Fatih'in Karadeniz'deki Doğalgaz keşfini uzmanlar yorumladı: Prangalar koparılacak

Son dakika haberi: Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm Türkiye'nin merakla beklediği müjdeyi açıkladı ve 'Türkiye, tarihinin en büyük doğal gaz keşfini Karadeniz’de gerçekleştirdi.' ifadelerini kullandı. Uzman isimler Erdoğan'ın eksen değişikliği olarak nitelendirdiği tarihi keşfi Haber7.com'da değerlendirdi.

ABONE OL
GİRİŞ 21.08.2020 19:08 GÜNCELLEME 21.08.2020 20:27 GÜNCEL
Fatih'in Karadeniz'deki Doğalgaz keşfini uzmanlar yorumladı: Prangalar koparılacak

Son dakika haberi: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde kamuoyunun merakla beklediği "müjde"yi açıklayarak  "Türkiye, tarihinin en büyük doğal gaz keşfini Karadeniz'de gerçekleştirdi. Fatih sondaj gemimiz, 20 Temmuz 2020 tarihinde başladığı Tuna-1 kuyusundaki sondajında 320 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfetmiş durumda." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın duyurduğu bu müjdeyi uzman isimler değerlendirdi.

OME Hidrokarbonlar Direktörü Sohbet Karbuz
  
SON DERECE ÖNEMLİ BİR RAKAM

320 milyar metreküp rezerv tanımı yapıldı. Bu rezervin ne anlama geldiği biraz havada kaldı. Çıkarılabilir rezerv tanımı yapmak şuan için rakam vermek doğru olmaz. Fakat normalde ilk yapılan testler sonucunda elde edilen bulgular, yerinde gaz deniliyor. Rezervin ihtiva ettiği gaz miktarı çıkıyor bundan. Benim tahminimce 320 milyar metreküp olarak atfedilen bu rakam yerinde gaz rakamıdır. Bunun hepsi çıkartılacak anlamına gelmez tabi. Bunun teknik olarak ne kadar, ticari olarak ne kadarı kullanılacak bu ilerde hesaplanacak bir detaydır. Normalde Uluslararası standartlara göre yerinde gaz miktarı 2/3 olarak kabul ediliyor. Böyle kabul edilse dahi 320 milyar metreküplük bir rezervin 210 milyar metreküpü kullanılabilecek bir seviyede çıkıyor. Ki bu da son derece önemli bir rakamdır. Türkiye'nin enerji, doğalgaz ithalatını kısmi de olsa azaltacağı, cari açığın kısmen de olsa kapatmasında önemli bir rol oynar. Tabi burada yabancı firmalar, teknolojinin gelişmesi gibi, Karadeniz'e yabancı şirketlerin arama faaliyetlerine gelmesi gibi cezbedici faktör olacaktır.  

2023'TE GAZ AKIMI BAŞLATMAK ÖNEMLİ
  
2021 yılında Türkiye'nin tedarikçilerle dolacak olan kontratları var. 18 milyar metreküplük bir rakam var. 2021 yılının sonuna kadar 18 milyar metreküplük gaz anlaşması sona erecek. Dolayısıyla bu kontratların yeniden müzakere edilmesinde , şartlar ve fiyat mekanizmasında Türkiye için önemli bir koz olacak Sakarya Doğalgaz Sahası. Fakat sayın bakanımızn da belirttiği üzere bu rakamlar şu an için dikkat edilmesi gereken rakamlar. Tespit kuyusu denilen ek sondajlar yapılacak. Sahanın parametreleri belirlenecek. Ayrıca testler de yapılacak ve gerçekte ne kadar miktarda bir gazın çıkrtılabileceği hesaplanacak. Güzel bir haber verdi sayın bakan. Dedi ki "kaliteli bir gaz" bu çok önemli maliyetlerin düşürülmesi açısından. Ama toplamda bakıldığında kısacası 2-3 senelik bir süreç var önümüzde. 2023 rakamı son derece makul. Milyarlarca dolarlık bir yatırım gerektirecektir. Yani 320 metreküpün tamamının çıkarbılabileceğini kabul etsek dahi bu şuanda Güney Kıbrıs'ta keşfedilen üç doğalgaz sahasının toplamına eş değer pozisyonda. O açıdan da ayrıca önemli bir saha olarak karşımıza çıkıyor. Tespit kuyuları ve sonrasında yapılacak olan testler sonrasında saha geliştirme planı hazırlanacaktır. Doğalgazı sahadan karaya ulaştırmak için boru hattı yapılması gerekiyor. Bu süreç zarfında onu da yapıp 2023'te gaz akımını başlatmak önemli. Şu var ki Karadeniz artık yabancı petrol ve gaz şirketleri için cazip hale gelecek. Bu gaz sahası Karadeniz'deki en büyük gaz sahası. O yüzden de ayrıca bir önemi var. 

