Erdoğan hapisteyken, Aliyev’in talimatıyla ziyaretine giden başsavcı kimdi?

Gazeteci Dr. Seyfullah Türksoy, Haydar Aliyev’in ençok güvendiği insanlardan biri olan Prof.Dr. Eldar Hasanov'un hayatı ile ilgili yazı kaleme aldı.

ABONE OL
GİRİŞ 18.04.2021 16:24 GÜNCELLEME 19.04.2021 00:29 GÜNCEL
Erdoğan hapisteyken, Aliyev’in talimatıyla ziyaretine giden başsavcı kimdi?

Rahmetli Haydar Aliyev’in en çok güvendiği insanlardan biri olan Prof.Dr. Eldar Hasanov,  1999’da Recep Tayyip Erdoğan cezaevindeyken Haydar Aliyev’in talimatıyla ve Başsavcı sıfatıyla gizli bir ziyaret gerçekleştirmiş ve bu sebeple sınırdışı edilmişti. Peki Eldar Hasanov kimdi, Büyükelçi olarak görev yaptığı dört balkan ülkesinde hangi büyük hizmetlere imza atmıştı. Bu yazıda çok önemli tarihi gerçeklere tanık olacaksınız.

35 yıldır gazetecilik ve televizyon programları yapan bir medya mensubu olarak, özellikle Türk Dünyası eksenli çalışmalarımla biliniyorum. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Rusya Federasyonu içindeki otonom cumhuriyetler, Balkan ülkeleri ve hususiyetle de Can Azerbaycan’la ilgili yüzlerce televizyon programı ile yüzlerce kurultay, sempozyum, çalıştay ve konferans gerçekleştirdim. Kadim Azerbaycan toprağı olan Karabağ vahşi Ermeni çeteleri tarafından işgal edildiği yıllarda Hocalı’daki soykırımı Türkiye’ye ve dünyaya tanıtmak İçin elimden geleni yaptığım gibi, Türk Dünyasının büyük lideri rahmetli Haydar Aliyev’le başlayan ve günümüze kadar devam eden istikrar ve inkişaf sürecini de hazırlamış olduğum yüzlerce televizyon programı ve yazdığım makalelerle dile getirmeye çalıştım. Bu süreçte Milli Lider rahmetli Haydar Aliyev ve Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’le de tanışma şerefine nail oldum.  Son 100 yılın en önemli devlet adamlarından biri olarak gördüğüm dahi şahsiyet Haydar Aliyev hakkında “Ebedi Lider” başlığı altında dört bölümlük bir belgesel hazırladım ve hem Azerbaycan’da hem de Türkiye’de yayınladım. Denilebilir ki hayatımın büyük kısmını bu ideal uğruna sürdürdüm ve gayretlerim bugün de aynı şevk ve heyecanla devam etmektedir. 

Bu yazıda, çok iyi tanıdığım ve yakın temasta olduğum bir kişiden bahsedeceğim. Değerli bir bilim adamı, saygın bir hukukçu, parlak bir entelektüel, büyükelçi ve diplomat Prof.Dr. Eldar Hasanov. Eldar bey, 28 kitap ve 200’den fazla makalenin yazarı, aynı zamanda birçok etkili uluslararası örgütün liderliğini yapan Türk Dünyası sevdalısı bir devlet adamı olarak, sadece Azerbaycan ve Türkiye’de değil, eski Sovyetler Birliği’nde ve son 20 yıldır da çok başarılı bir büyükelçi ve diplomat olarak Avrupa’ da da iyi tanınmakta ve ona her yerde büyük saygı ve sempati duyulmaktadır. Ben de Eldar Bey’e karşı duyulan sevgi ve saygıya; onun Azerbaycan ve Türkiye sevgisine, rahmetli Haydar Aliyev’e sadakatine, Sayın İlham Aliyev’e saygısına defalarca şahit olan yüzlerce kişiden biriyim. Bu yazımda büyükelçi Sayın Eldar Hasanov’un gerçekleştirdiği çok önemli bazı hizmetlerden bahsedeceğim. Diyebilirim ki, Eldar beyin Azerbaycan’ın Romanya, Sırbistan, Bosna-Hersek ve Karadağ Büyükelçisi olarak imza attığı işlerin herbiri hem Azerbaycan ve Türkiye, hem de bütün Türk ve İslam Dünyası açısından tarihi önem taşıyan projelerdir. Şimdi bu önemli işlerden bazılarını hatırlatmak istiyorum.

