15 Temmuz gazileri o geceyi anlattı: Ölürsek cennet, kalırsak vatan bizim
Durak Tetik, Hatice Tavukçu, Şenol Gençer, Yıldız Uçar, Satılmış Çamaltı, Emine Aydınbelge ve Mehmet Aydınbelge... 15 Temmuz gazileri o geceyi anlattı.
ABONE OLÜlkemizi bölmek için asker- polis kılığına girmiş hainlere karşı kimisi yalın ayak, ellerinde bayraklar, kalbinde vatan aşkı ile karşı koyan, 15 Temmuz kalkışmasının bastırılmasına büyük katkı veren gazilerden Durak Tetik, Hatice Tavukçu, Şenol Gençer, Yıldız Uçar, Satılmış Çamaltı, Emine Aydınbelge ve Mehmet Aydınbelge duygularını yarın açılacak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi yanındaki Demokrasi Şehitleri Müzesi önünde SABAH'a anlattı. Engelli kalan, o gecenin nişanesi olarak vücudunda şarapnel parçalarıyla yaşamlarına devam eden gaziler Külliye önünde duygu dolu anlar yaşadı. Vatan nöbetini her an içlerinde yaşadıklarını ifade eden gaziler 15 Temmuz ruhunun unutulmaması gerektiğini söyledi.
O GECEYİ BİZ YAŞADIK
ŞENOL GENÇER: O gece tiyatro değildi, biz yaşadık. O gece kadını, erkeği, genci yaşlısı milli bir şuur vardı. Saat 4'e kadar ortalık yatışır gibi oldu kardeşim sabah dükkân açacağım diyerek evine gitti. Yarım saat sonra "Olaylar bitmemiş" diyerek abdestini alarak geldi. Şehit olmaya hazırlıklıydı. Yanımızda bomba patladı. Kardeşim kollarımda şehit, ben gazi oldum. O geceyi unutmak istiyorum. Sol kulak zarım delindi. 251 şehit verdik ama hainler amaçlarına ulaşamadı. Gençler o gecenin gerçekliğini yaşayanlardan öğrenmeli."
DURAK TETİK (36 YAŞINDA EVLİ VE 2 ÇOCUK BABASI): Orteze ve koltuk değneklerine mahkûm kaldım. Ben Külliye önünde, ağabeyim Yalçın Tetik jandarmanın önünde gazi oldu. Ağabeyim ilk atılan bombayla yaralandı. Yaralanınca tişörtümle ilk tamponumu yaptım. Ağabeyim yaralı halde yanıma gelip kemeriyle bacağıma tampon yaptı. Beni sırtında taşıdı. Bacağım, kolum bu vatana feda olsun. Hep o geceyi ve maneviyatı anlatacağız. 38 gün hastanede kaldım, 5 kez ameliyat oldum.
TEK YÜREK OLDUK
EMİNE (51)-MEHMET (56) AYDINBELGE: Televizyonda sözde darbe bildirisini duyunca "Eyvah, Cumhurbaşkanı'mıza rahmetli Menderes'e yaptıkları gibi yapacaklar" dedik. Cumhurbaşkanı'nın çağrısını duyunca da kendimizi sokakta bulduk. 15 Temmuz'da tek yürek olduk, başı açığı kapalısı vatanı savundu. Tanımadığımız bir çift arabasıyla bizi hastaneye yetiştirdi. Numune Hastanesi kan gölüne dönmüştü. Hastaneden taburcu olunca yaralarımız iyileşmeden demokrasi nöbetlerine gittik. Canımız vatanımıza feda olsun.
YILDIZ UÇAR (52 YAŞINDA, 4 ÇOCUK ANNESİ): Tankın önünde durduk "Devletin silahını bize yöneltemezsiniz" dedik. "Defolun evinize gidin emir böyle" dediler. Biz de "Gitmeyeceğiz" dedik. Helikopterle ateş ettiler, yaralanmışım. Yerde yaralıları kurtarmaya çalıştım. Şehit olmayı çok istemiştim. Bir Nene hatun olmak gurur verici.
İNSAN NAMUSU VE VATANI İÇİN YAŞAR
SATILMIŞ ÇAMALTI (45 YAŞINDA 3 ÇOCUK BABASI): Babam "İnsan şerefi, namusu, vatanı için yaşar. Namusu olmayanın vatanı olmaz, vatanı olmayanın da hiçbir şeyi olmaz" diyordu. İnsanlar para için sokağa çıktık zannediyorlar, bu çok zoruma gidiyor. Jandarma Genel Komutanlığı önünde tanktan ateş açıldı, vuruldum. "Size mi bırakacağız bu vatanı kafama sık" dedim. Birkaç mermi daha ateş ettiler. Askerlerden biri "Bırak gitsin zaten vuruldu" dedi. Karnımdan ve kolumdan kurşun girmişti.
ANA OĞUL GAZİ OLDULAR
HATİCE TAVUKÇU (58): Oğlum Muhammed ile gazi olduk. Cumhurbaşkanımızın çağrısı ile ailecek meydanlara gittik. Arabalar tanklar tarafından ezilmişti. Genelkurmay Başkanlığı önüne yöneldik. Helikopterden ateş etmeye başladılar. Helikopter saldırısı sırasında omzumdan yaralandım, oğluma da şarapnel parçası geldi. 1 ay boyunca kolum sarılı vaziyette oğlum da şarapnel parçasıyla demokrasi nöbetlerine katıldık. Ülkemize saldırı olursa bu sefer şehit olmaya gideriz.
"KORKU HİSSETMEDİM"
GÜL İSMAİLOĞLU
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki kalkışmasını engelleyebilmek için büyük bir mücadele ortaya koyan vatandaşlardan biri de Adviyye Gül İsmailoğlu'ydu. Babası ve ablasıyla Fatih'teki evinden çıktı. Saraçhane Parkı'nda bulundukları esnada darbecilerin açtığı ateş sonucu sol koluna kurşun isabet eden ve ağır yaralanan İsmailoğlu, o gece yaşadıklarını anlattı:
Ölüm korkum yoktu. İçimde bir rahatlık vardı. Belki de yola o şekilde çıktığımız için. Yavuz Sultan Selim'in dediği gibi, 'Ölürsek cennet bizim kalırsak devlet bizim.' Belki bu bilinçte olduğum için korku hissetmedim.