Çavuşoğlu'ndan ABD beslemesi medyaya tepki: Bir ulusal güvenlik meselesi
Bakan Çavuşoğlu 'Özellikle basın yayın organlarının, medyanın dışarıdan fonlanması ve ülkemizin ulusal güvenliğini tehdit edecek şekilde başkaları tarafından yönetilmesi de son derece tehlikelidir. Bir ulusal güvenlik meselesidir.' dedi.
ABONE OLABD merkezli vakıf olan Chrest Foundation’dan yüz binlerce dolarlık hibe aldıkları ve almaya devam eden kuruluşların açıklanmasının ardından tepkiler gelmeye devam ediyor. Kendilerine “özgür medya” diyen ve farklı düşünenleri “yandaş medya” diye itibarsızlaştırmaya çalışan kuruluşlar arasında Medyascope ve 140Journos isimleri dikkat çekmişti.
ÇAVUŞOĞLU: SİYASET VE MEDYA HER ZAMAN İÇ İÇEDİR
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya'da gündelik gazete, televizyon ve radyo yayını ile internet haberciği yapan Lider Medya'nın Kepez ilçesindeki genel merkez binası açılışına katıldı.
Açılışta konuşan Bakan Çavuşoğlu, Lider Medya'nın kuruluşundan itibaren geçen 1 yıllık süreçte önemli başarılar elde ettiğini söyledi. Siyaset ile medyanın her zaman iç içe olduğunu aktaran Bakan Çavuşoğlu, "Demokrasinin önemli güçlerinden biri de medyadır. Medya, basın olmadan gerçek demokrasiden bahsetmemiz mümkün değil. Medyanın tarafsızlığı, bağımsızlığından her zaman dem vururuz ama biz siyasetçiler isteriz ki her zaman bizim lehimize yazsın, hep bizi övsün. Hepimizde olduğu gibi bizde de nefis var. Medyanın görevi bizim de yanlışımız olduğu zaman bize göstermesidir. Antalya'nın güzelliklerini tanıttığınız gibi eksiklerimizi görmemize de vesile oluyor, bizi uyarıyorsunuz. Bu anlamda Antalya'ya, Türkiye’ye büyük bir hizmette bulunuyorsunuz" diye konuştu.
'ULUSAL GÜVENLİK MESELESİ'
Medyanın, özellikle Türkiye'de yerel basının tarafsız, bağımsız olması ve bunun için ekonomik güce sahip olmasının önemini belirten Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Buna her zaman önem veriyor, vurguluyoruz. Yandaş medya diyorlar, onun yanında, bunun yanında. Bu doğal, dünyanın her yerinde var. Basın, yayın organlarının veya orayı yönetenlerin farklı ideolojileri olabilir. İngiltere'de Amerika'da hangi gazete, televizyon cumhuriyetçi, hangisi demokrat, İngiltere'de hangisi muhafazakar, hangisi İşçi Parti'yi destekliyor. Bunlar bilinen şeyler ama medyanın da temel ilkeleri var. Bundan şaşmamak kaydıyla, doğaldır. Bugün Türkiye'de iktidarı destekleyen de var, acımasızca eleştiren yayın kuruluşları da var. Bu da doğal, bunlar da olacak. Diğer tarafı destekleyenlerden, bizi eleştirenlerden bazen hoşlanmıyoruz oysa bu demokrasinin gereğidir. Oysa son günlerde başka tartışmalara şahit oluyoruz. Özellikle basın yayın organlarının, medyanın dışarıdan fonlanması ve ülkemizin ulusal güvenliğini tehdit edecek şekilde başkaları tarafından yönetilmesi de son derece tehlikelidir. Bir ulusal güvenlik meselesidir."
'TEREDDÜT ETMEYECEĞİMİZDEN HERKES EMİN OLSUN'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ziyaretinin dünya gündemini meşgul eden konu olduğuna değinen Bakan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne yaptığı ziyaret, daha ziyaret gerçekleştirmeden 1 ay önce herkesi hareketlendirdi. Sayın Cumhurbaşkanımız, 'niye gidiyor, orada ne konuşacak, hangi mesajlar verecek.' Rum tarafı ve Yunanistan tüm dünyayı ayağa kaldırmaya çalıştı, 'Recep Tayyip Erdoğan yine Kıbrıs'a gidiyor, yine orada önemli adımlar atabilirler.' Oysa her 20 Temmuz'da Türkiye, en üst düzeyde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne gider ve oradaki Zafer ve Barış Bayramı'nı kardeşlerimizle, yöneticilerle halkla beraber kutlar. Bu bizim için bir milli meseledir. 20 Temmuz'un 47'nci yılındayız ve Sayın Cumhurbaşkanımız da bu ziyareti gerçekleştirdi. Biz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin gerek Doğu Akdeniz gerek hidrokarbon açısından haklarını korumak için garantör ülke ve anavatan olarak üzerimize düşeni yapıyoruz. Bunu yaparken de hiç tereddüt etmiyoruz. Bundan sonra da tereddüt etmeyeceğimizden herkes emin olsun."