ELÇİLİĞİN KAPILARINI TÜRK DÜNYASINA AÇTI

2001 yılında Azerbaycan’ın Romanya Büyükelçisi olarak göreve başlayan Eldar Hasanov’un ilk işi Elçiliğin kapılarını Azerbaycan ve Türkiye vatandaşlarının yanısıra  Güney Azerbaycanlılara, Tatarlara ve bütün Türk soylu halklara açmak olmuştur.

Rumen okullarında Türkçe ve Tatarca öğretilen ders saatlerinin sınırlı olmasından memnuniyetsizlik ortaya çıktığında, bu anlaşılmazlığı Eldar bey,  Romanya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Tamer Atalay ve ünlü bilim adamı Mustafa Ali Mehmet ile birlikte çözmüştü.

Çavuşesku döneminde Bükreş’te cami ve Müslüman mezarlığı yapımı yasaklanmıştı. 2005 yılına kadar şehirde tek cami vardı, onarımı ve restorasyonu Eldar Bey’in inisiyatifi ve desteğiyle gerçekleştirildi. Tamer Atalay ile birlikte üç yıllık mücadelenin ardından Türk-Müslüman mezarlığı için karar çıkarmayı, mezarlığı çitlemeyi ve oraya su hattının yapılmasını başardılar.

KUR’AN-I KERİME KARŞI YAPILAN KARA PROPAGANDAYI DURDURDU

Diğer bir tarihi hizmet de Romanya’da Kur’an-ı Kerim’in üst düzey çevirisinin yapılması ve yayınlanmasıdır. Türk ve İslam düşmanı birleri tarafından kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’in, kasıtlı olarak yanlış çevirisinin yapılması ve yorumlanması, orada yaşayan tüm Müslümanlar için ciddi bir üzüntü ve endişe kaynağıydı. Eldar Bey, Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı nezdindeki girişimleriyle yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in doğru tercümesini Prof.Dr. Mustafa Mehmet’e yaptırarak çok vahim bir hatayı önlemiş, Romanya’daki tüm müslümanların takdirini kazanmıştır. Kitap önce 5.000 ardından 10.000 tirajla yayınlanmış ve Bükreş’te görkemli bir tanıtımla insanların istifadesine sunulmuştur. Romanya’da yaşayan Müslümanlar, Eldar Bey’in bu hizmetini asla unutmadılar.

Romanya Büyükelçisi olarak görev yaptığı süre boyunca, Avrupa ile Asya arasında köprü olan Azerbaycan’ın zengin tarihini ve kültürünü tanıtan, Romen kamuoyunu Şah İsmail Hatayi,  Nadir Şah Avşar, Mehmet Emin Rezulzade ve Azerbaycan’ın milli lideri Haydar Aliyev gibi tarihi şahsiyetler hakkında bilgilendirmiş, yerel basında konuşmalar yapmış, üniversitede dersler vermiş, klasik eserlerin çevirisi ve yayını ile tanıtımını yapmıştır.

“HOCALI SOYKIRIMI” KARARINI ÇIKARTTI

Eldar beyin bu tür çalışmaları ve hizmetleri saymakla bitmez. Yine Eldar beyin organizasyonu ile Azerbaycanlı bazı yazarlar Karabağ sorunu ile ilgili bir dizi etkinlikler düzenlemiştir.  Ermeni diasporasının bütün olumsuz engellemelerine rağmen bu organizasyon oldukça başarılı geçmiştir.

