Üniversiteye zor soru: 370 milyon TL nereye harcandı?
Şehir Üniversitesi polemiklerine yazar Merve Şebnem Oruç ve Zafer Şahin de eklendi. Oruç, Mütevelli Heyeti Başkanı Ömer Dinçer’i hedef alarak bankanın ödeyemediği kredinin nereye harcandığını sordu. Şahin ise hükümeti hedef gösteren üniversite ve etrafındakilerin Erdoğan düşmanlığı yaptığını savundu.
ABONE OLİstanbul Şehir Üniversitesi’nin 400 milyon lirayı geçen borçlarını ödeyememesi üzerine gündeme gelen iddialara iki isimden daha cevap geldi. Halkbank’tan 2016-2018 yılları arasında 370 milyon TL kredi çeken Şehir Üniversitesi boş kalan öğrenci kontenjanları ve ciddi şekilde azalan bağışçı desteği nedeniyle maddi olarak darboğaz yaşayınca borçlarını ödeyemez duruma düştü. Üniversite sürekli olarak Halkbank’ı hedef gösterirken banka ise uzun süredir üniversitenin borcunu ödeyebilmesi her türlü desteğin sağlandığını ancak gerçekçi bir ödeme planı sunulamadığını duyurdu.
Yazar Merve Şebnem Oruç, Şehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ömer Dinçer’in iddialarını köşesine taşırken bu iddialara da cevap verdi. Oruç, yazısında şu ifadeleri kullandı:
ÜLKER GİDİŞATIN İYİ OLMADIĞINI GÖRMÜŞ OLMALI
“…Mütevelli Heyeti Başkanı olan eski Bakan Ömer Dinçer’in söylediğine göre, üniversite bugün elektrik, su ve doğalgaz borçlarını dahi ödeyememe
riskiyle dahi karşı karşıyaymış. Bu durumda bankanın, üniversiteye büyük bir jest yapıp iltimas geçerek borçlarını ödememesinin sağlanması mı bekleniyor?
Yine Ömer Dinçer’e göre, üniversite, kendinden önceki mütevelli heyeti başkanı olan Murat Ülker’e, “Üniversiteye destek olmaya devam edecek misiniz?” diye soruyor. Ülker bir işadamı… Mali tablolara bakınca herhalde gidişatın hiç de iyi olmadığını görüyor olmalı ki, destek veremeyeceğini söylüyor. Anlaşılan o ki, Ülker’in üniversiteye desteğini çekmesinin arkasında da üniversitenin mali anlamda kötü yönetiliyor olması olabilir.
Ömer Dinçer’e göre, bunun nedeni Ülker’in iktidarla arasının
bozulması… Yani Dinçer, dolaylı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı
suçluyor. Ülker ise, holdinginin bütün sorumluluklarını ve taahhütlerini yerine getirdiğini ve bu süreçte Cumhurbaşkanından sadece destek gördüklerini açıklıyor.
Oysa Ülker, kendisi ayrıldıktan sonraki süreçte göreve gelen yöneticilerin
kaynakları hangi şartlarda ve ne şekilde kullandıkları hususunda bilgileri
olmadığını söyleyerek, mevzunun siyasetin konusu olmadığına, üniversitenin mali açıdan yanlış yönetilmiş olabileceğine işaret ediyor…
MİMARLAR ODASININ ADINI ANMIYORLAR
…Dinçer ve pek çok kişi üniversitenin siyasi bir operasyona tabi tutulduğunu
söylerken, CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu dahil olmak üzere beraberinde geniş bir CHP’li heyetle birlikte üniversiteyi ziyaret ederek destek veriyor. Peki konunun siyasete alet edilmesi değil de nedir? Konuyu siyasete bağlayan üniversite yönetimi siyasi partilerle değil de, kendilerine finansman sağlayacak kuruluşlarla, sponsor olabilecek iş
dünyasından isimlerle neden görüşmemektedir?
Ömer Dinçer neden varsayımlar üzerine hareket ederek Cumhurbaşkanına
konuyu arz etmemektedir? Cumhurbaşkanını ayağına mı beklemektedir?
Ülker’in aksini iddia ederken, onun ismi neden siyasete bağlanmaktadır?
Tüm bu olanlar Mimarlar Odası’nın açtığı dava sonucu yaşanırken,
neden herkes Cumhurbaşkanına saldırıp Mimarlar Odasının adını bile
anmamaktadır.
370 MİLYON TL NEREYE HARCANDI?
Ayrıca Davutoğlu konuya ilişkin yaptığı açıklamada, ‘ülkede siyasetin,
alternatif görüşün ve son tahlilde milletin önünün kesilmeye
çalışıldığını, İstanbul Şehir Üniversitesi’ne karşı kasıtlı bir siyasi
kampanya başlatıldığını’ söylerken neden kurucusu olduğu üniversiteye devlet arazisinden sekiz parsellik bir alanı bedelsiz olarak verdiğini, hibe ettiğini söylememektedir? Bu siyasi bir iltimas değil de nedir? Üniversite neden mali tablolarını kamuoyuna sunarak kredinin ne
kadarını ödediklerini, düzenli ödeyip ödemediklerini, çekilen 370 milyon
liralık krediyi nereye harcadıklarını açıkça göstermemektedir?
Bence buraya kadar üzerine düşen vazifeleri yerine getirmeyerek suçu Ak
Parti’ye, dolaylı olarak Cumhurbaşkanına atan bir üniversite görüyoruz.
Peki bu mali tablo, Ahmet Davutoğlu’nun Başbakan olduğu bir dönemde
yaşansaydı ve ödevlerini yerine getirmemiş bir üniversiteye yeniden bir
jest yapılsaydı, esas bu, yeniden siyasi bir mevzu olmayacak mıydı?
Sıradan vatandaş kredi kartı borcunu dahi ödeyemeyince haciz riskiyle karşı karşıya gelirken, bu kadar büyük bir borcu yönetemeyen üniversitenin, üstelik de vakıf üniversiteleri çok gözde ve revaçtayken, kendisi de çokça tercih edilen bir özel okul iken kendini nasıl bu hale düşürdüğünü, batacak noktaya getirdiğini kimse sormayacak mı?”
ORTAK PAYDALARI ERDOĞAN DÜŞMANLIĞI
Takvim Gazetesi yazarı Zafer Şahin, Şehir Üniversitesi’nde yaşananları “Bir şehir ittifakı” başlıklı yazısıyla köşesine taşıdı. Şahin, yazısında üniversitenin, hükümeti hedef almasını eleştirerek şunları yazdı:
Ortak paydası AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı olan bir şehir ittifakı bu…
Dertleri sağ, sol, üniversite, bilimsel eğitim, kamu kaynağının korunması, yetim hakkının gözetilmesi vs. değil…
Dertleri malum…”