı oyunculardan yararlanmaya çalışacağız. Bu sıkıntıların haricinde takımın ön tarafında alternatif anlamda sıkıntılarımız var gibi gözüküyor. Oyuncuların iştahları ve performanslarını maksimum kullanmaları bu zamana kadar bizi pek fazla sıkıntıya sokmadı. Gol dağılımın tüm takıma yayılması bizi mutlu ediyor. Açıkçası uzun lig maratonunda ön tarafta alternatif anlamda bizi rahatlatır diye düşünüyorum. Yabancı sayısının 10 olmasından dolayı, 3-4 tanesinin de dışarıda kalacak olmasından dolayı mevcut kadromuzda eksik gözüküyor. Ama Türkiye'de oyuncuyu bir yerden bir yere de getirmek çok kolay değil. Çok ciddi kontratlar yapılmış birçok kulüpte. Dolayısı ile gelen oyuncunun da takıma katkı sağlaması açısından bizi çok düşündürüyor açıkçası. Her yönüyle takım içerisinde arkadaşlık, takım uyumu ve birliktelik açısından çok iyi bir oyuncu grubum var. İmkanlar el verirse bir tane daha Türk oyuncu bulabilirsek bünyemize katmak istiyoruz'' diye konuştu
''BARIŞ ŞİMŞEK'İN REALİTESİNE BAKTIĞIMIZ ZAMAN BENCE KAZANMAK GEREKİR''
Hafta sonu deplasmanda oynayacakları Akhisar maçının hakemi Barış Şimşek'e değinen Mehmet Özdilek, hakemlerin muhakkak baskı altında olacağını belirterek, "Onlar da zor bir iş yapıyor" dedi.
Özdilek, "Biz ve bir çok insan maçlardan sonra bile doğru kararlar veremezken onlar maçın içerisinde kararlar verip en azından doğru veya yanlış yorumlanabiliyor. Bakıldığında Kasımpaşa-Beşiktaş karşılaşmasından bir hafta önce Bursaspor-Gençlerbirliği karşılaşmasının hakemiydi Barış Şimşek. Bu karşılaşmada ''Müthiş'' bir maç yönetti bize. Performans olarak son zamanlarda seyrettiğim en üst performanslardan biriydi hakem camiası için. Bir hafta sonrada talihsiz bir süreç başına geldi. Ben o günde söyledim, Barış Şimşek'i kaybetmek mi yoksa kazanmak mı! Realitesine baktığımız zaman bence kazanmak. İyi bir hakem, zaman zaman hata olabilir ama oyun içerisinde oyuncular da, bizde, hakemlerde hata yapabiliyor önemli olan geneline bakmak. Genelinde başarılı mı, evet bana göre başarılı bir hakem. Kazanılmalı mı evet kazanılmalı. Onun için hafta sonu oynayacağımız karşılaşmada problem yaratacağına inanmıyorum ve tekrar onu kazanma adına da bizler de yardımcı olmalıyız diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
''YABANCI FUTBOLCU SERBEST OLMALI''
Yabancı futbolcu sınırlamasına karşı olduğunu ifade eden Özdilek, bu konudaki düşüncesini şöyle açıkladı;
"Biz öncelikle şuna karar vermeliyiz. Yabancı sınırlaması olacak mı, yoksa devam edecek mi, öncelikle bunu çözmek lazım. Herkesin kendi penceresinden olay farklı. Büyük takımlar, Şampiyonlar Ligi ve UEFA derken orada haklılar. Ben bu konuda teknik direktörler toplantısında da söyledim, serbest bırakılmalı. Türk oyuncu da burada yabancı oyuncu ile rekabet etmesini bilmeli. Çünkü her gelen yabancı oyuncunun burada oynayacak diye bir kaidesi yok. Geldi yabancı oyuncu oynamalı diye bir mantalite var. Türk oyuncular yetenekli ise oynamalı ve zaten oynatıyoruz. Biz burada bu kısıtlamayı yaparsak zaman içerisinde sıkıntılarını hep birlikte göreceğiz. Ben ''özgürlükten'' yanayım. Kriter getirilecekse getirilsin ama serbest olsun.
