Usta oyuncu Münir Özkul vefat etti
Sinemanın usta ismi Münir Özkul 93 yaşında İstanbul'daki evinde hayatını kaybetti
ABONE OL2003 yılından bu yana demans rahatsızlığı yaşayan efsane oyuncu Münir Özkul, İstanbul'daki evinde 93 yaşında hayatını kaybetti.'Habamam Sınıfı'da 'Mahmut Hoca' karakteriyle hafızalara kazınan Münir Özkul, uzun süredir bilinci kapalı bir şekilde yatakta hayatını sürdürüyordu.
Usta sanatçının ölüm haberini alan Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan Özkul'un evine geldi. Belediyenin bir doktorunun da ölüm raporunu vermek için sanatçının evine geldiği öğrenildi.
CENAZE 7 OCAK PAZAR GÜNÜ
Münir Özkul'un kızı, usta sanatçının 7 Ocak Pazar günü Teşvikiye Camii'nde kılınacak cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlanacağını açıkladı.Öte yandan, başta sosyal medyada olmak üzere defalarca asılsız haberlerle babasının öldüğü iddialarını hatırlatan Güner Özkul, "Uzun bir süreçti. Defalarca asılsız haberlerle aslında bugüne hazırlanmış olduk. Sayın Beyoğlu Belediye Başkanımız Ahmet Misbah Demircan'a tedavi sürecinde bizi hiç yalnız bırakmadığı, her aşamasında yardımcı olduğu için çok teşekkür ederiz. Defin sürecinde de yanımızda." açıklamasında bulundu.
ERDOĞAN'DAN TAZİYE MESAJI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sinema ve tiyatro sanatçısı Münir Özkul'un vefatı dolayısıyla taziye mesajı yayınladı. Açıklamada şöyle denildi:
Türk sinema ve tiyatrosunun saygıdeğer isimlerinden biri olan Münir Özkul'un vefatını derin bir teessürle öğrendim.Canlandırdığı karakterler; oyunculuğu ve sanatçı kişiliğiyle, tüm vatandaşlarımızın sevgisini kazanan kıymetli sanatçımız, usta oyuncu Münir Özkul, gelecek nesiller tarafındandan da her zaman sevgi ve saygıyla yad edilecektir.
Türk tiyatrosuna ve sinemasına değerli katkılarıyla milletimizin gönlünde taht kuran merhum Münir Özkul'a Allah'tan rahmet; sanat camiamıza, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.
ÜNLÜLER'DEN TAZİYE MESAJLARI:
ALİ POYRAZOĞLU: KAYMAK GİBİ, BAL GİBİ BİR ADAMDI
Türk tiyatro seyircisinin ve sanatseverlerinin başı sağ olsun. Ratatsızlığından dolayı bir kenara çekilmişti. Çok usta, yaptığından emin, usta bir adamdı. Zor bir adam olduğu söylenir. Hiç öyle bir adam değildi, kaymak gibi bal gibi bir adamdı.
EDİZ HUN: ZAMAN GELİNCE KAYBOLUYORUZ
Bizim bütün camianın sevgilisiydi. İnsan ilişkilerinde son derece saygılı bir beyefendiydi. Çok büyük bir sanatçıyı kaybettik.. Bizle nasıl konuşuyorsa kamera karşısında da öyle doğal bir şekilde aktarıyordu. Zaman gelince kayboluyoruz. Anılardır mühim olan. O anılarda da Münir Özkul başta gelir.
HÜLYA KOÇYİĞİT: ESERLERİYLE YAŞAYACAK
Eşine ve kızına başsağlığı iletiyorum. Yeri doldurulamayacak çok büyük bir sanatçı. Öyle eserler bıraktı ki her zaman bizimle yaşayacak.
ZİHNİ GÖKTAY: SOSYAL MEDYADAN ÖLÜM HABERLERİNE ALIŞMIŞTIK AMA...
Maalesef Münir Ab'nin sosyal medyadan aldığımız haberlere alışmıştık ama artık ajanslardan öğrenince inandım. Her ölüm erken ölümdür. Tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum. Onun hatırasını daima canlı tutacağız.
MÜNİR ÖZKUL KİMDİR?