ELİMİZE ÇOK BÜYÜK KOZ GEÇTİ
  
Yabancı şirketlerle ve tedarikçilerle burada herhangi bir çatışmanın söz konusunun olacağInı düşünmüyorum. Zaten Gazprom gibi şirketler 18 milyar metreküplük tedariğin önemli ayakları. Kontratları sona erecek. Rusya'dan gaz akışı azalmış durumda. Bizim de talebimiz düşüyor. Üstelik şartlar da hiç cazip değil Rusya'dan alınan gazın fiyatı. Özellikle petrole endeskle düşünüldüğünde fiyatlar Avrupa'dakilerden çok daha farklı. Ama elleri mecbur diye gördükleri için Türkiye'yi, burunlarından pek kıl aldırmıyorlardı. Şimdi elimize çok büyük koz geçmiş oldu. Avantajlı konuma geçtik. Sadece Rusya'ya değil, bütün tedarikçiler karşısında. O yüzden önemli. Bölgede, civarda başka bir kaynak daha bulunursa veya bu miktar değişiklik gösterebilir. Sonradan açılacak olan tespit kuyularına bağlı. Ne kadar çıkarsa çıksın bu bizim doğalgaz ithalat miktarımızı azaltacaktır. Bu kadar basit.. Olaya böyle yaklaşmak gerekir. Bizim şirketlerimizi için de iş imkanı sağlayacaktır. Hem de teknolojik olarak yeni kazanımlar elde edeceğiz. Hem de iş gücü açısından bir sürü fırsatlar getirecektir. Üç faydası var bu durumun: Kendi gazımızı kullanacağız ve tedarikçilerle olan müzakerelerde elimize güzel bir koz olarak kullanacağız. Üçüncüsü de Karadeniz'i yabancı şirketleri arama faaliyetlerinde bulunmak için güzel bir teşvik olacak. 


Enerji Ekonomisi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu: 
 
KENDİ REZERVİMİZ ÖNEMLİ

Türkiye, Rusya’dan Mavi Akım boru hattı üzerinden 16, TürkAkım'dan 15.75 milyar metreküp doğal gaz alıyor. Diyelim sözleşme yenilenmedi. Kendi rezervimiz bu hatlardan birisinin 20 yılına bedel. Karadeniz'de keşfedilen doğal gaz yatağından üretime başlanmadan önce uzun vadeli sözleşmeler de bitmeye başlayacak. Üretici gazını vermek ister, minimal miktarla çıkan gazı daha ucuza verebilirler. 

BÜTÜN PAZARLIKLARDA TÜRKİYE'NİN ELİ GÜÇLENİR

Doğalgaz keşfiyle Türkiye’nin enerji ticareti merkezi olarak gelişmesinin önü açılacak, Türkiye’nin enerji hub'ı konumu öne çıkacak. Enerji pazarlıklarını bırakın, bütün pazarlıklarda Türkiye'nin eli güçlenir. Türkiye kendi enerjisini üretirse masada daha güçlü oturur. Şu anda elektrik üretiminde doğal gazı azaltma stratejisi var. Ancak yerli üretimle birlikte doğal gaz ithal olmaktan çıkıyor, kömür gibi gaz da yerli oluyor. Mevcut strateji tekrar değişebilir. 

