Bakan Gül: Yargıya müdahale edin diyorlar

Adalet bakanı Abdülhamit Gül Haber7.com’a çok özel açıklamalarda bulundu. Gül, Demirtaş'ın tutukluluk süreciyle alakalı çok net konuştu: "Muhalefet partileri resmen bize yargıya müdahale edin" diyor.

ABONE OL
GİRİŞ 07.06.2018 11:20 GÜNCELLEME 07.06.2018 11:29 GÜNCEL
Bakan Gül: Yargıya müdahale edin diyorlar

Adalet bakanı Abdülhamit Gül, Haber7.com’a çok önemli açıklamalarda bulundu. Demirtaş için ilk kez konuşan Gül, “Muhalefet cephesi resmen bize yargıya müdahale edin” diyor.

İbrahim Günay ve Serkan Üstüner'in haberi...

Adalet Bakanı Gül, "HDP'nin eski genel başkanı Selahattin Demirtaş aday olduktan sonra veya aday olduğu için tutuklanmadı. Hakkındaki isnatlar nedeniyle tutuklu olarak yargılanırken Cumhurbaşkanlığına aday gösterildi. Tutukluluğu bir Hükümet tasarrufu değil ki, tahliyesine dair bir şey söylememiz gereksin. Kendisi ile ilgili devam eden bir yargı süreci var, hakkında düzenlenmiş iddianameler var. Tutukluluğuna da karar veren yargı mercileridir. Konu siyasetin, medyanın, adayların dışında bir süreçtir. Yargı sürecidir.

 

 

“BİZE YARGIYA MÜDAHALE EDİN DİYORLAR"

HDP tutuklu yargılanan bir milletvekilini aday gösterirken, herhalde bu durumu biliyor, öngörüyordu. Tutuklamanın usulü, şartları, hangi merci tarafından verileceği ve kaldırılacağı usulümüzde bellidir. Aday oldu diye serbest bırakılsın demek, hukuka ve mantığa sığmaz. Adaylığı yargı sürecini, mahkemelerin yargı yetkisini ortadan kaldırmadı ki, yargılaması devam ediyor.

Muhalefet cephesinin başlattığı bu kampanyanın muhatabı bizsek, açıkça "Yargıya müdahale edin" diyorlar. Yok, eğer muhatabı adli mercilerse, devam eden bir yargılamada mahkemeye telkinde bulunmaya yelteniyorlar. Hem siyaseten hem hukuken problemli bir durum.

KÜRT KARDEŞLERİMİZİN KANINI DÖKEN ŞAHSA SAHİP ÇIKIYORLAR

Siyasetin bütün benzemezleri bu seçimde aynı hizaya dizildiler, hepsi de bu kampanyanın taşıyıcılığını üstlendiler. Millet bunu da sandıkta değerlendirecektir. Kürt kardeşlerimizi sokağa döken, masum evlatlarımızın kanının dökülmesinde sorumluluğu olan bu şahsa arka çıkmak, görüyoruz ki o partilerin tabanında da rahatsızlık meydana getirmiş durumda.

FETÖ ELEBAŞININ İADESİ VE CHP'NİN TEPKİSİ

Öncelikle belirtmek isterim ki, FETÖ elebaşının iadesi, bizim hassasiyetle üzerinde durduğumuz, milletimize ve 15 Temmuz şehitlerimize borçlu olduğumuz bir konudur. Biz bu meseleye bu açıdan bakıyoruz.

Sayın İnce’nin açıklamaları Türkiye Cumhuriyeti’ne Cumhurbaşkanı olma iddiasındaki bir adaya yakışmıyor. Demek ki milli tavır ve milli duruş; CHP rozetini çıkarıp ceketinin yakasına Türk Bayrağı rozetini takmakla olmuyor.

Müddei iddiasını ispatla yükümlüdür. Sayın İnce hangi Amerikalıyla neyi niye konuşmuştur bilmiyoruz.

CHP HEYETİ GELDİ VE BELGELERİ İNCELEDİ

Türkiye FETÖ elebaşının iadesini Amerika’dan 7 kez usulüne uygun bir şekilde talep etmiştir. Hepsinin resmi kaydı dosyası mevcut. İşte dün CHP heyeti Bakanlığımıza geldi belgeleri tek tek inceledi. Bizim çekineceğimiz bir husus yok.

Tek beklentimiz bu konuda politika üstü bir tavır sergilenmesi, doğruların konuşulması. Zira bu mesele iç politika malzemesi yapılabilecek bir konu değil, Devlet mekanizması işliyor, hainleri Türk yargısına teslim etmek için devletimiz tüm hukuksal yolları deniyor.

Sayın İnce bu meselenin en başında kendi devletine, kendi devletinin belgelerine değil de Amerika'dan kendisini arayan bir meçhul kişinin sözlerine inanmakla büyük hata etmiştir.

Ardından bu hatayı telafi etme telaşıyla işlemlerimizde bir eksiklik bulma, üretme derdine girdiler. Açıkçası objektif, tarafsız bir değerlendirme yapabileceklerini tahmin etmiyorum. Terörist başı Gülen’in iadesine gösterdikleri ilgi bizi memnun etse de açıkçası bu arkadaşları inandırıcı bulamıyoruz.

15 Temmuz’u ‘Kontrollü Darbe’, gerçek darbeyi 20 Temmuz olarak gören, Seçim Bildirgesi’nde Terör Örgütü FETÖ ile mücadele hiç geçmeyen bir siyasi hareketin Cumhurbaşkanı adayının, FETÖ elebaşının Türkiye’ye iadesini dert edinmiş olabileceğinden pek emin değilim.

Bu konuyu seçim meydanlarında istismar etmeleri, sadece kendilerine kaybettirir.

Bizim devlet olarak FETÖ'ye de başka terör örgütlerine de tek cevabımız, adaletli bir yargılama ile hak edene hak ettiğini vermektir. Suç işleyen hak ettiği cezayı alacak, suç işlemediyse masumiyeti tescillenecektir. FETÖ üyesi olmadığı halde iftiraya, asılsız ihbara ya da örgütün mor beyin gibi tezgahlarına muhatap olmuş masum vatandaşlarımız süreçte bizim haklı ile haksızı ayırma noktasındaki çabamızı gördü. Yine, etkin pişmanlıktan yararlanarak, verdikleri önemli bilgilerle örgüt hakkındaki soruşturmaların etkin ve adil bir şekilde yürümesine yardımcı olan vatandaşlarımıza da devletimizin şefkat kapısı hep açık oldu.

TÜM FETÖ DAVALARI TİTİZLİLİKLE YAPILIYOR

15 Temmuz’da demokrasi tarihimizin en büyük yıkım ve ihanet girişimine maruz kaldık. Bu girişimin önünde ya da arkasında kim varsa hesabını soran yargımız, kahraman milletimizin beklentisine de süratle karşılık vermektedir.

Hiçbir vatandaşımızın zan ile tahmin ile asılsız ihbar ve benzeri ithamlar ile ekmeğinden, işinden gücünden mahrum bırakılmasına rıza göstermedik. Bu tür asılsız ihbarlara karşı vatandaşlarımızı koruyacak bir mekanizmayı da kanun değişikliğiyle kurarak, soyut ve dayanaksız ihbar üzerine soruşturma başlatılmamasını sağladık. Ayrıca, OHAL Komisyonu'yla olağanüstü hal sürecindeki idari işlemler için bir hak arama yolu oluşturduk, Komisyonun kararlarını da yargı denetimine açtık" dedi.