Romanya’daki Ermeni diasporası, Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa’dan sonra üçüncü sıradadır. Dünya Ermeni Gregoryen dininin merkezi Bükreş’te bulunmaktadır. Romanya’da 1989 devriminden sonra her yıl iki Ermeni milletvekili ve bir senatör parlamentoya seçilir. Bütün bunlara rağmen Eldar Bey, burada iki tarihi zafere imza atmayı başarmıştır. Romanya Parlamentosu’nun Hocalı soykırımı konusundaki müspet kararı Sayın Eldar Hasanov’un olağanüstü gayretleriyle mümkün olmuştur. Keza Ermenilerin asılsız soykırım iddialarının -Ermeni lobisi tarafından defalarca gündeme getirilmesine rağmen- Romanya Parlamentosunda reddedilmesi özellikle Eldar beyin diplomatik girişimleriyle başarılmıştır. Ankara’nın resmi yetkilileri bu vesileyle kendisine teşekkür ettiğinde, Eldar Bey şu anlamlı cevabı vermiştir: “Bir Türk evladı olarak bu benim görevim.”

BÜKREŞ’TE HAYDAR ALİYEV HEYKELİ

Azerbaycan’ın umum milli lideri ve Türk Dünyasının büyük devlet adamı Haydar Aliyev’in 12 Aralık 2003 tarihinde vefatı Romanya’da derin bir üzüntüyle karşılanmıştı; Eldar beyin çabalarıyla şehre büyük bir yas çadırı kuruldu, Müslüman adetlerine uygun olarak Bükreş imamının katılımıyla tören yapıldı, sadaka verildi, merhumun ruhu için dualar edildi. Sadece birkaç ay sonra, başkentin en güzel parklarından birinde inşaat ve restorasyon çalışmaları yapıldı ve Eldar Beyin girişimleriyle Rumen hükümeti ve devleti, parka Haydar Aliyev için bir anıt dikme kararını aldığında, pek çok kişi ilk başta buna inanmadı, çünkü Atatürk’ten sonra başka bir Türk devlet adamının anıtının dikilmesine izin verilmeyeceği düşünülüyordu. Ancak Eldar Bey bu konuda da amacına ulaştı. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Ekim 2004’te Romanya’ya yaptığı ziyarette park ve anıtın açılışı Romanya Cumhurbaşkanı Ion Iliescu ve Romanya’da yaşayan Türk soylu ülkelerin temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşti. Bu durum iki ülke arasındaki dostane ve işbirliğine dayalı ilişkileri daha da güçlendirdi.

Bükreş ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev, Romanya’da yaşayan Türkler, Tatarlar ve İranlı Azerbaycanlılarla da görüştü. Görüşmede çok etkileyici bir konuşma yapan Tamer Atalay, Azerbaycan Cumhurbaşkanına “Babanın Oğluna Öğüdü” ödülünü takdim etti. Sayın İlham Aliyev’in bu konuşma ve ödülden ne kadar duygulandığını kendi gözlerimle gördüm. Parkta yapılan peyzaj çalışmaları ve dikilen anıt için Rumen hükümetine teşekkür eden Cumhurbaşkanı Aliyev, Büyükelçi Eldar Hasanov’a da içten şükranlarını sundu. O dönemde Avrupa’da ilk ülke olarak Romanya’da Haydar Aliyev’in adı ölümsüzleştirildi ve bu eserin mimarı Eldar Beydi. Büyük devlet adamı rahmetli Haydar Aliyev’e saygı ve sempati duyan herkes bu tarihi olaydan dolayı gurur ve mutluluk duymuştur.

Bu kadar büyük ve önemli hizmetlere imza atan, bulunduğu her ülkede Azerbaycan adını, Azerbaycan bayrağını, merhum Haydar Aliyev’in adını yüceltmek için büyük gayret sarfeden Büyükelçi Prof. Dr. Eldar Beyin Azerbaycan’da tutuklandığını öğrendiğimde çok şaşırdığımı ve üzüldüğümü ifade etmek istiyorum. Merhum Haydar Aliyev’in aziz hatırasına en yüksek seviyede değer veren ve bunu icraatlarıyla da ortaya koyan Eldar Hasanov’un tutuklanması, kendisini yakından tanıyan herkes gibi bende de şok etkisi yarattı. Haberi duyduğumda adeta dondum kaldım, kulaklarıma inanamadım. Çünkü tarihte öyle anlar, öyle makamlar, öyle hizmetler vardır ki onlar asla unutulamazlar!