 

9. sondajda tespitin yapılması çok önemli… Bundan sonra yatırım noktasını Türkiye bence kendisi yapmalı. Önemli olan bulguya ulaşmaktı. Bundan sonra doğal gazı çıkarmak çok büyük bir sorun değil. Özellikle Karadeniz'de uluslararası herhangi bir sorun, Akdeniz gibi münhasır alan sorunu yokken Türkiye denizden kuracağı hatlarla doğal gazı çok rahat içeriye aktarabilir. 

SETA direktörü Kemal İnat

NİHAİ AŞAMA DEĞİL İLK ADIM

Her şeyden önce bu adımı Türkiye’nin son yıllarda yoğunlaşmış olduğu doğalgaz, petrol, enerji çalışmalarında önemli bir aşama olarak görüyorum. Nihai aşama değil belki de ilk adım çünkü 9. Sondajda böyle oldukça zengin bir rezervin bulunmuş olması bundan sonraki aşamalarda da Türkiye’nin benzer şekilde belki daha fazla da rezerve ulaşması anlamında, keşfetmesi anlamlarına geliyor. Bu çabalar gerekli miydi kesinlikle gerekliydi, çok gerekliydi. Aslında maliyeti de Türkiye’nin denizler tarafından özellikle petrol ve doğal gaz araması 5 tane gemiden oluşan bir filosu var Türkiye’nin biliyorsunuz iki sismik araştırma gemisi 3 tane de sondaj gemisi söz konusu. Bu filoları oluşturmak Türkiye için oldukça maliyetli ama bu maliyet gerekliydi neden gerekliydi çünkü Türkiye toplam enerji tüketimini yaklaşık  yüzde 72’sini ithal ediyordu dışardan almak zorundaydı bununda Türkiye’ye maliyeti oldukça yüksekti yani 40 ila 60 milyar dolara kadar çıkan bir maliyet geçmiş yıllarda petrol ve doğalgaz fiyatları yüksek olduğu dönemlerde 60 milyar dolara kadar çıkan maliyetten bahsediyoruz dolayısıyla bu çok yüksek maliyeti azaltmak için Türkiye özellikle son dönemde ciddi bir çaba içerisindeydi bu çabalar çerçevesinde neler yapılır dersek yani aslında bu sondaj faaliyetleri bu çabanın sadece bir ayağını oluşturuyor. 

TÜRKİYE NE YAPTI? 3 ADIMDA SÖYLEYEBİLİRİZ

Birinci adım

Ne yaptı Türkiye? 3 adımda süreci söyleyebiliriz; Enerji konusunda dışa olan bağımlılığı azaltmak için birinci adımda önce tedarikçileri çeşitlendirmeye çalıştı yani burda Rusya ve İran gibi ülkelere bağlılık söz konusuydu bunu azaltmak için daha fazla tedarikçi devreye soktu özellikle doğalgazla son yıllarda el-enci ithalatıyla birlikte Cezayir gibi Nijerya gibi Katar gibi  ülkelerin devreye sokulduğunu gördük bu birinci adım.

İkinci adım

İkincisi; yenilene bilir enerji kaynakları konusunda ki bunlar tamamen yerli kaynaklar biliyorsunuz… Yerli üretimin   payını arttırmak için yenilenebilir enerji kaynakları konusunda ciddi bir yatırım söz konusu bu çerçevede rüzgar,güneş enerjisinin son dönemde payının Türkiye’nin elektrik tüketiminde payının ciddi şekilde artığını gördük. Hidroelektrik zaten önceden beri sıklıkla gelen enerji çalışma alanıydı Türkiye’nin o alanda da yeni barajlar eklendi bu ikinci adımdı.

