ABD Gezi’yi böyle yönetti! İşte satır satır o konuşmalar
Gezi iddianamesinde Osman Kavala’nın ilginç temasları yer aldı. Dönemin ABD Büyükelçiliği Siyasi İşler Konsolosu Yuri Kim, Kavala’dan Washington’daki basın toplantısında Gezi ile ilgili soru sordurmasını isteyip ABD yönetiminin topa gireceğini söylüyor.
ABONE OLGezi Parkı kalkışmasına ilişkin hazırlanan iddianamede, hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Osman Kavala’ya dair çarpıcı bilgiler var. Gezi eylemleri sırasında Kavala’nın başta gaz maskesi olmak üzere yiyecek-içecek temini için banka hesabı açtırdığını kaydeden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, olayların başladığı 31 Mayıs 2013 günü Kavala ile ABD Büyükelçiliği arasındaki görüşmeye dikkat çekti. Buna göre Kavala, Gezi eylemlerinin henüz başlangıç aşamasında hükümeti baskı altına alabilmek için ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsüne sipariş soru sordurttu. 1 Haziran 2013’te ABD Dışişleri Sözcüsü Jen Pisaki’nin olağan basın toplantısında Gezi Parkı olaylarına dair Türkiye’yi eleştiren sözler sarf etmesi için sipariş soruyu ise ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nde o dönem ‘Siyasi İşler Konsolosu’ olarak görev yapan Yuri Kim istedi.
PİSAKİ ‘PASI’ BÖYLE ALDI
İddianameye göre Kavala, 31 Mayıs’ta telefonunda ‘ABD Büyükelçiliği Yuri’ şeklinde kayıtlı olan Yuri Kim’i aradı. Saat 18.51’deki görüşmede büyükelçilik görevlisi Yuri Kim, Osman Kavala’ya ABD’nin Gezi Park’ında yaşananlarla ilgili nasıl açıklama yapabileceğine ilişkin tüyolar verdi. Verilen bu tüyo sonrası harekete geçen Kavala, Washington’daki bağlantılarını kullanarak Dışişleri Sözcüsü Pisaki’ye Yuri’nin yönlendirmesiyle soru sordurttu. ‘Pası alan’ Pisaki ise o gün Türkiye’yi uyarır bir tonda şu sözleri sarf etti: “Polisin protestocuları dağıtması sırasında yaralananların sayısına dair kaygılıyız. Türkiye’nin uzun vadeli istikrarı, güvenligi ve refahını en iyi garanti altına almanın yolu, ifade, toplanma ve dernek kurma gibi temel özgürlüklerin onaylanmasından geçiyor. Eylemciler de bunu yapıyordu.”
O KADINDAN KAVALA’YA EMİR
İşte, Yuri Kim ile Osman Kavala’nın iddianameye giren telefon konuşması:
YURİ: Washington’da basında arkadaşların varsa devlet binasında soru sormalarını söyle basın toplantısında.
KAVALA: Evet var. Toplantı ne zaman?
YURİ: 1 civarı gibi bir şey. Onlara soruyu sormalarını söyle ve ona bir giriş yaparız.
KAVALA: Yani şey gibi, soru mu..?
YURİ: ‘Süreç hakkında ne düşünüyorsunuz.’ Çok zaman yok o yüzden telefon görüşmelerine şimdi başlasan iyi olur.
KAVALA: Evet tamam. Muhteşem.
PARA SAÇMIŞ
Gezi’yi arka planda aktif şekilde yöneten Osman Kavala, iddianameye göre eylemcilere para dağıttı. Provokatörlerin Kavala tarafından nasıl finanse edildiği, 2 şüphelinin telefon görüşmesine yansıdı. Buna göre, eylemcilerden Cemrecan A. ve İlayda A. telefon görüşmesinde, Osman Kavala’dan nasıl para isteneceğine ilişkin metodu tartışıyor. Görüşmede taraflardan biri aynen şunu söylüyor: “Kavala’nın sekreterini arasana para lazım. Parayı aldıktan sonra da ‘dayanışma yemeği var’ diyerek bilet sat. Yolumuzun üstü zaten Osmanbey’deyiz. Giderken uğrarız, oradaysa koparırız para... Ortak, onun işleyişini biliyorum. Adama gidiyorsun, adam diyor ki, şu gün şu saatte gelin paranızı vereyim.”
MALZEME OFİSİ GİBİ!
Kavala’nın iddianamede yer alan telefon tapelerinde Gezi kalkışmasında kullanılacak malzemelerin temini için hesap numarası açtırdığı da belirlendi. Göstericilerin polisle çatışmaya girerken kullandıkları gaz maskesinin dışında gözlük ve yiyecek-içecek gibi ihtiyaçlarını da büyük oranda Kavala temin etti. Ayrıca Gezi Parkı’nda kullanılması için masa ve ses sistemleri gibi malzemeleri de yine Kavala’nın getirttiği kaydedildi. Kavala’nın Cumhuriyet gazetesi yazarı Ahmet İnsel’le yaptığı telefon görüşmesinde söyledikleri ise ilginç. O dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilgili olarak Kavala, “Hani ben Cumhurbaşkanı olacak falan diyordum. Bunu Cumhurbaşkanı da yaptırmamak lazım. Bu herifi halletmeleri lazım bu saatten sonra” diyor.