Kozanlı Ömer'i FBI sorguladı! Üstünden liste çıktı

FETÖ'nün sözde "emniyet imamı" olan "Kozanlı Ömer" kod adlı Osman Hilmi Özdil'in 2007'de ABD'ye giriş ve çıkışları esnasında sorgulandıkları ortaya çıktı.

ABONE OL
GİRİŞ 25.01.2017 16:59 GÜNCELLEME 25.01.2017 16:59 GÜNCEL
Kozanlı Ömer'i FBI sorguladı! Üstünden liste çıktı

FBI, 2007'de New York'ta  havalimanında sorguladığı örgütün sözde "emniyet imamı" Osman Hilmi Özdil'in üzerinden çıkanlara ilişkin notu Emniyet Genel Müdürlüğüne göndererek, Özdil'in  de arasında bulunduğu bazı FETÖ zanlıları hakkında bilgi istedi. FBI'nin gönderdiği nota göre, sonradan Ergenekon ve 28 Şubat davalarında sanık olacak  bazı kişilerin isimleri Özdil'in üzerindeki notlarda bulundu.

Ankara Cumhuriyet  Başsavcılığınca, ABD Federal Soruşturma Bürosu FBI'ın, Fetullahçı Terör  Örgütü'nün (FETÖ) bazı üst düzey yöneticisine ilişkin bilgi verilmesi talebiyle gönderdiği bir belgeyi yok ettikleri, birini mevzuata aykırı biçimde arşive  kaldırdıkları gerekçesiyle aralarında eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat  Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in de yer aldığı 18 eski istihbarat görevlisi  hakkında iddianame hazırlandı. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede, bilgi istenenlerden birinin, 2007'de New York'ta havalimanında FBI yetkililerince  sorgulanan FETÖ'nün sözde "emniyet imamı" Osman Hilmi Özdil olduğu, FBI'ın,  Özdil'in üzerinden çıkan notlara ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğüne bilgi verdiği  ve buna göre notta, sonradan Ergenekon ve 28 Şubat davalarında sanık olacak bazı  kişilerin isimlerinin bulunduğu belirtildi.

ERGENEKON SANIKLARININ İZLERİ BULUNDU 

"Elde edilen bilgiler çerçevesinde Özdil'in üzerindeki belgelerde adı  geçen kişilerin bir bölümünün, 12 Haziran 2007 günü Ümraniye'de bir gecekonduda  el bombalarının bulunmasıyla başlayan Ergenekon davası sanıkları arasında yer aldığı, bu şahıslar hakkında henüz bir soruşturma süreci dahi başlamamışken,  aylar öncesinde adı geçen kişilerle herhangi bir şekilde ilişkisi bulunmayan  Özdil'in 18 Nisan 2007'de ele geçirilen notları arasında isimlerinin yer  almasının, davanın önceden planlanıp kurgulandığını, Fetullah Gülen ve örgüt  yöneticilerinin emri ile çok amaçlı planlanıp uygulanan stratejik harekatın bir  parçası olduğunu, talimatın yurt dışından canlı kurye ile geldiğini ispatlamıştır." ifadesi yer alan iddianamede, soruşturmanın, polis müfettişince hazırlanan disiplin raporu üzerine başlatıldığı bildirildi.

İddianamede, FETÖ'nün sözde "emniyet imamı" olan "Kozanlı Ömer" kod  adlı Osman Hilmi Özdil ve "Sinan" kod adlı istihbarat teşkilatı sorumlusu Murat  Karabulut’un 12-18 Nisan 2007'de ABD'ye giriş ve çıkışları esnasında  sorgulandıkları ifade edildi. FBI irtibat görevlisinin, 5 Kasım 2007'de, bu kişilerden çıkanları  gösteren 14 sayfa belgeyi, zanlılardan dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat  Daire Başkanlığı Uluslararası İlişkiler Şube Müdürü Ufuk Gürsoy Yavuz'a elden  teslim ettiği anlatılan iddianamede, bu şekilde temin edilen belgelerin üst  müdürler Recep Güven ve Ramazan Akyürek'in bilgisi dahilinde imha edildiği  aktarıldı.

Disiplin raporuna göre, aynı örgüte bağlı zanlıların, elden teslim  alınan resmi belge niteliğindeki yazıların ileride FETÖ aleyhine delil olarak  kullanılmasını engellemek maksadıyla arşivlerdeki diğer belgeler gibi imha  ettikleri kaydedilen iddianamede, İstihbarat Daire Başkanlığının arşivinde FBI'ın  elden teslim ettiği yazıyla ilgili herhangi bir bilgi bulunmadığının 4 Şubat  2014'te belirlenmesi üzerine yazının suretinin FBI'dan tekrar istendiği  vurgulandı.