Üçüncü adım

Üçüncüsü de ; bana göre en önemlisi Türkiye’nin hem karada hem de denizde sismik araştırma ve sondaj faaliyetleri yürütmesi başlaması bu konuda en önce  hepimizin bildiği gibi Türkiye’nin kendi alt yapısı olmadığı için özellikle sondaj gemilerimiz yoktu başka ülkelerin , başka şirketlerin  gemilerinin sondaj gemilerinin kiralanması söz konusu oldu. Ancak bunda bir başarıya ulaşılmamıştı bu da çok fazla maliyetli bir şeydi o yüzden Türkiye son birkaç sene içerisinde az önce söylediğim 5 gemiden oluşan filoyu kurdu.

Soru: GEÇMİŞTE DE BU ÇALIŞMALARIN YAPILDIĞI AMA FARKLI SEBEPLERDEN ÖTÜRÜ DOĞALGAZIN BULUNAMADIĞI SÖYLENİYOR BURDA SİZCE BİR ART NİYET SÖZ KONUSUMUYDU?

Bu konuda bir şey söylemek mümkün değil öyle bir ihtimal olmadığını zannederim. Çünkü yani sonuçta bir takım uluslararası şirketlerle anlaşmışsanız ve onların da yüksek maliyetler karşısında onların doğalgaz ve petrol  aramasını sağlamışsanız bir şekilde onların denetimi yapılmıştır Türkiye’de dolayısıyla o şekilde bir art niyetin söz konusu olabileceğini düşünmüyorum. Sadece burda az önce söylediğim gibi Cumhurbaşkanımızın da açıklamasında dinledik bazı başka ülkeler çok sayıda  sondaj keşfi gerçekleştirdi bu anlamda Türkiye 9.sondajda keşfi gerçekleştirmesi gerçekten Türkiye açısından oldukça faydalı  bir durum oldu. Yani sayının arttırılması gerekiyor burda sondaj faaliyetinin arttırılması gerekiyor sismik araştırılmaların yapılması, artırılması gerekiyor artık.

EN KRİTİK ŞEY...

Ama siz dışardan kiralamayla başka şirketlerden kiralamayla arzuladığınız sayıya ulaşamazsınız. Bu anlamdaki teknik yetersizlik belki Türkiye’nin o keşifleri elde etmesi  keşiflere ulaşmasına engel olmuştu. Şimdi az önce söylediğim gibi 5 gemiden oluşan filo Türkiye’nin  enerji filosu gerçekten Türkiye’yi bu anlamda dünyanın sayılı ülkelerinden birisi haline getirdi. Yani bu şekilde Türkiye sayıyı hem sismik araştırma sayısında araştırma alanını hem de sondaj sayısını arttırma imkanı buldu. Keşfi getirende bu oldu yani burda kritik şey aslında o üç tane sondaj gemisinin satın alınması en son Kanuni alındı biliyorsunuz ki o da hazırlıklarını tamamlıyor ve orda çok önemli bir adım. 2017’de Oruç Reis’in yerli teknoloji inşaa edilmesi bu da mesela çok önemli. Yani Türkiye geçmişte böyle imkanlara sahip değildi artık kendisi sismik araştırma gemisi inşaa edebilecek duruma gelmiş oldu. 

