'Acı, gariplerin sadık köpeğidir kovsan da gitmez'
İdlib'deki bombardımandan kaçan ve anne-babasını kaybeden minik Erva'nın zeytin ağaçlarının altında donarak can vermesi Türkiye ve dünyada büyük yankı uyandırmıştı. Haber 7 yazarı Esra Elönü, Evra'nın ölümüne sebep olanlara yönelik yürekleri titreten bir köşe yazısına imza attı.
ABONE OLİşte Esra Elönü'nün o yazısı;
İçi tane tane ölmüş bir Nar gibiyiz. İnsan kaç yüzle utanır, kaç rüyadan sonra uyanır. Bu hüzün matematiği öldürür bizi. Buldukları şehadete sarılıp umdukları cennete uğurlanan mazlumların nesiyiz biz. Yara Bandıysak niye her yer kan, kapıysak neden bu kadar kovulmuş hissediyorlar kendilerini. Gerçeksek neden bu kadar yalanı bu mazlumların üzerine boca ederiz. Safları sadece camide sık tuttuğumuz için olabilir mi?
İki yaşında, saçları bile anne tarağını özleyen Erva’nın şehadeti, bizi gömen onu dirilten o şehadet. Biberonunda yarım kalan şehadet sütü , bizi çiğlimizden utandırmayacak mı? Erva’nın gözleri O ağızlarına torba torba yem bağlanmış , yürüyen hayvan cesetlerinin musallası olsun. O Suriyeli kardeşlerimize defol diyen, yal sürüleri mutlu olsun. Bardaktan boşalırcasına öyle sağanak sağanak ölüyorlar. Ayla’nın kum kovalarını taşıyacak Ervalar cennete yürümeye devam ediyor. Mutlu olun, gerdanlarınıza yapıştırın uydurduğunuz yalanları.
İki yaşında, annesi ve babasını savaşta kaybetti Erva. Göç sürüsüne katıldı, o kadar annesizdi ki. Bir zeytin ağacı altında bulurum sandı. O hüzün kervanından ayrıldı, Yusuf gibi düşseydi kuyulara ardından ağlayacak Yakubu da yoktu. Kayboldu Erva. Rahman ve Rahim olan Allaha yemin olsun ki aramızdaki zalimler, sırtlanlar, leşlerine çiyanların tenezzül etmeyeceği şeylerin bu kardeşlerimizi üzmelerine izin vermeyeceğim.
Yavşayacakları türden olmadıkları için eziyet ediyorlar. Kuran dili Arapçayı konuştukları için kuduruyorlar. Ervanın yaşamadığı günler boğum boğum boynunuza dolansın. O gözlerin görmediği çiçekler yılan olsun zehrine katık olun .
11 yaşında Suriyeli Cuma, yazılı sınavından 83 alıyor, öğretmen denilen sakatat torbası çocuğa 43 veriyor. Sen kopya çekmişsindir diyor.. Keşke sen bu mazlum kalbin zerresinden kopya çekseydin de aramızda bir hayvan dolaşıyor demeseydik. Hukuki süreç için sizi çok yakından takip ediyorum (!) bilesiniz..
Erva da büyüseydi aramızda bir Cuma olacaktı..
O büyük hesap gününe iman ediyor oluşumuz en büyük silahımız..
Bir kucaktan düşmüş çağlayan bir kevserin
Nefesinde gezinen ceylanları vurdular
Ayak sesi deşilmiş kanayan bir cevherin
Bedenine gül döküp muradını yaktılar.
Taşla bizi ey çocuk bir daha kalkmayalım
Kına bizi bir sefer yeter ki ayağa kalk
Yine koş bahçemizde topla söz yaşlarını
Ekmek yerine kurşun, yediğin günleri anlat.
Bir kursaktan korkarak yığılmış bir yağmurun
Tanesidir bin tane sana hüzün bırakan
Topraktan fışkıracak ebedi kanlı uykun
Ağır gelirse sana bize güz ortası yan.
Bir kırlangıç ağzımda kaçarım mı diyorsun
Kanadığın yerlerden kanatlanacak feryat
Bir başlangıç yaparım göçerim mi diyorsun
Bir sayfa sonrasında seni bağışlayacak
Cennete de kurulur anne sesli salıncak.
Ben altında öldüğüm ağacın zeytiniyim
Kardeşime doğranmış ekmeğin arasında
Sepetim olmasa da Nil’in son yetimiyim
Vurduğum kıyılardan toplasın beni Musa.
Keşke bir göç yolunda alsaydık selamını
Annenin eteğini çiçeklere bansaydın
Keşke okumasaydı garip kuşlar selanı
Seni öldürenleri zalim diye ansaydın.
Esra Elönü - Haber 7
elonue@gmail.com
Twitter@elonue