Biz bunu tartışmak yerine kaç tane Türk oyuncuyu dışarıya ihraç edebiliriz, bunu tartışmamız lazım. 2002 Dünya kupasındaki Milli takıma bakın, 10-12 si dışarıda oynayan oyuncular. Eğer kulüplerin başarısı Milli takımı destekleyecekse ve Avrupa, Dünya şampiyonalarına gideceksek örnekler var önümüzde. Örneğin Bosna Hersek, Milli takımlarındaki 30 oyuncunun 28 tanesi dışarıda oynuyor. Biz daha çok ihraç edersek oyuncunun mücadele gücü rekabet gücü daha artacaktır diye düşünüyorum. Bakın Türk Milli takım düzeyindeki oyunculara, Arda haricinde dışarıda oynayan oyuncunuz var mı? Yok. O zaman rekabetten korkmayacak Türk oyuncu. Her şeyimizle gurbetçiye yöneldik. Gurbetten yakalayacağımız veya alabileceğimiz Türk oyuncuları Türk futboluna yansıtmaya çalıştık. Bizim ülkemizde alt yapıdan gelen oyuncu var. Tabii ki buda ciddi planlama yapılması gereken bir süreç. Futbolda olmazsa olmazlardan bir tanesi bence yetenek seçimi. Bu çok önemli, futbolcu seçen insanların bunu belirlemesi önemli. Bu işi bilen, bu işin mutfağından gelen ve kendini bu işe adamış insanları biraz daha ehlileştirmek önemli. Siz eğer yetenekli oyuncuyu seçemezseniz yukarı getirme şansınız yok. Oyuncuya bir şeyler verebilirsiniz ama yetenek verme şansınız var mı yok ve bu mümkün değil. Yetenek doğuştan olan bir şeydir ama bunu geliştirebilirsiniz. Futbolda en önemli unsur yetenek. Bunun içinde birinci basamak yetenekli oyuncu seçimini doğru yapmalıyız. Bizim burada da sıkıntımız var ve biz yetenekli oyuncuyu doğru seçemiyoruz. En basiti kendi takımımızdan örnek veriyoruz, 10 tane yabancımız var ama 6 tısını oynatabiliyoruz. Alt yapıda en önemli kulüplerden biridir Gençlerbirliği. Bakıldığında alt yapıdan oynattığımız 6 oyuncu var. Dolayısı ile bunu da ödüllendirmek gerekir. Teşvik etmek lazım. Oynatmayanla oynatan arasında bir fark olması lazım. Fark olmalı belki o zaman kulüpler sağlıklı alt yapıya biraz daha eğilir. B
akıldığında yıllardır hep aynı sorun. Seksenlerde de bu böyleydi, doksanlarda da bu böyle, 2000'lerde de bu böyle, 2014'de de bu böyle. Herkes her şeyi biliyor. Söylemle eylem farklı şeyler. Herkes bildiği kadarı ile bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Ama eylemde ise hiç hareket yok. Hepimiz biliyoruz ülke futbolunun en büyük sorunu alt yapı. Yıllardır konuşuyoruz, peki hareket var mı bununla ilgili plan, proje veya ortaya konulan bir şey var mı? Yok. Hasbelkader oyuncu gelmeye çalışıyor kendi yeteneği ile doğru hocaların eline geldiği sürece aşama kaydedebiliyorlar. Plan program veya proje denen hiçbir şey yok'' diye konuştu.
'4. ŞAMPİYONLUK SENİN YÜZÜNDEN KAÇTI'
Süleyman Seba kendisi için ne ifade eder soruna o bizim için çok şeyler ifade eder diyerek-onunla yaşadığı bir anısını paylaştı. Mehmet Özdilek, o bana dördüncü şampiyonluk senin yüzünden kaçtı diye her zaman tatlı bir sitemi vardı dedi. Özdilek açıklamalarını şu şekilde sürdürdü, ''acil şifalar diliyorum ve ümit ediyorum ki iyi olacaktır. Süleyman abi bizim için hayatta çok önemli şeyler ifade eder. Baba duygusu ve baba şefkati ile başkanlık yapmış ve bunun yanında bir o kadarda ciddi bir yapıya sahip olan saygınlığı çok yüksek olan değerli bir insandır. Kendi babamız gibi gördüğümüz ve ondan çok şeyler öğrendiğimiz çok önemli bir değerdir. Zaman zaman o kızgın görünüşünün içerisinde baba şefkati olan bir insandır. Yüreği iyi bir yürektir. Benim içinde hayatımda olan önemli insanlardan bir tanesidir. Anılarımız genelde başarılarla dolu bir süreç. Ama Başkanla olan anımız dördüncü şampiyonluğu averaj ile kaybetmiştik. Son iki haftada Galatasaray ile çekişiyoruz. İçerideki maçımız Trabzonspor maçı. O haftada kendisi beni çağırıp görüşme yapmıştık. O süreçte bana çok topla oynuyorsun çok topla oynama. O haftada bana Mehmet çok topla oynama basit oynamayı düşün dedi. Tabii ki benim o dönemde kabul etmem mümkün değildi. Bende Başkanım olur mu ben iyi oynuyorum dedim o da bana ben söyleyeyim de kulağına küpe olsun dedi. Trabzonspor ile berabere de kalsak iş bitiyordu. Maçın başında 1-0 öne geçtik sonra 1-1 oldu ve 88 veya 89. dakikada rakip ceza sahasında çalım attım ve topu kaptırdım. O topun dönüşü otuz pas sonra bizim kalede gol oldu ve maçı kaybettik Galatasaray şampiyon oldu. Sonra biz hep bir araya geldiğimizde Başkan bana dördüncü şampiyonluğumuzu sen kaybettirdin derdi. Bende niye başkanım derdim, oda sen topu orada kaybetmesen, kaptırmasan bu iş olmayacak ben sana söylemiştim. Bende ya Başkan tamamda ben rakip 18 de kaptırdım sonrasında 30 pas var. O bana olsun derdi ve böyle bir tatlı anımız var ve bunu da her yerde anlatır. Onunla çalıştığım için çok şanslıyım, değerli bir insan. Ona buradan tekrar acil şifalar diliyorum ve inşallah çok çabuk sağlığına kavuşur tekrar aramıza gelir'' dedi.
''FUTBOL İLE SİYASET İÇ İÇE''
Son olarak "Futbolda siyaset var mı?" sorusuna ikisi iç içe diyen Özdilek, 'İkisini birbirinden uzak tutalım diyoruz ama ne siyaseti futboldan, nede futbolu siyasetten uzak tutma şansımız yok. İç içe girmiş bir durumda. Futbol futbolun konuşulduğu ve dış etkenlerin olmadığı bir spor olmalı. Ama maalesef bunu başaramıyoruz ve sadece bizde değil her yerde bu tür sıkıntılar var. Çok ayırma şansımız yok ama minimize etmek önemli. Bunda ne kadar başarılıyız, buda tartışılır. Dolayısı ile iç içe çok yakın temasta'' ifadesini kullandı.