Menzil'in iki ismi konuştu: Tartışılan iddialara cevap verdiler

Menzil tarikatının iki önemli ismi Feyzeddin Erol ve Muhammed Saki Erol, Menzil’in geçmişini ve bugününü anlattı. Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk’ün “Menzil – Bir tarikatın iki yüzü” kaleme aldığı kitapta tarikat ile ilgili çarpıcı bilgilere yer verildi.

ABONE OL
GİRİŞ 23.11.2019 19:53 GÜNCELLEME 23.11.2019 22:41 GÜNCEL
Menzil'in iki ismi konuştu: Tartışılan iddialara cevap verdiler

Menzil tarikatının iki hocası Feyzeddin Erol ve Muhammed Saki Erol, Menzil’in bilinmeyenlerini anlattı.

 

Sözcü gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, Menzil Cemaatinin iki hocası ile görüşerek Menzil’i anlatan dair bir kitap kaleme aldı. Kitapta Menzil’in eski şeyhi Muhammed Raşit Erol’un 12 Eylül’den sonra Gökçeada’da zorunlu ikamete tabi tutulmasından, Muhammed Raşit Erol’a 1991’de yapılan suikast girişimine kadar Menzil’in geçmişi de yer aldı. Muhammed Raşit Erol’un babası Seyyid Abdülhakim el Hüseyni zamanında Siirt’in Bilvanis köyünden şimdi Menzil olarak bilinen Adıyaman’a bağlı Durak köyünü satın alarak yerleşen ailenin günümüzde ise iki köyde yaşadığını anlatan kitap Menzil’in ikiye ayrıldığını da anlattı. Muhammed Raşit Erol’un vefatından sonra seydalık kardeş Abdülbaki Erol’a geçerken; Abdülbaki Erol, Menzil’de ilim ve irşat faaliyetlerine devam etti. Muhammed Raşit Erol’un oğlu Feyzeddin Erol ise Eskişehir’in Sivrihisar ilçesine bağlı Buhara köyünden toprak satın alarak burada talebe yetiştirmeye başladı. Yazar Saygı Öztürk hem Buhara’da yaşayan Feyzeddin Erol hem de Menzil’de yaşayan Seyda Abdülbaki Erol’un oğlu Muhammed Saki Erol ile konuşarak Menzil’in bilinmeyenlerini ilk ağızdan anlattı.

NEDEN AYRILDILAR?

 

“Menzil – Bir tarikatın iki yüzü” isimli kitapta Feyzeddin Erol, amcası Seyda Abdülbaki Erol’un tasavvuf ehli olmak yerine cemaatleştiğini ve bu nedenle onlardan ayrıldığını söyledi. Feyzeddin Erol’a göre Menzil, vakıflaşıp okullar, hastaneler, televizyon kanalları, alışveriş merkezleri kurarak yanlış yaptı. Amcasının kendisine vakıf başkanlığı teklif ettiğini söyleyen Feyzeddin Erol bunu reddettiğini ve aralarındaki konuşmanın pek hoş olmadığını belirtti.

SAKİ EROL: HİÇBİR BAKANLA SAMİMİYETİMİZ YOK

Kitapta Menzil’in sürekli olarak devletle ilişkisi irdelenirken konuyla ilgili olarak gazete haberleri ve üçüncü kişilerin tanıklıklarına yer verildi. Feyzeddin Erol, babası Muhammet Raşit Erol zamanında evlerinde bazen on bakanın olduğunu ama babasının siyasete asla girmediğini söyledi. Muhammed Saki Erol ise “On tane siyasetçinin ismini söyleyemem. Siyasetçilerle her seçmen kadar ilişkimiz var. Recep Akdağ’ı tanıyorum. Buraya gelmiş, gitmiş. Sağlık Bakanlığı Menzil cemaatine bağlı diye liyakatsız bir insanı almışsa vallaha o doğru değildir. Hiçbir bakanla samimiyetimiz yok. Hepsine de istediğimiz zaman vatandaş olarak ulaşırız. İhtiyacımız yok ama olursa gideriz” ifadelerini kullandı.

FEYZEDDİN EROL: NE BAKANLIKLARLA NE DEVLETLE İŞİM VAR

Feyzeddin Erol ise devlet ile olan ilişkilerini kitapta şu sözlerle anlattı: Samimiyetle söylüyorum kesinlikle ne bakanlıklarla ne devletle işim var. Olsa da ben utanmam. Çekindiğim de yok korktuğum da yok hiç kimseden. Bugün işim Sağlık Bakanlığı’na düşerse hayatta beni muayene etmezler. Menzil’e gitmediğim için. Sağlık eski bakanı Recep Akdağ evimizde büyüdü. Her hafta yanımızda olan insanlardı. Şimdi selam da vermiyorlar. Bizim bulunduğumuz topluluğa da gelmiyorlar. Biz Menzil’den kopunca onlar da bizden koptular. Biz değil, Menzilciler Türkiye’nin her yerinde güçlüdür. Bilmiyorum, devlette her yerde adamları var. Niye olmasın ki?

FEYZEDDİN EROL: MENZİL, FETÖ OLMAZ

Kitapta Saygı Öztürk’ün “Fetullahçıların yerini Menzilciler mi alıyor” sorusuna ise iki ismin de cevapları “Hayır” oldu.

