ASAM Başkanı Doğanay'dan CHP'nin provokasyonuna tepki
TBMM'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret eden CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç'a tepkiler gelmeye devam ediyor. ASAM Başkanı Murat Doğanay da yaptığı açıklamada, "Bu üslupla siyaset, keskin sirke misali küpüne zarar verecektir" ifadelerini kullandı.
ABONE OLAvrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Doğanay TBMM çatısı altında yaşanan dünkü olaylarla ilgili açıklama yaptı. Doğanay'ın açıklaması şöyle:
“4 Mart 2020 günü Mecliste yaşanan ve vahim olarak adlandırılabilecek olaylar yüzünden son derece üzgünüz. Tartışmalarda yaşanan üslubun yanlışlığı herkesin malumudur. Üslup yanlış, sözler yanlış ve kavga yanlıştır. Bu olayların, Milli iradenin istinatgahı olan bir mekânda yaşanmış olması daha da üzücüdür. Bu olayların askerlerimizi sınır ötesi bir harekâtı gerçekleştirirken ve konunun çok yönlü olarak hem TSK’nın operasyonları ve hem de Avrupa sınırlarına dayanan göçmen krizi ile uğraşılırken yaşanmış olması daha da üzüntü verici olmuştur.
"TBMM'nin şahsına yönelik suikast"
Konunun, hukukiliğinin önünde ahlaki açıdan kabul edilemez olduğu açıktır. Yaşananların hukuki, siyasi sonuçlarının olacağı malumdur. Engin ÖZKOÇ tarafından yapılan ve bir ekip ile birlikte hazırladığı anlaşılan, sunumlar ve videolar ile desteklenen açıklamayı, tam anlamıyla provokatif olarak değerlendirdiğimizi belirtmek isteriz. Bu açıklamaları, TBMM’nin çatısı altında yapmasını da kabul edilemez bulduğumuzu belirtmek isteriz. Provokatif olarak gördüğümüz açıklamaların sonrasında yaşananları da amacına ulaşmış bir eylemin sonucu olarak görmekteyiz. Milletvekillerinin, söz, hal ve hareketleri ile topluma güzel örnek olması gerektiği açıktır. TBMM’nin saygınlığını en çok koruması gerekenlerin milletvekilleri olduğunu düşünüyoruz. Ama görünen odur ki; yaşanan olaylar TBMM’nin şahs-ı manevisine yönelik bir suikast anlamı taşımaktadır.
Siyasilerin üsluplarını kesinlikle düzeltmeleri gerektiği görülmektedir. Bu üslupla siyaset, keskin sirke misali küpüne zarar verecektir. Siyasetin “kontrollü bunalım stratejisi” olarak dünyanın bir çok yerinde kullanıldığını görüyoruz. Aynı siyaset, soğuk savaş taktikleri çerçevesinde tavşana kaç, tazıya tut anlayışı ile, kriz çıkartmada, meydan okumada, tehdit ve hakarette kullanılmaktadır.
"Sokak ağzıyla siyaset yapılamaz"
Bu olayın bize ders olmasını umuyoruz. Sokak ağzı ve üslubu ile siyaset yapamayacağımız bir kez daha görülmüştür. Bu tür yaklaşımlarla meclisin saygınlığını koruyamayacağımız ortadadır. Bu tür olaylar bizim dünyaya karşı başımızı dik tutmamıza engel olduğunu düşünüyoruz. Bu durumun, içeride ve dışarıda, siyasi emellerini, emperyalistlerin emelleri ile, şahsi çıkarlarını da global çetenin ve finans kapitalin çıkarları ile tevhit edenlerin ellerini ovuşturmalarına sebep olacağı açıktır.
Bu konuda, sadece siyasetçilerin değil, TV’lerde, sosyal medyada, piyasada, hepimizin sözlerimize dikkat etmemiz gerektiğini vurgulamamız gerekmektedir. Siyaset kriz çıkartma değil, çözüm üretme, sulh etme sanatıdır ve bunun adresi ise TBMM’dir. Son derece ağır itham, hakaret ve suçlamalara muhatap olan kişi Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanıdır. “Kem söz sahibine aittir”, ancak bir daha hiç kimsenin böyle bir şey yapmaya cesaret edememesi için hukuk yolu ile gereken ceza, en kısa zamanda verilmelidir. Kimsenin bu durumu geçiştirmeye çalışmaması gerektiğini düşünüyoruz. Bir kişiye yapılan bir haksızlık, bütün bir topluluğa yöneltilmiş bir tehdittir. Hele bu cüretkâr saldırıya muhatap olan kişi bir Cumhurbaşkanı ise.. Cumhurbaşkanına böylesi bir saldırı olabiliyorsa başkalarına ne yapılmaz ki! Bu anlamda TBMM’yi gözümüz gibi sakınmaya mecburuz. Bu yaşananlar karşısında sorumluları özür dilemeye çağırıyoruz."