Türkiye'yi sarsan kazada pilotlar bayıldı mı?

Hüseyin Başaran’a ait Challenger 604 tipi iş jeti, İran semalarında kelimenin tam anlamıyla yıkıldı. Ve dağa çakıldı. Pilotlar ve kabin memuruyla birlikte 11 kadın can verdi.

ABONE OL
GİRİŞ 13.03.2018 08:56 GÜNCELLEME 13.03.2018 08:59 GÜNCEL
Türkiye'yi sarsan kazada pilotlar bayıldı mı?

Pilotlardan 2’nci Pilot, yani ‘First Officer’ Melike Kuvvet, Türk Hava Kuvvetleri’nde görev yapmış. Döner kanat yani helikopter pilotu. Sonra eğitim aldı ve sabit kanat dediğimiz uçaklara geçti.

Geleneksel olarak bu geçişlerde çoğu zaman sorun çıkıyor. Sonra Türk Hava Yolları’na girmek istedi. Başvurdu ve DLR olarak adlandırılan Alman Havacılık ve Uzay Merkezi’nin hazırladığı, Lufthansa’nın pilot adaylarına uygulamasıyla dünya tarafından tanınan teste girmesi gerekiyordu. Girdi ama başaramadı. Ve THY hayali bitti.

 

DLR testi ilginç bir test. Uçakta kriz anı yönetiminden karaktere kadar birçok özelliğin ipuçlarını veriyor. THY bu testi geçmeyen kimseyi işe almıyor. Bir dönem uçuş okullarında öğretmen pilotluk yaptı.

Geçen yıl öğrenci pilotla Çorlu’da iniş sırasında pervaneyi vurdu. Dört ay önce Başaran Grubu’na girdi. FETÖ vs. damgaları yüzünden hayatı allak bullak olmuş, geçim sıkıntısına düşmüştü. Aklı sıkıntılarından kurtulmuş muydu, bilmiyorum.

BABASI DA PİLOT

Uçağın Kaptan Pilotu Beril Gebeş, babası da pilot ve ailenin kanında olan bir iş. Ticaretle uğraşırken AyJet’te eğitim alıyor ve pilot oluyor. Babası da THY’de kaptan pilot olarak görev yaptı. Şu an Ayjet’te öğretmen pilot. Beril Gebeş, 2 Şubat 2007 tarihinde THY’ye giriyor. Airbus A320 uçaklarında ikinci pilot olarak uçarken yine aynı yıl haziran ayında istifa edip THY’den ayrılıyor. Ardından 2013 yılında yeniden THY’ye girmek için başvuruyor. Ama başvuru için verilen görüşmeye gelmiyor. Genellikle THY, pilotlar için en çok hedeflenen kuruluş. Giren emekli oluncaya kadar uçuyor. Nedensiz istifa eden, ayrılan çok az.

Uçak Kanadalı imalatçı Bombardier 604 modeli. 2001 imalatı. İki adet CF34 tipi General Electric yapımı motoru var. Aslında motorlar askeri A-10 uçağından gelen, sivilleştirilmiş motorlar. Halen Brezilyalı imalatçı Embraer’in farklı uçaklarında da kullanılıyor. Ama bu uçaktaki motorlar fazla yakıt harcayan ve takati yani gücü çok da yüksek olmayan motorlar. Özellikle irtifada yükselirken bana hep zorlanıyormuş gibi gelir. Gövdeyi kıvrak yapmayan bir seri motor. Fazla zorlamaya da gelmiyor. Eğer uçak ağır olursa, motor iyice yetersiz kalıyor gibi. Ama belirlenen şartlarda kullanıldığında performansını da kanıtlamış bir motor.

Yolcular uçağa balonlarla mı binmiş? Bildiğimiz kadarı ile pilotlar buna bu sefer izin vermemişler. Yine de uçak içinde patlayan balonlar, içlerinde helyum gazı olmasa bile tehlike yaratabilir. Tazyiklemedeki değişimlerde de patlama olabilir. Uçakta mum yakılmış olması ve bir yangın çıkması gibi ihtimaller olsa da akıllardan uzak duruyor...

