Kritik kanun teklifi TBMM Genel Kurulunda!
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Yılmaz Tunç, Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine Dair Kanun Teklifi'nin BM Mali Eylem Görev Gücü'nün (FATF) tavsiye raporunun tamamını karşılayan düzenlemeler içerdiğini bildirdi.
ABONE OLTBMM Genel Kurulunda, Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine Dair Kanun Teklifi'nin ikinci bölümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.
Görüşmelerde İYİ Parti Grubu adına söz alan Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, teklifin Türkiye açısından hayati öneme sahip olduğunu ancak FATF'ın tavsiyeleri yerine çok sayıda gereksiz maddenin bu kanun teklifi ile karşılarına geldiğini ileri sürdü.
"Hukuk güvencesi kalmayınca ekonomi de düzelmiyor" diyen Subaşı, "Ülkemizin önemli sorunları önem sırasına göre gündeme alınmalı. Bugün insanlarımız yoklukla savaşıyor. O kadar çok düşman yarattınız ki neredeyse dostumuz kalmadı." dedi.
MHP Gaziantep Milletvekili Sermet Atay da kitle imha silahlarının dünyada nükleer, kimyasal ve biyolojik silahlar olarak nitelendirildiğini, bu silahların kullanılmasının birçok can ve mal kaybına neden olduğunu söyledi.
Bu silahların kullanılmasını önlemek için öncelikle finansal altyapıyı ortadan kaldırmak gerektiğini vurgulayan Atay, bunun da ancak ulusal ve uluslararası seviyede bir mücadele ile mümkün olabileceğini kaydetti.
Önleyici tedbirler dışında, bu faaliyetlerle bağlantısı olan kişi, kuruluş ve organizasyonların finansman, ekipman, malzeme, teçhizat ve teknolojiden mahrum bırakılmasının diğer tedbirlere nazaran çok daha etkili olacağına işaret eden Atay, "BMGK tarafından alınan ve uyulması zorunlu kararlar ile Mali Eylem Görev Gücü tarafından alınan tavsiye ve kısa vadeli hedefler, önleyici tedbirler bağlamında uluslararası yol gösterici nitelik taşımaktadır." diye konuştu.
HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan da teklif metninin içeriğinin, özgürlükleri imhayı kapsadığını öne sürdü.
OHAL süresince alınan kararlardan halkın büyük kesiminin etkilendiğini savunan Kurtulan, "OHAL sürecinde birçok kurum ve kuruluş KHK'lerle kapatıldı. Bunlar arasında çocuk haklarını savunan, kadına şiddetin önlenmesine karşı çalışmalar yürüten dernek vardı. Dernek ve vakıfları doğrudan hedef alacak şekilde iç hukukta düzenleme yapmayı hedefliyorsunuz. Sosyal mücadele yürüten vakıfların tümü tek sözünüzle kapansın istiyorsunuz. Kendinize yeni suçlar icat etmekte, bunu yasalara yerleştirme derdindesiniz." dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu da teklifin, "OECD'nin bastırması sonucu gündeme geldiğini" söyledi.
Bu meselenin, Türkiye'nin beka meselesi olduğunu belirten Erdoğdu, şunları kaydetti:
"Bir memleket nasıl yıkılır? Memleket; savaşta yıkılır mı? Hayır. Memleket, memleketse direnir. Bir memleket yozlaşmayla, çürümeyle yıkılır. Bizim milli gelirimiz kabaca 800 milyar dolar civarında. En iyi hesaplamalara göre milli gelirimizde yüzde 5 ila yüzde 10 arasında rüşvet ve yolsuzluğa konu edilen bir tutar vardır. Kabaca hesap edecek olursak son 20 yıl içerisinde 1 trilyon dolarımız rüşvet ve yolsuzluğa gitmiştir. Rüşvet ve yolsuzluk öyle bir hastalıktır ki 1 birim rüşvet 5 birim kamu zararına yol açar. Yani kabaca 5 trilyon dolarımız, son 20 yılda rüşvet ve yolsuzlukla buharlaştırılmıştır."
Erdoğdu, FATF'ın, 12 nolu tevsiye kararında, "Siyasi nüfuzlu kişileri, kamu adına kudret kullanan herkesi takip edeceksiniz." denildiğini ancak teklifte bu hususun yer almadığını ileri sürdü.
Listenin hazırlanmasının zor olmadığını ifade eden Erdoğdu, "Namussuzlar namuslulardan çok daha güçlü hale geldi. Yolsuzluk ve çürüme bu ülkede milli güvenlik meselesi haline gelmiştir. Bu yasayı çıkarmak çok zor olabilir. Biz 600 milletvekili, gerçekten milletin vekiliysek, gerçekten milletimize hizmet etmek istiyorsak bu yasayı çıkarmalıyız." diye konuştu.