Geleneksel Tıp Dünyasından Türk Tabipleri Birliğine cevap

Türk Tabipleri Birliği (TTB), homeopati, hacamat ve sülük uygulamalara teşvik edilmesi ile ilgili yaptığı açıklamalara 'Geleneksel Tıp Dünyası'ndan tepki geldi.

ABONE OL
GİRİŞ 25.04.2019 15:50 GÜNCELLEME 25.04.2019 16:10 GÜNCEL
Geleneksel Tıp Dünyasından Türk Tabipleri Birliğine cevap

Haber7-Özel

Geleneksel tıp veya tamamlayıcı tıp olarak adlandırılan tedavi yöntemleri bilimsel olarak test edilmiş ve güvenilir bulunmuş yöntemlerdir. Geleneksel tıp olarak bilinen hacamat, çok eski yıllardan günümüze kadar gelmiş ve günümüzde uzman doktorlar tarafından yapılan uygulanan bir tedavi yöntemidir. Sağlık Bakanlığı tarafından da onaylanmış olan hacamat büyük ilgi görmektedir.

Türk Tabipleri Birliği tarafından yapılan 'Geleneksel tıp' uygulamaları hakkındaki açıklamalar uzmanlar tarafından tepki ile karşılandı.

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Twitter hesabından yaptığı açıklamada Peygamber Efendimiz'in (sav) de sünnetlerinden olan hacamatın yanı sıra sülük tedavisine de 'bilim dışı' diyerek karşı çıktı. İnsanların, yüzyıllardır kullanılan bu yöntemlere teşvik edilmesine tepki gösterdi.

İşte Twitterdan yapılan o açıklama; "Tıbbın alternatifi olmaz. Bilimsel ve çağdaş tıp uygulamaları yerine ‘alternatif' yöntemlerle telafisi mümkün olmayan toplum sağlığı sorunlarına yol açılacaktır. Bilim dışı ‘Alternatif tıp’ uygulamaları halk sağlığını olumsuz etkilemektedir. Yaş kupa (hacamat) uygulamasının cilt mikobakteriyal enfeksiyonların, uygunsuz skar oluşumunun gelişmesine neden olur, uygulanan hastadan diğerine veya tedaviyi uygulayan kişilere HIV, hepatit B ve hepatit C bulaşması riski taşır" 

 

Hacamat, sülük, ozon gibi tedavi metotlarını tamamlayıcı tıp yada kadim tıp olarak tanımlayan Dr. Mustafa Yurttaş, "Binlerce yıldır uygulanan ve sonuç alınan tedavi metotlarıdır" dedi ve devam etti.

HEKİMLER TARAFINDAN UYGULANMAKTADIR

2014 yılın sağlık Bakanlığının yapmış olduğu yönetmelikle birlikte artık Türkiye'de gerek devlet hastanelerinde gerekse üniversite hastanelerinde ve özel kliniklerde altını çizerek belirtmek istiyorum ki hekimler tarafından uygulanmaktadır.

 

Bugüne kadar her hangi bir sağlık bilgisi olmayan Türk Tabipler Birliği'nin paylaşmış olduğu fotoğrafta görüldüğü gibi merdiven altı dediğimiz uygulamalar neticesinde olumlar sonuçlar olmuştur. Tabi ki biz de doktorlar olarak öncelikle Sağlık Bakanlığının düzenlemiş olduğu sertifika programlarına katılmış olan bizzat eğitimini alan hekimler tarafından uygulanması gerektiğini söylüyoruz.

Tedavinin hangi hastaya uygulanacağı hangi bölgeye uygulanacağı bununla ilgili bilgi sahibi olmayan kişilerin bu tedavileri yapması uygun değildir. Bakanlığımızda bu konuda çalışmalarını yapıyor. Dünyanın çeşitli ülkelerinde tamamlayıcı tıp dediğimiz hacamat, sülük gibi tedavi yöntemleri uygulanmaktadır.

TALİHSİZ BİR AÇIKLAMA

Türk Tabipler Birliği'nin bu tedaviyi kabul etmiyorum açıklaması bilimsel gerçeklere ve dünya gerçeklerine ters düşmektedir. Bilim araştırmayı gerektirir. İnsanlar fayda görüyor. Bunun bilimsel alt yapısını oluşturmak bizim görevimizdir. Buna karşı olmak tedavinin merdiven altına kaymasına neden olur. Hekimler tarafından yapılması bu problemin gerçek çözümüdür. Bu açıklamayı talihsiz bir açıklama olarak görüyorum.

Hijyen bilmeyen her hasta için ayrı ayrı eldiven kullanmayan kişiler tarafından yapılırsa bulaşıcı hastalıklar mümkündür. Türkiye'de yıllardır berberler, iğneciler, dişçiler, merdiven altı hacamat yapanlar ve sağlıkla ilgisi olmayan kişiler tarafından yapılan sünnetler Türkiye'de hepatit B Hepatit C gibi hastalıklar Avrupa ortalamalarının üstündedir. Bunu hacamata yüklemek doğru değildir. Hijyen ve steril şartlarına uyulduğunda hiç bir hastalık ve bulaşıcılık olmayacaktır.

EN GÜVENİLİR TEDAVİ YÖNTEMİ

Tıp'ın kanıt istediğini vurgulayan Araştırmacı-Yazar Nuray Karpuzcu Türk Tabipler Birliğinin söylemiyle ilgili bir kanıtı yok. Şu an da Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresindeyiz. Bu söylemin kongreye denk gelmesinin düşündürücü bulduklarını söyledi ve sözlerine devam etti.

Hacamatın Milattan önce 300 yılına kadar uzanan bir geçmişi var. Tıbbın kurucusu olarak bilinen hipokrat hastadan kan almayı en güvenilir tedavi yöntemi olarak övmüşler.

Hacamat, sülük tedavilerinin kesinlikle enfeksiyon kapma riskinin sıfır olduğuna dair tüm dünyada kanıtlanmıştır. Eğer böyle bir risk olsaydı bugün kraliyet ailesi bu uygulamayı asla kabul etmezdi. Hemen hemen dünyanın bir çok ülkelerinde kliniklerde bu uygulamalar yapılıyor. 

Amerika'da bulunan çok önemli doktorlarımızdan Ömer Küçük sülükten aldıkları enzimleri ilaç haline getirdiler ve özellikle prostat kanseri üzerine denemişler kemoterapiden bile daha başarılı olduğunu ve riskin olmadığını açıkladı. Türk Tabipler Birliğinin bu tarz açıklamalar yaparken dünyada nasıl çalışmalar var kanıta dayalı çalışmaları araştırmalarını isterim.

KAYNAK : Haber7