'Muhammed kaybetti Marks kazandı'

Taraf gazetesinde yayınlanan ve Nevzat Çiçek imzasını taşıyan 'Kürt İslamının Yeni Yol Haritası' yazı dizisinde Abdullah Öcalan ve PKK'nın dinle ilişkisi ile ilgili ilginç iddialar yer alıyor.

ABONE OL
GİRİŞ 13.03.2008 12:19 GÜNCELLEME 13.03.2008 12:19 GÜNCEL
'Muhammed kaybetti Marks kazandı'

Yazıda ortaya atılan en ilginç iddialardan biri ise, teröristbaşı Öcalan'ın gençliğinde 'dindar' olduğu, ancak daha sonra okuduğu bir kitabın etkisiyle Marxist olduğu şeklinde...

Abdullah Öcalan’ın gençliğinde namaz kıldığı, namaz grupları oluşturduğu ve İslamiyet’ten uzak olmadığı kendi anlatımlarından biliniyor. Ancak Öcalan’ın okuduğu 'Sosyalizmin Alfabesi' kitabı bütün dünya görüşünü değiştirecek ve Öcalan “Muhammed kaybetti, Marks kazandı” diyecekti.

HAYALİ DİN ADAMI YA DA SUBAY OLMAKTI

Teröristbaşı Öcalan, notlarında o günleri şöyle anlatıyor: 'Ortaokuldan sonra öğretmen okulunu değil liseyi tercih ediyordum. Paralı olmasına güç yettirmek zordu. Parasız lise veya meslek okulu önümde duran seçeneklerdi. Fakat asıl tutkum askeri liseydi. Yaşımın tutmaması belki en büyük hayal kırıklığına uğramama yol açtı. Bu olay toplumu güçle dönüştürme hayalime sanki büyük bir darbe olmuştu. Din ve askeri alanda gelişemeyeceğim anlaşılınca, siyasi alanı hedef belirleyecektim. Bu amaçla kazandığım tapu kadastro meslek lisesi bir geçiş amacı olacaktı. Bu okul Ankara’nın merkezindeydi.'

ÜLKÜ OCAKLARINA DA TAKILMIŞ

'1966-1969 yıllarında okudum. Sınıfları başarıyla geçtim. Lise 2. Sınıfa kadar dinsel ideoloji ağır basıyordu. Namaz gruplarını lisede oluşturmaya devam ettim. Ülkü Ocakları ile komünizmle mücadele derneklerine gittim. Süleyman Demirel’in de geldiği bazı konferansları burada dinledim. İdeolojik yönden en çekici etkiyi Necip Fazıl Kısakürek’in konferanslarında hissettim.'


DİNE KARŞI DEĞİLİZ; DİN BİR KÜLTÜRDÜR


Öcalan; “Dini reddetmiyoruz, dine karşı değiliz. Benim din konusunda daha önce de yaptığım, birçok değerlendirmem vardır, konuya bakışım biliniyor, bilinmektedir. Din bir kültürdür, diğer kültürler kadar yaşama hakkı vardır.” diyordu.

YA ALLAH İLE BAŞLAYAN BİLDİRİLER

PKK din konusunda “Kürdistan İmamlar Birliği, Kürdistan İslam Partisi, Kürdistan Yurtsever Din Alimleri Birliği” gibi oluşumlarla ya doğrudan ya da dolaylı ilişki içindeydi. Öcalan ise İslam ülkeleri temsilcilerine de mektup göndererek yardım istiyordu. Öcalan: “Irk, dil ayrımı yapmadan bütün
insanlığı kucaklama yeteneğindeki İslam dini Kürdistan halkının da manevi dünyasına yol gösteren bir rehberdir.” diyordu.

Daha 1990 Nisan ayında bölgede PKK’ya karşı, devlet güdümlü bir İslami hareket oluşturmaya çalışıldığını da vurgulayan Öcalan, buna rağmen Türkiye’nin PKK İslam ilişkisi üzerinde durarak, ‘tarihte de olduğu gibi’. Ankara’nın irticaya karşı olma bahanesiyle mücadeleyi bastırmaya çalışacağını da tahmin ediyordu.

'ÖCALAN'I ÖNDER YAPAN RABBİMİZE ŞÜKREDERİZ!'

1980 sonralarında, “Laa İllaha İlla (A)llah” ya da Müslüman kardeşlerimize diye başlayıp “ Ya Allah” ile biten PKK bildirilerine özellikle sınır illerinde
rastlanmaya başlandı. PKK tarafından Güneydoğu’da dağıtılan “İslam dinini istismar eden, emperyalizmin uşağı TC’yi tecrit ve teşhir edelim.” başlığını taşıyan bir bildiride aynen şöyle diyordu:

“Yeri göğü, taşı toprağı, canlı ve cansız tüm varlıkları yoktan var eden, vardan yok edecek olan, ay ve güneşin şavkıyla tüm karanlıkları aydınlatan, iyi ile kötüyü ameline göre cezalandıran, ya da mükâfatlandıran en son dinimiz olan Müslümanlığı yer yüzüne yaymak için Hz. Muhammed’i (SAV) yaratan
ve bugün de katliamcı, barbar, zulümkar faşist Türk egemenlerine karşı, Kürdistan halkının önderliğini yapmasını emrettiği Öcalan’ı başımıza önder eden, yüce rabbimize şükrederiz.