Bükreş’e her gittiğimizde Eldar Bey ile görüşür ve ilginç sohbetler ederdik. Mevlana, Nazım Hikmet ve Aziz Nesin’i ve diğer büyük şair ve yazarları sürekli okuduğunu iyi biliyorum. Atatürk’ün hayatı, faaliyeti, tarihi rolü, yiğitliği ve kahramanlığı hakkında en çok bilgiye sahip ziyalılardan biridir. Hem Cengiz Aytmatov’u hem de Olcas Süleymanov’u sever. Azerbaycan’ın ve tüm Türk dünyasının büyük destanlarından “Kitab- ı Dede Korkut”, Nizami, Nesimi, Fuzuli, Mirza Fatali, Cavid, Celil Memmedguluzade, Azad Mirzacanzade, Anar, Bahtiyar Vahabzade…. hangisini söylesem? Tahmini yüzden fazla şair, yazar ve bilim adamının eserlerini Romenceye çevirdi, bunları Romanya halkına sundu ve onları Rumen okurlara sevdirdi. Bahtiyar Vahabzade’yi Bükreş’te yayınlanan kitabıyla Romanya devletinin kültür alanında “Komandor” Nişanı ile ödüllendirdi. Bu arada Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev, Romanya ve Sırbistan’ın en yüksek devlet ödüllerine layık görüldü. Eldar Bey, memleketinin ve halkının böyle gayretli bir elçisiydi.

Romanya’ya yaptığım ziyaretlerden biri 2008 yılındaydı. Toplantımız hiç olmadığı kadar uzun sürdü. O arifede Romanya’da yaşayan Ermeniler Azerbaycan ve Haydar Aliyev hakkında eleştirel makaleler yazdılar ve yayınladılar. Eldar Bey, beni Romanyalı ünlü bilim adamlarının ve aydınlarının bu makaleye verdikleri cevaplar konusunda bilgilendirdi. O zamana kadar rahmetli Haydar Aliyev’i yeterince tanıdığımı sanıyordum. Ancak sohbet sırasında Eldar Bey, Haydar Aliyev’i tarihi gerçekler ışığında bana yeniden tanıttı. Bilmediğim pekçok konuyu Eldar beyden öğrendim. Eldar beyi dinlerken rahmetli Haydar Aliyev’e olan saygım daha da arttı. Eldar beyin Romanya’da Haydar Aliyev adını neden ölümsüzleştirdiğini daha iyi anladım.  Haydar Aliyev’e karşı duyduğu bu kadar yüksek sadakat ve saygının sebebini sorduğumda Eldar beyin verdiği cevabı asla unutmayacağım: “Bu işe kendi teşebbüsümle başladım. Hiçbir zorluğa, engele bakmadan, kendime borç bildiğim bu işi tamamladım. Çünkü büyük lider rahmetli Haydar Aliyev, halkımın kurtarıcısı oldu. Seyfullah bey, rahmetli Haydar Aliyev’in benim üzerimde büyük hakkı var, bunu asla unutamam. Onun adını yaşatmak ve hatıralarını geleceğe taşımak için elimden gelen gayreti gösteriyorum. Şu anda Romanya devlet üniversitelerinden birinde “Haydar Aliyev Bursu” verilmesi üzerinde çalışıyorum ve bu sorunu çözebilirsem bu manevi hakkın bir kısmını ödemiş olurum.”

Kısa süre sonra, Romanya hükümetinin Romanya Devlet Petrol ve Gaz Üniversitesi’nde “Haydar Aliyev Bursunu” onayladığını basından öğrendim.

Bu hizmetleri unutmak mümkün değildir!

Cumhurbaşkanı Traian Basescu’nun Romanya’daki Cotroceni Sarayı’ndaki görev süresinin sonunda, Romanya Yüksek Devlet Ödülünü Eldar Hasanov’a verdiğini hatırlıyorum. Bundan sonra Eldar Bey, Azerbaycan’ın Sırbistan, Karadağ, Bosna Hersek büyükelçisi olarak göreve başladı.