Feyzeddin Erol, Menzil için “Fetullah gibi olmazlar. Fetullah’ta bir organize vardı. Arkasında dünya gücü vardı. Bilim adamları vardı. Bunların bilim adamı yok. Kör topal gidiyorlar. Öyle bilinçli gittikleri yok yani. Menzil’in ismine yazık ediyorlar” ifadelerini kullandı.

SAKİ EROL: MENZİL’İN 400 YILLIK AİLESİ VAR: FETULLAH’IN BABASINI KİMSE BİLMİYOR

Muhammed Saki Erol ise “FETÖ’nün yerini METÖ’nün aldığı söyleniyor. Bunu nasıl karşılıyorsunuz” sorusuna şu yanıtı verdi:

O tür haberleri, yorumları okuyoruz, dinliyoruz ama kulak asmıyoruz. Bunları söyleyenler FETÖ’cüdür. Bana ‘terörist’ denilmesi umurumda değil. “Allah ibadet, iman versin” derim ve asla o sözleri edenin de boğazına sarılmam. Bize öyle söylemekle bir çıkarları var. Menzil’den o şekilde bahsedenin dürüst olduğuna inanmıyorum. Ya oyuna gelmiştir ya da bir şeye hizmet ediyordur.

Kötü niyetli olan böyle söyler. Bizi nasıl FETÖ ile yan yana koyarlar. Fetullah’ın aslı, eğitimi nedir? 50-60-70 yıldır var. Menzil’in silsilesi var. Nerden gelmiş, nasıl gelmiş belli. Ailesi var 400 senedir. Bizi FETÖ ile nasıl mukayese ediyorlar, şaşırıyorum.

Fetullah’ın babasını kimse bilmiyor ve onun için herkes bir şey söylüyor. Proje diyoruz. Her şey de olabilir. “FETÖ-METÖ” diyen bir insan sıfırdır benim gözümde. Başkasının lafını konuşuyor belli ki.

SAKİ EROL: NİYE TİCARET YAPMAYAYIM. KANUNEN TÜM HAKLARIMI KULLANIRIM

Muhammed Saki Erol, amcasının oğlu Şeyh Feyzeddin Erol’un “Ticaretle uğraşıyorlar” eleştirisine ve “Mal derdine düşüyorlar” “Tasavvufun dışına çıkıyorlar, ticaretle uğraşıyorlar” sözlerine ise şu sözlere karşılık verdi:

Bize “Sen niye ticaret yapıyorsun, holding açıyorsun” deniyor. Niye yapmayayım. Benim vatandaşlık hakkımda ticaret yapmayacağıma dair bir kayıt var mı? Ben Türk vatandaşlığını kabul etmişim. Ben burada Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak oy kullanırım; holding, gazete, televizyon hepsini de açarım. Kanunen uyan tüm haklarımı kullanırım. Dinen de öyle olması lazım. Dinin emrettiği şeyleri yapabilmem lazım. Devlet bunu bana sağlamak zorundadır. Bana “Ticaret yapamazsın” diyemez.

Ticaret yapanın ne özelliği var? Sen üç ayaklısın, ben dört ayaklı mıyım? İkimiz de iki ayaklıyız yani. Artımız, eksimiz yok. Aynı nefsi ben de sen de taşıyoruz. Güzel evim, arabam, korumalarım olsun istiyorsun günü şartlarında. Eee ben de istiyorum. Müslüman bir şey isteyemez mi? Dinimi de yaşarım, düzenimi de yaşarım, kimse bir şey diyemez ve bunlar başkalarını da ilgilendirmez.

Velev ki (tasavvufun) dışına çıktım. Kime ne zararım var? Sen Müslümansan akıllıysan, eğitimliysen, inanmıyorsan “Kaldırın bunu” diye niye söylüyorsun. Gelmesinler. Kişileri davet etmedik. Gelenin başımızın üstünde yeri var. En azından bir tebessüm. Milletten para toplayıp açmışsam devlet tespit eder. Mahkemeler var. Kimse kendini hakim, savcı yerine koymasın. Devlete bağlılığımıza kimin ne garezi var? “Niye holding kurdun, TV açtın?” demesinler. TC vatandaşıyım. Tüm haklarımı kullanırım. Kırmızı ışıkta geçersem devlet bana ceza kesebilir tabii. Onu da göze alıyorum demek ki…

Ben de “(Şeyh Feyzeddin Erol) Kendisi (ticaret) yapmıyor mu?” diye sorayım. O soğan, patates ekip satıyor. Ben de buğday ekip satıyorum. İlla onu mu yapmak lazım? Sen ne seviyorsun ayakkabıcılık, marangozluk, öbürü çoban, öbürü tüccar; bir kalıba sokmamak lazım. Bizim ticaretimize karşı çıkıyor olabilir. O zaman ben de onun çiftçiliğine karşı çıkıyorum. Doğru bir şey mi? Benim tercihim bu, onun tercihi o. Benim tercihim holding kurmak, ticaret. Çok gündeme geldiği için bunu özellikle üstüne basa basa söylüyorum.

KAYNAK : Haber7