Münir Özkul, 15 Ağustos 1925 tarihinde İstanbul'un Bakırköy semtinde, eski Osmanlı paşalarından birinin torunu olarak dünyaya geldi. Küçük yaşlarda tiyatroya merak salmış olan Özkul, İstanbul Erkek Lisesi'ndeki eğitiminin ardından oyuncu olmaya karar vererek gözünü sahnelere dikti.
O zamana kadar yaşamını sürdürdüğü ve aşinası olduğu Bakırköy'de bulunan Halkevi'nde oyunculuğa adım attı. İlk amatör sahne deneyimlerini burada gerçekleştiren Özkul, İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda bir süre oynadıktan sonra Ankara Devlet Tiyatrosu'na geçti. Ardından da, İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda profesyonel oyunculuk kariyerine devam etmeye başladı ve artık bağımsız çalışabilecek düzeye geldiğine kanaat getirerek, özel sektöre geçiş yaparak Ses Tiyatrosu'nda sergilenen oyunlarda rol almaya başladı. Ancak buradaki çalışması uzun soluklu olamadı ve hemen ardından yien özel bir tiyatro olan Küçük Sahne'ye geçti.
Küçük Sahne, genç oyuncunun kariyerinin yükselişinde bir dönüm noktası oldu. Çünkü, ilk defa önemli bir oyunda rol alma şansı doğdu. Sadri Alışık, Nevin Akkaya, Şükran Güngör ve Cahit Irgat gibi güçlü oyuncularla, yönetmenliğini Muhsin Ertuğrul'un yaptığı ve Steinback'in aynı adlı romanından tiyatroya uyarlanan "Fareler ve İnsanlar"da oynadı. Yeteneği Musin Ertuğrul'un gözünden kaçmayan Özkul, Küçük Sahne'de ayrıca, "Yarış", "Onikinci Gece", "Aşağıdan Yukarı" ve "Karışık İş" gibi başarılı oyunlarda da yer aldı.
Tiyatro sahnelerinden "tesadüfen" film setlerine geçişi 40'lı yılların sonuna denk düşen Özkul, askerliğini yaptığı dönemde, "Vatan ve Namık Kemal" adlı filmde yönetmen asistanlığı yapan arkadaşı Sırrı Gültekin'i ziyaret için Yeşilçam'a gittiği birgün ilk defa bir filmde figüran olarak rol aldı. Üniformalı bir figüran arayışı içinde olan arkadaşının ricasını kırmayarak, biraz da komik bir anı olsun diye kamera karşısına geçti ve rol aldığı 400'ün üzerinde filmle, Türk sinemasına damgasını vuran önemli karakter oyuncuları arasına girmesini sağlayacak sinema serüveni böylece başlamış oldu.
50'li yılların başlarında, ilk olarak beyaz perdenin siyah-beyaz karelerinde küçük rollerle karşımıza çıkan Özkul, ilk defa 1950 yılında, senaryosu İhsan Koza ile Nazım Hikmet tarafından yazılan ve Vedat Ar'ın yönetmenliğinde çekilen "Üçüncü Selim'in Gözdesi" adlı bir İpek Film yapımında yer aldı. Hemen ardından, 1951'de, yine birer İpek Film yapımı olan "Yavuz Sultan Selim ve Yeniçeri Hasan" ile "Lale Devri"nde yardımcı oyuncu olarak kamera karşısına geçen Özkul, aynı yıl, Muhsin Ertuğrul'un yönetmenliğinde çekilen "Evli mi Bekar mı" ve Baha Gelenbevi'nin yönettiği "Barbaros Hayrettin Paşa" adlı filmlerde başrol oynadı.
Yabancı sinemanın tipik karakterlerinden etkilenen Türk sinemasında, Burhan Felek tarafından Lorel-Hardi ikilisinin kendi kültürümüze uyarlanmasıyla dönüştüğü Edi-Büdü ikilisinin 1952 yılında sinemaya aktarılmış versiyonu olan "Edi ile Büdü Tiyatrocu" ve "Edi ile Büdü" filmlerinde Vasfi Rıza Zobu ile birlikte rol alan Özkul, artık sinema çevrelerinde adını duyurmaya, halktan büyük ilgi görmeye başlamıştı. İlk yıllarında genellikle İpek Film yapımlarında yer alan oyuncu, çoğu zaman komedi türü filmlerde rol aldı ve özellikle mimikleriyle, samimi tavırlarıyla halk tarafından kısa sürede benimsendi. Ancak asıl başarısını Arzu Film yapımlarıyla yakaladı.