Şemdinli saldırısının altında yatan gerçek!

Terör örgütü PKK'nın Şemdinli'de 9 personelimizi şehit ettiği hain saldırının altından yine Türkiye'yi dizayn çabasında olan batılı güçler çıktı.

ABONE OL
GİRİŞ 04.11.2017 09:45 GÜNCELLEME 06.11.2017 05:51 GÜNCEL
Şemdinli saldırısının altında yatan gerçek!

İbrahim Günay'ın haberi

Son günlerde terör örgütü PKK'nın artan saldırıları ve özellikle Şemdinli saldırısının şifrelerini bu konularda uzman üç isme sorduk. Birbirinden ilginç cevaplar aldık...

Terör örgütü PKK'nın bölgedeki faaliyetlerini yakından takip eden gazeteci Çetiner Çetin, AK Parti Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu ve Kanal 7 dış Haberler Müdürü ve Haber7 yazarı Taha Dağlı PKK'nın Şemdinli saldırısını dış güçlerin sipariş eylemi olarak değerlendiriyor...

ORHAN MİROĞLU: KUZEY IRAK'TAKİ OTORİTE BOŞLUĞU PKK'YA YARADI

AK Parti Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu, "Öncelikle şunu söylemek gerekir ben son günlerde gerçekleşen saldırıların Kuzey Irak'tan ve İdlib operasyonlarından bağımsız olduğunu düşünmüyorum" dedi.

Tabi terör örgütü bu operasyonları kendisi için çok büyük bir tehdit olarak görüyor. Şemdinli'deki bu saldırı bu 2004'ten sonraki o Dağlıca baskınlarını akıllara getiriyor. Son zamanlarda böyle gruplarla saldırılar yapılmıyordu. Tabi terör örgütünü Kuzey Irak'taki otorite boşluğunun da cesaretlendirdiğini düşünebiliriz.

Zaten sayın Cumhurbaşkanımızın bu anlamda vermiş olduğu mesaj çok değerliydi "Eğer Bağdat yönetimi gerekli önlemleri almazsa biz Kandil'i ve Sincar'ı yerle bir ederiz" dedi.

Yani Kandil'in üzerindeki uluslararası rolü hesaba katarak Türkiye Kandil'e yönelik bir askeri operasyonu daha fazla erteleyebilecek durumda değil artık. Bu işin tolere edilebilir bir yanı kalmadı. Herkes çok iyi biliyor ki Kandil'deki üstlenme PKK varlığı ile ilgili bir üstlenme değil. Kandil her şeyden önce uluslararası bir alana dönüştürüldü. Uluslararası bir koruma kalkanı ile etrafı kuşatılmış durumda.

Saldırıya bakıyorsunuz saldırıda kullanılan silahlar ve PYD'ye Suriye'de verilen silahlar. Yani biz bir uluslararası saldırı ile karşı karşıyayız. Bu saldırıya baktığımız zaman bu teröristler gece sisinden yararlanmışlar. Görüş mesafesinin kısa olması söz konusu, böyle bir durum var ama tabii ki cansiparane ve çok fedakarca bir savunma söz konusu.

ŞEMDİNLİ'DE ZAFİYET VAR MIYDI?

Ben zafiyetler konusunda büyük oranda artık yol kat ettiğimizi düşünüyorum. Çünkü ordumuz son 3-5 yıl içerisinde bu anlamda çok ciddi bir modernizasyon geçirdi. Hala da Milli Savunma Bakanlığımıza ayrılan bütçe ordumuzun modernizasyonu amacıyla kullanılıyor. Savunmaya ek harcama kalemi olarak 10 milyar TL civarında bir bütçe de ayrıldı. Tabi burada güvenlik zaafından ziyade bölgenin çok zor çok çetin şartlarda olması hasebiyle terör örgütü dağlarda çok hızlı mobilize olabiliyor.

BARZANİ TÜRKİYE'YE MUHTAÇ

Irak hümmeti tarafından herhangi bir engel ile karşılaşmıyor. Tabi şunu söylemekte fayda var. Barzani yönetiminin güç kaybetmesi bu terör örgütünü de Kuzey Irak'ta cesaretlendirecektir. Barzani yönetimi hala Türkiye ile diyaloğa girebilmek için büyük bir arzu içerisinde. Bu diyalog taleplerini dile getirirken bir yandan da PKK'ya alan açma ihtimali zayıf görüyorum. Kürdistan Demokrat Partisi ve Mesut Barzani önümüzdeki günlerde de kendini eğer koruyabilecek ise iyi kötü uğradığı kayıpları birazcık telafi edebilecek yine en önemli yolu Türkiye ile dostluk ve ilişkisini tesis etmekten geçiyor.

 

 

ÇETİNER ÇETİN: ŞEMDİNLİ SALDIRISI ABD'NİN ÜÇÜNCÜ PARKURU!

