İşte operasyonun gerçek hedefi
İstanbul'da başlayan operasyonunun gerçek hedefi ne? Veli Küçük, Kerinçsiz, G.Kömürcü niçin gözaltına alındı? İstihbaratçı Bülent Orakoğlu'ndan çok özel açıklamalar:
ABONE OLİstanbul’da başlatılan büyük çaplı operasyonla ilgili çarpıcı bir değerlendirme de, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Eski Daire Başkanı Bülent Orakoğlu’ndan geldi.
Orakoğlu, başlatılan operasyonun nihai hedefinin “Türk Gladiosu” olarak nitelendirilen “Ergenekon” adlı gizli yapılanmayı çökertmek olduğunu iddia etti.
Orakoğlu, “Kanaatimce bu Ergenekon’a yönelik yapılan bir operasyondur. Bilindiği gibi dünyanın birçok ülkesinde gladioya yönelik operasyonlar yapılmıştı.
Soğuk savaş yıllarından kalma bu yapılanmalar çökertilmişti. Ama bu tür bir operasyon, Türkiye’de yapılamamıştı. Şimdi Türkiye’nin de bu yönde bir operasyon yaptığı yönünde izlenime sahibim” diye konuştu.
Orakoğlu, üç dört yıldır başta AK Parti hükümeti olmak üzere, devletin çeşitli kurum ve kuruluşlarına yönelik faaliyet göstermek üzere kurulan on dört-on beş çetenin tespit edildiğini hatırlattı.
Türkiye’de istikrarsızlığı hedef alan bu tür çetelerin arkasında, “Türk Gladiosu” olarak tanımlanan Ergenekon’un olduğunun güvenlik güçlerince tespit edildiğini anlatan Orakoğlu,
“Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler öncesi çeşitli cinayetler ve sansasyonel olaylar gerçekleştirilerek ülkemizin karışıklığa götürülmesi amaçlanıyordu. Ancak bu çetelerin büyük bölümü güvenlik ve istihbarat birimlerince izlemeye alınmıştı. Her hareketleri adım adım izleniyordu” dedi.
İstanbul’da başlatılan operasyonun, aslında genel seçimlerden çok çok önce başlayan bir operasyon devamı olduğuna dikkat çeken Bülent Orakoğlu, “Uzun süredir bu tür yapılanmalar içinde ve çevresinde yer alan kişi ve sivil toplum kuruluşlarına yönelik dinleme ve izleme faaliyeti yürütülüyordu. Çetelerin bütün hareketleri takip ediliyordu. Daha önceki yıllarda, bu tür çetelere herhangi bir suç işlemeleri halinde müdahale ediliyordu. Ancak bu operasyon ile ilgili izlenimim, öncekilerin aksine bunun bir tür önleme operasyonu olduğu yönündedir” şeklinde konuştu.
Söz konusu çeteleşmelerin, 28 Şubat süreci öncesindeki gibi bir süreç oluşturmayı, ülkeyi istikrarsızlaştırarak hükümeti yıkmayı amaçladıklarını tahmin ettiğini söyleyen Orakoğlu, “Pek çok isim vardı bu işlerin içinde. Küre, Sauna operasyonları gibi operasyonlar bu kapsamda yapılmıştı. Önleyici bir anlayış olduğu kanaatindeyim. Suç işlenmeden önce önünü kesmek amaçla
Söz konusu çetelerin bir ucunun dışarıda olduğuna işaret eden Orakoğlu, şu çarpıcı değerlendirmeyi yaptı:
“PKK terörü ile bu tür yapılanmaların menşeinin aynı olduğunu düşünüyorum. Temel amaç Türkiye’yi istikrarsızlaştırmaktır. Ergenekon ve PKK’nın hedefi aynıdır. Söylemleri ve eylem tarzları farklı olmakla birlikte aynı hedefe hizmet ettiklerini söyleyebiliriz”
Bülent Orakoğlu, Kurtuluş Otoparkı’na konulan bombanın devletin üst düzeyine yönelik bir saldırı için hazırlandığına dikkat çekerek, “Bomba ortaya çıkar çıkmaz Başbakan bir saat içinde özel uçağı ile Ankara’dan uzaklaşmıştı. Bu dikkat çekiciydi. Bugün açığa çıkan operasyon en az 6-7 ay önce başlatılan bir çalışmanın ürünüdür” şeklinde konuştu.
Yaşanan son olaylar, “Türkiye'nin gladyosu” olduğu öne sürülen Ergenekon'u yeniden gündeme getirdi. Aksiyon ilk kez, 12 Mayıs 2001'de Harun Odabaşı imzasıyla Ergenekon'u kapak yaptı. Haberde Ergenekon’un amaç ve faaliyetleri detaylarıyla duyurulmuştu.
Avrupa Birliği'ne karşı olan Ergenekon, son alarak 1999 yılında bir masada toplanarak aldığı kararları raporlaştırdı. Ergenekon'a göre mevcut rejimi korumak için yapılacak her türlü illegal eylem, suikast, cinayet, komplo ve iftira meşru kabul edilebilir. Bu da rapora yansıyan şu cümlelerle belirtiliyor: “Kişisel çıkarlar adına siyasete yönelmiş ve hedefe ulaşabilmek adına her şeyi mubah sayabilen siyasilerin engellenebilmesi için, geriye kalan tek yol suikasttır.”
Yurt içi ve dışında faaliyet gösteren örgütün sağ ve sol ayakları bulunuyor. Ancak asıl ideolojileri devlet menfaatlerinin korunması. Ergenekon 1999 yılında asker, bürokrat, sanayici, vakıfların etkin üyeleri, sivil toplum örgütleri, güvenlik şirketleri, nakliyat şirketleri ve basın mensuplarını içeren yapılanmasında yeni organizasyon sistemi belirledi. Örgüt, 'Lobi' adını verdiği programla ilk olarak ekonomik alanda güç kazanmayı ve belirleyici güç olmayı amaçladı. İkinci amaç ise Türk toplumunun Kemalizm ve ulusal çıkarlar doğrultusunda yeniden yapılandırılması çalışmaları.
Ergenekon legal ve illegal örgütler kurarak operasyonlar yapabilen, dilediğinde bu örgütleri meydanlara dökebilen güçlü bir kuruluş. Kontra senaryolar üreten etkinlikler tasarlayan birimleri olan örgüt, böylelikle kamuoyunda Kemalist ideolojiye ve ulusal çıkarlara uygun sivil harekete katılımı hedefliyor.
Art arda açılan internet sitelerinde ulusalcı/milliyetçi söyleme sahip yazarların ve araştırmacıların yazılarına yer veriliyor, tartışma forumlarında ülke meselelerine yönelik derin tartışmalar yaşanıyor. Kuvva-i Milliye'nin tarihçesi ve hedefleri dile getirilirken, Kurtuluş Savaşı'ndaki ruhun yeniden harekete geçmesi için haberler ve fotoğraflar yayımlanıyor. PKK terörü, Türkiye'nin AB sürecinde yaşadıkları, hükümetin politikaları ele alınarak eleştiriliyor. Ülkenin Yahudi sermayesine satıldığını, PKK'nın tüm Türkiye'yi işgal edeceğini, IMF'nin Türkiye'yi sömürdüğünü iddia ederek özellikle milliyetçi tabandan destek bulmaya çalışan dernekler yoğun bir faaliyet içinde.
(cafesiyaset.com)