İYİ Parti'den FETÖ mesajlı rezillik! Çektikleri reklam filmi olay oldu

Haber7.com yazarı Muharrem Çelik, İYİ Parti'nin son çektiği skandal reklam filmi hakkında "İYİ Partiden 'Gülen Bebek' Reklamları" adlı çok çarpıcı bir yazı kaleme aldı. İYİ Parti reklamındaki açık FETÖ mesajları gözlerden kaçmazken, klibin Ekrem Dumanlı'nın Millet İttifakına oy istediği görüntülerle aynı zamanda çıkması dikkat çekti.

ABONE OL
GİRİŞ 21.03.2019 13:55 GÜNCELLEME 28.03.2019 17:38 GÜNCEL
İYİ Parti'den FETÖ mesajlı rezillik! Çektikleri reklam filmi olay oldu

İşte Muharrem Çelik'in o yazısı;

 

 

İYİ parti "Daha yeni başlıyoruz!" sloganıyla bir reklam filmi yayınladı. Reklam onlarca mesaj içeren bir şarkı ve klipten oluşuyor. Reklam filmini izleyince eminim ki herkes "Neye yeni başlıyorsunuz?" sorusunu soracak. Çünkü bu bir parti reklam filminden çok bir terör örgütü mensubunun sorgulanmasını anlatan Hollywood filmlerini anımsatıyor.

"Herkes için var mı kelepçen?", "Direndiğin ben değilim uyan" gibi mesajlar içeren bir reklam filminin yerel seçimler için hazırlandığını iddia etmek mümkün değildir. Herhangi bir bağlamı olmayan ve anlamlandırılması güç olan bu reklam filmine biraz dikkatli bakınca mevcut iktidarın ve Cumhurbaşkanının tehdit edildiği görülecektir.

Partilerin seçim reklamlarında temel amaç öznenin vurgulanması şeklinde olur. Genelde de ya liderin ön plana çıkarılması ya da bir sorun ve çözümünün ortaya konulması amaçlanır. Ancak bu reklam filminde alışılmışın dışında, şarkının sözlerinin öznesi meçhuldür. Şarkının sözlerine bakınca hitap edilen bir kitle ve bu kitlenin ortak eyleme geçmesi gerektiği vurgulanan bir "düşman" resmedilmeye çalışılmış. Ayrıca gözaltında ya da tutuklu olan bu kitleye, iş birliği yapmaması telkin edilerek dışarı çıkarılacaklarına dair büyük bir umut ve motivasyon mesajı veriliyor. Şarkının gizli öznesini de bu "düşman" oluşturuyor.

Reklam filminde Türkiye’de sadece Gösteri ve Yürüyüş yapma ve Sosyal Medyadan birtakım paylaşımlarda bulunma nedenleriyle haksız yere gözaltına alınmış bir kitlenin bulunduğu algısı oluşturulmaya çalışılmış. Ancak bu durum göründüğü gibi değildir. Zira Türkiye’de hiçbir zaman bir güruh bu sebeplerden dolayı aktarılan şekilde bir uygulamaya maruz kalmamıştır. O zaman bu reklam filminde özgürlüğüne kavuşturulacağı vurgulanan kitle kesinlikle gösteri ve yürüyüşten dolayı gözaltına alınmış ya da tutuklanmış kişiler değildir.

Daha önemli olan ve üzerinde durulması gereken diğer algı ise videonun şarkı sözleri ile birlikte değerlendirilmesi durumunda açıklık kazanıyor. Bunun ortaya konulabilmesi için şarkı sözlerinde yer alan "Ama zilin sesini duydun bak ikinci raund başladı" ifadesini değerlendirmek gerekiyor. Bu ifadeden ilk raundun sona erdiği, bunun gizli özneye karşı kaybedildiği ve birisinin de zili çalarak ikinci raundu başlattığı anlaşılıyor. Reklamın sonunda da bir sorgu odası olarak canlandırılmaya çalışılan yerin duvarı yıkılarak, sorgusu yapılan kişinin dışarı çıkartıldığı görülüyor. Buradan da ikinci rauntta tutuklu olan birilerinin dışarı çıkarılmasının amaçlandığı gözlemlenmektedir.