Ondan öncede Barbaros Hayrettin Sismik Araştırma Gemisi satın almıştı  yani bunlar Türkiye’nin faaliyetini artırmasını ve kendi faaliyetlerini yürütmesini de sağlamış oldu ve bu da başarıyı getirdi. Yani siz bu kadar çaba sarf ederseniz bu alana yatırım yaparsanız karşılığını muhakkak alırsınız geçmişte maalesef yeteri kadar  araştırma yapılmadığı için Türkiye böyle bir rezervi keşfetme imkanına sahip olmamıştı şimdi bu imkana kavuşmuş olması Türkiye için gerçekten önemli bir adım ben bunun devamının da geleceğini düşünüyorum. 320 milyar metreküp oldukça yüksek bir oran, rakam Türkiye’nin dışa olan bağımlılığını ilk etapta azaltacak bir rakamdan bahsediyoruz. Ama ben 320 milyar metreküple kalmayacağını bunun artıcağını belki Karadeniz de mevcut bulunan gaz sahasının belki daha derinliklerinde yeni keşiflerin olabileceğini ama aslında Akdeniz de gene yürütülen faaliyetler sonucunda da yeni keşifler olacağını bekliyorum bu anlamda Türkiye’nin politik hedefleri özellikle bağımsız dış politika konusunda ki hedefleri açısından önemli bir zemin sağlayacaktır bu doğalgaz keşfi.

MÜSİAD Enerji ve Maden Komitesinin Başkanı Dr. Cihad Terzioğlu Cihad Terzioğlu

DAHA BAŞLANGIÇ

Türkiye’nin Karadeniz’in bugün itibariyle tarihin en büyük doğalgaz alanını keşfetmesiyle aslında yeni keşiflerinin de bir habercisi konumunda çünkü uluslararası örneklere baktığımız taktirde böyle büyük kanalların keşifleri sonrası hemen yakınlarında yeni saha keşifleri söz konusu  olabiliyor. Bu bağlamda önemli bir alana sahip 320 milyar metreküplük rezerv bunun örneği Doğu Akdeniz’de İsrail’in 2009 civarında bulduğu saha yine kıyıya aynı uzaklıkta 150 km uzaklıkta 200 milyar metreküplük bir daha keşfedilmişti. Hemen arkasında ise yakın dönemde de 2-3 farklı rezerve sahası keşfedilmişti. Dolayısıyla ben 320 milyar metreküp rezervin aslında bir başlangıç olduğunu ve yeni keşiflere vesile olabileceğini de düşünüyorum.

7 YILLIK İHTİYAÇ İLK ETAPTA KEŞFEDİLDİ

 Nitekim sayın Cumhurbaşkanımız açıklamasında bölge de yeni sondaj çalışmalarının devam edeceğinin özellikle Kanuni gemisinin bölgeye gidip çalışma yapacağını duymuş olduk. Bugün itibariyle açıklanan 320 milyar metreküp doğal gaz ihtiyacının hem konutlarda hem sanayi de hem de ticarette tüm doğalgaz ihtiyacının yaklaşık 7 katı civarı yani 7 yıllık ihtiyacımız tam olarak şuan itibariyle daha ilk sahada keşfedilmiş durumda. Bunun tabi ekonomik olarak çok büyük bir değeri var yani yaptığımız ithalata göre yaklaşık 70-80 milyar dolarlık bir değerden bahsediyoruz. Bu kişi başı neredeyse 1000 dolarlık bir ekonomik değere tekamül ediyor. Bu çalışmanın sayın cumhurbaşkanımız 2023 yılında bitirilmesini hedeflediği söyledi çok gerçekçi olduğuna inanıyorum zira yine saha olarak Doğu Akdeniz’de ki kıyaya 150 kilometre uzaklıktaki sahanın çalışmaları 3 yıl içinde sonuçlanmıştı dolayısıyla Türkiye burada 2023 rahatlıkla yetiştirebilir ve bu kararlılıkla buna inanıyorum. Bu dönem içerisinde tabi yeni sondajlar yapılarak belki yeni sahalar keşif hatları bu bağlamda Türkiyenin kararlarını devam ettirmesi açısından burdan gelecek ekonomik değerin ciddi bir kısmına tekrar sondajlarda değerlendirilmesinde doğru olacağını düşünüyorum. Burdan verilen avantajla Doğu Akdeniz de çok daha güçlü bir şekilde arama devam edilir dolayısıyla bu yepyeni bir dönemin başlangıcı, bir başlangıç noktası bugün itibariyle başlamış oldu.

