Tehlikedeki Türk dilleri için 130 bilim adamı çalıştı
Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Musa Yıldız, Ahmet Yesevi Üniversitesi’nin yaptığı çalışmalar ile ilgili haber7.com’a özel açıklamalarda bulundu.
ABONE OLHaber7.com / İbrahim Günay
Yıldız, BM’nin "Tehlikedeki Diller Projesi" kapsamında tehlikedeki Türk dilleri ile alakalı dünyada 130 bilim adamına çalışma yaptırdıklarını ve çok önemli 4 eser ortaya çıkardıklarını açıkladı.
Yıldız’ın açıklamalarından satırbaşları:
Soru: Bize üniversitenizin çalışmalarından bahseder misiniz?
Ahmet Yesevi Üniversitesi Türkiye ve Kazakistan’ın ortak üniversitesi, 1991 yılında şuandaki Kazakistan’ın mevcut devlet başkanı Nursultan Nazarbayev tarafından kuruluyor. 16 Aralık 1991 tarihinde Kazakistan bağımsızlığını ilan ettikten sonra Türkiye-Kazakistan ilişkileri artıyor. Zaten Kazakistan’ın bağımsızlığını ilk tanıyan ülke Türkiye’dir. Bu gelişmelerden sonra Ahmet Yesevi Üniversitesi, Türkiye-Kazakistan ortak üniversitesine dönüştürülüyor. Adı Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk Kazak Üniversitesi oluyor.
GİDİŞ-DÖNÜŞ YOL PARASI, KALACAK YER VE BURS
Üniversitemizde 10 fakülte, 1 Yüksek Okul mevcut. Türkiye’den öğrencilerimizi ÖSYM sonuçlarına göre alıyoruz. Üniversite imtihanı ile aldığımız bu öğrencilerin yılda bir defa gidiş dönüş yol parasını veriyoruz. Kalacak yer ve aylık belli bir miktar burs veriyoruz. Türkiye’den öğrenci kontenjanımız 100. Bunun dışında Kazakistan’dan ve dünyanın çeşitli yerlerinden Türk ve akraba topluluklarından öğrenci alıyoruz.
Bir misyon üniversitesiyiz. Üniversitenin kuruluşundan yaklaşık 800 yıl önce orada yaşamış Hoca Ahmet Yesevi Hazretlerinin o dönemde ücretsiz olarak öğrencilere ders verdiği o yapıyı yaşatmaya gayret ediyoruz. O dönem Hoca Ahmet Yesevi öğrencilerini yetiştirip Anadolu’ya ve Balkanlara göndermişti. Biz de arzu ediyoruz ki aynı düşünceyle bütün Türk dünyasına kaliteli öğrenciler yetiştirelim. O yüzden bizim 9 bin öğrencimizin bin 500’ü Kazakistan dışından. Bu yıl itibarı ile 17 ülkeden 33 Türk ve akraba topluluğundan öğrencimiz var.
Soru: Erdoğan ve Nazarbayev’in üniversitenize verdiği büyük desteğin sebebi nedir?
Bu teveccühün nedeni özellikle üniversitenin adının Hoca Ahmet Yesevi hazretleri olmasına borçluyuz. Çünkü Hoca Ahmet Yesevi Türklerin birlik ve beraberlik sembolü ve bize yüce dinimiz İslam’ın ahlaki öğretilerini Türkçe olarak ilk öğreten kişidir. Bundan dolayı bu değerli büyüklerimiz onun adının olduğu bir üniversitede kaliteli eğitim olması açısından maddi-manevi desteklerini esirgemiyorlar. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan 2015’te üniversitemizi ziyaret etmişti ve kendisine fahri profösörlük ünvanı verilmişti. Tabi bunun yanı sıra Cumhurbaşkanımızın en yakınındaki kişilerden biri olan Doç. Dr. İbrahim Kalın da üniversitemizin mütevelli heyetinde yer alıyor. Yaptığımız çalışmalar hakkında İbrahim Kalın aracılığıyla Sayın Cumhurbaşkanımızı hızlı bir şekilde bilgilendirmeye gayret ediyoruz.