İddianamede, FBI'ın 29 Ocak 2008'de İstihbarat Daire Başkanlığından  Mustafa Özcan'ın yanı sıra FETÖ'nün 6 yöneticisi hakkında bilgi talep ettiği  belirtilerek, 8 ve 15 Şubat'ta şubede FBI yetkilisiyle 2 toplantı yapıldığı, bu  toplantılarla ilgili belge oluşturulup, tarayıcıdan geçirilmeden evrakla örgüt ve  kişi irtibatı kurulmadan arşive yollandığı, Emniyet Genel Müdürlüğünden 15 Şubat  2008'de FBI'a iletilen cevabi yazıda Özcan ile Süleyman Tiftik, Şerif Ali  Tekalan, Harun Tokak, Mehmet Hanefi Sözen ve Osman Hilmi Özdil'e ilişkin bilgiler  yer aldığı ifade edildi.

FBI'ın 29 Ocak'taki yazısında adları geçen Özcan, Özdil, Tiftik,  Tekalan, Sözen ve Tokak'ın "dikkat çekici kişiler" olarak belirlendiğine işaret  edilen iddianamede, bu şahıslar hakkında dönemin istihbarat personeli tarafından  FBI'a verilen cevapta, "Bu kişilerin El Kaide, İBDA-C, Hizbullah ve  PKK/KONGRA-GEL gibi terör örgütlerinin hedefi konumunda oldukları, bahse konu  şahısların uluslararası ilişkilerinin yoğun olabileceği, mesleki pozisyonları  itibarıyla zaman zaman yurt dışına giriş çıkış yaptıkları, herhangi bir terör  örgütü ile irtibatları olmadığı gibi (irtibatları) olabileceği şüphesine mahal verecek durumları olmadığı, bahse konu şahısların herhangi bir terörizm soruşturmasında yer almasının uygun olmayacağı" şeklinde görüş bildirildiğine  dikkat çekildi.

İŞLEM YAPANLARI ÇOK TELAŞLANDIRDI 

Polis memuru Cemal Kalay'ın 2014'te alınan ifadesinde, evrak-şahıs  ilişkisi kurulmayan, tarayıcıdan geçirilmeyen evraka ilişkin, "Normal şartlarda  şahıs ilişkilerini kurmuş olmam gerekirdi. Böyle yapmışsam bu eksik ve hatalı bir  işlemdir. Bunun böyle olmasının sebebi bu evrak şubemize geldiğinde işlemler  yapılırken olması gerekenin üzerinde önem verildiğini, işlemi yapanları çok  telaşlandırdığını, tekrar tekrar yazılıp yazıların değiştirildiğini  hatırlıyorum." beyanında bulunduğu nakledilen iddianamede, Ankara Cumhuriyet  Başsavcılığının FETÖ'nün "tepe yöneticiler" soruşturmasında şüpheli konumundaki 7  kişi hakkında 2 ayrı tarihte gelen evraktan birinin tamamen ortadan yok edilmesi,  diğerinin ise evrak-şahıs ilişkisi kurulmayarak, tarayıcıdan geçirilmeden işlem görmesinin basit bir ihmal yahut hatadan kaynaklanamayacağı vurgulandı.

Zanlılardan Ramazan Akyürek'in de arasında bulunduğu birçoğunun daha  önceki FETÖ soruşturmalarında da şüpheli olduklarına işaret edilen iddianamede,  şüphelilerden Adem Polat, Ali Poyraz, Cemal Kalay, Gökay Havabulut, Hasan  Alperen, Mustafa Sakin, Ramazan Akyürek ve Recep Güven'in kendisi veya  yakınlarının FETÖ'nün finans kuruluşu Bank Asyada hesapları bulunduğu, örgüt  elebaşı Fetullah Gülen'in "Bank Asyaya para yatırın" talimatı vermesinin ardından  hesapların bazılarında artış olduğu kaydedildi.  Şüphelilerden Ali Osman Öztürk'ün eşi Kamile Öztürk'ün, Ramazan Akyürek'in oğlu Ahmet Akyürek'in, Yunus Hazar'ın eşi Necibe Hazar'ın KPSS  sorularının sızdırılmasına ilişkin soruşturmanın zanlılarından olduğu bildirilen  iddianamede, Akyürek ile 14 şüphelide örgütün şifreli haberleşme programı ByLock  bulunduğu, Akyürek'in oğlu adına kayıtlı hat üzerinden ByLock kullandığının  belirlendiği ifade edildi.

