Hakimin cenaze izni darbe planlarını bozdu

17 Aralık'ta düğmeye basan paralel yapının tüm şok dalgaları aynı gün yapma ve hayali 'Selam örgütü' kapsamında yüzlerce kişiyi gözaltına alma planının Hakim Bekir Altun'a takıldığı ortaya çıktı.

ABONE OL
GİRİŞ 05.03.2014 08:31 GÜNCELLEME 05.03.2014 11:04 GÜNCEL
Hakimin cenaze izni darbe planlarını bozdu

Hükümeti devirmek için uluslararası komplolara girişen paralel şebekenin, darbe günü olarak seçtiği 17 Aralık 2013'te binlerce kişiyi tutuklamayı amaçladığı, ancak bu planı 'hesapta olmayan' bir özgürlük hakiminin bozduğu ortaya çıktı. Bazı bakan çocukları da dahil 90'a yakın kişinin gözaltına alındığı operasyonda illegal şebeke asıl, Başbakan'ın yakın çevresi, TÜRGEV kurucuları, işadamları ve uydurma Kudüs-Selam Terör Örgütü soruşturması kapsamında dinlendiği ortaya çıkan iki binin üzerinde kişiyi hedefledi. Ülke genelindeki yoğun gözaltı dalgasıyla hükümeti devirmeyi planlayan örgütün oyununu İstanbul'da görevli Özgürlük Hakimi Bekir Altun bozdu.

HAKİMİN CENAZE İZNİ PLANLARI BOZDU

Tüm şok dalgalarını 17 Aralık'ta hayata geçirerek şafak baskınlarıyla binlerce kişiyi tutuklamayı planlayan paralel örgüt, Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. Maddesi'yle yetkili Özgürlük Hakimi Bekir Altun'un nöbetini hesap edemedi. Operasyonun planlandığı tarihten iki hafta önce annesi vefat eden hakim, cenaze izninden dolayı nöbetini tutamamıştı. Cenaze izninden döndükten sonra tutamadığı nöbetle birlikte iki haftalık nöbet yazdıran Altun'a, adliye içinde '2 hafta üst üste nöbet tutma' diyerek telkin geldiği, ancak Altun'un nöbet tutmakta ısrar ettiği öğrenildi. TMK bürosunda uygun hakim bulamayan paralel yapılanma, 17 Aralık'ta sadece TOKİ, Fatih Belediyesi ve Halk Bankası'na yönelik operasyonları gerçekleştirebildi. Hukuksuz arama-el koyma ve gözaltı kararını Hakim Bekir Altun'a imzalatamayacağını bilen paralel şebeke, taleplere onay almak için örgüte angaje hakimin nöbetini beklemek zorunda kaldı. Israrlara rağmen nöbet kararından vazgeçmeyen hakim, Türkiye'de yıllar sürecek kaosun yaşanmasını ve birçok vatandaşın haksız yere tutuklanmasını önlemiş oldu.

'SELAM' 15 ARALIK'TA GÖNDERİLMİŞ

Bu süre içinde paralel yapıya yönelik Emniyet'te kapsamlı bir tasfiye harekatı başladı. Atama ve tayin rüzgarıyla şebeke mensubu polis şefleri Emniyet'in kilit noktalarındaki görevlerinden alındı. Muammer Akkaş'ın yürüttüğü 656 numaralı 25 Aralık soruşturması Emniyet'in direnişiyle karşılaştı. 2011/762 sayılı soruşturma dosyası ise operasyona dönüştürülemedi. Hayali 'Selam Terör Örgütü' dosyasının ise İstanbul Emniyeti'nde savcılığa 15 Aralık'ta gönderildiği ve iki günde operasyona dönüştürme planı yapıldığı öğrenildi. Hükümetin paralel örgüte yönelik ilk tasfiyesi sonrası İstanbul Emniyet Müdürlüğü hukuksuz operasyon talimatlarını uygulamayarak darbe girişiminin akamete uğramasını sağladı. Örgüt, 17 Aralık'ta şafak baskınlarıyla binlerce kişiyi gözaltına almayı planlıyordu.

Binlerce adrese baskın planı

Hükümet darbesinin amaçlandığı 17 Aralık günü, dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Zekeriya Öz'ün koordinesinde aralarında eski İçişleri Bakanı Muammer Güler'in oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, işadamı Rıza Sarraf ve Fatih Belediye Başkanı Fatih Demir'in de bulunduğu 89 kişi gözaltına alındı. Emniyet sorgularının ardından savcılığa sevk edilen şüphelilerden 24'ü tutuklanarak cezaevine gönderildi. Darbe girişiminin ikinci ayağı ise özel yetkili soruşturma bürosundan geldi. 25 Aralık günü suç örgütü kurmak, rüşvet ve yolsuzluk ithamıyla aralarında Anadolu sermayesinin temsilcisi işadamlarının da bulunduğu 41 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Soruşturmanın şüphelileri arasında Başbakan'ın yakın çevresinin de olduğu iddia edildi.

KAYNAK : Yeni Şafak