Türkiye'nin Kıbrıs'taki İHA hamlesi ne anlama geliyor?
Dalaman Deniz Hava Üs Komutanlığında bulunan Bayraktar TB2 tipi İHA, gerekli hazırlıklar sonrası saat 05.00'te Geçitkale Havaalanına uçtu. İHA yaklaşık 5 saatlik uçuşun ardından Geçitkale Havaalanı'na indi. Türkiye'nin bu hamlesi sonrası bölgede tüm dengeler değişti.
ABONE OLHaber7.com / Özel Haber
Türkiye'nin KKTC'ye gönderme kararı aldığı İHA'lardan ilki yola çıktı. KKTC'ye hareket eden Bayraktar TB2 tipi İHA'nın, Türkiye saati ile 10.00'da KKTC'ye vardı. Doğu Akdeniz'de gerginliğin tırmandığı bu dönemde Türkiye, Libya'nın ardından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile de önemli bir adımmış oldu. Bu hamlenin ne anlama geldiğini konunun uzmanlarına sorduk.
Prof. Ata Atun
Öncelikle şunu belirtmeliyiz: Geçen hafta ABD senatosu Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ne uygulanan silah ambargosunu kaldırdı. AB üyesi zaten. Rum kesimi hızlı bir şekilde silahlanıyor. Bunu şimdi değil 1960’tan beri yapıyor. Bundan 3-4 hafta önce 18 tane tank satın aldılar. İsrail’den İHA siparişi aldılar. KKTC açısından baktığımızda ‘Biz neden silahlanmıyoruz?’ denildi. Bizim savunmamız için İHA ve SİHA’lar olmazsa olmaz. Türkiye açısından baktığımız vakit. Yavuz ve Fatih için Konya’dan havalanmak yerine şimdi Geçitkale’den uçacakları için artık mesafe çok kısalıyor. Bu da hem zaman hem teknik açıdan çok önemli. Geçitkale’den de her türlü alt yapı hazır. İHA’ların sistemleri de geldi.
"TÜRKİYE DOĞU AKDENİZ'DEKİ TÜM DENGELERİ BOZDU"
Doğu Akdeniz’deki üstünlük konusu için çok yerinde bir karar. Türkiye Cumhuriyeti donanmasının güney Akdeniz donanması Bodrum’un Alsar bölgesinde konumlanmıştır. Şu an çok iyi bir irtibat olacak. Türkiye Cumhuriyeti Libya Ulusal Hükümeti'yle yaptığı anlaşma buradaki tüm dengeleri bozdu. AB’nin çirkin yüzünü gördük. “Türkiye ve Libya arasında yapılan anlaşma üçüncü ülkeleri bağlamaz.” diyor. Biz bunu tanımıyoruz. Türkiye ve Libya kıta sahanlığı üzerinden anlaşma yapıldı. Şimdi ne diyor AB? “Ben uluslararası anlaşmaları tanımam.” Bu nasıl haydutça bir tavır içinde olduklarını gösterir. Kendi lehlerinde bir durum olsa hemen Lahey’e koşuyorlar. İşlerine gelmedi mi hemen “Tanımıyoruz” diyorlar.
"TÜRKİYE'NİN İZNİ OLMADAN BİR TEK BORU GEÇEMEZ"
Başta İsrail olmak üzere Türkiye’yle iyi ilişkiler kurup çıkardığı doğalgazı Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştıracak. Çünkü artık kıta sahanlığı anlaşması yapıldığı için Türkiye’nin izni olmadan bir tane bile boru geçiremez. İsrail de bunu biliyor. Bunun arkasından Mısır gelecek. Mursi döneminde Türkiye Cumhuriyeti’nin uyarılarıyla Mübarek denen diktatörün Rum kesimiyle yaptığı anlaşmayı iptal etti. 1958 – 60 anlaşmasına göre Türkiye ile Mısır arasındaki orta çizginin güneyiydi. Şimdi Kıbrıs adasıyla orta çizgisinin güneyini alınca eski anlaşmaya göre eski anlaşmaya göre büyük bir miktar kaybetti. Mübarek ve ailesinin Mısır’dan çaldıkları paraları Rum kesimindeki off- shore bankalara koyması karşılığında kendi münhasır ekonomik bölgelerini işgal etmesine izin verdi. Mursi bunu kabul etmedi ve Meclis’ten bunun iptalini sağladı. Sonrasında ABD devreye girdi Sisi’yi kullanarak Mısır’ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanını darbeyle devirdi. Şimdi Mübarek’in çizdiği çizgiye geri geldiler. Sisi de gidecek. 1950’den beri Mısır darbeler ülkesidir. Sisi elbet gidecek. O gittiği zaman yerine gelen kişi Türkiye ile ilişkileri düzeltecek ve Rum kesiminin işgal ettiği yerleri geri alacak.
"RUM GAZININ HİÇBİR ÖNEMİ YOK"
Nitekim İsrail ile Rum kesiminin arası şu anda açılmış durumda. Çünkü Afrodit bölgesinde Rum kesiminin İsrail’in kendi bölgesinden yer çaldığını söylüyor. Bu tabii Türkiye’nin işine yarayacak ve İsrail, Türkiye’ye yanaşacak. Afrodit bölgesinden çıkan gaz da kuru gaz. Şöyle tarif etmem gerekirse: “Bu 14 ayar altın, yüksek graviteli gaz 24 ayar” çıkardıkları enerji çok farklı. Aslında buradan doğalgaz çıkarmaya değmez. Rum kesimi uzun bir süredir bu doğalgaz kartını öne sürüp Kıbrıslı Türklere “Gelin size doğalgazdan pay vereyim benim himayemde yaşayın” diyor. Bu gazın kendine bile faydası yok.
Türkiye Cumhuriyeti’nin KKTC’yle 1974’ten sonra yaptığı SOFA anlaşması var. Askeri güç bulundurma anlaşması. O dönemin otonom yönetimiyle yaptığı anlaşmaya göre: Türkiye her tür hava, kara ve deniz alanını kullanabilir.
Türkiye, KKTC’den Geçitkale’yi kullanmak isteyince Asil Nadir Bey’le yaptıkları kira anlaşması gereğince 11. Maddesine göre burayı Türk askerine devretti. Zaten 2011’den beri kira da vermiyorlardı ve davalık olmuşlardı. Türkiye ve KKTC’nin eli müthiş güçlü hale geldi.
"KUŞ UÇSA ARTIK HABERİMİZ OLACAK"
Emekli Albay Coşkun Başbuğ
"TÜM ÜLKELERİN PLANLARI BOZULDU"
Güvenlik ve Strateji Uzmanı İbrahim Keleş:
"ANLAŞMAYI SİLAHLA DESTEKLEDİK VE İSTEDİĞİMİZİ ALDIK"
Genelkurmay Eski İstihbarat Başkanı İsmail Hakkı Pekin
Libya’dan kuvvet talep edilirse biz kuvvet göndeririz sözleri çok önemli. Bu karşı tarafa gücünüzü göstermek açıdan da çok önemli.