Bilgi Üniversitesi'nde mescid sorunu

Yaklaşık 6 ay önce öğrencilerine mescid sözü veren ancak geçen zamanda herhangi bir adımda bulunmayan Bilgi Üniversitesi protesto edildi.

ABONE OL
GİRİŞ 17.03.2015 16:31 GÜNCELLEME 17.03.2015 16:41 GÜNCEL
Bilgi Üniversitesi'nde mescid sorunu

Özellikle "İbadethanesi olmayan üniversite olur mu?" sorusuyla dile getirilen tepki, Bilgi Üniversitesini yaklaşık 6 ay önce harekete geçirmişti ancak bu hareket sözde kaldı ve mescid yapılmadı. 

Dünyanın her yerindeki üniversitelerde inanca saygı dolayısıyla ibadethaneler mevcut iken Türkiye'de maalesef hala bu konu gündeme geliyor. Bilgi Üniversitesi'ne ait Dolapdere Kampüsünde yine öğrencilerin istediği üzerine 2013 yılında mescit yapılmıştı. Aynı üniversiteye ait Santral İstanbul Kampüsü’nde ise mescit yok. Çünkü kampüsün yanında bir cami olması neden gösterilerek mescidin yapılması sürekli erteleniyor. 

6 ay önce açıklama yapan Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Rifat Sarıcaoğlu, "Santralistanbul kampüsünde cami, okul kampüsüne çok yakın olduğu için böyle bir çalışmamız olmamıştı. Fakat öğrenciler kampus içinde mescit olsun istiyorsa, o noktada gerekli girişimleri başlatırız'' diye konuşmuş ve hatta kampüs dışında yaşanan olayı hatırlatarak, "2 yıl önce öğrenciler namaz kılmak için okulun yakınındaki camiye giderken tinerciler tarafından saldırıya uğramıştı. Bunun üzerine YÖK Başkan Yardımcısı Yekta Saraç, üniversitemizi arayarak mescit yapılmasını rica etti" sözlerini kullanmıştı. 

Aradan geçen bu süre zarfında herhangi bir adımda bulunmayan üniversite yönetimi öğrencilerin isteklerini karşılamadı. 6 ay boyunca ha bugün ha yarın yapılır diye bekleyen öğrenciler sonunda eylem kararı aldı. “Liberal Okulda Yasakçı Zihniyet İstemiyoruz!” “Bahane İstemiyoruz, Mescit İstiyoruz!” “Bilgi’nin Özgürlük Anlayışı Ne Kadar?” yazılı pankart ve döviz taşıyan öğrenciler adım başı cafe bulunan okulda mescit bulunmamasına isyan etti. Bahçede cemaatle namaz kıldı. 

Öğrenciler eylem ve etkinliklerinden sonra, konuyla ilgili basın açıklaması yaptı:

"Meselemiz, bir insanın gerek ahlaki gerekse insani olarak en temel ihtiyaçlarından birisini hatta en önemlisini teşkil eden din ve vicdan hürriyetidir. Bizler kampusun içerisinde, bu hürriyetin kapsamına giren ibadet etme imkanına bazı engellerden dolayı sahip olamamaktayız. Şöyle ki, bizler buraya yaklaşık 2 yıldan beri süren  “çözüm yolu” bulma çabamızın sonuçsuz kalması neticesinde toplanmış bulunmaktayız. Bu sorunun çözümü noktasında çeşitli girişimlerde bulunduk fakat sürekli oyalama, baştan savma  gibi sorunun çözümüne katkı sağlamayacak geri dönüşlerle karşılaştık.

Bunlara değinmek gerekirse; yaptığımız çeşitli girişimler sonucunda mütevelli heyeti başkanı Sn RİFAT SARICAOĞLU Yeni Şafak gazetesine konuya ilişkin yapmış olduğu açıklamada aynen şu ifadeyi kullanmıştır: “Öğrenciler kampus içinde mescit olsun istiyorsa, o noktada gerekli girişimleri başlatırız.”

Sayın mütevelli heyeti başkanının yapmış olduğu bu açıklama 4 Ekim 2014 tarihinde Yeni Şafak gazetesinin internet sitesinden yayınlanmıştır. Bu açıklamanın üzerinden yaklaşık olarak 6 ay geçmiştir. Fakat kampus içerisinde herhangi bir çalışma başlatılmadığı gibi okulun iç düzeni ile ilgilenen yetkili Sn BURAK MUTÇALIOĞLU; “uygun bir alan bulamadıkları için mescit noktasında herhangi bir çalışma içerisine giremeyeceklerini” bize iletmiştir.

Burada çok büyük bir çelişki meydana gelmektedir, okulun yönetiminde son sözü söylemeye yetkili olan mütevelli heyet başkanının kamuoyuna yapmış olduğu açıklama adeta yok sayılıp tamamen farklı bir yönelim söz konusu olmuştur. Biz mütevelli heyeti başkanına kamuoyu önünde yapmış olduğu açıklamanın arkasında durması gerektiğini bir kez daha tüm basın mensupları vasıtasıyla hatırlatmak istiyoruz. Aksi takdirde biz Sn mütevelli heyet başkanının yapmış olduğu açıklamaları başta belirttiğimiz gibi oyalama olarak değil, toplumun ve medyanın gözünde oluşturulmuş olan LİBERAL üniversite izleniminin devam etmesi için yapılmış olan “göz boyamalar” olarak atfedeceğiz. Ve diyeceğiz ki, toplumun ve medyanın nezdindeki itibarın sarsılmaması için bütün toplumu kandırmaya yol açacak ifadeler en yetkili kişiler tarafından kolayca sarf edilebilmektedir. Bu durumun bu şekilde olmadığının kanıtlanması için, liberal mefhumunun tekrardan iç rahatlığı ile kullanabilmesi için, bizim maruz kaldığımız bu sorunun ivedilikle çözüme kavuşturulması gerekmektedir.

Son olarak, bizler gerek Anayasa madde 24’de gerekse İHAS madde 9’da koruma altına alınmış olan, inanç hürriyetimizin bir uzantısı niteliğindeki ibadet etme hakkımızı, okulumuzun içerisinde gerçekleştirebilmemizin sağlanmasını bir kez daha okul yönetimimizden talep ediyoruz.

Haklı olduğumuz bu meseleyi sonuç alana kadar müdafaa etmeye devam edeceğimizi bir kez daha belirterek açıklamamıza son veriyoruz. Destek veren arkadaşlarımıza da teşekkür ediyoruz."

KAYNAK : Haber7