Erdoğan'dan Yunan mevkidaşına Lozan dersi!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Yunan mevkidaşı Pavlopulos ile ortak açıklama yaptığı toplantıda Lozan anlaşmasının güncellenmesiyle ilgili polemik yaşandı.

ABONE OL
GİRİŞ 07.12.2017 13:18 GÜNCELLEME 07.12.2017 16:38 GÜNCEL
Erdoğan'dan Yunan mevkidaşına Lozan dersi!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Yunanistan’ın Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos ile açıklama yaptı. Yunanistan Cumhurbaşkanı "Lozan'da güncellemeye gerek yok" deyince, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sert yanıt geldi. Erdoğan, "Lozan konusunda zannediyorum hala anlaşılmayan bazı incelikler var" dedi. Erdoğan "Batı Trakya'daki Müslümanların baş müftülerini hala seçemediğini belirterek, "Nasıl oluyor da Lozan Anlaşması'nın uygulamada olduğunu söylüyoruz. Demek ki Lozan uygulamada değil" diye konuştu.

Açıklamada ilk olarak Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos yaptı.

Yunanistan Cumhurbaşkanı:

- Bildiğiniz gibi tarihi bir ziyaret mahiyeti taşıyan başka bir ziyaret Atatürk ve İnönü zamanında yapılmış bir anlaşmadan bahsetmek istiyorum ve bu da hepimizin bildiği gibi Lozan anlaşmasıdır.

- Lozan anlaşması iki ulusun ulusal toprakların sınırlarını çizen bir anlaşma teşkil etmektedir. Bu ikili ilişkiler açısından hiçbir boşluk bırakmayan, tamamlanması gerekmeyen muğlak bölge sınırları taşımayan bir anlaşmadır Lozan anlaşması.

LOZAN TARTIŞILACAK BİR SÖZLEŞME DEĞİL

- Bunun tartışılacak, reform edilecek bir sözleşme olduğuna inanmıyoruz. Ve bu anlaşma gereğince iki ülkede de yaşayan azınlıklar çok belirgin bir şekilde dile getirilmiştir. Ve azınlıklar Yunanistan açısından dini azınlık olarak tanınmıştır. Yunanistan'da Müslüman bir azınlık Lozan Anlaşması temelinde Yunanistan'da yaşamaktadır. Ve Yunanistan bu azınlığı bir hukuk devleti olarak tüm haklarını öngörüldüğü şekilde korumaktadır.

 

 

ERDOĞAN'IN CEVABI SERT OLDU

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

“LOZAN KONUSUNDA ZANNEDİYORUM HALA ANLAŞILMAYAN BAZI İNCELİKLER VAR” 

"Özellikle Lozan konusunda zannediyorum hala anlaşılmayan bazı incelikler var. 94 yıl önce yapılmış bir anlaşma ve bu anlaşma sadece Türkiye ile Yunanistan arasında yapılmış bir anlaşma değildir. Bu anlaşmanın 11 taraf ülkesi vardır. Düşünün ki Lozan anlaşmasında Japonya bile var. İngiltere var, Portekiz var vesaire...

Bütün bu ülkelerle hepsini kapsayan bir anlaşma; bunu konuşuyoruz.
94 yıl içerisinde dünya adeta yeniden inşa ediliyor, yeniden kuruluyor.

“BATI TRAKYA'DA YAŞAYAN MÜSLÜMANLAR İNANDIKLARINI LOZAN'A GÖRE YAŞAYABİLİYORLAR MI?”

Türkiye ile Yunanistan arasında bir çok şeyler değişti, değişiyor. Mesela Lozan'da buradaki Türklerle ilgili 'Müslüman azınlık' ifadesinin geçtiğinden bahsediyorsunuz. Doğrudur ama aynı zamanda AİHM'de Türk ifadesi orada geçmektedir. Bu kararlarıyla da orada vardır.

Mesela bir başka özelliğe geleceğim. Oradaki insanların yaşam koşullarının ne durumda olduğunu değerlendirme noktasına buraya da iyice bir göz atmak lazım. Batı Trakya'da yaşayan Müslümanlar inandıklarını Lozan'a göre yaşayabiliyorlar mı? Batı Trakya'da yaşayan Müslümanlar bugün en yazık ki kendi seçtikleri baş müftü değil, atanan bir baş müftüyle yönetilme gayretleri var.

Türkiye’de mesela patrik atanan bir patrik değildir. Patrik, sensinod meclisinin seçmiş olduğu bir patriktir.

Lozan’a göre de malum belli bir sayıda sensinod Meclisi oluşur. Ve bunların da Türk vatandaşı olması lazım. Sensinod meclisindeki bu sayı azaldığı için, ben mesela patriğe demişimdir ki “Siz bize isimler verin, biz bunları Türk vatandaşlığına alalım ve Meclis’te bu sayıyı dolduralım.

“BU NASIL OLUYOR DA LOZAN ANLAŞMASININ UYGULAMADA OLDUĞUNU SÖYLÜYORUZ?”

