Market çalışanlarının yüzde 20’si depresyonda!
Market çalışanlarının yüzde 50’den fazlası koronavirüsten olumsuz etkilendi, yüzde 20'si ise bu süreçte depresyona girerek, anksiyete bozukluğu yaşadı. Amerika’da yapılan çalışmada, bunun başlıca sebebinin müşteri davranışı olduğu belirlendi.
ABONE OLABD’deki Arizona Üniversitesi, market çalışanlarını incelediği ‘Arizona’da ön cephede çalışanlar risk altında: Kovid-19’un güvenlik, sağlık ve finansal alanlara etkisi’ isimli bir çalışma yaptı. Anket üzerinden yapılan çalışmaya, Birleşik Gıda ve Ticari İşçiler Uluslararası Birliği’ne (UFCW) üye olan toplamda 3 bin 996 çalışan katıldı.
MÜŞTERİ DAVRANIŞI STRESİN EN ÖNEMLİ NEDENİ
Ankete katılanların yüzde 55'i kızgın bir müşteri tarafından sözlü olarak tehdit edilebileceğini düşündüklerini söylerken, sonuçlar müşteri davranışının önemli bir stres kaynağı olduğunu ortaya çıkardı. Bir çalışan, "Müşteriler benim kişisel alanıma girerek bana neden maske takamadıklarına dair bahaneler üretiyor. Ancak ben onları korumak için her gün sekiz saat boyunca maske takıyorum" yorumunda bulundu.
“KAYGI VE ENDİŞE YAŞIYORUZ”
Çalışmanın sonuçlarını değerlendiren İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden Psikiyatrist Dr. Öğr. Üyesi Recep Emre Tan, bu süreçte market çalışanlarının ruh sağlığının bozulduğunu söyleyerek, “Pandemi bireysellikten ziyade toplumsal bir hastalığa dönüştü. Hepimizin yaşadığı kaygı, endişe, belirsizliğin yarattığı ruhsal birtakım çıkmazlar yaşadık. Ruhsal sıkıntı yaşayanlarında başında sağlık çalışanları geliyor. Fakat bu dönem çalışmak zorunda olan market personeli, valeler, kuryeler ve fabrika çalışanları da ruhsal yük altında” diye konuştu.
Tan, “Yapılan çalışmada, market çalışanlarının yüzde 60’a yakınında koronavirüsten olumsuz etkilendiği görülmüş. Yüzde 20’sinde ise hastalık boyutuna gelen depresyon ve anksiyete bozukluğu meydana gelmiş. Herkes evlere kapandı ancak temel ihtiyaçların alınması için marketlere gidiyoruz. Yakınlarımızı görmüyoruz ama market çalışanlarını görüyoruz” ifadelerini kullandı.
“EĞİTİM VERİLMESİ GEREKİYOR”
Market çalışanlarının en önemli stres faktörünü müşteri davranışlarının oluşturduğunu belirten Tan, “Yöneticileri onlardan müşteri memnuniyeti politikasına uymalarını bekliyor. Müşteriyle nasıl iletişim kurulacağının bilinmemesi, ruhsal durumun iyi yönetilmemesi çalışan ile müşteri arasında bazı çatışmaların yaşanmasına neden oluyor. Sosyal mesafe kuralına uymayan, maske takmayan müşterilerle birtakım sorunlar yaşanıyor. Çocuklardan başlayarak herkese koronavirüsün ne olduğunu, nasıl bulaştığını anlatmamız gerekiyor. Kendilerini nasıl koruyacakları konusunda da bilgilendirme yapmalıyız, ekipmanları da sağlamalıyız. Bu dönemde müşteri memnuniyeti ve satış baskısını çalışanların üzerine bu kadar yıkmamalıyız. Ekonomik nedenlerden dolayı çalışmak zorunda olan insanlar, pandemiden en çok etkilenen kesimi oluşturuyor” dedi.
