Seyyar satıcılar virüse ayak uydurdu!
Bir ay öncesine kadar su, simit veya şarj aleti satan işportacılar gelir kaybına çözümü maske satışlarında buldu. Berberler kapanınca saç-sakal tıraş makinaları sokakta satılıyor. Bir dönem sokakları gezen sebzeciler de görünür oldu. Seyyar pazarcılar sokağa çıkamayan 65 yaş üstü vatandaşların camdan sarkıttığı sepetleri dolduruyor.
ABONE OLYaz-kış, sabah-akşam demeden günlük hatta anlık ihtiyaçlara göre çalışan seyyar satıcılar, tezgahını korona ürünleriyle donatmakta gecikmedi. Simitçi, kestaneci, mısırcı, sucu ve işportacılar da diğer meslek grupları gibi büyük gelir kaybına uğradı. Kayıtdışı çalıştıkları için ürünlerini yenileyip tekrar sokağa çıkmaktan başka çareleri yok. Seyyar piyasada ekmek arası sokak lezzetlerinin yerini bu aralar maske, mendil ve dezenfektan ürünleri aldı. Öte yandan, bir dönemin çocukluk hatırası mahalledeki sebze meyve arabaları da özellikle 65 yaş üstü için geri döndü.
TANESİ 5 LİRADAN MASKE SATIŞI
Seyyar satıcıların birçoğu eski tezgahlarını kapatarak temizlik ürünlerini pazarlamaya başladı. Yetkililer, merdivenaltı üretime karşı uyarıyor.
Bu aralar, birçok satıcı küçük arabasına yüklüyor sebzeyi çıkıyor mahalleye. Kısa süre öncesine kadar drone ile servis yapmayı planlayan insanoğlunun bizim hasır sepete dönmesi sadece birkaç gün aldı. Biz de soluğu sokakta alıyoruz.
Market ve otobüslere maskesiz girilemeyeceği kararının ardından işportacılar bayram etti diyebiliriz. Satıcıların çoğu tanesi 5 liradan satılan maskelerin gün sonundaki cirosundan memnun. Önümüzdeki hafta satışların üçe katlanacağını düşünüyorlar. Ancak temizlik ürünlerinin eczane ve marketten alınması uyarılarını unutmayalım çünkü nasıl üretildiklerini ve içeriğini bilmiyoruz. Virüsten korunalım derken daha büyük sağlık sorunlarına davete çıkarmayalım.
‘KÖFTECİYDİM SAĞLIKÇI OLDUM’
Taksim ve Harbiye civarında bekleyen bir satıcı, küçük bir tezgah üzerinde maskelerini sergiliyor. Tanesi 5 liradan günde 20 adet kadar satış yaptıklarını anlatıyor. Hemen 200 metre ilerisindeki işportacı Mahmut Ö. maskesini almayı unutanlar ve sokağa çıkmak zorunda olanlar sayesinde günlük hasılatın 30’dan fazla olduğunu paylaşıyor ve ekliyor: “Bir ay öncesine kadar köftecilik yapıyordum, baktım durumlar kötüye gidiyor, maske satmaya başladım. Benim müşterim acil işi olandır, onlar sayesinde işleri toparlıyoruz.”
BERBER KAPANDI MAKİNESİ SOKAKTA
Bazı marketlerin girişinde bu cihazların sergilendiği makineleri bile görebilirsiniz. Berbere hasret kalan vatandaş ise şimdilik Çin malı ürünlere yöneliyor.
BİZİM SEPET GERİ DÖNDÜ
Uzaktaki hatıraya sevdalı bir neslin sokakta oynarken, “Evladım bana iki ekmek veriver” cümlesinden hatırladığı hasır sepet de geri döndü. Bir dönemin mahalle arasında gezen sebzecileri de korona sayesinde yeniden faaliyete başladı. Onlar, özellikle sokağa çıkamayan 65 yaş üzerinin ayağına gidiyor. Birçok Anadolu şehrinde az da olsa süren bu gelenek metropol İstanbul’da şimdilerde pek seviliyor. Farklı semtlerde sepet sarkıtan teyzelerin “Adem efendi bana 2 kilo domates” seslenişini duyabilirsiniz. Beyoğlu Tomtom Mahallesi’nde satıcılık yapan Ahmet Y. ise televizyondan görüp hatırladığı bu uğraş sayesinde geçimini sağlıyor, işlerden memnun.
MAHALLE KÜLTÜRÜ YENİDEN
Balat’ta yaşayan bir İtalyan, binadan sarkıttığı sepet ile yardım kampanyası başlattı. Sepete, “İmkanı olan koysun, ihtiyacı olan alsın” notunu yazarak ihtiyaç sahiplerine ulaşmayı hedefliyor. Kasımpaşa’da pazarcılık yaparken şimdilerde semt semt dolaşan Mustafa Akan ise sabah 9’da donatılan sebze meyve arabasının öğleden sonra bittiğini anlatıyor. Akan, “1 ay öncesine kadar 10 saat ayakta beklerken şimdi yarım günde eve gidiyorum” diyor. Anlayacağınız, en azından bir süre hiçbir şey eskisi gibi olmayacak çünkü bu aralar her şey eskisi gibi.
Yenişafak