Küçük cennet dervişi: Suriyeli İman
Suriye'de yıllar devam eden savaş, sayısız insani drama sebep oluyor. Aylan ve Erva'dan sonra, 1,5 yaşındaki İman bebeğin ölümü derinden sarstı. Haber7 Yazarı Esra Elönü, uluslararası kamuoyunun ısrarla görmezden geldiği insani dramı yazdı.
ABONE OLSuriye'de Rusya'nın havadan, İran'ın ise karadan desteklediği Esed rejimi katliamlara devam ediyor. İdlib'den göç etmek zorunda kalan Suriyeli aileler, açlık ve soğukla mücadele etmek zorunda kalıyor. Türkiye sınırına sığınan mültecilerden çok acı haberler de gelmeye devam ediyor.
Onlardan sonuncusu, 1,5 yaşındaki İman bebek. Kampta hastalanan İman Ahmed Leyla, kendisine hastaneye ulaştırmaya çalışan babasının kucağında soğuktan donarak, gözleri açık şekilde hayatını kaybetti. Hastane raporunda; beslenme yetersizliği çeken 1,5 yaşındaki bebeğin kilosunun sadece 4,5 kilo olduğu kaydedildi.
Uluslararası kamuoyunun görmezden geldiği bu dram, Türkiye'de geniş yankı buldu. Haber7 Yazarı Esra Elönü, bugünkü köşesinde İman bebeği yazdı.
Elönü'nün bugünkü köşe yazısı şöyle:
"Söylesem gök kan dökecek, söylemesem İman’ın gözleri yaş dökecek içimde.
İman hicretin 1,5 yaşı. Küçük cennet dervişi. Gözleri bedeninden önce cenneti gören ki o yüzden kapatamadın o simsiyah iki zeytinden sayfaları. Sevr mağarasında Resullulah'ı saklayan güvercin sensin. Hazreti Ömer’in girdiği evde, tencerede kaynayan taş sensin. Hacer’in eteklerinde İsmail’in eli sen, Üveysin taşıdığı çöl hırkası sen.. Resul'un sırtında Hasan'la Hüseyin sen.
İman donarak ölüyorsa biz hiç çözülmeyelim, imanın gözleri kapanmıyorsa sebebi ağzı açık uyuyan, ümmet denilince tavan aynalarında kendilerini dikizleyen entarili zalimlerdir. İmanın ağırlığı cep telefonlarınızın ağırlığı kadar bile değil. İmanın gözyaşı, yaşından büyük. İmanın sesi imanınızın sesini size yeniden duyursun. O göz kapaklarını indiremiyorsak, o kesip durduğunuz cıvık ahkamınızın ve vaazlarınızın kepenklerini indirin.
Salıncak sırası bekleyecekken, defin sırası bekleyen iman, bize ah et. Bize küs, o hiç elbise tatmamış sırtını bize dön. Bizi Allah'a şikayet et iman. Resullullah saçlarını toplarken o yetim başını okşamayan ellerimizi şikayet et. Seni unutuşumuzu şikayet et İman. Sana çok gördüğümüz ekmeği, kursaklarımıza tıkayışımızı şikayet et.
Dünya’ya gelenler büyüdü Ya Resulullah, bize senin adınla çağıracağımız evlat bırakmadılar. Bize Firavunların yağdırdığı bombalardan kaçıp “Korkma Musa bu son geçecek” diyerek sarılacağımız evlat kokusu bırakmadılar.
Kokumuzu cennetimizi aldılar Ya Resulullah. Bize, dudaklarımızdaki feryadı ayaklarındaki çamuru öperek teselli edeceğimiz Ahmet bırakmadılar, Erva bırakmadılar, İman bırakmadılar, İsmail bırakmadılar Musa bırakmadılar!
Onları son secdeye varır gibi ve o secdede ağlar gibi yavaş yavaş emziriyoruz,.. Onlar ki bizi hiç üzmediler, büyümeyen yavru bizi niye üzsün. Bize akşam ezanı okunmadan kapılardan çağıracağımız evlat bırakmadılar! Bize elbiseler dikip bayram sabahı müjdeleyecek evlatlar bırakmadılar. Bize babasıyla bayram namazına giderken elimizi öpecek ceylan bırakmadılar.
Ya Resulullah sen ki yetimlerin mahzunluğunu elinde toplayıp secde secde ağlayansın. Sen ki öksüzün başını cennet cennet okşayansın. Biz bu serçeleri nereye uçuralım.
Nereye uçsunlar ki sırtlarında taşıyacakları ölüm fazla gelmesin. Nereye uçsunlar ki anne diyebilecek kadar büyüsünler nereye uçsunlar ki elbiselerini giyip aynaya bakabilecek kadar uzasın boyları. Nereye uçsunlar ki saçlarını zafer ilahileriyle biz tarayalım Firavunlar taramadan önce.
Nereye uçsunlar ki döneceklerinden umudumuz olsun.
Nereye uçsunlar ki kucaklarımız onların musallası olmasın."