Yerli üretime karşı çıkanlar 'şeftali' üretin demişlerdi

Yerli otomobil dün tanıtıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın törende yaptığı konuşmada hatırlattığı Gümüş Motor, merhum Başbakan Necmettin Erbakan'ın bundan 65 yıl önce attığı adımları yeniden gündeme getirdi. O dönemde yerli üretimin karşısında olanlar, "Bırakın otomobili, şeftali yetiştirin" demişti. Türk sanayisinde çığır açmasına rağmen ithalatçıların savaşıyla son bulan hazin bir hikayeyi yazdık...

ABONE OL
GİRİŞ 28.12.2019 17:06 GÜNCELLEME 28.12.2019 17:41 GÜNCEL
Yerli üretime karşı çıkanlar 'şeftali' üretin demişlerdi

Haber7 - İbrahim Can

Türkiye, 60 yıl aradan sonra hayaline yeniden kavuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Devrim arabalarının önünü kestiniz, devrin arabalarını yaptık" sözleriyle işaret ettiği Devrim otomobilinin üretiminin üzerinden yaklaşık 60 yıl geçmişken, TOGG tarafından geliştirilen yerli otomobil tanıtıldı. 

 

Dikkat çeken tasarımı ve özellikleriyle oldukça beğeni kazanan yerli otomobil, sadece Türkiye'nin değil, uluslararası kamuoyunun da gündeminde. 

Yerli otomobille birlikte, tartışılan bir nokta daha var: Türkiye otomobil üretiminde neden bu kadar geç kaldı? Yerli otomobille alay ederek ve 'yerli olmadığını iddia ederek' birtakım eleştiriler yapılırken; buna karşılık olarak, "Devrim arabalarının önü kesilmeseydi, şu an Türkiye'de sanayi çok daha ileride olurdu" görüşü hakim. 

 

 

Gündemdeki soruların yanıtı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da dünkü konuşmasında işaret ettiği bir ismin, bundan yaklaşık 60 sene önce attığı adımlarda gizli. O isim, merhum Başbakan Necmettin Erbakan. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan dünkü toplantıda yaptığı konuşmada, "Gümüş Motor teşebbüsünden 65 yıl sonra hala motorumuzu kendimiz üretemiyor olmanın sancılarını çekiyoruz. Bu vesileyle ülkemizin ilk motor fabrikası teşebbüsünü başlatan, sanayileşme fikrinin yılmaz savunucusu Necmettin Erbakan hocamızı da rahmetle, minnetle yad ediyorum" demişti. Erdoğan'ın işaret ettiği Gümüş Motor teşebbüsünü hatırlayalım... 

1950'li yıllardı... Henüz genç bir devlet olan Türkiye, ekonomik sıkıntılarının yanında, üretim yapamamanın verdiği zorlukları da çekiyordu. Türkiye'nin yerli motorunu üretmesi gerektiğini çok iyi bilen genç mühendis Necmettin Erbakan, devrim niteliğinde bir hareketin başlatılmasında öncü oldu. 

Almanya'da elde ettiği üstün başarılarla dikkati çeken, ancak çalışmalarına devam etmek için Türkiye'ye dönen Necmettin Erbakan, Çivizade Ümmügülsüm Mescidi’nin müştemilatında beraber oturduğu gençlerle, Gümüş Motor'un fikir temellerini atar.

İLK SERMAYE 1000 LİRALIK BANKNOT 

1956 yılında, Mehmed Zahid Efendi, sanayileşme ve kalkınma üzerine yaptığı konuşmadan sonra cebinden çıkardığı 1000 lira ile şirketin ilk hissesini alır. Orada bulunanları da ortak olmaya davet eder. Bu banknot, senelerce şirketin kasasında muhafaza edilir. Kotku ve onun gibi diğer hocaların gayretiyle şirketin ortakları 300'e yaklaşır. 

1956'da, henüz 30 yaşında olan Necmettin Erbakan, Almanya'da kazandığı tecrübelerle Gümüş Motor A.Ş.'ye öncülük eder. 

DEVALÜASYON DARBESİ

Fabrikanın kurulması gündemdedir, ancak ülke ekonomisindeki kriz, Gümüş Motor'u da etkiler. Dönemin Başbakanı Adnan Menderes, 1 milyon 300 bin liranın dövize çevrilmesi için yardımcı olur. 1958'e gelindiğinde ise, Türkiye'de büyük bir devalüasyon olur. 6-7 milyon lira olması beklenen fabrika maliyeti, 20-25 milyon liraya kadar yükselir. Bu devalüasyonla, Gümüş Motor da ilk ciddi darbesini almış olur. 

