Başbakan Erdoğan onbinlere hitap etti

Başbakan Erdoğan, resmi temaslarda bulunduğu Tunus'tan Türkiye'ye döndü. Başbakan, kendisini karşılamak üzere havalimanına akın eden onbinlerce kişiyi selamladıktan sonra yaptığı konuşmayı Mehmet Akif'le başlattı Necip Fazıl'la bitirdi.

ABONE OL
GİRİŞ 07.06.2013 01:37 GÜNCELLEME 07.06.2013 18:55 GÜNCEL
Başbakan Erdoğan onbinlere hitap etti

Bizim kavga ile işimiz olmaz yıkmayı değil yapmayı biliriz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz hiçbir zaman gönüller yıkmanın, gönüller kırmanın tarafında değil, gönüller yapmanın tarafında olduk. Ama dik durduk, dikleşmedik. Bizim kavga ile, çatışma ile işimiz olmaz, bizim vandallıkla, vurup kırmayla, yakıp yıkmakla, kırıp dökmekle işimiz olmaz. Biz yapmayı biliriz ve bugüne kadar da yaparak, üreterek, inşa ederek, Türkiye'yi büyüterek bugünlere geldik" dedi.

Fas, Cezayir ve Tunus'taki temaslarının ardından yurda dönen Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde AK Parti seçim otobüsünden kendisini karşılayanlara seslendi.

Erdoğan, sözlerine "Sevgili İstanbullular, çok değerli yol arkadaşlarım, ekranları başında bizleri izleyen tüm vatandaşlarım, hepinizi hasretle ve muhabbetle selamlıyorum" diyerek başladı.

Saraybosna'yı, Bakü'yü, Beyrut'u, Kahire'yi, Üsküp'ü, Bağdat'ı, Şam'ı, Gazze'yi, Ramallah'ı, Mekke ve Medine'yi selamladı

Bu güzel İstanbul gecesinde muhteşem bir coşkuyu, sarsılmaz bir kararlılığı, bu heyecanı yaşattıkları için katılımcılara teşekkür eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bu gece sadece sizleri değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin her köyünde, her şehrinde nefes alıp veren canları, can kardeşlerimi selamlıyorum. Diz çökmüş, rabbimin huzurunda dua eden annelerimizi, ninelerimi, bacılarımı selamlıyorum. Alın terini ekmeğine katık etmiş çiftçi, köylü, tüm işçi, tüm emekçi kardeşlerimi selamlıyorum. Türkiye kadar büyük, Türkiye kadar vakur, Türkiye kadar ağırbaşlı genç kardeşlerimi selamlıyorum. Şu anda İstanbul'dan, İstanbul'un kardeşi Saraybosna'yı, Bakü'yü, Beyrut'u, Kahire'yi, Üsküp'ü, Bağdat'ı, Şam'ı, Gazze'yi, Ramallah'ı, Mekke ve Medine'yi selamlıyorum. Elbette İstanbul'u tekrar tekrar selamlıyorum, her semti ile her mahallesi ile her sokağı ile İstanbul'u yürekten selamlıyorum."

"Bunların hepsi geçer dediler"

Başbakan Erdoğan, bugün uzaktan, uzak diyarlardaki kardeşlerinden selamlar getirdiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Sizlere Fas'taki kardeşlerimin selamlarını getirdim, sizlere Cezayir'deki kardeşlerimin selamlarını getirdim, sizlere Tunus'taki kardeşlerimin selamlarını getirdim. Değerli kardeşlerim, Allah kardeşliğimizi daim etsin inşallah. Rabbim birliğimizi, dayanışmamızı, muhabbetimizi daim etsin inşallah. Oradaki kardeşlerimiz, oradaki yöneticilerimiz hep şunu söylediler; 'Bunların hepsi geçer' dediler. 'Çünkü biz size inanıyoruz' dediler."

