FETÖ'nün yasadışı kurduğu C5 şubesi neden Muhsin Yazıcıoğlu'nu takip etti?
Hürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener, FETÖ'nün yasadışı şekilde kurduğu C5 şubesinin 9 Eylül 2008'den ölümüne kadar Muhsin Yazıcıoğlu'nu dinlediğini yazdı. Yazıcıoğlu'nun Hrant Dink soruşturmasında Yasin Hayal ve Erhan Tuncel gibi isimlerin ortaya çıkmasından sonra 'Bizim tarla çoktan sürülmüş' lafını boşuna demediğini de hatırlatan Şener, "Yazıcıoğlu hangi gerekçeyle takip edilmiş olabilir" sorusunu sordu.
ABONE OLHürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener'in "FETÖ’cü istihbaratçılar ölümünden önce Yazıcıoğlu’nu neden takip etti?" başlıklı yazısı şöyle:
19 Ocak 2007 tarihinde Şişli’de sahibi olduğu Agos gazetesinin önünde vurularak öldürülen Hrant Dink cinayetinde sorumluluğu olan kamu görevlileri ile ilgili yargılama sona yaklaşıyor. Mahkeme savcısı, çoğunluğu FETÖ’cülerden oluşan sanıklar hakkında “ağırlaştırılmış müebbet”e varan hapis cezaları istedi. Sanıkların son savunmalarının ardından mahkeme nihai kararını verecek.
‘DİNK’İN ÖLDÜRÜLMESİNE GÖZ YUMDULAR’
Mütalaada, Ergenekon ve Balyoz gibi kumpas operasyonlarını yürüten FETÖ’cü istihbaratçı Ali Fuat Yılmazer’in, diğer örgüt üyeleriyle birlikte Hrant Dink cinayetine kasıtlı olarak göz yumduğu şu satırlarla anlatıldı:
“Sanık Ali Fuat Yılmazer’in Emniyet içinde FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü’nün İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nde yapılanmasını gerçekleştirerek, sonradan kumpas oldukları anlaşılan Ergenekon, Balyoz gibi soruşturmaları başlatmayı amaç edinen FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün yöneticilerinden olduğu, bu amaçla söz konusu yapılanmanın gerçekleştirilmesi için Hrant DİNK cinayetinin araç suç niteliğinde olduğu, sanığın yöneticisi olduğu Silahlı Terör örgütünce, Hrant Dink’in mutlak suretle öldürüleceği, bunun için hazırlıklar yapıldığı, 13.10.2005 tarihinden itibaren bilinmesine rağmen amaç suçun gerçekleşmesi için araç suç olan Hrant Dink cinayetinin gerçekleşmesinin beklendiği...”
‘YASADIŞI C5 ŞUBESİ KURDULAR’
Mütalaada, Ali Fuat Yılmazer’in, 12 Haziran 2007’de başlayan Ergenekon operasyonlarından tam bir yıl önce, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanlığı C Şube Müdürlüğü içinde yasadışı şekilde ‘C5’ isimli bir büro kurduğu da şöyle hatırlatıldı:
“Sanık Ali Fuat Yılmazer tarafından Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğü içerisinde oluşturulan C-5 isimli gizli birimde, Hrant Dink, Rahip Santora ve Zirve Yayınevi cinayetleri, Ergenekon, Balyoz gibi geniş kapsamlı soruşturmalara bu büronun baktığı, büronun başında sanık Yılmaz Angın’ın bulunduğu, sanık tarafından söz konusu büronun 2006 yılı Haziran ayında C-2 büro içerisinde böyle bir büro kurulduğu ikrar edilmiş ise de İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 49184388.2152.13-100-0013 sayılı yazısında, C-5 Bürosu’nun 23.05.2012 tarihinde İçişleri Bakanı oluru ile kurularak yasal mevzuata bağlı olarak çalışmaya başladığı belirtilmiş, sanığın yasal mevzuat dışında söz konusu büroyu kurarak FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü’nün amaçları doğrultusunda hareket etmiştir.”
Mütalaada da belirtildiği gibi, FETÖ’cü istihbaratçılar Emniyet İstihbarat Dairesi içinde, henüz adı bile olmayan ve 12 Haziran 2007’de başlayacak olan Ergenekon operasyonlarının altyapısını oluşturmak amacıyla 2006 yılı Haziran ayında “sağ terör ve azınlıklar” bürosu olarak bilinen C şube altında illegal ‘C5’ isimli bir yapılanmaya gitti. Bu büronun resmi kuruluş tarihi ise 23 Mayıs 2012.
Bu konuyu 27 Ekim 2015 tarihinde Posta gazetesinde ‘Karanlık Büro: C5’ başlığıyla yazmıştım.
İlginç olan, bu büronun, FETÖ’cülerin içinde bulunduğu tüm cinayetleri daha gerçekleşmeden takipte olması.