VE FABRİKADAN DUMANLAR YÜKSELİR...

1960 yılı, Gümüş Motor için oldukça öneme sahiptir... Dönemin Maliye Bakanı Hasan Polatkan, fabrikanın açılışını yapar. Şirketin Umum Müdürü Necmettin Erbakan, 30 bin metrekarelik alana kurulu fabrikayı gezdirir. 12 bin metrekarelik kapalı saha içinde yer alan makine hali, dökümhaneler ve atölyeler ziyaret edilir. 250 çalışanıyla, 9 ve 15 PS’lik dizel motorların seri halde imal edildiği, 30 PS’lik iki silindirli motorların da imalatına başlandığı yerli bir motor fabrikası vardır artık.

GÜMÜŞ MOTOR ÇİFTÇİYE KAZANDIRIYOR

Fabrika en kısa zamanda halk tipi otomobillerle memleket sanayinde bir çığır açacaktır. Ülkenin büyük oranda geçimini tarımla sağladığı yıllardır. Barajlara bağlı sulamanın henüz başlamadığı, ihtiyacın derin kuyu pompaları ile karşılanmaya çalışıldığı bu dönemde, Gümüş Motor, Türk çiftçisinin yanında olur ve derin kuyu pompaları üreterek büyük bir ihtiyacı gidererek Devlet Su İşleri’nin verdiği siparişleri karşılar.

İTHALATÇILAR YERLİ ÜRETİME KARŞI

Fakat Gümüş Motor'un üstlendiği bu misyon ve elde ettiği başarılar, Türkiye'deki ithalatçıları rahatsız eder. Bir tarafta piyasada müşterilerin taleplerini alıp kotalara göre yurtdışından ithalat yaparak büyük karlar elde eden kolaycı mümessiller; diğer tarafta sayıları az da olsa zora talip olmuş, üretimi ve ülkenin kalkınmasını gaye edinmiş insanlar vardır. Mümessiller ülkenin ziraat memleketi olarak kalmasından ve ithalatın devam etmesinden yanadırlar. Çünkü onlar için asıl olan kolayca para kazandıkları bu tezgahın sürmesidir. Bunun için Gümüş Motor öldürülmelidir.

BİR PARANTEZ: FAİZSİZ BANKACILIĞIN TEMELİ ATILMIŞTI

Gümüş Motor'un bir diğer önemi de, o dönemde Türkiye ekonomisinde adeta cirit atanları rahatsız etmiştir. Zira, Gümüş Motor, 300'e varan ortaklarıyla faizli kredi alınmadan kurulmuştur. Ayrıca, faizsiz borç verecek bir yardım fonu da oluşturulmuştur. Bu da, Türkiye'de faizsiz bankacılığın ve havuz sisteminin temeli anlamına geliyordu. 

GÜMÜŞ MOTOR'U BİTİRME ÇABALARI

Gümüş Motor'un üretimleri başlar, yurt içinden büyük ilgi görür. Hatta ihracatı gündeme gelir. Ama Avrupa, her defasında bahaneler bularak lisans vermeye yanaşmaz. Bu arada, Türkiye içindeki ithalatçılar da, Gümüş Motor'u bitirmek için harekete geçmiştir. 30 bin liraya satılan motorların ücretini 10 bin liraya kadar düşürürler. Gümüş Motor her gün zarar etmeye başlar. Şirket içindeki çatlak da krize dönüşür. 

ARTIK İSMİ PANCAR MOTOR...

Aynı çevreler, Gümüş Motor'un kapatılacağı yalanını ortaya atar. Hisselerinin yaklaşık yüzde 61'ini Pancar Ekici Kooperatiflerine bırakan Gümüş Motor'un adı da Pancar Motor olarak değiştirilir. 

1965'te Alman Hatz firması ile lisans antlaşması yapılır. Benzinli ve hava soğutma sistemli motor üretimine geçilir. 

Necmettin Erbakan, milli sanayinin kurulması sürecinde önüne çıkan engelleri aşmaya çalışır. Öncelikle Türkiye Ticaret Odaları, Sanayi Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği Sanayi Dairesi başkanlığına, aynı yılın sonunda bu teşkilatın umumi kâtipliğine, 1968 yılı Mayıs ayında da Türkiye Odalar Birliği İdare Heyeti üyeliğine seçilir.