Ele aldığımız reklam filmine ek olarak geçtiğimiz günlerde yine İYİ Parti tarafından "iyilik mucizedir" sloganı ile yayınlanan reklamda solmuş olan çiçekler için "O çiçekler sabah uyanacak" ifadesinin kullanıldığını belirtmek gerekiyor. Her iki reklamda da bağlamı olmayan ileriye dönük mesajların verilmesi düşündürücüdür. İşte bu noktada sağır ve dilsizi oynamanın bir anlamı yok. Zira FETÖ/PDY mensuplarının "gülen bebek" reklamı gibi bağlamı olmayan, bir anlam verilemeyen reklam filmleri ile ileriye dönük mesajlar verdiği herkesin malumu. Dolayısıyla bu reklam filmleri aynı elin, aynı bakış açısının ürünlerine benzemektedir.

Bununla birlikte reklam filminde oluşturulmaya çalışılan algı, FETÖ/PDY mensuplarının oluşturmaya çalıştıkları algıyla benzerlik içerisindedir. Söz konusu terör örgütü de zaman zaman bu tarz kısa filmler yaparak tutukluluk ve gözaltı sürecinde zorbalığa maruz kaldıkları yalanını ortaya atmaktadırlar. Dolayısıyla "Daha yeni başlıyoruz!" adlı reklam filminde söz konusu örgütün argümanları harfi harfine bilerek ya da bilmeyerek kullanılmıştır. Zira reklamda gözaltına alınan kişiler görevliler tarafından sürüklenerek içeriye götürülüyor. Ayrıca burada takım elbiseli olarak canlandırılan görevlilerin kim olduğu sorusu da cevaplanması gereken diğer bir husus.

Reklam filminin ilerleyen dakikalarında gözaltında olan kişinin ciddi bir ümide sahip olduğu, bu yüzden de ayaklarını masaya uzatarak, masanın üzerine çıkarak ve masanın üstündeki dosyaları yere atarak görevlilere karşı bir meydan okuyuş içerisine girdiği görülüyor. Bunlar olurken kamu görevlilerini canlandıran kişilerin olanlara müsaade etmesi ve ellerini bağlamış bir şekilde olup bitenleri izlemeleri de verilmek istenen mesajın şiddetini ortaya koymaya yetiyor. Bu reklam filmiyle mezkûr yapının "birinci raundu" yani 15 Temmuz'u kaybetme neticesinde cezaevine konmuş olan mensuplarına, sizi dışarı çıkartacağız mesajının verildiği gözlemleniyor. Zira Türkiye’de FETÖ/PDY mensuplarından dışında bu reklam filminin muhatabı olacak başka bir kitle bulunmamaktadır.

"Direndiğin ben değilim uyan!" denilerek, reklam filminin sahiplerinin angaje oldukları bir odağın varlığı da açıkça itiraf edilmektedir. Bunlar aynı zamanda ikinci raundu başlatan zili çalanlardır. Başlayan ikinci raundun yerel seçimlerle ile biteceğini düşünmekte yanlış olur. Zira ana planların birkaç safhası vardır. Yerel seçimler de bunların rövanş almayı amaçlayan ana planlarının safhalarından birisini oluşturuyor. İşte bu noktada bağlamsız ve ileriye dönük mesajlar içeren bu reklam filmlerinde bertaraf edilmesi gereken bir "düşman" olarak lanse edilen gizli öznenin Türkiye ve mevcut iktidar olduğu çıkarımını yapmak gerekmektedir. Firari Ekrem Dumanlı'nın seçimleri kast ederek "ta ki bu karanlık dönem bir an önce sona ersin, aydınlık gelsin" şeklindeki reklamlarla benzer içerikli açıklamaları da FETÖ'nün angaje olduğu güç odağı ile bu reklamların mimarının aynı olduğunu görmemize yetmektedir. Dolayısıyla 15 Temmuzda olduğu gibi bunların angaje olduğu güç odaklarına karşı direnmeye devam etmemizi sağlayacak farkındalığın ortaya konulması gerekiyor.

KAYNAK : Haber7