YENİ KONTRATLARDA TÜRKİYE’NİN ELİ GÜÇLENDİ

Ekonomik değer noktasında şunu vurgulamak istiyorum yarından itibaren Türkiye’nin kazancı olacak örneklendirirsek Türkiye’nin toplam yıllık tüketimi 45 milyar küpken bunu neredeyse yarısına yakını 18 milyar metreküp civarı kontratımız  o 20 yıllık uzun kontratlardan bir tanesi , birkaç tanesi önümüzdeki yıl son doluyor dolayısıyla bu kontratların yeni pazarlıklarında da Türkiye’nin eli çok güçlendi. Çok daha avantajlı fiyatlar çok daha uygun fiyatlar alabilecek ve cari açığını önümüzdeki sene için düşürebilecek durumda. Kontratların büyük bir kısmı neredeyse toplan ihtiyacımızın yüzde 70-80 2025’in sonunda bitiyor dolayısıyla aslında Türkiye 2020’li yıllarda o 20-30 yıllık ithalat kontratlarını sonlandırma şansındayken böyle bir haberle müjdelenmesi yeni bir dönemin gerçekte başlayacağının da göstergesi oluyor. Elimiz çok daha güçlendi ve belki 80 milyonun tamamını Türkiye’de ki herkesin kazancına dönüşecek ekonomik değer yarından itibaren hayata geçebilecek diyebiliriz.

2017’DEN BAKMAK LAZIM

Bu çalışmaları aslında 2017 de ki milli enerji ve maden politikasına doğru okuyarak bakmak lazım Türkiye o politikayla beraber yepyeni bir dönem başlamıştı 3 saç ayağı vardı.  O politikanın 1’ncisi enerji-arz güvenliği yani ihtiyacımız olan enerjiyi kendi kaynaklarımıza tesis edebilmek 2’ncisi yerleştirme yapabilmek 3. Öngörülebilir piyasa oluşturmaktı. Bu keşif 3 saç ayağına hizmet eden bir keşif zira enerji bağımsızlığı konusunda ihtiyacımızın 7-8 yıllık doğalgaz ihtiyacımızı karşılamasıyla beraber bir enerji bağımsızlığına katkısı var yerleştirme teknolojisine katkısı ekonomik değeri de olacak geçtiğimiz hafta bu hafta açılan güneş paneli fabrikası gibi önemli örneklerle birlikte Türkiye yerli ve yenilebilir enerji kaynakların da arttırıyor aslında büyük bir ithalat kaynağınında keşfini yapmış oluyor. Bunlarla birlikte Türkiye daha öngörülebilir bir piyasaya kavuşacaktır diyebiliriz. Türkiye’nin çok sık kullandığı “varsa bulacağız” sloganı vardı aslında bu aramanın ne kadar önemli olduğunu vurguluyordu Türkiye çok önemlidir burası kiralık gemilerle arama yapmadı satın aldığı gemilerle arama yaptı çünkü başına gelebilecekleri, karşılaşacağı zorlukları tahmin ederek yola çıktı aslında ilk günden itibaren net ve kararlı duruşun simgesiydi. Dolayısıyla kendi teknolojisi ve kendi insan kıymetini bu anlamda yetiştirmiş oldu.

 

Kıbrıs İlim Üniversitesi (KİÜ) Mühendislik Bölümü Dekanı Prof. Dr. Ata Atun 

21. YÜZYILDAKİ DEĞİŞİMİMİZİN İLK ADIMI

Sakarya parselinde saptanan doğalgaz rezervi 800 Milyar metreküp civarında. Fatih sondaj gemisinin Sakarya parseli içinde Tuna 1 Kuyusunda yaptığı sondajla 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfetmesi, Türkiye’nin 21. Yüzyıldaki kaderinin değişiminin ilk adımını oluşturacak. Kanuni Sondaj gemisi de bölgeye hareket etmeye hazırlanmaktadır. Buradan da müjdeler bekliyoruz. 

