Kürtçe'nin önündeki engeller bir bir kaldırılıyor

Kürtçe konuşmanın, eğitim almanın, savunma yapmanın yakın zamana kadar yasak olduğu Türkiye'de yapılan yasal düzenlemelerle bu sorunlar büyük ölçüde aşıldı.

ABONE OL
GİRİŞ 21.02.2014 14:07 GÜNCELLEME 21.02.2014 14:07 GÜNCEL
Kürtçe'nin önündeki engeller bir bir kaldırılıyor

AK Parti hükümetinin parti programına aldığı demokratikleşme ile insan hak ve özgürlüklerinin genişletilmesi kapsamında farklı dil ve lehçelerde de yayın ile Kürtçe özel kursların açılmasıyla başlayan süreç, 12 yılda Kürtçe'de yaşanan gelişmelerin başlangıcı oldu.

12 yıl boyunca anadilde kurs, yayın, savunma hakkı gibi eğitim, sosyal ve kültürel alanda atılan adımlarla Kürtçe'nin özgürce konuşulması ve hayatın her alanında kullanılması yönünde imkan sağlandı. 21 Şubat Dünya Anadil Günü, yasal düzenlemeler sonrası artık Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde başka bir heyecanla kutlanıyor.

Bu alanda ilk olarak, 2002 yılında çıkarılan 3. AB Uyum Paketi'nde, resmi dil olan Türkçe'nin yanında vatandaşların günlük hayatlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerde de yayın yapılabilmesi mümkün hale getirildi.

Aynı yıl içerisinde farklı dil ve lehçelerin öğrenilebilmesi için özel kursların açılabilmesine de imkan tanındı. Türkiye'de devrim niteliğinde ikinci adım 2004 tarihinde atıldı. TRT 3'te yarım saatlik farklı dil ve lehçelerde yayın yapılmasına olanak sağlandı. 2008 yılında ise bu gelişme yasal güvenceye bağlanarak özel radyo ve televizyonlar ile TRT'de bu alana ilişkin tüm engeller kaldırıldı. Bu çerçevede TRT 6 tam zamanlı Kürtçe yayın yapmaya başladı. 2009 yılında ise özel radyo ve televizyonların da kesintisiz biçimde bu dillerde yayın yapabilmesi mümkün hale getirildi.

- "Türkiye'de 'Yaşayan Diller Enstitüsü' kuruldu"

2003 yılında Nüfus Kanunu'nun ilgili maddesi değiştirilerek vatandaşların çocuklarına diledikleri ismi koyabilmelerinin önü açıldı. 2009 yılında yapılan tüzük değişikliğiyle cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin yakınlarıyla anadillerinde görüşebilmeleri mümkün hale getirildi. Mevzuatta değişikliğe gidilerek, sanığa savunmasını, kendisini daha iyi ifade edebileceğini beyan ettiği başka bir dilde yapabilme imkanı sağlandı. Üniversitelerde farklı dil ve lehçelerle ilgili akademik araştırmalar yapılabilmesi, enstitü kurulması ve seçmeli ders konulabilmesinin önü açıldı. İlk olarak, 2009 yılında, Mardin Artuklu Üniversitesi bünyesinde Kürt Dili ve Kültürü Anabilim Dalı, Arap Dili ve Kültürü Anabilim Dalı, Süryani Dili ve Kültürü Anabilim Dalı, Kürt Dili ve Kültürü Yüksek Lisans Programı ve Süryani Dili ve Kültürü Yüksek Lisans Programından oluşan "Türkiye'de Yaşayan Diller Enstitüsü" kuruldu. Aynı üniversitenin Edebiyat Fakültesi bünyesinde Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü açıldı.

Bingöl Üniversitesi bünyesinde, Kürt Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı ve Kürt Dili ve Edebiyatı Tezli/Tezsiz Yüksek Lisans Programından oluşan "Yaşayan Diller Enstitüsü" kuruldu. Üniversitenin Fen Edebiyat Fakültesi'ne bağlı olarak da Kürt Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı açıldı. Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde Kürt Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Fen Edebiyat Fakültesi bünyesinde ise Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü, Tunceli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi bünyesinde Doğu Dilleri ve Edebiyatı Bölümü, Zaza Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Kurmanci Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı ve Arap Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı açıldı. Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde ise Kürt Dili ve Kültürü Anabilim Dalı kuruldu.