Patriği kim seçiyor? Seçecekse bu 17 kişiyi seçecek. Yunanistan’da gerek başbakanlığım, gerek cumhurbaşkanlığım döneminde hala biz Batı Trakya’da baş müftüsünü oradaki imamlar, din adamları seçememiştir. Bu nasıl oluyor da Lozan anlaşmasının uygulamada olduğunu söylüyoruz? Demek ki Lozan uygulamada değil.

TÜRK KELİMESİNİ BİLE HAZMEDEMİYORLAR

Yunanistan'ın açıklanan kişi başına milli gelirine baktığınız zaman 18 bin dolar civarındadır. Batı Trakya halkının ortalama kişi başına milli geliri 2 bin 200 dolar civarındadır. Yatırım noktasında, atılması gereken adımlar noktasında gerekli olan destekler onlara verilmemektedir, bir ayrımcılık orada söz konusudur. Türkiye'de benim Rum vatandaşlarıma yönelik böyle bir uygulama göremezsiniz. İbadethaneleri noktasında en ufak bir ayrımcılık göremezsiniz ama Batı Trakya'da bırakın bunları, Türk kelimesinin yazılmasını dahi hazmetmek mümkün değil. Bence bizim bir defa bunları aşmamız lazım. Benim güncellenmesi gerekir dediğim konu, işte bunlardır. 

BU ZİYARETİ PROVAKE EDENLER VAR

Batı Trakya'ya, soydaşlarımıza bundan önce yaptığım gibi bir ziyaret yapmayı da arzu ettim ama birileri de maalesef bu ziyareti provoke ediyor. Dağıtılan broşürlerden tutunuz, oradaki binaların kapılarına çizilen çeşitli işaretlere varıncaya kadar. Her toplumun içinde artılar, eksiler vardır. O ayrı bir konu ama bunların 65 yıl aradan sonra böyle bir cesareti ortaya koyarak buraya eğer bir cumhurbaşkanı geliyorsa, bunun çok kontrol altında tutulması gerekir diye düşünüyorum

NATO'YA GİREMEZDİNİZ

Tabi askeri konularda sıkıntılar yaşanıyor. NATO'dan siz çıktınız, tekrar NATO'ya girişinizi biz sağladık. Biz engel olsaydık siz NATO'Ya giremezdiniz. Ama biz öyle bakmadık, komşu diye baktık. Bugün de öyle bakıyoruz. 

Kıbrıs'la ilgili görüşmede siz yoktunuz ben içerisindeydim. Yunanistan gibi Türkiye de garantör ülke. Final görüşmelerinin bizzat içerisinde oldum, Koffi Annan'la beraber süreci birlikte yürüttük. Oradaki görüşmelerde, çözüme gitmek gerekirken, orada alınan kararlar yürürlüğe girmedi. Kıbrıs'ta Türkler referandumda yüzde 60 evet oyu verdiler ancak Güney'de Rumlar hayır oyu verdiler. AB'nin verdiği sözler de yerine gelmedi. Verecekleri desteklerin hiçbirini uygulamaya sokmadılar. Bugün bile bunlar yerine gelmiş değil. Bizler bu noktadaki sadakatimizi aynen sürdürüyoruz. Bizim hedefimiz Kıbrıs'ta kalıcı, adil bir çözüm bulalım. Aynı şeyi Ege'de bulalım. Biz olması gerekenleri bir an önce yapalım. Kolay değil, Lozan'ın üzerinden 94 yıl geçti. 94 yılda birçok şey değişti.

Erdoğan'ın konuşmasının ardından Yunanistan Cumhurbaşkanı tekrar söze girdi:

"Sayın Cumhurbaşkanı Kıbrıs konusunda, cumhurbaşkanı kıyası yaptınız. Ancak Yunanistan'da anayasa gereği cumhurbaşkanı sizin yetkilerinize sahip değildir. O yüzden katılamadım görüşmelere. Bu karşılaştırma için şeref duydum tabiki. İlişkilerimizin samimiyet ilkesi üzerinde ilerleyeceğine inanıyorum. Dışişleri Bakanımızın da söyleyeceği gibi ben hukuk profesörüydüm. Bir anlaşmanın, hukuk ilkesinin güncellenmesi mümkün değildir. Var olan sözleşmeye yeni bir metin ekleyebiliriz fakat anlaşmayı güncellemek veya reform etme gibi bir kavramı kullanmıyoruz. Bu konuda da sizin samimiyetinize inanarak, bunun altını çizmeyi arzu ediyorum. Aynı zamanda bu ziyaretin tarihi öneminin altını çizmeden edemeyeceğim."

BEN HUKUK PROFESÖRÜ DEĞİLİM AMA...

Pavlopulos'un sözlerine Erdoğan'ın cevabı: Bunu cevapsız bırakmak da kendime saygısızlık olur. Ben hukuk profesörü değilim ama siyaset hukukunu iyi bilirim. Siyaset hukukunda da özellikle 'anlaşmaların güncellenmesi' diye bir şart vardır ve bunu da biz yaparız. Yeter ki ülkeler bu konuda mutabık kalsınlar. Bunun dünyada çok örnekleri var."