Bize 'BİZ'i anlatacak mezar taşları

Terörün insanlarımız arasına nifak tohumu saçarak kardeşi kardeşe kırdırma planı yaptığı şu günlerde bizi kendimize getirecek en güzel çağrılardan biri. Mutlaka okumalısınız!

ABONE OL
GİRİŞ 30.10.2007 23:55 GÜNCELLEME 30.10.2007 23:55 GÜNCEL
Bize 'BİZ'i anlatacak mezar taşları

Ne zaman Güneydoğu’dan şehit Mehmetçik haberi gelse, ülkemin herhangi bir köşesinden bir yiğidimizi daha kaybettiğimizi öğrensem Zığındere şehitliğini hatırlarım… Kalbim ağlar sessizce…

Çanakkale’de yan yana yatan, kaderleri birlikte çizilmiş bu diyarın dört bir yanından gelen kahramanları gözümün önüne getiririm. Eminim bu haberleri duymak onları da rahatsız ediyor. Hele hele torunlarından bazılarının ırkçılığı öne çıkarıp asıl değerlerine ihanet ettiklerini gördüklerinde…

Ziyaretlerinizde her zaman, nereden geldiği belli olmayan tatlı bir esinti karşılar sizi, Gelibolu yarımadasındaki Zığındere Sargıyeri şehitliğinin kapısında…

Adeta farklı bir yere geldiğinizi hissettirir…

Daha içerideki kitabede yer alan sevgili Peygamberimizin (S.A.V.) sözleri, Kuran-ı Kerim’den bir ayet ve üstad Mehmed Akif Ersoy’un Çanakkale şehitlerine şiirinden birkaç dize, düşünen insanı şöyle bir kendine getirecektir eminim…

Hemen önünüzde yükselen mütevazı anıt ve Osmanlı Devleti’nin dört bir yanından gelen, doğru dürüst mezarı bile olmayan binlerce silah arkadaşını temsil eden şehitlerimizin özenle dizilmiş albayrakla süslü mezar taşları…
Burayı her ziyaret edişimde bıkmadan, usanmadan okurum o taşları, o isimleri…

Benim için Çanakkale'deki gösterişli bir çok anıttan çok daha değerlidir onlar...

Lütfen sizler de dikkatli bakın o mezar taşlarına. Bütün ideolojilerinizi, bakış açılarınızı, görüşlerinizi, şu kritik günlerde sabahtan akşama kadar kafanızın içine doldurulan bir sürü bilgileri bir kenara koyun.
Bakın işte hemen solunuzdaki sıraya… Hakkari Şemdinli’den Yahya oğlu Turgut…

Silivri’den Maksut oğlu Rüstem… Mahsun…

Yattığınız o toprakta aslında o kadar çok şey söylüyorsunuz ki bizlere…

Peki ya sen Hakkari Yüksekova’dan Şaban oğlu Emin…

Hadi anlatsanıza bizlere, torunlarınıza…

Isparta-Uluborlu’dan Cevad oğlu Bahaddin…

Kütahya Emet’ten Yusuf oğlu Yasin…

Mardin Kızıltepe’den Aziz oğlu Mahmud…

Fethiye’den Rükneddin Oğlu Himmet…

Adıyaman Gerger’den İbrahim oğlu Ahmet!!

Sizler… Dünyayı şöyle bir sallayan kahramanlar… Nasıl yatarsınız burada sakin sakin…

Hadi kalkın ama…

Çünkü ben dirilerden ümidi kestim…

Desenize bizlere…Hangimiz haksızlığa uğramadık ? Hangimiz bağrımıza taş basmadık?

Sizler değil miydiniz? Halife cihad ilan ettiğinde arkasındaki nedenleri hiç sorgulamadan bu çağrıya uyan…

Sizler değil miydiniz Çanakkale’de Zığındere’de makinalı tüfeklerin namlularının ucunun kızardığı, şarapnellerin, kolların, bacakların kan yağmuru altında havada uçuştuğu, Bursalı Mehmet Nihat’ın:

“Siperler muharebede derin birer mezbaha halindeydi…. Bombardıman o kadar müthiş olurdu ki bu ateşin altında ileri hatlarda canlı insan kalacağına ihtimal verilmezdi.” dediği o dehşetli tablonun kahramanları…

Anlatsanıza İngilizler tarafından şehid edilen arkadaşlarınızın intikamını almak için ettiğiniz yeminleri…

Ya sen 57. Alay şehitliğinde yatan 4. Bölük Komutanı Diyarbakırlı Teğmenim Şevki… Arıburnu’nda Anzakların döşediği lağım patlayınca havaya uçanların memleketleri nereydi acaba? Anlatsana neler hissettiğini bizlere?

