Son dakika: MYK toplantısı sonrası Ömer Çelik'ten önemli açıklamalar
Son dakika haberi... AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Başkan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleşen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
ABONE OLSon dakika haberi... AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı, Başkan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında AK Parti Genel Merkezi'nde yapıldı. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, toplantı sonrası gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
İşte Ömer Çelik'in konuşmasından öne çıkanlar:
Terörle mücadelede çok ciddi bir şekilde devam ediyor. Bitlis'te şehit olan askerlerimiz başta olmak üzere tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz.
Değerli sanatçımız Rasim Öztekin hayatını kaybetti. Cenaze törenine, ben, Kültür Bakanımız, Numan Kurtulmuş ve Mahir Ünal katılacak. Büyük sanatçıyı uğurlamada hepimiz hazır olacağız.
"DİYARBAKIR ANNELERİ HER ZAMAN İÇİN GÜNDEMİMİZDEDİR"
Diyarbakır Annelerimizin evlat nöbetini yakından takip ediyoruz. Evlat nöbetinde 554'üncü güne girildi. 24 aile evlatlarına kavuştu. Diyarbakır Anneleri, her zaman toplantımızın gündem maddesidir. Her zaman onlara dua ediyoruz.
Diyarbakır Annelerine destek vermek, bütün bölgedeki çocuklara sahip çıkmak demektir. Diyarbakır Annelerine verilen ya da verilmeyen desteğin arkasında çocuklarımızın geleceğine yönelik bakış açısı yatıyor.
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ
Kadına olan şiddete karşı çıkmak, insanlığa olan şiddete karşı çıkmaktır. Kadına şiddete karşı çıktığınızda aslında insanlığa olan şiddete karşı çıkmış oluyorsunuz. Kadınlar her incindiğinde, insanlığın incindiğini unutmamamız gerekiyor. Kadınlara verilen destek, gelecek nesillerin daha iyi olmasına verilen bir destektir.
Cumhurbaşkanımız Kadın Kolları Toplantısı'nda da açıkladı. Yeni bir komisyon kurulacak. Kadına şiddetle mücadeleyi güçlü bir şekilde sürdüreceğiz.
"TÜRKİYE AŞILAMA SÜRECİNİ BAŞARIYLA SÜRDÜRÜYOR"
Dünyanın gıpta ettiği bir aşılama süreci yürütüyoruz. Ama muhalefet partilerinden hala gereksiz, "4 maskeyi dağıtamıyorsunuz" şeklinde gerçekle alakası olmayan eleştiriler geliyor. Tüm bunların gerçekle alakası yoktur. Aşılama süreci büyük bir sağlık organizasyonuyla yerine getiriliyor. Türkiye aşılama sürecini başarıyla sürdürüyor. Maske, mesafe ve hijyene önem göstermeliyiz. Yoksa aşılamayla kazandığımızı kaybederiz.
ARAP BİRLİĞİ'NE SERT TEPKİ
Arap Birliği'nin Türkiye'ye yönelik bildirisini doğru bulmuyoruz. Türkiye'nin terörle mücadele kapsamında yaptığı girişimi Arap topraklarına yapılmış bir saldırı olarak nitelendirilmesi kabul edilemez. Türkiye her zaman Arap ülkelerinin toprak birliğini savunuyor. Ama bir ülke Türkiye'ye yönelik saldırılara karşılık veremiyorsa Türkiye olarak müdahalede bulunabiliriz.
YUNANİSTAN'IN TÜRKİYE KARŞITI HAMLELERİ
İstikşafi görüşmelere rağmen Yunanistan Türkiye karşıtı hamlelerine devam ediyor. Arap Birliği'nin Türkiye karşıtı bildirisini Yunanistan'ın olumlu karşılamasını not ediyoruz. Dostluk adı altında Türkiye'ye husumet formu organize etmeye çalışıyorlar. Bunu da not ediyoruz. Gerekli şekillerde ve gerekli şartlarda sahada karşılığını vereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.
Yunanistan, başka ülkelere güvenerek Türkiye karşıtı adımlar atıyor. Bunlar çıkarlarının bittiği yerde Yunanistan'ı terk edecekler. Bu yüzden Yunanistan, Türkiye ve KKTC ile müzakere masasına oturmalı.