- Siyasi propagandanın önündeki engeller kaldırıldı

2010 yılında siyasi partiler hukukunun alanı genişletilerek siyasi propaganda hakkınınönündeki yasal engeller kaldırıldı.

Ayrıca, TBMM'nin 24. dönem üyelerini tanıtmak için hazırlanan katalogda diğer dillerin yanında ilk kez milletvekillerinin "Kürtçe" bilgilerine yer verildi. İhtiyaç duyulan yerlerde, Türkçe bilmeyen vatandaşların kamu hizmetlerinden eksiksiz yararlanmaları için idari birimler tarafından Kürtçe tercüman istihdamına başlandı.

Diyarbakır Valiliği tarafından açılan çağrı merkezinde Türkçe bilmeyen vatandaşlarla iletişim kurulabilmesi için Kürtçe ve Zazaca bilen personel görevlendirildi. Yönetmelik değişikliğiyle ilkokullarda öğrenci andı okunması uygulamasına son verildi. Yerleşim birimlerine eski adlarının yeniden verilmesinin önü açılarak, bazı yerleşim yerlerinin isimlerinde değişikliğe gidildi. Siirt'in Aydınlar ilçesinin ismi "Tillo" olarak değiştirildi.

Kültür Bakanlığı tarafından "Mem-u Zin" gibi Kürt dili ve edebiyatının önemli bazı eserlerinin yayımına başlandı. Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğünce çeşitli illerde Kürtçe tiyatro oyunları sahnelendi. TRT, "TRT XEBER" isminde Kürtçe bir haber sitesini hayata geçirdi. TRT ve Diyarbakır Valiliği'nin ortak çalışmasıyla Kürtçe türkülerden oluşan bir albüm hazırlandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Destekleme Kurulu'nca ilk kez yoğun Kürtçe diyalogların geçtiği, "İki Dil Bir Bavul" isimli filme maddi destek sağlandı. Kürtçe yayın yapan TRT 6, dini gecelerde Kürtçe mevlit programı yayımladı.Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran kanun kapsamında yeniden düzenlenen ve pek çok yeniliği içeren 4 4 4 eğitim sisteminde öğrenciler Talim Terbiye Kurulu'nca gönderilen müfredat doğrultusunda eğitim öğretim yılı boyunca haftada 2 saat tercih ettikleri dersi alma imkanı buldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı Demokratikleşme Paketi'nde yer alan yasal değişiklikle özel okullarda, farklı dil ve lehçelerde eğitimin önü açılırken, "x, q, w" gibi harflerin kullanımına ilişkin yasağın kaldırılması kararı alındı.

- AA Kürtçe yayına başladı

Kuruluşunun 100. yılında 11 dilde yayın yapmayı planlayan Anadolu Ajansı (AA), 1 Eylül 2013 tarihinde yayın dilleri arasına Kürtçe'yi de kattı.

AA'nın Kürtçe'nin Kurmanci ve Soranice lehçelerinde yayına başlaması, bölgedeki sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlarca olumlu bir adım olarak değerlendirildi. Dünyanın en etkili 5 ajansından biri olma hedefleri doğrultusunda yayın dilleri arasına Kürtçe'yi de katan Anadolu Ajansı, yayın dili sayısını böylece 6'ya çıkardı.

Dicle Üniversitesi (DÜ) Genel Sekreteri Prof. Dr. Sabri Eyigün, anadilin aynı zamanda çok dillilik anlamına geldiğini, bu kapsamda Dünya Anadil Günü'nün Türkiye için önemli olduğunu belirtti.

Türkiye'nin Osmanlı İmparatorluğunun sadece kültürel değil maddi ve sosyal mirasını da devraldığını ifade eden Eyigün, dilin bir insan hakkı olduğunu söyledi.

Türkiye'de geçmişte ana dillerin yeterince korunmadığını kaydeden Eyigün, Cumhurbaşkanı Turgut Özal döneminde başlayan ancak yarım kalan gelişmelerin AK Parti döneminde büyük ilerleme kaydettiğini anlattı.