547 POLİSLE İRTİBATI VAR

İddianamede, zanlıların, FETÖ çatı davasının firari sanığı da olan  Özdil ile irtibatlarına ilişkin şu bilgiler verildi: "FETÖ tarafından sözde 'emniyet imamı' olarak görevlendirilen Özdil'in  HTS kayıtlarından tespit edilebilen emniyet mensuplarıyla irtibatlarına bakıldığında, çeşitli rütbelerdeki 547 emniyet görevlisiyle irtibatının olduğu,  bunlardan 92'sinin İstihbarat Daire Başkanlığı, 52'sinin illerdeki İstihbarat  Şube Müdürlükleri, 20'sinin KOM Daire Başkanlığı, 6'sının illerdeki KOM Şube  Müdürlükleri, 78'inin Emniyet Genel Müdürlüğünün amir kadrosunu yetiştiren Polis  Koleji ve Polis Akademisi, 14'ünün Emniyet Genel Müdürlüğünün diğer eğitim  kurumları, 15'inin Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve TBMM Koruma Daire  Başkanlıkları, geçici görevlendirmeyle 3'ünün İçişleri Bakanlığı, 3'ünün Kamu  Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı, birinin MİT Müsteşarlığı, 2'sinin İçişleri  Bakanlığı Müsteşarlık Özel Kalem Müdürlüğü ve birinin Dışişleri Bakanlığı,  35'inin Personel Daire Başkanlığı ve 85'inin ise Emniyet Genel Müdürlüğünün diğer  daire başkanlıklarında görev yaptıkları belirlenmiştir.

Özdil'in, en üst rütbeden en alt rütbeye, merkez birimlerinden taşra  birimlerine, İstihbarat, KOM, TEM gibi operasyonel birimlerden tüm tayin ve terfi  işlerini düzenleyen idari birimlere ve eğitim kurumlarına kadar çok çeşitli  birimlerden, illerden ve rütbelerden kişiyle irtibatının olması, örgütün Emniyet  Genel Müdürlüğü içerisinde ciddi ölçüde örgütlenmiş olduğunu göstermiştir."

Emniyet Genel Müdürlüğünün eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan  Akyürek, eski emniyet müdürleri Recep Güven ve Lokman Kırcılı ile Hasan Alperen,  Mutlu Köselı, Serdar San, Ufuk Gürsoy Yavuz, Adem Polat, Ahmet Yavuz, Ali  Madan, Ali Poyraz, Ali Osman Öztürk, Cemal Kalay, Gökay Havabulut, Mustafa  Sakin, Oğuz Kiremitcı?, Sadık Akpınarlı ve Yunus Hazar'ın "şüpheli" olarak  gösterildiği iddianamenin kabulü halinde zanlılar "terör örgütü üyesi olmak" ve  "resmi belgeyi bozmak, yok etmek ve gizlemek" suçlarından yargılanacak.

NEW YORK'TA ÖZDİL'İN ÇANTASINDAN ÇIKANLAR

İddianameye göre, FBI'ın İstihbarat Daire Başkanlığına gönderdiği 5  Kasım 2007 tarihli İngilizce belgede özetle, "New York JFK Havalimanı'nda 18  Nisan 2007'de yapılan rutin kontroller esnasında Osman Hilmi Özdil ve Murat  Karabulut'un birlikte seyahat ettiklerinin tespit edildiği, üzerlerinin arandığı,  bazı belgelere el konulduğu ve ifadelerinin alındığı" belirtildi.  Özdil'in "iş amacıyla ABD'yi ziyaret ettiğini", Karabulut'un ise  "Özdil ile 12 Nisan 2007'de Türkiye'den beraber ABD New York JFK Havalimanı'na  geldiklerini ancak ABD'de bulundukları süre içerisinde birlikte olmadıklarını,  Özdil'in ABD'de kimlerle birlikte olduğunu veya nerede konakladığını bilmediğini"  ifade ettiği aktarıldı.

FBI, İstihbarat Dairesi Başkanlığına elden teslim ettiği 14 sayfalık  metinde Özdil ve Karabulut'un üzerlerinde çıkanları listeledi. Buna göre,  Özdil'in üst aramasında kişisel bazı evrakının yanı sıra, kısa notlar ve isimler,  "birinci akabe biatına katılanların isimleri", psikolog, polis, avukatlar ve  şirketlere ait bazı kartvizitler, Karabulut'ta ise kişisel evrak ile  kartvizitler, ödeme belgeleri, bazı isimler ve telefon numaralarının yazılı  olduğu notlar, konakladığı otele ilişkin ödeme belgesi ve biniş kartı ele  geçirildi.