Örneğin 19 Ocak 2007’de öldürülen Hrant Dink ile ilgili 29 rapor, 1 Haziran 2006 ile 9 Haziran 2008 arasında bu büroya gelmiş.
18 Nisan 2007 günü gerçekleyen Malatya Zirve Yayınevi katliamıyla ilgili 3 rapor, yine aynı tarihlerde bu büroda yer almış.
12 Haziran 2007’de başlayan Ergenekon kumpasıyla ilgili 131 rapor ve belge, yine operasyonlar başlamadan bu büroda tutulmuş.
FETÖ’CÜLER İFADEDE KABUL ETTİ
Dink davasında yargılanan dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, 2 Ekim 2014 tarihli savcılık ifadesinde, “İstihbarat Daire Başkanlığı C. Şube Müdürlüğü nezdinde C5 bürosunun kuruluşu ve bu büro hakkında bilginiz var mı?” şeklindeki soruda olayı şöyle kabullenmişti:
“Ulusalcılık faaliyetleri benim döneminde çok fazla arttı, bununla ilgili olarak eskiye nazaran arkadaşların çalışmaları da arttı, bu bana arz edildi, bu çerçeveden ne kadar personel ihtiyacı varsa tahsil ettim, ne istedilerse yaptım, böyle bir büro kurulmuş olabilir, Ali Fuat Yılmazer o dönemde böyle bir büro kuralım diye teklif getirdiyse mevzuata göre büro kurulmuştur.”
FETÖ’cü Ali Fuat Yılmazer de illegal C5 adlı büronun kuruluşunu 4 Aralık 2014 günü savcılık ifadesinde şöyle anlatmıştı:
“Ne zaman kurduğumu tam olarak hatırlamıyorum, evraklarda bellidir. C5 bürosu resmen kurulmuş bir büro mudur, onu da hatırlamıyorum. Ancak C5 büronun ne zaman tescillendiğini bilemiyorum. Yani bir büro içerisinde böyle bir çalışma grubu yapıldı, resmi olarak kurulduğunu bilmiyorum. Ben C bürosu içerisinde bulunan bazı arkadaşları ulusalcılık faaliyetlerini takip babında görevlendirdim, yani bir ekip kurdum. Ve bu aşırı sağ faaliyetler bağlamında değerlendirilmek üzere bu yola gidildi. C5 bürosu muhtemelen Danıştay cinayetinden sonra 2006 yılı ikinci yarısında oluşturulmuştur.”
Çok ilginç değil mi? FETÖ’cüler istihbaratçılar C5 isimli illegal bir büro kurduklarını kabul ediyorlar. Ama asıl ilginç olanı, henüz başlamamış operasyonlarla, işlenmemiş cinayetlerle ve katliamlarla ilgili bilgileri bu büroda topluyorlar.
Ne hikmetse, takip ettikleri, istihbarat raporlarını tuttukları kişiler daha sonra katlediliyor, öldürülüyor.
SAVCILIK BELKİ CEVABI BULUR
FETÖ’cüler bu konuda her yalanı söyleyebilir ama izaha muhtaç bir durum var: 29 Mart 2009’da öldürülen Muhsin Yazıcıoğlu hakkında 9 Eylül 2008-23 Mayıs 2012 arasında toplam 61 belge ve rapor bu büroya gönderilmiş. 9 Eylül 2008’den itibaren, yani Yazıcıoğlu daha öldürülmeden FETÖ’cü istihbaratçıların kurduğu C5 isimli illegal büro tarafından takip edilmiş.
Yazıcıoğlu, Hrant Dink’in katili Ogün Samast’ı yönlendiren, BBP üyesi olan ve aynı zamanda Ramazan Akyürek Trabzon Emniyet Müdürü iken ‘Yardımcı İstihbarat Elemanı-YİE’ olarak görev yapan Erhan Tuncel ile Yasin Hayal gibi isimlerin ortaya çıkmasından sonra, “Bizim tarla çoktan sürülmüş” lafını boşuna söylememiş anlaşılan.
Bir soru daha var: İstihbarat Dairesi Başkanlığı içindeki C şube ‘sağ terör ve azınlıklar masası’ olarak biliniyor. Yazıcıoğlu hangi faaliyeti ve hangi gerekçeyle böyle bir büro tarafından takibe alınmış olabilir?
Kahramanmaraş Cumhuriyet Savcılığı, Yazıcıoğlu dosyasının örgütün talimatıyla üstünün kapatılması hakkında FETÖ’cü mahrem imamlar, istihbaratçı, savcı ve hâkimlerle ilgili geniş bir soruşturma yürütüyor. Belki o soruşturmada Yazıcıoğlu’nun öldürülmeden önce FETÖ’cüler tarafından kurulan C5 isimli büro tarafından neden takibe alındığının cevabı da bulunur.