- "Kürtçe ideolojik talep olarak algılanıyordu"

Hayatın birçok aşamasında Kürtçe'nin ve diğer dillerin kullanımının artık söz konusu olduğunu anlatan Eyigün, şöyle dedi:

"Özellikle çözüm süreci buna destek verdi. Çözüm sürecine kadar Kürtçe Türkiye'nin bir bölümünde politik ve ideolojik olarak gündeme geldiği için ana dil ve hak olarak değil bir ideolojik talep olarak algılanıyordu. Batı kamuoyu Kürtçe'ye tepki gösteriyordu. Çözüm süreciyle insanların Kürtçe'ye ve Kürtlere bakış açısı değişti. Batıda yaşayan Kürtler Kürtçe konuşmaya çekinirken artık insanlar öz güvenle bunu dile getiriyor. Kürtlerin aidiyet duyguları da gelişti. Kendilerini öz vatanlarında hissetmeleri açısından dilin kullanımı önemli. Milli eğitim ve üniversitelerin de Kürtçe'ye sahip çıkmasıyla Kürtçe esasen en büyük gelişmeyi katetmiş sayılıyor."

Üniversitede Kürtçe kursun yanı sıra bazı fakültelerde Kürtçe'nin seçmeli ders olarak okutulduğunu anlatan Eyigün, "Kürtçe tezsiz yüksek lisans programı açtık. Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümünü kurduk. Tezli yüksek lisans ve doktora için YÖK'e başvuruda bulunduk. AA'nın Kürtçe yayına başlamasıyla ihtiyaç haline geldiğinden İletişim Fakültesinde Kürtçe eğitime özel önem vereceğiz" dedi.

Eyigün, anadilin bireyin kendi öz varlığının bir parçası olduğunu vurgulayarak, "Bu durum kişiyi bulunduğu toplumdan uzaklaştırır. Kürtçe'nin serbest olması çözüm sürecinin bu bölgede bu ölçüde kabul görmesini de sağladı. İnsanların devletle bütünleşmesi bu sayede daha kolay olacak" diye konuştu.

- Zazaca yok olma tehlikesi altında

Bingöl Üniversitesi Zaza Dili ve Edebiyatı Lisans Bölümü Öğretim Görevlisi Murat Varol, UNESCO'nun yayımladığı dil raporlarına göre, Zazaca'nın yok olma tehlikesi altında olan dillerden biri olduğunu, bu nedenle Dünya Anadil Günü'nün önemli olduğunu belirtti.

"Milyonlarca insanın anadili olan Zazaca'nın böyle bir tehlikeye maruz kalması, herkesi düşündürmelidir" diyen Varol, bu süreçten sonra yapılması gerekenin özellikle üniversitelerin dillerin yok olmaması için çalışmalarını arttırarak bu tehlikenin ortadan kaldırılması olduğunu vurguladı.

Varol, "Üniversitemizde Zazaca ve Kürtçe ile ilgili hem lisans hem de yüksek lisans düzeyinde Yaşayan Diller Enstitüsü ile Doğu Dilleri ve Edebiyatları bünyesindeki Zaza Dili ve Edebiyatı ile Kürt Dili ve Edebiyatı lisans bölümlerinde eğitim veriliyor" diye konuştu.

Diyarbakır'da kimya öğretmeni Necati Güvenç (57), DÜ'de katıldığı Kürtçe ve Zazaca lehçesindeki kurslarda sertifika aldığını ve bu sayede anadilde savunmaya imkan tanıyan yasanın uygulanmaya başlamasıyla Adalet Komisyonunda yemin ederek "Yerel Dil Bilirkişisi" olarak atandığını söyledi.

Kürtçe konusundaki gelişmelerin baş döndürücü olduğunu vurgulayan Güvenç, "Bundan bir yıl önce mahkemelerde bilinmeyen bir dil olarak kayda geçen Kürtçe popüler bir dil haline geldi. Bu normalleşme sürecine çok büyük katkı sunuyor. Artık Kürtçe resmi ağızlarda telaffuz ediliyor. Dünya bu kadar gelişirken aslında Kürtçe'nin önünün de bu kadar açık olması normal" şeklinde konuştu.

KAYNAK : AA