AB İLE İLİŞKİLER
AB'ye pozitif gündemi devam ettiriyoruz. Cumhurbaşkanımız sayın Macron'la bir video konferans gerçekleştirdi. Aynı şekilde sayın Merkel ile video konferans gerçekleştirdi. İngiltere Başbakanı Johnson ile bir telefon görüşmesi geçekleştirdi. Şu anda önümüzde fırsat penceresi var. AB'nin açılan bu pozitif ajandayı daha da ilerleterek iyi işlere imza atması görüşümüzü yineliyoruz.
Yunanların botları geri itilmesi, Cumhurbaşkanımız tarafından altı çizilerek belgeleri ile beraber iletilmiştir. AB içinde aşırı sağcıların ideolojik Berlin duvarları ördüğünü göreceksiniz. AB açısından doğru bir yaklaşım değildir bu. Fransa'da iç güvenilk yasası, İsviçre'de alınan kararlar aşırı sağın daha fazla merkeze yerleştiğini görüyor. Bu Avrupa demokrasileri için büyü bir tehdittir.
Avrupa için tehdit kendi içerisindeki aşırı sağcıların daha da ilerlemesine yol açan yanlış politikalardan kaynaklanıyor.
MISIR'LA İLİŞKİLER
Mısır önemli bir ülke. Mısır devleti ve halkıyla geçmişten gelen güçlü bağlarımız var. Mısır'la olan süreç, diplomatik ilişkilerin aksadığı neden olduğu bellidir. Akdeniz'de yeni bir d urum var. Sadece gaz meselesi değil, Suriye meselesi söz konusu olduktan sonra Akdeniz'de neredeyse bütün dünyanın savaş gemileri yerleşmişti. Hidrokarbon hareketlilik kıyıdaş ülkelerin ortak formüller bulması gerektiriyor. Mısır'la bunları konuşabilecek zeminlerimiz vardır. Türkiye geçmişteki ilkeli tutumundan vazgeçmiş değildir. Bu karşılıklı olarak aynı yaklaşımın söz konusu olmasına bağlıdır.
"AFGANİSTAN BİZİM AÇIMIZDAN ÖNEMLİ BİR ÜLKE"
Taliban'la olan süreç açısından pek çok aşamadan geçildi. Afganistan bizim açımızdan önemli bir ülke. İstikrarın çok önemli olduğunu Türkiye'nin güvenliğini de etkileyen bir mesele olduğunu biliyoruz. 1 Mart'ı Türk-Afgan Dostluk Günü olarak kutluyoruz. Kalkınma yardımlarını yapıyoruz. En çok misafir ettiğimiz genç başka ülkelerden Afganistan'dan Türkiye'ye geliyor. Bütün bu çatışma çözümlerinde arabulucu olarak Türkiye aranılan bir ülke. Diplomatik kapasitesi bakımından.
Prensip olarak bölge barışına katkı sağlayacak her türlü ara buluculuğun içinde oluruz. Türkiye aranılan, istenilen bir arabulucudur.
"ANTİSEMİTİZM İDDİALARI TAMAMIYLA YANLIŞTIR"
Türkiye'de antisemitizm veya husumet iddiaları tamamıyla yanlıştır. Cumhurbaşkanımız her konuşmasında antisemitizm meselesini eleştirmektedir. Bunu İslam düşmanlığı ile birlikte ele almaktadır. Hatta kendisini ziyaret eden Yahudi kuruluşlarına İslam düşmanlığı ile antisemitizmin birleştirilmesi gerektiğini söylemiştir. Türkiye azınlık haklarını en çok teslim eden ülkelerin başında geliyor. Ben AB Bakanlığı döneminden biliyorum. Hala Atina'daki cami meselesi, bir AB ülkesinin başkenti meselesi hala sorunludur. Mabetlerimiz hala saldırı altındadır. Türkiye Yahudi ve Hristiyanlara dönük sistematik bir nefret üreten politika, yaklaşım, siyasi organizasyon söz konusu değildir.