Kısa bir süre sonra yerel gazetelerden birinde, Belgrad’da Azerbaycan büyükelçiliğinin bulunduğu caddeye Azerbaycan’ın büyük  şairi Bahtiyar Vahabzade’nin adının verildiğini ve bu vesileyle görkemli bir açılış töreninin yapıldığını okudum. Eldar Bey’i aradım ve tebrik ettim ve “Helal olsun Türkoğlu” dedim. Bunun sadece bir başlangıç ​​olduğunu ve bu çalışmanın devam edeceğini söyledi.

Dediği gibi de oldu. Kısa bir süre sonra Belgrad’ın merkezindeki ünlü Taşmaydan Parkı’na dünyaca ünlü siyasetçi ve devlet adamı Haydar Aliyev ve dünyaca ünlü Sırp yazar Milorad Pavic’in yan yana heykelleri dikildi ve Tuna kıyısına ise Azerbaycanlı büyük besteci Üzeyir Hacıbeyov’un anıtı dikildi.

Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 2011 yılında Sırbistan’ı ziyareti sırasında her iki anıtın açılışı yapıldı. Törene Azerbaycan’ı öz vatanı gibi seven Tamer Atalay ile birlikte katılmışdık. Herbirimiz yapılan işe hayran kaldık.

BELGRAD’DA TARİHİ OSMANLI CAMİSİNİ YOK OLMAKTAN KURTARDI

Eldar Bey bu güzel çalışmalarına devam etti. Kısa bir süre sonra, Sırbistan’da yaşayan Boşnakların Azerbaycan Cumhurbaşkanı’na yaptığı müracaatlar üzerine Belgrad’daki tek cami olan ve uzun süre önce yanan Bayraklı Camii’nin onarım ve restorasyonunun başladığını öğrendim. Daha sonra Bayraklı Camiini yine Tamer beyle birlikte ziyaret ettim. Osmanlı’nın Balkanlardaki aziz bir hatırası olan Bayraklı Camii, yok olmaktan kurtularak adeta küllerinden yeniden doğmuştu. Belgrad’da yaşayan müslümanlar, ecdat yadigarı bu tarihi camide huzur içinde ibadetlerini yapıyorlardı. Görüştüğüm cami yetkililerinin Eldar Hasanov’a ve Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e sürekli iteşekkür ve dua ettiklerini hatırlıyorum.

BOSNA PARLAMENTOSU, “HOCALI SOYKIRIMI” NI KABUL ETTİ

Bosna Parlamentosu, Ermenilerin Azerbaycanlı sivillere karşı gerçekleştirdiği Hocalı katliamını kısa sürede soykırım olarak kabul etti. Ortodoks Sırplar, Katolik Hırvatlar ve Müslüman Boşnaklardan oluşan bir parlamentoda böyle bir kararın alınması adeta bir mucizeydi. Parlamentonun kararından kısa bir süre sonra Saraybosna’da Hocalı soykırımına adanan “Anne feryadı” anıtı dikildi.

Karadağ’ın başkenti Podgorica’da 1937’de siyasi baskıya maruz kalan Azerbaycanlı büyük şair ve oyun yazarı Hüseyin Cavid’in büstünün dikilmesi, onun tanınmış “İblis” faciası ile yüzlerce Azerbaycanlı sanatçının eser ve kitaplarının Sırpça, Boşnakça ve Karadağca dillerinde yayınlanması, tanıtım törenleri, bölge geneline dağıtılması, tanıtımı, halka tanıtılması ... Bütün bunlar Balkanlar’da Eldar Bey önderliğinde Azerbaycan devleti adına yapılan önemli hizmetlerin sadece bir kısmıdır.

Hem Sırp devletinin hem de Üniversite Akademik Konseyi’nin Belgrad Üniversitesi’nde “Azerbaycan Dil ve Kültür Merkezi” nin açılması için aldığı kararların kabulü ve Merkezin başarılı işleyişi doğrudan Eldar Bey’in hizmetidir. Çalışkanlığı sayesinde bölgedeki her üç ülkede yaşayan Müslümanlar ile Türkçe konuşan soydaşlarımızın ilişkilerini üst düzeye çıkarmayı başarmıştır.