Soru: Üniversitenizin hazırladığı eserler nelerdir?
Üniversitenin idari işlerini bir taraftan yürütürken, diğer taraftan 2015 Mayıs ayından beri atandığımız bu üniversitenin adını taşıdığı değerli büyüğümüzü tanıtma yoluna gittik. Girişimlerimizle birlikte Hoca Ahmet Yesevi’nin vefatının 850. yıl dönümü münasebetiyle UNESCO’ya başvurduk. UNESCO, 2016-2017 yıllarını Hoca Ahmet Yesevi sezonu ilan etti. Bir diğer çalışmamız Ankara’da Divan-ı Hikmet sohbetleri başlattık. 2 yılda 16 sohbet yaptık. Yaptığımız bu sohbetlerin sonunda da kitap haline getirip yayınladık. Konferansların başladığı 12 Ocak 2016’da Divan-ı Hikmet’i bir tarafta Çağatay Türkçesi Arap harfli orjinali ve diğer taraftan sadeleştirilmiş Türkiye Türkçesi ile yayınlamış olduk. Onun bir diğer eseri de Fakirname’siydi, bu daha önce makale olarak İstanbul’da yayınlanmıştı. Biz onu kitap haline dönüştürdük. Onun dışında da iki tane Farsça eseri var. Onlar daha önce hiç Türkçeye çevrilmemiş onları Türkçeye de çevirtmek bize nasip oldu. Tüm bunların yanında Hoca Ahmet Yesevi’nin öğrencilerinin eserlerini de yayınlamaya gayret ediyoruz.
TEHLİKEDEKİ TÜRK DİLLERİ PROJESİ
Bunların dışında Tehlikedeki Türk Dilleri diye bir proje yaptık. BM’nin Tehlikedeki Diller projesi var. O proje kapsamında biz tehlikedeki Türk dillerini ayırdık. Buradaki dillerle ilgili dünyada 130 bilim adamına çalışma yaptırdık. 4 ciltlik Tehlikedeki Türk Dilleri eseri ortaya çıktı. Bu şekilde de dünyadaki Türk dilleri ile ilgili de çalışmalar yapıyoruz. Bugüne kadar Türkiye’de Hoca Ahmet Yesevi’yle ilgili bir hikaye kitabı bile yoktu. Çocuklarımıza yönelik bir hikaye kitabı da yayınladık. Divan-ı Hikmet’i görme ve işitme engelli kardeşlerimiz için sesli betimlemeli ve işaret dilli olarak hazırladık. Bugüne kadar 50’ye yakın kitap yayınladık. Hepsi web sayfamızda mevcut. Başka dillerde de Hoca Ahmet Yesevi bilinsin diye Kırgızca olarak da Divan-ı Hikmeti çevirttik. Bunların dışında Divan-ı Hikmet’ten Seçmeler var, bu seçmeleri Arapça İngilizce, Rusça, Kazak Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi ve Divan-ı Hikmet’ten Romence olarak hazırladık.
Son zamanlarda Türk dünyası ile alakalı özel uluslararası kuruluşlar kuruldu. Bunlardan bir tanesi İstanbul’da kurulan Türk Keneşi, bunun dışında Ankara’da TÜRKSOY var, bunların yanında Bakü’de TÜRKPA var, Bakü’de yine Uluslararası Türk Milli Kültür ve Miras Vakfı var, Kazakistan’da Uluslararası Türk Akademisi var. Bu kuruluşlarımızla birlikte dünyada söz sahibi olmaya başladık. Biz bu kuruluşlarımızın faaliyetlerini yakından takip ediyoruz. Üniversite olarak da bunlara bilimsel anlamda destek veriyoruz. Ahmet Yesevi Üniversitesi olarak da bu sene Türk Keneşi’ne bağlı olan Türk Üniversiteler Birliği dönem başkanlığını yürütüyoruz. O açıdan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Türk dünyasında büyük bir açılımı var. Bundan sonrada bu açılımlar kardeşlik hukuku çerçevesinde artarak devam edecektir diye düşünüyorum.