“EMPATİ KURUN”
Tan, “Ötekinin duygusunu anlamamız, empati geliştirmemiz, bize söylenen kurallara uymamız gerekiyor. Hiç kimseyi incitmeye, öfkemizi yansıtmaya hakkımız yok. Ruhsal sıkıntımız olabilir ama karşımızdaki insanın da çalışan olduğunu unutmamak lazım” diye konuştu.
“ÇALIŞANLAR ÖLÜM KORKUSU YAŞIYOR”
Anksiyetenin belirsizliklerden doğduğunu söyleyen Tan, “Hastalığın nasıl bulaştığını bilmek lazım. İnsanların can güvenliği tehlike, hayatını kaybedebilir. Market çalışanları ilk başta hastalanma ve ölüm korkusu yaşıyor. Esnek çalışma, doğru korunma çok önemlidir. Yöneticiler ‘beğenmezsen git’ tarzında bir yaklaşım sergilerse kötü koşullarda insanlar çalışmak mecburiyetindeyse ruh sağlığını koruması bir hayli zordur. Hayatta kalmak mı, işsiz kalmak mı? Böyle bir ikilemde kalan çalışan eninde sonunda ruhsal sıkıntı yaşar. Market çalışanlarının özlük haklarının korunması hatta artırılması gerekir. Müşterilerle kriz anlarında nasıl iletişim kurulacağına dair eğitim verilmelidir” ifadelerini kullandı.
"KİRADAYIM, ÇALIŞMAK ZORUNDAYIM"
Elinden geldiği kadar kendisini koruduğunu söyleyen market çalışanı Erdal Kaya ise “Evde çocuğum var, zor oluyor ama yapacak bir şey yok çalışmam gerekiyor. Çocuğuma bulaştıracağım diye tedirgin oluyorum. Evim kira, geçinmek zor. Tek derdim kiramı ödemek, hastalık da gelse çalışmak zorundayız” dedi.
"ÇOK GERGİN VE ASABİ OLUYORUZ"
Markete gelen herkesi potansiyel hasta olarak gördüklerini anlatan Ali İhsan Yılmaz da “Ona göre tedbir alıyoruz. Sabah 7 buçuk gibi maskeyi takıyoruz, akşam 23.00’e kadar hiç çıkarmıyoruz. Arada tabi ki değiştiriyoruz ama oksijen alamıyoruz. 1 yıldır hiç maskemi çıkarmadım. Bu da bende nefes problemi başlattı. Çok gergin ve asabi oluyoruz. Normalde hiç tepki vermeyeceğiz durumlar karşısında artık müşterilerle kavga ediyoruz. Bizde ağır travma oldu, bütün çalışanlar böyle. Pandeminin başında saldırıya uğradık, küfür işittik, hakarete maruz kaldık. Şimdi öyle değil, uyardığımız zaman müşteriler gereğini yapıyor. Zaman zaman burunları açık oluyor, çenesine indiriyorlar uyarıyoruz. Marketin girişinde bekleyip, içeri almıyoruz” diye konuştu.
"SÜREKLİ İNSANLA VE PARAYLA İÇ İÇEYİZ"
Şebnem Sütcü ise pandemiden psikolojisinin olumsuz etkilendiğini söyleyerek, “Çünkü hiçbir kısıtlamada evde değiliz, cuma, cumartesi ve pazar günlerini yoğun geçiriyoruz. İnsanların biraz daha duyarlı olmasını istiyoruz. Geçen hafta bir arkadaşımız teste gitti, hepimiz çok korkuttuk çünkü biri olursa hepimize geçer. Birçok insan markete maske takmadan geliyor, dikkatli değiller. Sürekli insanlarla ve paralarla iç içeyiz. Hafta sonu kısıtlamalarında da herkes markete geliyor. Ailemle aynı masada yemek yemiyorum, oturmuyorum. Genelde kendi odamda vakit geçiriyorum. Annem kalp hastası ona bulaştırırsam sonu kötü olabilir. Çalışmadan da olmuyor” ifadelerini kullandı.