SIRPLARIN TÜRKİYE BÜYÜKELÇİLİĞİNE SALDIRISINI DURDURDU

Şimdi aklıma gelen bir başka olaydan bahsetmek istiyorum. 2015 yılında Sırp basketbol takımı İstanbul’da olduğu sırada bir Sırp vatandaşı bıçaklandı. Aynı akşam bir grup Sırp milliyetçisi Belgrad’daki Türk büyükelçiliğini kuşattı. Büyükelçi Kamal Bozata (şu anda Türkiye’nin Avrupa Birliği Büyükelçisi ) ve onunla çalışan diplomatların binayı terk etmelerine izin verilmiyordu. Böylesine tehlikeli bir anda Eldar Bey, Sırbistan Dışişleri Bakanlığı ve tüm devlet kurumları nezdinde girişimlerde bulundu, ardından Türk büyükelçiliğine giderek unutulmaz bir kardeşlik dayanışması gerçekleştirdi. Sırp polisini bir koridor oluşturmaya zorladı ve elçilik binasında geceyi Türk meslektaşları ile birlikte geçirdi. Bugün bile Sırplar bu cesur adımdan hayranlıkla bahsediyorlar.

Balkanlar’da yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına Eldar beyi sorduğumda, ona karşı duyulan büyük sevgi ve hayranlığa defalarca şahit oldum. Eldar bey için, “O, Azerbaycan’ın olduğu gibi bizim de büyükelçimizdir. Ne zaman bir problemimiz veya endişemiz olsa mutlaka ilgilenmiş ve yardımcı olmuştur. Azerbaycan büyükelçiliğinin kapısı her zaman bize açıktır.” şeklinde cevaplar vermişlerdir.

Birçok Avrupa üniversitesinin fahri doktoru, Kraliyet Sırp Akademisi üyesi, 32 yıllık akademisyenlik tecrübesi olan Prof. Dr. Eldar Hasanov, aynı zamanda Türk tarihini ve edebiyatını iyi bilen, severek okuyup tebliğ eden bir akademisyendir. O nedenle Profesör Eldar Hasanov, Türkiye’nin çeşitli prestijli üniversitelerinde de davetler almıştır. Bu davetlere teşekkürle karşılık vererek; 65 yaşını doldurduğunda Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in duasını almak suretiyle emekli olup akademik faaliyetlerde bulunacağına söz vermiştir. Benimle özel sohbetlerinde de, en büyük hayalinin büyükelçilik görevinden emekli olduktan sonra akademik çalışmalara ağırlık vermek ve torunlarına daha fazla zaman ayırmak olduğunu özellikle belirtmiştir. (Maalesef Eldar Bey uzun süredir beklediği emeklilik yaşını geçen yıl 10 Ekim’de cezaevinde geçirmiştir).

Düzenlediği uluslararası toplantılarda başta Karabağ’ın işgali olmak üzere sürekli milli meseleleri gündeme getiren Eldar Bey her konuşmasında gerek rahmetli Haydar Aliyev’den ve gerekse Sayın İlham Aliyev’den övgüyle bahsetmiştir; Azerbaycan’ın milli meselelerini her zaman en yüksek seviyede dile getirmiştir. 

Benim her zaman inandığım bir gerçek var; düz ve sağlam duvar asla yıkılmaz!

Karabağ’da tarihi bir zafere imza atarak, Karabağ’ın 28 yıllık esaretine son veren ve bütün Türk Dünyasını sevince boğan, entelektüel ve bilgili şahsiyetiyle hepimizin sevgisini kazanan,  Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev Cenablarının bu haksızlığa son vereceğine ve bir kumpas sonucu tutuklanan Eldar beyin en yakın zamanda özgürlüğüne kavuşacağına yürekten inanıyorum.