'ULUSLARARASI HUKUK İHLAL EDİLMİYOR'
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye'nin haklarını savunurken tereddüde düşmeden gereken adımları atacaklarını vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ziyaretinde bazı müjdeler de verdi. Açıklamalar da yapıldı. Bazılarını Sayın Cumhurbaşkanımız yaptı, bazılarını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Başbakanı yaptı. Kapalı Maraş'la ilgili yapılan açıklamadan sonra bakıyoruz dünyanın her yerinden açıklama geliyor. Amerika açıklama yapıyor. Amerika aynı gün Kıbrıs Rum Kesimi ile dayanışma toplantısı gerçekleştirdi. Kongre temsilciler meclisi başkanı, hem kongreden hem senatodan dış ilişkiler komisyonu başkanları bir dayanışma göstergesi. Diğer taraftan açıklamalar, 'ne olacak, ne yapılacak' diye merak içindelerdi. Bizi de arayan çok oldu. Kapalı Maraş'la ilgili daha önceki ziyaretimizde adım atıldı. Bazı kamu alanları halka açıldı. Şimdi ise küçük bir bölümü askeri statüden arındırılarak oradaki mülk sahiplerinin kullanımına açılıyor. Hiçbir şekilde mülkiyet hakkı ihlal edilmiyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı da uluslararası hukuk ihlal edilmiyor. Burada en çok Rum kesiminin, Güney Kıbrıs'ın vatandaşları var. Güney Kıbrıs'tan Rumlar buradaki mülklerini kullanmak için başvuruda bulunuyorlar. 'Buraları açın biz kendi mülkümüzü kullanamıyoruz, yıllardır atalarımızın, ecdadımızın yurtları var bizim.' Malı, mülkü, vakıfları var herkesin. Sadece Rumların değil herkes mülkünü kullanmak istiyor."
'BIKTIK SİZİN BU İKİYÜZLÜLÜĞÜNÜZDEN, İNSANDA BİRAZ UTANMA OLUR'
53 yıldır federasyon için müzakere yaptıklarını belirten Bakan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Bir çözüm olsun diye. Federasyon için müzakere yaptık. Her seferinde masayı deviren masadan kalkan, referandumda reddeden Rum kesimi oldu. Bunun karşılığında ödüllendirilen Rum kesimi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıs Türk halkı cezalandırıldı. Şimdi bakıyoruz uluslararası hukuktan bahsediyorlar. Siz uluslararası hukuka ve anlaşmalara aykırı bir şekilde Rum kesimini AB'ye üye yaparken uluslararası hukuk neredeydi. Biz bunları kendilerine hatırlattık, ne dediler biliyor musunuz, ‘Biz hukuki karar almıyoruz, siyasi karar alıyoruz.’ İşine geldiği zaman hukuki karar almıyoruz, yani hukuki hiçe sayıyoruz, siyasi karar alıyoruz diyebiliyorlar. İşine gelmediği zaman da başkalarına uluslararası hukuk konusunda ders vermeye çalışıyorlar. Vallahi bıktık sizin bu ikiyüzlülüğünüzden. İnsanda biraz utanma olur. Peki siz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne 2004 referandumundan sonra verdiğiniz sözü tuttunuz mu, referandumda evet derseniz, üzerinizdeki ambargoları, kısıtlamaları, izolasyonları kaldıracağız dediniz. Bununla ilgili karar da aldınız, kaç sene oldu, 17 sene oldu, uyguladınız mı, uygulamadınız. Sizin hangi sözünüze güveneceğiz. 53 yıldır masayı deviren Rum tarafı olduğu halde bize sürekli görüşmelerimizde 'siz kesinlikle haklısınız' dediği halde hala federasyon için dayatmada niye bulunmuyorsunuz."
'TÜRKLERİN, RUMLARIN BİR AZINLIĞI OLARAK YAŞAMASINI İSTİYORLAR'
Bakan Çavuşoğlu, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
"Bunların amacı ne biliyor musunuz, bu dayanışma, bu çifte standart, uluslararası hukuk bakımından insan hakları bakımından bu çifte standardın sebebi ne biliyor musunuz? Ya benim üyem olacak ya benim dostum olacak. Uluslararası hukuk kriterleri AB üyelik veya üyesi olan veya olmayan diye ayrıma tabi midir? Hayır. Peki uluslararası hukuk kuralları AB üyesi olan ya da olmayanlara ayrı mı uygulanır? Uygulanmaması gerekiyor. Uluslararası hukuk kuralları Hıristiyan, Müslüman diye ayrı ayrı toplumlar için farklı uygulanabilir mi, hayır uygulanamaz. Bunların esas derdi şu, iki devletli çözüm diyoruz, hayır diyorlar, neden diyoruz, bu ada küçük, iki devlet olmaz, beraber olma imkanı da olmadı, Rum tarafı reddetti. Bunların esas derdi, sadece Rum tarafı, Yunanistan değil. Uluslararası toplumda egemen bir Türk devletinin orada olmasını istemiyorlar. Oradaki Türklerin, Rumların bir azınlığı olarak yaşamasını istiyorlar. Biz artık buna müsaade etmeyeceğiz, müsaade etmediğimizi gördükleri için son günlerde seslerini çıkarmaya başladılar. Kim ne derse desin, kim hangi sesi çıkarırsa çıkarsın biz kararlı bir şekilde adımlarımızı atacağız, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin, Kıbrıs Türk halkının ve Türkiye Cumhuriyetinin haklarını sonuna kadar inşallah savunacağız. Bu anlamda basınımıza da önemli görev düşüyor. Haklı davamızı biz anlatıyoruz, medyamızın da duyarlılığının devam etmesi gerekiyor."
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da gönderdiği mesajda, yerel medyanın önemini belirterek, Lider Medya'ya yayın hayatında başarı diledi. Konuşmaların ardından Bakan Çavuşoğlu, beraberindekilerle açılış kurdelesini kesti.