Faiz lobisine rağmen buralara geldik

Yunus Emre'nin "Ben gelmedim kavga için, benim işim sevgi için, dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim" sözünü anımsatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biz hiçbir zaman gönüller yıkmanın, gönüller kırmanın tarafında değil, gönüller yapmanın tarafında olduk. Ama dik durduk, dikleşmedik. Bizim kavga ile çatışma ile işimiz olmaz, bizim vandallıkla, vurup kırmayla, yakıp yıkmakla, kırıp dökmekle işimiz olmaz. Kardeşlerim, biz yapmayı biliriz ve bugüne kadar da yaparak, üreterek, inşa ederek, Türkiye'yi büyüterek bugünlere geldik. Şimdi altını çiziyorum; faiz lobisine rağmen buralara geldik. Bu faiz lobisi şu anda borsada spekülasyonlara girmek suretiyle bizi tehdit edeceğini zannediyor. Şunu bir defa çok iyi bilmeleri lazım; bu milletin alın terini onlara yedirtmeyeceğiz. Bir bankanın genel müdürü çıkıp da bu vandalizmi organize edenlerin yanında olduğunu söylüyorsa bunlar karşısında bizi bulacaklardır."

"Artık dünya Türkiye'yi konuşuyor"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugünlere Türkiye ekonomisini büyüterek geldiklerini vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Bizim karşımıza geldikleri zaman 'Sizin zamanınızda 5 kat daha zengin olduk' diyenler, işte bugünlerde bizle uğraşmaya başladılar. Biz buralara insanımızı yücelterek geldik. Artık dünya Türkiye'yi, Türk insanını konuşuyor. Böyle bir dönemde nereden çıktı bu işler? Biz bugünlere 'ya sabır' diyerek, 'sabreden zafere ulaşır' diyerek geldik. Herkes şunu bilsin, biz Türkiye'yi kardeşlik üzerine inşa ederek, kardeşlikle büyüterek, kardeşliği yücelterek bugünlere geldik. 76 milyonun hiçbir ferdini ayırt etmedik. Birileri diyor ki, 'Başbakan yüzde 50'nin başbakanı olduğunu söylüyor'. Elinize, dilinize dursun. Biz bugüne kadar 76 milyonun hizmetkarı olduğumuzu söyledik. Türkiye'nin en batısından en doğusuna kadar ayırt etmeden hizmet götürdük."

Kimsenin etnik kökeni, kimsenin inancı, kimsenin mezhebi, ideolojisi, düşüncesi bizim nezdimizde ötelenmiş değildir

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "AK Parti iktidarının başarısı gerginlik, çatışma, kutuplaşma asla değildir. Ancak şunu bilmeleri lazım, biz 'Asım'ın nesliyiz" dedi.

Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi önünde kendisini bekleyenlere hitaben yaptığı konuşmada, 76 milyona ayırt etmeden hizmet götürdüklerini aktardı. Hakkari ve Şırnak'taki havaalanlarını örnek gösteren Erdoğan, iktidara geldiklerinde ülkede 26 havaalanı bulunduğunu, bugün ise bu rakamın 50'ye ulaştığını ifade etti.

"Bizim karşımıza dikilenler, bu hizmetler için değil, bu hizmeti kimler yapıyor, onun için dikildiler" diyen Erdoğan, "Kim yapıyor? 'AK Parti yapıyor. AK Parti iktidarı yapıyor. Öyleyse biz bir yerden bir şeyler yapıp, sandıkta başaramadığımızı sandık dışı yollarla yapacağız' dediler. Kimsenin etnik kökeni, kimsenin inancı, kimsenin mezhebi, ideolojisi, düşüncesi bizim nezdimizde ötelenmiş değildir. Çünkü biz, bu milletin -dikkat edin 50 milyonun demiyorum veya yüzde 50'nin demiyorum, 76 milyonun efendisi değil, hizmetkarıyız.