PRANGALAR KOPARILACAK

Bu müjdeyle birlikte Türkiye dışa bağımlılıktan kurtulacak, prangalarını koparıp atacak, ekonomisi, nüfusu, savunma sanayisi, teknolojisi ve silahlı kuvvetleri ile Doğu Akdeniz’de, Orta Doğu’da ve bölgesel diplomaside son söz sahibi ülke bir ülke konumuna gelecek. Kıbrıs Türklerinin de kaderi değişecek.  
Türkiye bu gücü ile Kıbrıs konusunda da, Kıbrıslı Türklerin haklarını ve eşitliğini sağlayacak bir çözümün kapılarını açacak ve bunu tesis edecektir. Bu güzel haberle, Türkiye’nin ve KKTC’nin kaderinin değişeceğine inanıyor, -bir kez daha- Türk olmanın, anavatanımın Türkiye olmasının gururunu yaşıyorum. 
 
GENAR Başkanı İhsan Aktaş

BÜYÜK HİZMET EDECEK

Millet bir taraftan fark etmişti Karadeniz de olduğunu, miktarı konusunda belirsizlikler vardı. Çok heyecanlıyız yani herkes böyle çok mutlu nihayetinde uzun arayışlar sonucunda enerjinin zayıf olduğu bir ülkede doğal gaz çıkmış oluyor. Dolayısıyla Türkiye sanayi üretimi olan, ihracatı olan, alt yapısı olan bir ülke yani bu enerji takviyesinin Türkiye’ye büyük hizmet edeceğine dair kanaatimiz var. 

  

SETA Ekonomi Araştırmacısı Deniz İstikbal

DÖVİZ GİRDİSİNE İHTİYACIMIZ VARDI

Cumhurbaşkanımızın dediği gibi cari açığı düşürecek Türkiye’nin enerji ithalatını aşağıya çekecek aslında Türk tarafında da kısmi anlamda istikrarı sağlayabilecek bir adım ithalatı yapmak için bizim döviz girdisine ihtiyacımız vardı. Çünkü bu ithalatı yapmak için dövize ihtiyacımız vardı. Türk insanı daha ucuz şekilde doğal gaz kullanmış olacak. 

 

 

İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Ekonomist Kerem Alkin

ENERJİ TARİHİ AÇISINDAN DÖNÜM NOKTASI

Bugüne kadar Rusya’dan 430 Milyar metreküp için yaklaşık 130 milyar dolar ödeme yaptığımız doğalgaz ithalatı dikkate alındığında Türkiye’nin dünyada ve etrafımızdaki komşu ülkelerden 100 milyar dolar doğalgaz ithalatı yapmasının gereğini ortadan kaldıracak bir durumdan bahsediyoruz. Dolayısıyla da bu 100 milyar doların Türkiye’nin hem cari işlemler açığının azalması boyutunda hem de aynı zamanda da Türkiye’nin döviz gelirlerinin artması, Merkez Bankası rezervlerinin artması boyutunda güçlü sonuçları olan rezervden söz ediyoruz. 

Cumhurbaşkanımızın belirttiği gibi 2017 yılında ilan edilen Milli Enerji ve Maden Politikası yerli kaynakların sektöre kazandırılmasına önem veriyordu. Bu çok önemli bir başlangıç noktasıydı. Sonrasında da "varsa bulacağız" denilerek yola çıkıldı. bu aşamada 5 adet sismik ve sondaj gemisi satın alındı. Sondajlara ve sismik araştırmalara başlandı. 9 tane derin denizlerde sondaj yapıldı. Hem Akdeniz hem de Karadenizde. 9'uncusu olan şimdiki Tuna-1 lokasyonunda nihayet gaz keşfedildi. Bu çok sevindirici bir haber Türkiye için. Aynı zamanda Türkiye enerji tarihi için de bir dönüm noktası.

Müge Çakmak / Enes Taha Ersen 

KAYNAK : Haber7