Amerika'nın birinci parkuru yani birinci planı Suriye'de PKK'ya bir Vatikan yaratmaktı. Ve şimdi PKK'nın bir alanı var kontrol altında tuttuğu bir yeri var. Tabi Amerika PKK'yı önce DEAŞ'A karşı savaştırdı ve bu radikal örgüte karşı savaşan PKK'yı sempatik hale getirdi. Bunun üzerine bir çok ülke PKK'ya karşı yaptırımlarını kaldırmayı bile görüşmeye başladı. Bunun içinde Belçika'da var. Tabi Amerika PKK'ya 28 defa Rakka'yı alacak kadar silah  verdi. Tabi bunun yanında PKK'lı teröristlere özel eğitim de verdiler.

Şimdi ABD ikinci parkura geçiyor ikinci parkuru ise Irak. Tabi Irak'ta Kürt yönetimi de ABD ile ciddi sıkıntılar yaşıyordu ve Amerika bölgede bölgeyi McGurk gibi üçüncü sınıf bir diplomat ve yönetmeye çalışıyor.

Tabi referandum sonrası Kürt yönetimi çok ciddi bir kan kaybına uğradı. Şuan Peşmerge Kerkük'ten ve sorumlu bölgelerden çekmeye başladı. En önemlisi Sinune bölgesi Kerkük bölgesi gibi alanlardan çekti. Tabi hep tartışıla gelen bir soru var PKK'yı Irak'taki sorumlu bölgelere kim soktu? Bu sorunun cevabını aslında çok açık PKK'yı Bu bölgelere sokan Amerika'dır.

Haşdi Şabi ordusu geldi bu alanlara girdi. Peşmerge bu alanlardan çekildi. Ama buradan PKK çekilmedi. Hatta Haşdi Şabi ile beraber olduğu bile görüldü.  Tabi Amerika Kürt yönetiminin de arkasında durmadı. Amerika'nın amacı şu bölgeyi tamamen PKK'nın kontrolüne çekmeye çalışıyor. Yani Barzani bir kenara itip PKK'yı hem Suriye'de hem Irak'ta belli bölgelerde hakim kılmaya çalışıyor. 

IRAK'TA İKİNCİ BÜYÜK SAVAŞ BEKLENİYOR

Şimdi Irak'ta ikinci büyük bir savaş bekleniyor. Bu ikinci büyük savaş Sünnilerle Şiilerin savaşı değil. Şiilerin kendi arasında büyük bir savaşı olacak. Ve bu Şiilerin kendi büyük savaşı öncesinde bir bölünme yaşanacak bu bölünme İran yanlısı Şiilerle Irak yanlısı Şiiler arasında olacak. Tabi Amerika'nın amacı buradaki büyük savaşta eğittiği 82 bin PKK'lıyı Irak sahasında İran yanlısı Şiilerle savaştırmak.

ÜÇÜNCÜ PARKUR PKK'NIN TÜRKİYE'YE SALDIRMASI

Üçüncü parkur olarak ise ABD, PKK'nın Türkiye'de eylem yapmasını harekete geçirebilmek için de el altından istihbarat örgütleriyle desteklemeye çalışıyor. Şimdi Şemdinli'de yakalanan silahlar ortada çok güçlü silahlar var ellerinde uzun zamandır bölgeden uzaklaşan PKK şimdi yeniden kendine kanallar oluşturmaya çalışıyor.

Şimdi Şemdinli'deki olaya baktığımızda olayın olduğu yer Belhize bölgesi. Zaten PKK'nın o tarafta halihazırda iki tane kampı var. olayın meydana geldiği yer İran Irak ve Türkiye üçgeninde bir alan. PKK bu eylemi gerçekleştirirken Bu alanı özellikle Seçtiği görülüyor. PKK Türkiye İran ile birlikte bir operasyona kalkışırsan ben bu bölgeyi kullanabilirim mesajı vermeye çalıştı.

Ama tabi bu tarz örgütsel hareketlerin tek başına düşünülemeyeceğini biliyoruz. Yani birilerinin aklıyla hareket ettiği ortada. Onları o alanlarda hareket ettiren bazı güçler var. dolayısıyla olaya böyle bakmak lazım. 

RUSYA'NIN ABD'DEN BİR FARKI YOK

Biz Türkiye'de maalesef dış politika mevzularına konuşurken çok duygusal davranıyoruz. Amerika PKK'nın arkasında çok duruyor haberleri yer aldı ama Rusya'nın da ondan geriye kalır yanı yok. Dikkat edin PYDnin dünyadaki tek resmi ofisi Moskova'dadır. İşin bir başka boyutu da Afrin meselesidir. Suriye'nin kuzeyinde amerikan destekli bir PYD varken hemen doğusunda da Rusya destekli bir PYD mevcut. Rusya'da PKK kartını her zaman arka cebinde tutmaya çalıştı. Yeni dünya düzeninde artık mikro düzeyde müttefiklikler söz konusu.

