Sözcü ve Emin Çölaşan’ın Sayıştay yalanı çöktü
Sözcü yazarı Emin Çölaşan, Sayıştay hakkında akıl almaz iddialarda bulundu. Hiçbir somut delil gösteremeden iftiralar attı. “Sayıştay’ın savcılığa başvuru hakkı elinden alındı” iddiası ise tamamen yalan çıktı.
ABONE OLSözcü Gazetesi yeni bir skandala daha imza attı. Emin Çölaşan, Sözcü gazetesindeki köşesinde Sayıştay’ı konu ederken hem kurum hem de hükümet hakkında asılsız ithamlarda bulundu.
Sayıştay’ın kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarını denetlediği ve buralarda yaşanan aksaklıkları denetçiler yoluyla raporlayarak Meclis’e taşıdıklarını anlatan Çölaşan sayısız yolsuzluğun ise ört bas edildiğini iddia etti. Raporların Sayıştay internet sitesinde yayınladığını kendisi de belirten Çölaşan, herkese açık olan bu raporlarda küçük bir somut örneği bile köşesine yazma gereği duymadı. “Sayıştay Rezaleti” başlıklı yazıda iddia ettiği rezalete dair hiçbir delil kullanmayan Çölaşan, gazetecilik etik ve kurallarını hiçe sayarak bolca “torpil, soygun, vurgun, israf” gibi sözler kullanarak algı operasyonu yapmaya kalktı.
HİÇBİR SOMUT ÖRNEK KULLANMADI
Çölaşan’ın gerçek olduğunu öne sürdüğü ama ispatlama gereği bile duymadığı bu iddiaların yanında somut olarak Sayıştay hakkında bahsettiği tek ifade ise Sayıştay’ın doğrudan savcılığa başvurma yetkisinin iktidar tarafından kaldırılması oldu. Çölaşan yazısında tam olarak “Daha önceleri Sayıştay'ın elinde bir yetki vardı… Yolsuzluk ve usulsüzlük belgelendiğinde, Sayıştay Başkanlığı'nın doğrudan savcılığa başvuruda bulunma yetkisi vardı. O yetki de bu iktidar döneminde (her nedense!) kaldırıldı.” ifadelerini kullandı.
SAYIŞTAY KANUNUNA BİLE BAKMAMIŞ
Çölaşan’ın devletin en önemli kurumlarından birini akıl almaz iddialarla yerden yere vurduğu yazıda kullandığı tek somut ifadesinin de gerçek dışı olduğu ortaya çıktı. Hatta yıllarını gazetecilik mesleğine vermiş bir kalemin böyle bir iddiaya inanılmasını beklemesi bile abesle iştigaldi.
Çölaşan, mesleğe yeni başlayan bir gazetecinin bile bildiği üzere iddiasının gerçek olup olmadığını Sayıştay Kanunu’na bakarak kontrol etseydi, asılsız iddialar kullandığı bu yazıyı yazma gereği duymayacaktı.
Çünkü 6085 sayılı Sayıştay Kanununun 78 inci maddesine göre Sayıştay’ın ceza kanunlarına göre suç teşkil eden fiiller hakkında suç duyurusunda bulunabileceği açıkça yazıyor: 6085 sayılı Sayıştay Kanununun 78 inci maddesi “Denetim ve incelemeler sırasında suç teşkil eden bir fiile rastlandığı takdirde suç duyurusunda bulunulmasına ilişkin yöntemi” düzenlemiştir. Böyle bir durumda denetçi, delilleri toplayıp yargılama dairesinde incelenmek üzere Başkanlığa bildirir. İlgili daire onbeş gün içinde yapılacak inceleme sonucunda toplanan ilk delillerin kamu davası açılmasını gerektirecek nitelikte görülmesi halinde, ilgili kamu idaresine veya Cumhuriyet savcılığına gönderilmesine karar verir. İşlemler ve sonrasındaki takip süreci Sayıştay Başsavcılığınca yerine getirilir. Faaliyet Raporunda bu bilgilere yer verilir.
Sayıştayın internet sitesinde yayınladığı raporlar ve bilgilendirmelerde de raporlara göre suç tekil eden konuların Cumhuriyet Savcılıklarına gönderildiği defalarca belirtilmektedir. Hatta Sayıştay Başkanı Seyit Ahmet Baş, 8 Kasım 2019 tarihinde Anadolu Ajansı’na verdiği röportajda ceza kanunları açısından 2017'de 31, 2018’de 11, 2019 da ise 16 suç duyurusunda bulunduklarını bildirerek Çölaşan’ın iddialarını tartışmaya kapatmıştır.
SÖZCÜ YİNE İFTİRA İLE HABERİ KARIŞTIRDI
Ayrıca Çölaşan’ın gibi bir gazetecinin de bildiği üzere her vatandaş savcılığa suç duyurusunda bulunmakta özgürdür. Sayıştay’ın raporları herkesin ulaşabilmesi için kendi internet sitesinde yayınladığı gibi her vatandaş bu raporlarda suç teşkil eden bir durumu savcılığa götürme hakkına sahiptir. Buna kurumlar da dahildir. Mesela Sözcü Gazetesi’nin 6 Kasım 2018 tarihli, Ümit Türk imzalı haberine göre Sayıştay'ın 2017 raporlarında ortaya koyduğu usulsüzlük ve yolsuzluklara ilişkin CHP İstanbul İl Başkanlığı; İBB, İETT ve İSKİ hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Yani Emin Çölaşan, kendi gazetesindeki haberleri takip etse bile skandal ifadelerle kaleme aldığı yazısındaki tek somut iddiasının da gerçeği yansıtmadığını fark edecekti.
Yakın dönemde başyazarı Rahmi Turan’ın asılsız iddialarını yayınlayan ve tüm yalanlamalara rağmen CHP’li Muharem İnce’nin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gittiği yalanını dillendiren Sözcü gazetesi de Çölaşan’ın yazısıyla yeni bir iftiraya atmış oldu.