Ancak şunu bilmeleri lazım biz Asım'ın nesliyiz

Biz birlikte Türkiye'yiz. Biz biriz, beraberiz, kardeşiz. Türkiye'de yaşanan hadiseleri, bütün tarafsızlığımızla - bizim anlayışımız bu- okuruz, analiz ederiz, değerlendiririz, ondan sonra da adımımızı atarız. AK Parti iktidarının başarısı gerginlik, çatışma kutuplaşma asla değildir. Ancak şunu bilmeleri lazım biz Asım'ın nesliyiz" ifadelerini kullandı.

"Asım'ın nesli nedir? Birilerinin işine gelmeyebilir. Ne diyor Akif?" diye soran Erdoğan, İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy'un "Zulmü alkışlayamam/Zalimi asla sevemem/Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem/Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım/Boğamazsam hiç olmazsa yanımdan kovarım... Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?/Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum/Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim/Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim/Adam aldırma da geç git! , diyemem aldırırım/Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım/Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu" şeklindeki şiirini okudu.

Emaneti veren de alacak olan da sadece millettir.

Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Biz nasıl demokrasiye, seçime, milli iradeye saygılıysak, herkesten ama herkesten çok haklı olarak bize de saygılı olmalarını istiyoruz. Biz, yola çıkarken bir şey söyledik, 'Hedef, ileri demokrasi' dedik. Bunu başaracağız. Kardeşlerim; emaneti veren millettir. Emaneti alacak olan da sadece millettir. Millet dışında hiç kimse bu emanete el uzatamaz. Sandık dışında hiç kimse bu emanete kast edemez. 10.5 yıl geçti. 10.5 yıl boyunca bu emaneti kutsal bildik, canımız gibi koruduk bundan sonra da canımız gibi korumaya devam edeceğiz."

Kimsenin yakıp yıkmasına göz yummayız

Başbakan Erdoğan, Taksim Gezi Parkı olaylarına ise şu sözlerle değindi:

"Hiç kimsenin, ama hiç kimsenin bu ülkede hukuksuzluk yapmasına, demokrasiye kast etmesine, vandallıkla yakıp yıkmasına, şehirlere, kamu mallarına, insanımıza zarar vermesine göz yumamayız. Şimdi, Gezi Parkı'nda sayısı 15'e bile varmayan ağaç için yapıldığı söylenen gösteriler bugün arkasında 3 kayıp bıraktı. 2 gencimiz hayatını kaybetti, bir başkomiserimiz şehit oldu. Şimdi ben buradan bir şey söyüyorum. Kardeşlerim; bu gençlerin ölümü ne kadar önemliyse benim polisimin ölümü, şehadeti de en az onlar kadar önemlidir. Bu polis kimin polisi, neyin görevini yapıyor? Bu ülkede can güvenliğimizi sağlamak için görev yapıyor. Yeri geliyor teröristin karşısına dikiliyor, yeri geliyor anarşistin, vandalizmin karşısına dikiliyor. Birilerinin işine tabii ki bu gelmeyecek. Ne diyorlar; 'Polisi çekin'. Ne olacak?

Burası yol geçen hanı değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir

Burası yol geçen hanı değil, bu ülke Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Kamu kurumlarına, kamu araçlarına, sivil vatandaşlarımızın araçlarına varıncaya kadar, insana varıncaya kadar herkese saldıranlara karşı polisimiz görevini yapmıştır. Yeri gelmiş, aşırı güç kullanmış olabilir. Onlarla ilgili talimatımızı verdiğimizi söylemiştim. Başbakan vekilim de bunu söyledi. Konuyla ilgili İçişleri Bakanım gereğini yapıyor. Takipçisidir. Fakat kimsenin bunlar üzerinden bize saldırmaya da hakkı yoktur. Kardeşlerim, başkomiserimizin daha doğmamış bebeği anne karnında yetim bırakıldı. Çoğu polis, bine yakın vatandaşımız yaralandı. Şehirler yağmalandı, dükkanlar yağmalandı, esnafa zarar verildi. Bunlar Türk bayrağını yakacak kadar azgınlaştılar ve utanmadan, sıkılmadan Türk bayrağını gezdirenler bunlara ne yazık ki oyuncak oldu."

