İstanbul'un özeti: Güvenli şehrin keşmekeşliği
Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk Yeni Şafak Gazetesi'ndeki köşesinde İstanbul ile ilgili önemli bir yazı kaleme aldı.
ABONE OLAK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, geçtiğimiz pazartesi günü gazetecilerle buluşmasında şöyle bir bilgi de vermişti. 2018 yılında ''12.5 milyon turist İstanbul’u ziyaret etti.''
Bunun en önemli nedeni nedir diye sorduğumuzda da, ''İstanbul’un güvenli bir metropol olması'' demişti.
Bir de ''İstanbullulara en çok neden şikayetçisiniz'' diye sorulan soruya verilen cevaptan bahsetmişti. Cevap ne terör ne deprem. Cevap, ''Nüfus yoğunluğu… Yani kalabalık, ulaşım ve trafik.''
İlginç değil mi, İstanbullular ''kalabalık''tan, ''keşmekeşlik''ten şikayetçi. Bir bilgi daha, İstanbul’da günlük mobilite 31 milyona ulaşmış! Yani günden 31 milyon insan yaya veya araç ile dolaşımda.
GÜVENLİK GÖREVLİLERİNİN ÖZVERİSİ SAYESİNDE GÜVENLİ ŞEHİR İSTANBUL
Birçok handikabı içinde barındırsa da kendi ölçeğindeki birçok metropolden daha güvenli bir şehir İstanbul. Londra’dan ve New York’tan bile.
Peki bunun en önemli nedeni ne?
Binali Yıldırım, ''Güvenli şehir İstanbul'' diyor. Yani güvenlikli şehir!
Neredeyse günlük sirkülasyon 20 milyonun üzerinde. Çorlu'dan, Gebze’ye hatta Kocaeli’ne kadar uzanan hatta günlük trafik olağanüstü.
İnsan seli İstanbul’da bir o yana bir bu yana akıyor. Ve bu akış esnasında son dönemde daha güvenliyiz. Güvenlikli bir şehir oluyor İstanbul.
Nedeni, güvenlik güçlerinin özverili çalışması. Teknolojiyi kullanması ve 15 Temmuz sürecinden sonra önleyici tedbirlerin artırılması.
''Güvenli metropol İstanbul'' algısının ve gerçeğinin arkasında, İçişleri Bakan Süleyman Soylu ve kurmaylarının; İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan ve mesai arkadaşlarının büyük emeği var. Bir ismi daha anmama müsaade edin, bir önceki İstanbul Valisi Vasip Şahin’in.
Suç ve suçluyla mücadele konusunda İstanbul’a özgü çalışma prensipleri geliştirdiler. Güvenlik kameralarından yüz tanıma, davranış okuma gibi tekniklerden tutun da görünür olmaya kadar birçok çalışma prensibi İstanbul'a uygulanıyor.
Polisin daha görünür olduğu muhakkak. Sadece asayiş polisleri değil artık trafik polisleri de görünür oldu. Şu anda henüz ''demo'' niteliğindeki gece bekçileri projesi de mahallelerin güvenliğini artırdı.
BİR ÖNERİ: ANA ARTERLER ÜZERİNDEKİ PARKLARA GÜVENLİK GÖREVLİSİ KONULAMAZ MI?
Tam da bu noktada bir önerim olacak. İstanbul’un toplu ulaşım ana arterleriyle bağlantılı park ve bahçelerin bir kısmında ''özel güvenlik'' görev yapıyor bir süredir. Örneğin Eyüp Otakçılar Parkı'nda 24 saat görev yapan özel güvenlik personeli var. Çünkü park, metrobüs hattı üzerinde ve sürekli sirkülasyon söz konusu.
Bu basit tedbir bir zamanlar akşam alaca karanlığında oradan geçmekte tereddüt edenlerin artık kendilerini daha güvenli hissetmesine neden oluyor.
Edirnekapı Şehitlik’te de aynı uygulama var.
Bu uygulamanın yaygınlaştırılması İstanbul’un güvenli şehir olmasında büyük katkı sağlar diye düşünüyorum.
İstanbul, muadili olduğu metropollerden daha güvenli. Bunun bir başka nedeni de son dönemde İstanbulluların suça meyilli kişileri hızla ihbar etmeleridir.
Trafikte olsun, diğer konularda olsun daha bilinçli vatandaşlar. Örneğin daha dün yaya geçidine park etmiş bir aracın fotoğraflarını çekip internet üzerinden şikayet eden bir İstanbullu gördüm.
Önleyici tedbirler, istihbarat ve görünür olan güvenlik güçleri sayesinde İstanbul şimdi daha güvenli.
Ama keşmekeşliği yani nüfus yoğunluğu çekilmez boyutlarda.
İMAR PLAN TADİLATI DENEN BELADAN KURTULMADIKÇA
Bunun en temel nedeni, yanlış şehirleşme, yanlış imar ve yanlış mimari.
Son dönemde başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere yetkililer ''yatay mimari''den söz ediyor. Heyula gibi yan yana dikilmiş devasa binalarda milyonlarca insan yaşıyor. Dar alandaki bu yoğunluk İstanbul’un geneline ''keşmekeşlik'' olarak yansıyor.
Burada da iş yerel yönetimlere düşüyor.
Binali Yıldırım kendisini de bağlayacak şeklide şöyle dedi son buluşmamızda,
''Ben eğer başkan olursam, İstanbul Büyük Şehir Meclisi'nin en önemli konusu imar plan tadilatı olmayacak. İmar fonksiyon değişiklikleri olmayacak. Bütün yanlışlık burada.''
İstanbul güvenli bir metropol oldu ama bu özveriyle, olağanüstü gayretle oldu. Güvenlikli şehir algısının pekişmesi ve sürdürülebilir olması için, keşmekeşlikten de kurtulmak gerekiyor. Bunun çaresi de yerel yönetimlerin ''iltimas ya da adam kayırmadan'' yeni imar düzenini harfiyen uygulamasıyla mümkün.
Bu son sözlerime, Ak Parti'nin İstanbul'daki çok önemli bir isminin söylediği şu cümlesini ilave etmek istiyorum. ''Doymuyorlar!''
Bir İstanbullu olarak arz ederim.