Enver Altaylı'nın 'Baykal'a ve MHP'ye kaset kumpası' olayıyla ilgili ilişkisi

Bir dönem siyaset kasetler üzerinden dizayn edilmişti. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal kaset darbesiyle tasfiye edilmişti. Hürriyet Gazetesi Yazarı Abülkadir Selvi, Enver Altaylı'nın 'Baykal'a ve MHP'ye kaset kumpası' olayıyla ilgili ilişkisini köşesine taşıdı.

ABONE OL
GİRİŞ 30.10.2020 16:45 GÜNCELLEME 30.10.2020 16:45 GÜNCEL
Enver Altaylı'nın 'Baykal'a ve MHP'ye kaset kumpası' olayıyla ilgili ilişkisi

Abdülkadir Selvi'nin yazısındaki ilgili bölüm şu şekilde;

Bir dönem siyaset kasetler üzerinden dizayn edilmişti. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal kaset darbesiyle tasfiye edilmiş, CHP’nin başına Kılıçdaroğlu gelmişti. MHP’de ise kasetleri çıkan genel başkan yardımcıları siyasete veda etmek zorunda kalmıştı.

 

 

Kasetler siyasette deprem etkisi yaparken, CHP ve MHP’yi kasetler üzerinden dizayn etmeye çalışan yapının FETÖ olduğu daha sonra ortaya çıkmıştı.

CHP ve MHP’nin kaset operasyonlarıyla dizayn edildiği süreçte bir isim ön plana çıkmıştı. FETÖ tarafından yurtdışına kaçırılan İbrahim Faruk Bayındır’dan söz ediyorum.

 

 

Enver Altaylı’yla ilgili olarak düzenlenen iddianameyi incelerken, İbrahim Faruk Bayındır ismi ile karşılaştım. Enver Altaylı MİT’ten başlayıp CIA, Alman istihbaratı ve FETÖ’ye uzanan karanlık ilişkiler ağına sahip olduğu için Amerika’dan, Almanya’dan, Türkiye’den aldığı GSM hatları üzerinde mahkeme kararıyla yapılan HTS incelemesinde, “Enver Altaylı’nın FETÖ-PYD Silahlı Terör Örgütü bağlantılı birçok üst düzey örgüt mensubu ile yoğun irtibat kayıtlarının olduğu, bunlar arasında CHP ve Deniz Baykal ile MHP kaset kumpasları ve gazeteci Haydar Meriç’in öldürülmesinde adı geçen İbrahim Faruk Bayındır ile görüşme kaydı bulunduğu” belirtiliyor.

Enver Altaylı’nın İbrahim Faruk Bayındır ile “yoğun irtibat kayıtlarının” tespit edilmesi beni şaşırttı mı? Şaşırtmadı. Ama Türk siyasetinde çok büyük bir depreme yol açan kaset kumpasının faillerinden biri olan İbrahim Faruk Bayındır ile Enver Altaylı arasındaki yoğun ilişkinin üzerinde durulması gerekiyor. Bir yanda “karanlık prens” Enver Altaylı, diğer yanda ise FETÖ’cüler tarafından CHP ve MHP’ye düzenlenen kaset operasyonu.

Kasetlerle CHP’nin genel başkanı değişti. Deniz Baykal tasfiye edildi, MHP’de kilit görevlerde bulunan 10 genel başkan yardımcısı 48 saat içinde patır patır istifa etmek zorunda kaldı. Bunlar normal işler mi?

Deniz Baykal kaset olayından sonra, “İktidarın samimiyetine inanmıyorum ama ABD’den, Pensilvanya’dan aldığım mesajlara da inanmıyorum” diye açıklama yapmıştı. Baykal’ın o gün neden Pensilvanya’yı aklamaya çalıştığı anlaşılamamıştı. Bugün bile Baykal’ın o gün çıkıp neden “Okyanus ötesi bu işin içinde değil” dediği anlaşılabilmiş değil. Soru işaretinin çengelini asmakla yetineceğim.

İddianameden yaptığım alıntı yeterli fikir verebilir ama yine de İbrahim Faruk Bayındır ismi hakkında biraz bilgi vermem gerekiyor.