Anlatsanıza… Sarıkamış’ta birlikte donduğunuzu… Beyaz ölümün bile hiçbirinizi ayırmadığını… Açlıktan bir deri bir kemik kalmış, soğuktan kirli gri renge dönüşmüş hareket etmeye mecali olmayan ellerinizle hep birlikte at pisliğinin içinde ağzınıza atacak bir arpa tanesi aradığınızı… Ağrı Patnos’tan Mesut oğlu Yusuf… Afyon Davulca’dan Dedeoğlu İhsan...
Haykırsanıza aslanım, tifüs binlercenizi kırıp geçirirken bile ayıramadı ya sizi…

Van - Başkale'den Selahaddin oğlu Duran! Sizler değil miydiniz? Yozgat’lı Ziveroğlu Ahmet’le beraber köyünüzde nişanlınız, sözlünüz , gözü yaşlı sevdiceğiniz yolunuzu beklerken Galiçya’da Polonyalı kızlara aşık olan… Öz be öz düşmanınız Rusların siperlerine gidip karşılıklı çay içen , sonra kendi siperinize dönüp yeniden bombardımana başlayan…
Anlatsanıza o cehennemi sıcaklarda günlerce aç, susuz bir halde çölü geçerek bir Donkişot misali Süveyş kanalına saldırdığınızı… Filistin’de, Nablus’ta , Tulkarim’de Türk, Kürt demeden General Allenby’nin süvarilerine hep birlikte teslim olduğunuzu… Esir kamplarında bin yıldır birlikte yaşadığınız vatanınızın, evinizin, Anadolunuzun hasretiyle yanıp tutuştuğunuzu…

O kadar aşıktınızki bu topraklara…

Ordu Perşembe’den Ethem oğlu Rıfkı, Tunceli-Hozat’tan Velioğlu İbrahim, Samsun’dan İdris oğlu Baki, Urfa’dan İbrahim oğlu Abdülkerim…

Trabzon’dan Üsteğmen Ethem oğlu İdris…

Siz değil miydiniz? Mustafa Kemal Paşa hepinizi göreve çağırdığında her bir yandan koşup gelen… Afyon Kocatepe’de hep birlikte Allah’a dua edip işgalci Yunan askerine Dumlupınar’ı dar eden? Ya da Fransızları güneyden kovan?

Lütfen kalkın kahramanlar... Bu ülkenin insanları daha önce alevi-sünni, sağcı-solcu diye birbirine düşman edilirken şimdi Türk-Kürt diye mi kırdırılacak?

Sesiniz ta Kandil dağı'ndaki terör kamplarında duyulsun! Söyledikleriniz bu milletin bütün fertlerinin şuuruna işlesin!

Terörist kamplarının hiçbir şekilde sivillere zarar vermeden yok edilmesinin hedeflenmesi gerekirken “Erbil’i dümdüz edelim! , Musul’u da Kerkük’ü de alalım!” çığlıkları atan, şehit sayısını çok daha artıracak mantık dışı hareketlere çağıranlara, ırkçı vurgular yapan, teröristle vatandaşını ayıramayıp rencide edici sloganlarını söyleyip, yazılar yazanlara karşı da gerekli cevabınızı verin.

Lütfen dirilin artık !

Bu toplum, en büyük amacı karşılıklı ırkçılığı körüklemek olan (bunu bugüne kadar her şeye rağmen başaramayan, ancak tohumlarını atan) PKK terör örgütünün (ve tabi ki destekçilerinin) oyununa asla gelmemeli!

Öyleyse ne duruyorsunuz mezarınızda…

Tarihçi-Yazar Dr. Tuncay Yılmazer
www.geliboluyuanlamak.com