AK Parti'den tüm iddialara net cevap geldi!
AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, altın arama faaliyetlerine yönelik tepkileri eleştirirken "Bir eksik varsa, daha iyisi mümkünse, uluslararası standartlara aykırıysa tabii müdahale edilmelidir. Ancak bu eylemler, şehrimizin ve ülkemizin huzurunu, kalkınmasını etkilememelidir” dedi.
ABONE OLAK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Kaz Dağları bölgesinde gerçekleştirilecek altın arama faaliyetlerine karşı gösterilen tepkilerin ardından Twitter'da açıklamalarda bulundu.
Turan, ''Derdim ''sen yaptın, ben yaptım'' gibi ucuz polemik oluşturmak değil. Ancak söz konusu maden alanı 2000 yılında SİT alanından çıkarılmış. Kimin imzasıyla peki? CHP Kayseri milletvekili adayı, Mimarlar Odası Bşk Yrd. Prof. Dr. İclal Sema Dinçer’in imzasıyla.'' ifadelerini kullandı.
''ÇED'E AYKIRI HAREKET EDİLMEZ''
''Bugün şehrimize #KazDağları hassasiyeti için geldiğini iddia eden misafirlerimizin hiçbirinin aklına, ‘2 yıldır ağaç kesilirken eylem yapmadık da kesim bittikten sonra eylem yapıyoruz, bugün eylem yapmanın ağaçlara faydası yok. Peki kime faydası var?’ diye sormak gelmedi mi?'' diyen Turan, maden sahasının Kaz Dağları’na 40 km uzaklıktaki Kirazlı Balaban Tepesi’nde olduğunu yazdı. İlk ruhsatın 12 Mart 2001 tarihli olduğunu kaydeden Turan, ÇED (çevresel etki değerlendirme) raporuna aykırı bir adıma izin verilmeyeceğini belirtti.
''ŞEHİR SUYU İLE İLGİSİ YOK''
''Maden sahası #KazDağları'nda değil, 40 km uzaklıktaki Kirazlı Balaban Tepesi'nde. İlk ruhsat 12 Mart 2001 tarihihli (AK Parti daha kurulmamış bile). Tüm kurumlar süreci hassasiyetle takip ediyor. ÇED Raporuna aykırı bir adıma asla izin verilemez. Çevre hepimize emanet. Kesilen ağaç sayısı asla 195 bin değil, 13 bin. Şimdiden 2 farklı noktada 14 bin yeni fidan dikildi'' diyen Turan, tüm sahanın ağaçlandırılması sözünün takipçisi olacaklarını belirterek ''Konunun Atikhisar Barajı (şehir suyu) ile yakından uzaktan ilgisi yok. Alakası varsa eylemlere öncülük yapan CHP’li belediye neden itfaiye ruhsatı başta kendi yetkisindeki her konuda olumlu rapor/izin verdi. Hem maden çıksın hem eylem yapalım nasıl bir mantık'' dedi.
''SAHİP OLDUĞUMUZ ZENGİNLİK…''
Turan, şöyle devam etti:
''Bugün #Çanakkale’mizde çoğu CHP üyesi işadamlarımızca 8 bölgede maden arama, 11 farklı bölgede kömür, 40’ın üzerinde ise mermer ocağı çalıştırılmakta. Yol, baraj, gölet, elektrik hattı gibi hemen hepsinde de benzer ağaç kesimi olmasına rağmen neden bir tepki gösterilmedi.
Türkiye, dünyada üretilen 90 madenin 77'sini ticari olarak üretebilecek bir rezerve sahipken, sadece altın ithalatına geçen yıl 8.5 milyar dolar ödedi. Sahip olduğumuz yeraltı ve yer üstü zenginliklerimizi milletimizin hizmetine sunmayacaksak kimin için saklayacağız?
Bir eksik varsa, daha iyisi mümkünse, uluslararası standartlara aykırıysa tabii müdahale edilmelidir. Ancak bu eylemler, şehrimizin ve ülkemizin huzurunu, kalkınmasını etkilememelidir. Bugün çok talihsiz konuşmalara, ithamlara şahitlik edildi. Unutmuyoruzki; ''Üslubun kimliğindir''
Ayrıca geçimini bu sektörden sağlayan 100binlerce vatandaşımızın emeğine yazık. Tüm maden firmalarının endişeye sevkedilmesinin kime ne faydası var. Türkiyemiz hukuka, uluslararası standartlara bağlı olarak yeni atılımlar, kalkınma hamleleri ve reformlarla büyümeye devam etmeli
Son olarak keşke firma ve diğer ilgililer süreci daha iyi yönetebilseydi.Şehrin dinamiklerini,tüm partileri, STK'ları, muhtarları alanda misafir ederek bilgi verse, bu adımın bir ülke kazanımı olduğunu izah edebilse,kimsenin aklında bir soru işareti bırakmamayı başarabilselerdi.
''SÖZ KONUSU MADEN ALANI 2000 YILINDA SİT ALANINDAN CHP'Lİ İSMİN İMZASIYLA ÇIKARILDI''
Derdim ''sen yaptın, ben yaptım'' gibi ucuz polemik oluşturmak değil. Ancak söz konusu maden alanı 2000 yılında SİT alanından çıkarılmış. Kimin imzasıyla peki? CHP Kayseri milletvekili adayı, Mimarlar Odası Bşk Yrd. Prof. Dr. İclal Sema Dinçer’in imzasıyla.
Doğayı korumak hepimizin görevi; itirazım SİT’ten düşürme kararına imza atanların bugün eyleme destek vermelerindeki samimiyetsizliğe. Bu iki yüzlülüğe, çevre hassasiyetini kullanıp rakiplerini hırpalamaya, hemşehrilerimizin duygularını istismar etmelerine isyan ediyorum.