Patron Hüseyin Başaran her zaman kadın pilotlara güvendi. Bulsa, bu uçak tipinde lisanslı bir kadın teknisyen alacaktı. İyi uçak işleten, parayı esirgemeyen bir işadamıydı. Bir sürü işinin dışında Antalya’da tersanesinde harika yatlar yapıyordu. Kendi yatını da yeni bitirmişti. Tekniğe olan merakı yüksekti.

UÇAK SÜRATSİZ KALDI

1- Challenger 604 uçakları genellikle irtifa çıkışları uzun süren uçaklardır. Öyle ok gibi yükselmezler. Rakiplerinin bu özelliği 604’te yoktur. Şarjah Havalimanı kalkışından sonra uçak doğru bir ivme ile yükseliyor. 36 bin feet (12 bin metre) yüksekliğe geldiğinde pilotlar, Hava Trafik Kontrolörü’nden 38 bin feet’e (12 bin 600 metre) çıkmak için izin istiyorlar. Daha yüksekten, daha az yakıt harcayarak, daha az trafikten etkilenerek uçmak istiyor. İran hava sahası meteorolojik olarak çalkantılı. Pilotlar türbülanstan en a az etkileneceklerini düşünerek yükselmek istemiş olabilirler. Uçak 36 bin feet yükseklikte yeterli düz uçuşu da yapmış. Burnunu ağır bir ivme ile kaldırarak tırmanışa başladığı sanılıyor. İşte bu arada uçak birden anormal duruma giriyor. Uçak oto pilottan da atmışsa, iş jetini tutmak için ciddi güç gerekiyor. Stall oluyor. Yani süratsiz kalıyor. Uçak yerçekimine yeniliyor. Önce yatıyor. ‘Yatan uçak sapar ve sapan uçak batar’ sözü gibi yıkılma başlıyor. Üstelik aşağıya, dakikada 13 bin feet (yaklaşık 4 bin 300 metre) kayıpla düşüyor. Bu senaryo doğruysa, uçağın stall olması için birçok neden olabilir. Tırmanma hatası, yangın, parça kopması vs. Ama uçağın aniden burnu aşağı düşünce eğer pilotların omuz kemerleri bağlı değilse, lövye üzerine düşüp dalış hızını derinleştirmiş olabilirler. Ayrıca uçakta fazla yük gibi hareketini sınırlayacak kargo da olabilir. Bu yukarı gidişte uçağı aşağı çeken birçok neden sıralayabiliriz.

2- Uçakta yangın çıkmış olma ihtimali de var. Kazayı yerden gören İranlı köylüler uçağın yandığını söylemişler. Bu da incelemelerden sonra ortaya çıkacak. Bazen uçak düşerken veya virile girdiğinde üzerinden çakan lambalardaki ışıklar bir huzme oluşturuyorlar ve alev gibi görünüyorlar. Yanılgı nerede bilmiyoruz.

3- Uçağın sadece teknisyeninin erkek olduğunu biliyoruz. MNG’den ayrılan bir kişi. Bu uçağın bakımı konusunda tecrübesi var. Zaten MNG şirketinin de Challenger uçakları vardı.

4- Bildiklerimizin tam aksine uçakta bir kabin tazyiklemesi arızası olup pilotlar hızla alçalmak istemiş olabilirler. İşte bu alçalma sırasında pilotların maskelerini takacak zamanları olmamış olabilir. O zaman ve bayılan pilotlar nedeniyle uçakta kontrol kaybı ortaya çıkmıştır. Bundan da emin değiliz.

