Türkiye karşı hamle yapabilir! 10’da 1’iyle çökerler
Türkiye ile 2016’da imzaladığı ‘Mülteci Mutabakatı’na uymayan AB, Suriye’deki ‘güvenli bölge’ tezine de karşı çıkıyor. Ankara bu nedenle Avrupa’ya gitmek isteyen mültecilerin önündeki bariyerleri kaldırmayı ve kapıları açmayı tartışıyor. Böylece AB mülteci gerçeğini hissederken denizdeki riskler azalacak.
ABONE OLTopraklarındaki 4 milyon Suriyeliyi vatanına döndürmek için terörden arındırılmış ‘güvenli bölge’ kurmayı planlayan Türkiye’ye karşı cephe genişliyor. Mısır, Fransa, Almanya, Ürdün, Suudi Arabistan ve İngiltere ile birlikte ortak deklarasyon yayınlayarak Türkiye’nin müdahalesine karşı olduğunu duyuran ABD, bir adım daha attı. ABD, ‘Türkiyesiz’ güvenli bölge planını masaya getirdi. Brüksel’deki NATO Savunma Bakanları toplantısından önceki açıklamasında ABD Savunma Bakanı Patrick Shanahan, “Suriye’nin kuzeydoğusunda bir gözlem gücü kurulması potansiyeline ilişkin farklı bir fırsat var. Bu çabalara kim öncülük edecek? Şurası açık ki, kaynakları ve kabiliyetleriyle koalisyon bir seçenek. Değerlendirdiğimiz bir seçenek bu ve şu anda halen tartışılma aşamasında dolayısıyla sayı telaffuz etmek istemiyorum” dedi. Suriye’nin kuzeydoğusunda gözlem noktaları kurulacağını bildiren Shanahan’ın güvenli bölgenin Türkiye kontrolünde olacağına ilişkin hiçbir mesaj vermemesi dikkat çekti.
DENETİMLER AZALACAK
Güvenli bölge planı sabote edilmek istenen Türkiye ise ABD ve Avrupa’ya karşı 18 Mart 2016’da imzalanan ‘Mülteci Mutabakatı’nı masaya getirmeyi gündemine aldı. 2011 yılından beri milyonlarca mülteciyle baş başa bırakılan Ankara, anlaşmanın hiçbir maddesinin yerine getirilmediğini ortaya koyacak. Güvenli bölgeye direncinin devam etmesi durumunda, Avrupa’ya gitmek isteyen mültecilere sınır kapıları ardına kadar açılacak. Ayrıca deniz yoluyla Avrupa’ya gitmek isteyenlerin önüne geçmek için uygulanan sıkı denetim mekanizması da gevşetilecek.
AVRUPA’YI KORUMAYALIM
Ankara’nın planına uzmanlardan da destek geldi. Mültecilerin sorunlarıyla ilgilenen Avukat İbrahim Ergin, “Türkiye göçmenler kaçmasın diye bir çaba sarf ediyor. Bununla ilgili insan kaynağı oluşturuyor, geri gönderme merkezleri inşa ediyor, iade anlaşması kapsamında iade edilenler için ek maliyet oluşuyor. Devlet nasıl Suriyeliler için doğuda kapıları açtıysa, aynı şekilde de çıkmaları için batının kapılarını açmalı. Kapılar açılırsa hem kaçak geçişlerdeki ölümleri engellemiş oluruz hem de ek maliyeti azaltırız. Avrupa’nın korunmasına yaptığımız yardımı kesebiliriz” dedi.
AVRUPA DA HİSSETMELİ
Mülteci krizinin Suriye meselesiyle birlikte doruğa çıktığını söyleyen Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Uğur Yıldırım, şu yorumu yaptı: “Dünyanın en fakir ülkeleri bile Avrupa’dan daha fazla mülteciye sahip çıkıyor. Fakat Avrupa hiçbir sorumluluk üstlenmemek için her yolu deniyor. Türkiye şu anda dünyada en fazla mültecinin olduğu ülke. Yol üzerlerine dikenli teller koyarak mülteci akını durdurabilirsiniz ama insanlığı durduramazsınız. Suriye gerçeğini Avrupa’nın hissetmesi gerekiyor. Bunun için sınır kapılarının mültecilere açılması konuşulabilir. Türkiye üzerinden insanlar istedikleri bölgelere gidebilmeli.”
10’da 1’iyle çökerler
AB Uzmanı Can Baydarol da AB’nin riske girmek istemeyeceği tek konunun mülteciler olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Türkiye’nin bu anlamda elinde çok kuvvetli bir kozu var. Eğer güvenli bölge konusunda verilen sözler tutulmazsa Türkiye önceden olduğu gibi mülteci anlaşmasının iptalini sadece gündeme getirmekle kalmaz, uygulamaya geçer. Aslında bu, Avrupa’ya karşı elimizdeki tek güçlü koz. AB’nin yapacağı herhangi bir hatada Türkiye bu kartı oynamalıdır. Bu konuda AB’nin herhangi bir söz söyleme hakkı bulunmadığını bu nedenle de sessiz kaldığını herkes biliyor. Türkiye hakkında söz verilen güvenli bölge oluşturulmazsa göçmen anlaşmasını mutlaka gözden geçirecektir. Bunu kullanmalıdır da. Güvenli bölge oluşturulmaması halinde Türkiye’deki göçmenlerin bırakın yarısını, 10 da 1’i AB’nin kapısına dayansa Avrupa çökecek pozisyonda şuan. Son olarak İtalya ve Fransa arasındaki kavgaya baktığımızda mülteciler konusunda ciddi diplomatik kavgalar veriyorlar ki, Avrupa ülkeleri komik rakamlarda mülteciyi bile almaya yanaşmıyorlar. Önceki dönemlerde de Erdoğan bu kartı Merkel’e karşı oynamıştı, güvenli bölge sağlanmaması durumunda bu kart artık tehdit olmaktan çıkar, hayata geçirilir.”