Özdil'in üst aramasından çıkan notlara yer verilerek, şu bilgiler  paylaşıldı:  "FBI tarafından gönderilen ve 18 Nisan 2007 tarihinde Osman Hilmi  Özdil'in üzerinden elde edilen belgelerdeki el yazısıyla yazıldığı belirtilen bir  not kağıdında daha sonra kamuoyunda 'Ergenekon Davaları' olarak bilinen  soruşturmalarda tutuklanan bazı isimlerle oldukça benzerlik gösteren, bir nevi  basit bir kriptolama yöntemiyle kriptolanmış, mevcut haliyle yabancı bir ülke  görevlisinin şüphelenirse internet üzerinden arama motorları üzerine yazdığında  hiçbir sonuç bulamayacağı ancak ülke gündemine hakim her Türk vatandaşının  kolayca anlayacağı şekilde isim listesi olduğu, 12 Haziran 2007 tarihinde  Ümraniye'de bir gecekonduda ele geçirilen el bombalarından yaklaşık 2 ay kadar  önce bu isimlerin örgütün sözde emniyet ve sözde MİT imamlarının üzerinde çıkmış  olmasının bu davaların kumpas olduğunu ortaya koyduğu, not kağıdında ilk bakışta  dikkat çeken isimlerden Saner Fruy - (Şener Eruygur), Ümit Sayın - (Habip Ümit Sayın), Mustafa Balbag - (Mustafa Balbay), Sevgi Ereral - (Sevgi Erenerol), Kemal Kednasig - (Kemal Kerinçsiz), Taner Ünal - (Taner Ünal), Emin Şirin - (Emin  Şirin), Kemal Yavuz - (Kemal Yavuz) şeklinde yazıldığı, isimleri yer alan bu  şahıslardan Şener Eruygur'un 5 Temmuz 2008'de, Ümit Sayın'ın 21 Şubat 2008'de,  Mustafa Balbay'ın 5 Temmuz 2008'de, Sevgi Erenerol'un 21 Ocak 2008'de, Kemal  Kerinçsiz'in 21 Ocak 2008'de, Taner Ünal'ın 27 Temmuz 2007'de tutuklandıkları,  Emin Şirin'in 18 Ağustos 2007'de gözaltına alındığı, Kemal Yavuz'un tutuksuz  yargılandığı, bu isimlerin daha dava başlamadan ve söz konusu şahıslar hakkında  adli bir soruşturma olduğu kamuoyuna yansımadan önce biri 'kimya öğretmeni'  diğeri de 'sigorta acentesi sahibi' 2 şahsın üzerinden isimlerinin çıkmış olması,  açık kaynaklarda iddia edildiği şekilde şahısların örgüt tarafından Emniyet ve  MİT'in başına sorumlu imam olarak atandıkları ve bütün ülke gündemini derinden  sarsacak bir operasyondan önce örgüt lideri Fetullah Gülen'e bilgi vermek için  ABD ülkesine gittikleri iddiasını doğruladığı anlaşılmıştır."

İddianamede, "Elde edilen bilgiler çerçevesinde Özdil'in üzerindeki  belgelerde adı geçen kişilerin bir bölümünün 12 Haziran 2007 günü Ümraniye'de bir  gecekonduda el bombalarının bulunmasıyla başlayan Ergenekon Davası sanıkları  arasında yer aldığı, bu şahıslar hakkında henüz bir soruşturma süreci dahi  başlamamışken, aylar öncesinde adı geçen kişilerle herhangi bir şekilde ilişkisi  bulunmayan Özdil'in 18 Nisan 2007'de ele geçirilen notları arasında isimlerinin  yer almasının Ergenekon Davasının önceden planlanıp kurgulandığını, Fetullah  Gülen ve örgüt yöneticilerinin emri ile çok amaçlı planlanıp uygulanan stratejik  harekatın bir parçası olduğunu, talimatın yurt dışından canlı kurye ile geldiğini  ispatladığı, notlarda adı yer alan ancak Ergenekon davasında yargılanmayan diğer  şahısların büyük bölümünün ise Fetullah Gülen örgütlenmesine karşı tutumlarıyla  bilinen kişilerden olduğu, onlarla ilgili verilen emrin dava dışında şimdilik  tutulması olduğu açıkça anlaşılmıştır." ifadeleri kullanıldı.  Ayrıca iddianamede, Özdil ve Karabulut'un halen yurt dışında  bulunduklarına da yer verildi.

KAYNAK : AA