 ERDOĞAN’I TÜRK DÜNYASININ LİDERİ OLARAK NİTELENDİRDİ

Bir konuyu daha açmak istiyorum. 2005 yılında, Türk Ocakları Derneği, Kostanay’da yüksek düzeyde bir Balkan Kongresi düzenlemişti. Eldar Bey’in derin ve düşündürücü konuşmasında, o dönem Başbakan olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı tüm Türk dünyasının lideri olarak adlandırdığını ve kongre katılımcılarının büyükelçinin bu sözlerini büyük bir coşkuyla alkışladığını hatırlıyorum.

Ailesi yirmi yıldır İstanbul’da yaşayan, çocukları burada çalışan ve okuyan, Türkiye’yi Azerbaycan’dan asla ayırmayan ve Türkiye’yi de öz vatanı olarak gören böyle bir Türk sevdalısının bugün maruz kaldığı durum üzüntü vericidir.

ERDOĞAN’I HAPİSHANEDE ZİYARETİ SEBEBİYLE SINIRDIŞI EDİLDİ

Şimdi gelelim başlıktaki önemli konuya. Evet,  Recep Tayyip Erdoğan okuduğu bir şiir sebebiyle tutuklanıp Pınarhisar Cezaevinde hapis yattığı 1999 yılında, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, Erdoğan’ı ziyaret için kime talimat vermişti ve Erdoğan’a hangi mesajları ulaştırmak istemişti?

Merhum Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanlığı döneminde Türkiye’de görev yapmış saygın ve nüfuzlu bir kişinin sözlerine atıfta bulunarak, tarihi bir gerçeği ilk kez ifade etmek istiyorum: Eldar bey Azerbaycan Başsavcısı iken Türkiye’ye resmî bir ziyaret gerçekleştiriyor. Türkiye Başsavcısı, Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı ile görüştükten sonra İstanbul’a dönüyor ve Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in talimatı üzerine Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmeye gidiyor. O tarihte (1999)  Recep Tayyip Erdoğan, okuduğu bir şiir sebebiyle Kırklareli/Pınarhisar Cezaevinde tutukludur. Eldar bey cezaevine giderek yetkililere kendisini tanıtıyor ve Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyaret etmek istediğini söylüyor. Amacı Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in özel mesajını Erdoğan’a iletmektir. Cezaevi yetkilileri Azerbaycan Başsavcısı Eldar beye “Bekle, sana haber vereceğiz” diyorlar. Yaklaşık bir saat beklemesine rağmen sonunda görüşmesine izin verilmiyor ve gitmesi isteniyor. Açıklamalarını ve isteklerini dinlemiyorlar ve Bakü’ye ne zaman uçması gerektiğini bile sormadan, Başsavcıya, kendisine havaalanına kadar eşlik etmek suretiyle ülkesine dönmesini istiyorlar.

Bu olayı öğrendikten yıllar sonra Eldar beye bu cezaevi ziyaretini sordum. Bu olayı nerden öğrendiğimi sorsa da, ona söylemedim. O da ısrar etmedi, güldü ve “Evet böyle oldu, günlüklerime yazmışım, bir gün günlüklerim yayınlanır” dedi.

İlişkilerimizin yakınlığından yararlanarak neden cezaevine gittiğini ve neden Erdoğan’la görüşmek istediğini sordum. Sorularımı cevapsız bıraktı. Nihayet 2018’de Belgrad’dayken ısrar ettim. Cevap şöyleydi: “Sayın Cumhurbaşkanımız Haydar Aliyev bana “Erdoğan’la öyle ya da böyle mutlaka görüş ve ona seni gönderdiğimi söyle” talimatını verdi. Ama orada her şey kameralara kaydediliyor. Fırsat ve imkan bulursan kulağına uzun süre içeride kalmayacağını fısılda, biraz sabırlı olsun, kendisine verilen su ve yiyeceklere çok dikkat etsin.”

Ne yazık ki, ne kadar uğraşırsam uğraşayım, Sayın Erdoğan’la görüşmeme izin vermediler ...

Sonuç olarak, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a hatırlatmak ve dikkatine sunmak isterim ki, bir zamanlar Başsavcı sıfatıyla kendisini hapishanede ziyaret etmek isteyen ve bu nedenle Türkiye’den sınır dışı edilen Eldar Bey, şu anda asılsız suçlamalarla tutuklu bulunan aynı Eldar Bey’dir!