5- Geçen yıl benzer bir rotada uçan yine aynı tip uçak, önde Emirates’e ait iki katlı yolcu uçağı Airbus A380’in kuyruk rüzgarı türbülansına girmişti. Acil iniş yapan uçak kullanılamaz hale gelmişti. Böyle bir türbülans sonucu mu uçak anormal duruma girdi?

TÜRKİYE’DE İŞ JETLERİ DENETLENİYOR MU?

TÜRKİYE’de iş jetleri Sivil Havacılık Genel müdürlüğü tarafından doğru denetleniyor mu?

Geçtiğimiz yıl yine bir kaza oldu. Atatürk Havalimanı’nda pistten çıkan uçakta çok şükür can kaybı yaşanmadı. Sivil havacılık pilotların uçuş saatleri, dinlenme zamanları, konusunda hiçbir açıklama yapmadı. Özel jetlerde pilotların kendilerini kaptan ilan etmelerinin kuralları, deftere işlenen uçuş saatlerinin doğruluğu gibi birçok soru cevabını arıyor. Pilotlarımız dahil, gencecik insanlar hayatlarını kaybettiler. Onlar gelecekte ne güzel şeyler yapacaklardı. Ya geride kalanlar, onlarsız nasıl hayal kuracaklar? Bu tip uçakları kullanan işadamlarının, pilot ailelerinin hepsinin yürekleri ağzına geldi. İnançları azaldı. Korkuları arttı.

HELEN DAĞI’NDA BULUNAN KARA KUTU AYDINLATACAK

BAŞARAN Holding’in sahibi Hüseyin Başaran’ın kızı Mina Başaran ve 7 arkadaşının Dubai gezisi dönüşü uçak kazasında ölümlerinin ardından dün İran’da arama çalışmaları yapıldı. Mürettebatla birlikte 11 kaza kurbanının cenazeleri uçağın enkazından çıkarıldı. Çocukları kazada ölen ailelerin bir bölümü dün İran Şehrekürd Havalimanı’na gitti. Acılı aileler cenazelerin teslimi için DNA testlerini bekledi.

İstanbul’a gelmek üzere Birleşik Arap Emirlikleri’nden havalanan Başaran Holding’e ait özel jet önceki akşam ülkenin güneydoğusundaki Çaharmahal ve Bahtiyari eyaletinin Şehrikürd kentine bağlı Durk Enar köyü yakınlarındaki Helen Dağı’nda düştü. Kazada 3’ü mürettebat 11 kişi hayatını kaybetti. Jetin kaptan pilotunun Beril Gebeş, ikinci pilotunun Melike Kuvvet, kabin memurunun Eda Uslu, yolcuların ise Mina Başaran, Jasmin Baruh Siloni, Liana Hananel, Sinem Akay, Aslı İzmirli, Burcu Gündoğar Urfalı, Zeynep Coşkun, Ayşe And olduğu açıklandı. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan dün yapılan açıklamada kazayla ilgili şu bilgilere yer verildi:

“İsfahan’ın 80 mil güneybatısında düşen Başaran Holding’e ait TC-TRB kuyruk tescilli Canadair CL-600 tipi özel jetin kaza yaptığı alanda kaza yeri inceleme faaliyetleri vali yardımcısı koordinasyonunda yürütülürken, Türkiye’nin İran Büyükelçilik Müsteşarı da çalışmaları takip etmektedir. Bakanlığımızdan 2’si Kaza Araştırma ve İnceleme Kurulu’ndan, 2’si Sivil Havacılık Genel Müdürlüğümüzden olmak üzere 4 uzman, AFAD’dan 3 uzman toplam 7 kişilik ekip kaza mahalline ulaşmıştır. Kaza yerinde 11 kişinin cesedine ulaşılmıştır. Adli tıp ve kimlik belirleme çalışmalarının ardından cenazeler en kısa sürede yurda getirilecektir. Uçağa ait FDR (flight data recorder) ve CVR (cockpit voice recorder) (Karakutular) bulunmuş olup kaza inceleme heyetine teslim edilecektir.”

Hürriyet