Necmettin Erbakan Türkiye Odalar Birliği başkanıdır. O, Türkiye’nin iktisat ve sanayileşme politikasının yönetildiği üst makama ulaşarak, kotalarla engellenen milli sanayinin önündeki engelleri kaldırma yolundadır. Bu sefer dönemin başbakanı Süleyman Demirel çıkar karşısına ve onu bu görevinden almak ister. “Seninle siyaset meydanında hesaplaşacağız” diyerek siyasi mücadeleyi başlatır.

Ağır sanayi hamlesini hayata geçirmek isteyen Necmettin Erbakan, siyasete atılır. Pancar Motor ise yıllarca süren gerileme sürecinden sonra 2012'de kapanır.

"BIRAKIN OTOMOBİLİ, ŞEFTALİ ÜRETİN"

Gümüş Motor'un el değiştirmesinden, yapılan baskılardan hemen öncesine dönelim. Yıl 1961, yer Ankara... Birinci Otomotiv Sanayi Kongresi gerçekleştiriliyor.

İş adamları, bürokratlar, mühendisler ve gazetecilerin doldurduğu salonda, Türkiye‘nin kendi otomobilini üretmesinin inancı ile heyecanlanan mühendislerin yanı sıra, yerli otomobil fikrine karşı çıkanlar da vardır. O isimlerden birisi de Bernar Nahum'dur. 

Koç Otomotiv Grubu'nu temsilen toplantıya katılan Bernar Nahum'un yaptığı konuşma, halen hafızalarda. Yerli otomobilin karşısında duran Bernar Nahum, otomobile karşı şeftaliyi önerdiği konuşmasında şunları söylemişti: 

Bursa‘da şeftali üretmek otomotiv üretmekten hem daha kolay hem daha kazançlıdır.

Nahum'un sözlerinden sonra söz alan genç mühendis Erbakan, "Biz zaten otomobilimizi üretiyoruz ama siz engelliyorsunuz" der. Fakat ne yazık ki karşılık bulamaz. 

Aynı Bernar Nahum, Vehbi Koç'un güvenini kazanmış, yakınında olan bir isimdi. O yakın ilişkiyi Rahmi Koç şu sözlerle anlatmıştı:

"Koç‘un otomotiv sanayi işine girmesini, büyümesini ve kâr etmesini sağlayan Mösyö Bernar‘dır. Vehbi Bey‘in büyük itimadını kazanmış biriydi ve Vehbi Bey, o ne derse kabul ederdi. Bernar Nahum eldeki paranın daima otomotiv işine yatırılmasını istemiştir." (Capital Dergisi-2008)

DEVRİM'İN GENÇ MÜHENDİSİ: HAİN İLAN EDİLDİK

Türkiye'nin ilk yerli otomobil üretme projesi "Devrim"e genç yaşta katılan yüksek makine mühendisi Kemalettin Vardar, o dönemde bu projeye bazı kesimlerin karşı durduğunu anlatmıştı. 

Vardar, "Makine Mühendisleri odası, o projeye karşı durdu. Türkiye'de otomotiv üretimine karşı oldu. O kesim, otomotiv üretimine destek olmadı, hatta bir miktar da köstek oldu" demişti. Vardar'ın şu ifadeleri de dikkat çekiyordu: 

"Böyle bir üretime girmesi aslında bir mucizedir. Ama rezil olduk biz sonunda. Vatan hainleri olduk. Eğer o günkü günleri görseydiniz, o gün çektiklerimizi görseydiniz bizi daha iyi anlardınız."

ERBAKAN: GERÇEKLEŞTİRDİKLERİMİZİ HAYAL BİLE EDEMEZSİNİZ

Merhum Başbakan Necmettin Erbakan, "Türkiye'de motor üreteceğiz" sözlerine "hayalcilik" diyen Bülent Ecevit'e şu cevabı vermişti: 

Hayal çok kıymetli bir şey. Bir şey hayal edilmeden hiçbir şey yapılamaz. Türkiye'de uçak ve tank yapan fabrika kuracağız dedik. İşte bizim aramızdaki fark bu: Bizim gerçekleştirdiğimiz şeyleri siz hayal bile edememişsiniz. 

KAYNAK : Haber7