15 Temmuz'un etkileyici hikayesi: Hanımefendi bana hayatımın dersini verdi
15 Temmuz Derneği’nin Başkanı İsmail Hakkı Turunç, kanlı darbe girişimine karşı yapılan vatan savunmasının 5. yıldönümünde Haber7.com'a özel açıklamalarda bulundu. Turunç, 'Hayatımın dersi' dediği olayı da ilk kez anlattı.
ABONE OLTürk Kızılayı Genel Başkan Vekili ve 15 Temmuz Derneği Başkanı İsmail Hakkı Turunç, 15 Temmuz gecesinde yaşadıklarını ve 15 Temmuz gününün önemini Haber7 mikrofonlarına anlattı.Turunç'un açıklamalarından satır başları şu şekilde;
'SENARYO YURT DIŞINDA YAZILDI'
Öncelikle bu toprakları bize vatan kılan ve vatanı korumak adına şehit olanları rahmetle anıyorum. Gazilerimize de sağlıklı ömürler diliyorum. 15 Temmuz hain darbe girişimini planlayanlar yurt dışında senaryoyu yazdı. Eminim ki uzun yıllardır hazırladıkları bu darbe girişiminde halkın karşılarına çıkması bu senaryoyu yazanların bütün planlarını bozdu. Hem milletimizin ortaya koyduğu fedakarlık hem sayın Cumhurbaşkanımızın liderlik vasfı darbenin bastırılmasında çok önemli bir faktör oldu. Bundan sonra böyle bir darbe teşebbüsünde kimsenin bulunacağını düşünmüyorum. Çünkü gereken cevap milletimiz tarafından verildi. Özgürlük her bireyin hakkı. Bu hakka kimsenin müdahale etmesini doğru bulmuyorum. Milletimiz de doğru bulmadığı için o darbecilere destansı bir duruşla cevaplarını verdiler.
DARBE BAŞARILI OLSAYDI...?
Türkiye’yi içeride ve dışarıda kurgulayarak yöneten güç odaklarının hoşuna gitmeyen bir süreç başlamıştı. Sayın Cumhurbaşkanımızın attığı adımlarla başladı. Bu da Türkiye gibi ülkeleri yönetenlerin uykularını kaçırdı. Önce Türkiye kazanacak ardından 3. Dünya ülkesi olarak görülen ülkelere örnek olacaktı. Daha önceleri bu ülkeler seslerini hafif yükselttiklerinde bu ülkelerin sesleri kesiliyordu. O yüzden Türkiye’de bu süreç devam etmesin istediler. Bunun için de daha önce olduğu gibi askerin içerisinden bir kısım hain ve dış uzantılarıyla birlikte müdahale edilecekti. Biz bu zamana kadar ki kazanımlarımızı çok zor elde ettik. Bu kazanımlar kaybedilirse haklarımızı tekrar elde etmemiz zor olurdu. Türk milleti kendini yönetmekten aciz değil. Bir başkasının aklına yönlendirmesine ihtiyacı yok. Bunu milletimizin kabul etmemesi gerekirdi. Zaten insanlar o gün siyasi bir duruşla da çıkmadı. Vatan sevgisi vardı kalbinde.
'HAYATIMDA ALDIĞIM EN İYİ DERS"
O gece iki noktada bulundum. Büyükşehir Belediye Meclis üyesiydim. Darbeciler AK Parti İl Binasını çevirmişlerdi. Biz oraya geçtik. Bir çatışma yoktu. Çatışmanın İBB’nin önünde olduğu söylendiğinde Saraçhane Başkanlık Binasına geçtim. Orada birçok kardeşimiz şehit oldular. 57-58 kardeşimiz de gazi oldu. Hadiseler gerçekten üzücüydü. İBB’nin bir hastanesi vardı. Hastaneye 100-150 metre kadar yaklaştığımda yerlerde şehitlerimizin ve gazilerimizin kanları vardı. Zorunda kaldığımız için kanların üzerine basa basa hastaneye girdik. Şehitlerimiz geride kalan milyonlara ders vererek gittiler. Allah’tan rahmet diliyoruz.
Bulunduğum görev ve insani sorumluluğumdan dolayı İstanbul’daki şehit ailelerimizin 60’a yakınını bir hafta içerisinde ziyaret ettim. Bir şehidimizin evini ziyarete gittiğimde şehidimizin eşi kapıda karşıladı. 15 Temmuz’dan sonra 10. Gün falandı. Çok duygulu anlarımız oldu. ‘Herhangi bir ihtiyacımız var mı?’ diye sordum. Hanımefendi bana hayatımda aldığım en iyi derslerden birini verdi. ‘Allah eşimi şehit olarak bana ve çocuklarıma bir mükafat olarak verdi. Ben bir şehit eşi oldum. Çocuklarım da şehit çocuğu oldu. Siz Allah’ın verdiği bu mükafattan daha büyük bir mükafat mı verebileceksiniz bana?’ dedi. Bunu ömürüm boyunca unutamam.
15 Temmuz’u neden unutmamalıyız?
Bizim kültürümüze ve inancımıza göre yeryüzünde iki grup insan var. Bir grup güzel ve doğrunun yanında, bir diğer grup ise yanlışın ve çirkinliklerin yanında. Güzel düşünen ve güzel yaşayan, ilahi iradeye teslim olan insanlar sonraki nesillere de aktarmak zorunda. Bizim vazifemiz bu.