Ortadoğu'da Arap'ların çok sık kullandığı bir deyim vardır "Eğer Ortadoğu'da bir süreç yaşanıyorsa önce davetliler listesine bakın. Adınız davetliler listesinde yoksa o zaman menüye bakın; Çünkü birileri sizi yenilebilir menü listesine koyup birilerine sunmaya çalışacak" Tabii Türkiye El Bab süreciyle birlikte menüde olmadığını davetliler listesinde olduğunu ifade etmiş oldu.

Şimdi Türkiye terörü kendi sınırları içerisinde değil kendi sınırları dışında karşılamaya çalışıyor. dolayısıyla birileri de kendi istihbarat örgütlerini devreye sokarak Türkiye'de bazı eylemler yapmaya çalışıyor. Bu beklenmedik bir durum mu; Hayır. Bu coğrafyada yaşıyorsanız illaki hep bir beka konusu gündemimizde olacak.

UZUN VADEDE KUZEY IRAK İLE İLİŞKİLER DÜZELTİLEBİLİR

Stratejik bölge dengelerinin hareket ettiği bir noktada Amerika'nın PKK'yı bir müttefik olarak sahaya sürdüğü bir ortamda Haşdi Şabi güçleri üzerinden neredeyse bütün tarafları bir kavgaya tutuşturmaya çalışılan bir ortamda Türkiye'de kendisine göre yeni bir süreci talep edebilir. Çünkü bölgede İran'ın etkin bir güç haline dönüşmesi Türkiye içinde çok arzu edilebilir bir durum değil. Dolayısıyla ben kısa vadede olmasa bile uzun vadede Türkiye'nin yeniden Erbil ile ilişkilerin geliştirilmesi için girişimlerinin olacağını düşünüyorum.

 

 

TAHA DAĞLI: PKK YOLUN SONUNA GELDİ

“Türkiye PKK terör örgütüyle mücadeleyi yurt içinden sınır dışına çıkardı. Eskiden PKK saldırınca karşılık verilirdi artık bu beklenmiyor, PKK neredeyse oraya gidilip, kaynağında imha ediliyor. Dün Azez-Cerablus’ta bu yapıldı, bugün İdlib’te, Afrin’de bu yapılıyor, Irak’ta Kerkük’te yapıldı, Kerkük’ten çıkarıldılar, Sincar ve Kandil’de de bu yapılacak.

PKK’nın son günlerde artan saldırıları, Suriye’de aldıkları darbenin reaksiyonu.
PKK yolun sonuna geldi.
Son duraktan önce can havliyle yapılan saldırılara PKK için yıkıcı olacak boyutta karşılık veriliyor. Bu saldırılarda ağır yenilgi alacaklar, bunu biliyorlar.

YENİ KAOS PLANI DEVREYE SOKULABİLİR

Ama PKK’yı yönlendiren güç, bir sonraki aşamada PKK elebaşı üzerinden yeni kaos planları devreye sokabilir. Eylül ve Ekim aylarında Almanya, Fransa, Avusturya, Hollanda başta olmak üzere bir çok Avrupa ülkesinde PKK’lı teröristler, terör örgütü elebaşı için yürüyüşler düzenledi.

Fransa’da AKPM’de PKK’lı teröristler için çadır kuruldu, o çadırlara elebaşının posterleri asıldı. Aynı manzara Rakka’da da vardı, ABD’nin inkarına rağmen PYD’liler, PKK’yla aynı örgüt olduklarını haykırarak, Rakka şehir meydanına Öcalan posteri astı. Hemen ardından da Avrupa genelinde sosyal medya üzerinden “Öcalan tecrit ediliyor, özgür bırakılmalı yoksa öldürülecek” kampanyaları başlatıldı.

ÜST AKIL PKK'YI SİYASİ KILIFA SOKMAK İSTİYOR

Buna Amerikalı PYD teröristleri de destek verdi. ABD, artık PKK-PYD’yi inkar edemez noktaya geldi ve yakında ikisinin aynı olduğunu kabul edecekler, Rusya’nın PYD’yi Moskova davetini de bu çerçevede görecek olursak, PKK terör örgütü olarak Türkiye’ye silahlı saldırı yapamayacak noktaya geliyor ama PKK’yı yöneten üst akıl, bu terör örgütünü siyasal kılıfa sokarak, Suriye ve Irak’ta yeniden aktif konuma getirmeyi amaçlıyor.

KANDİL VE SİNCAR OPERASYONLARI ŞART

Irak’ta bunun peşine düştüler, Suriye’de de Ocak ayında özerklik hazırlıkları için lobi yapıyorlar. Yani PKK silahla olmadı, siyasi olarak devam etsin kampanyasına geçecekler, Batı’nın ciddi bir PKK yatırımı var, bu yatırım ve destek artarak devam ediyor. Türkiye ise İdlib-Afrin konusunda kısa sürede PYD’yi hapseden hatları çizmeli, Irak’ta ta Barzani sonrası süreçte Sincar ve Kandil’de PKK’ya yönelik darbeyi vurmalı”.

KAYNAK : Haber7