Nefretin, ayrımcılığın, hukuksuzluğun, kışkırtmanın alasını yaptılar

Erdoğan'ın bu sözleri "Yol ver gidelim, Taksim'i ezelim" sloganıyla kesildi. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Sokaklarda kağıt toplayarak hayatını idame ettirmeye çalışan gencimiz, ona da kast ettiler. Kardeşlerim; gazeteciyim diyerek, sanatçıyım diyerek, siyasetçiyim diyerek son derece sorumsuz bir şekilde nefretin, ayrımcılığın, hukuksuzluğun, kışkırtmanın alasını yaptılar. Demokratik gösteri hüviyetini kaybeden, artık vandallığa, artık tam anlamıyla hukuksuzluğa dönüşen bu eylemler derhal son bulmalıdır. Samimi hissiyatlarla çıkıp, terör örgütlerinin aracı olan vatandaşlarımız, asıl oyunu görüp bu hukuksuzluktan uzak durmalıdır. Benim masum vatandaşlarım bu kirli oyundan, bu siyaset mühendisliğinden, demokrasiye yönelik bu hukuksuz gösterilerden kendilerini ayırmalıdır. Her ne yapacaksak demokrasi içinde yapacağız, her ne yaparsak hukukla yapacağız. Bunun dışındaki her yolu, 76 milyon hep birlikte gayri meşru görecek, 76 milyon hep birlikte bunun karşısına dikileceğiz."

"Türkiye'nin yükselişini Allah'tan başka hiçbir güç engelleyemez"

Kendisini desteklemek için Atatürk Havalimanı'na gelenlere seslenen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Sevgili kardeşlerim, siz 10 gün boyunca, vakardan, ağırbaşlılıktan, aklıselimden taviz vermediniz. Şimdi buradan evlerimize dağılacağız; vakardan, ağırbaşlılıktan, aklıselim ve sağduyudan asla taviz vermeyeceğiz. Sizin elinizde tencere tava yok değil mi? İşte bu çok önemli. Siz sokaklarda tencere tavayla dolaşanlardan değil, bu gençlik, elinde bilgisayarıyla dolaşanlardan bir gençlik olacak. Büyük Türkiye'nin büyük gençleri olarak, büyük Türkiye ülkesi için mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz. Gençler, kardeşlerim, siz, mazlumların umudusunuz. Siz, Ortadoğu'nun, Balkanların, Afrika'nın örnek gençlerisiniz. Siz büyük düşüneceksiniz. Siz büyük adımlar atacak, büyük hedeflere koşacaksınız. Siz oyuna gelmeyecek, aldanmayacak, aldatmayacaksınız. Gençler, her birinize teşekkür ediyorum. Sizlerin şahsında Türkiye'nin bütün gençliğini kucaklıyorum. Anadolu'daki, Trakya'daki Türk kardeşlerimi, yeryüzündeki tüm dost ve kardeşlerimi gönülden selamlıyorum. Sevgili İstanbullular, emin olun Türkiye'nin yükselişini Allah'tan başka hiçbir güç engelleyemez. Şehit başkomiserimizi, hayatını kaybeden 2 gencimizi rahmetle yad ediyor, yakınlarına başsağlığı diliyorum."

Başbakan Erdoğan, konuşmasını, Necip Fazıl Kısakürek'in "Mehmedim sevinin başlar yüksekte/Ölsek de sevinin eve dönsek de/Sanma bu tekerlek kalır tümsekte/Yarın elbet elbet bizimdir/Gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir" şeklindeki dizeleriyle tamamladı.

KAYNAK : AA