Son dakika: ByLock'un lisans sahibi David Keynes tutuklandı!
Son dakika haberi: FETÖ'nün şifreli haberleşme programı ByLock'un lisans sahibi David Keynes'in 9 Haziran'da İstanbul'a gelerek teslim olduğu ve sevk edildiği hakimlikçe tutuklandığı ortaya çıktı.
ABONE OLSon dakika haberi: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında Keynes hakkında 17 Aralık 2020'de yakalama emri çıkartıldı.
ETKİN PİŞMANLIKTAN FAYDALANMAK İSTEDİ
FETÖ ile iltisakı nedeniyle kapatılan Bank Asya'da hesabı bulunan Keynes'in avukatınca 4 Mart 2021'de verilen dilekçede, Keynes'in Türkiye'ye gelerek etkin pişmanlık hükümleri kapsamında beyanda bulunmak istediğini bildirdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığıyla avukatı aracılığıyla yapılan ikna görüşmeleri sonunda 9 Haziran saat 10.20 sıralarında İstanbul Havalimanı'na gelerek kendiliğinden teslim olan Keynes, burada gözaltına alındı.
Gazeteci İsmail Saymaz, ByLock’un patentinin sahibi David Keynes adlı Türk asıllı kişi ile New York’ta konuşmuştu.
İDDİANAME TAMAM
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, ABD'de vatandaşlık alarak Alpaslan Demir olan ismini değiştiren ve ByLock'un patentinin kendisine ait olduğunu beyan eden David Keynes hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı.
Soruşturma kapsamında 9 Haziran'da tutuklanan Keynes hakkında "FETÖ silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenen iddianame, gönderildiği İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
İddianamede, FETÖ'nün yapısı ve örgüt mensuplarının gizli haberleşme için kullandığı ByLock programının özelliklerine değinildi.
İddianamede yurt dışında bulunmakta iken kendi isteğiyle gelmek istediğini ve etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini dilekçeyle bildiren sanığın kendiliğinden Türkiye'ye geldiği ve alınan ifadesinde etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini beyan ettiği belirtildi.
Bir kısım şahıslarla örgüt içerisinde faaliyetlerinin olduğunu, örgütle bağlantısının bulunduğunu beyan eden sanığın belirtmiş olduğu bazı isimleri teşhis ettiği, Bylock programı ile ilgili beyanlarda bulunduğu, bu programla ilgili kişileri teşhis ettiği kaydedildi.
ÖRGÜTÜN TSK MAHREM YAPILANMASINDA YER ALDI
İddianamede, mailine Apple uygulama mağazasından gelen bazı epostaları kendi rızasıyla sunan Keynes'in, bu haliyle TCK'nın 221. maddesi kapsamında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanması hususunun mahkemece değerlendirilmesinin gerektiği ifade edildi.
İddianamede şu ifadelere yer verildi:
"Şüphelinin örgütün evlerine gittiği, evlerde konakladığı, şakirtlik programına alınarak örgütün şakirdi haline geldiği, örgüt içerisinde görevler üstlendiğini, kütüphane sorumlusu ve belletmen görevlerinde bulunduğu, örgütün en önemli yapılanma alanı olan mahrem yapılanmada 'TSK Mahrem Yapılanması'nda Öğretmen (Grup Abisi) konumuna kadar yükseldiği, yaşamış olduğu olumsuzluklardan örgütü sorumlu tutması üzerine örgütle ilgili mahrem bilgileri köşe yazarına vermesi üzerine bizzat örgüt elebaşının şüpheli ile görüştüğü, şüphelinin sahip olduğu mahrem bilgilerden dolayı uygun olanaklar sağlanarak şüphelinin Amerika'ya gönderildiği, örgüt elebaşının talimatı ile örgüt içi gizli yazışmalarda kullanılacak kriptolu yazışma programının alan adı kiralanması, Google Markete ve Apple Markete yüklenmesinde şüphelinin kimlik ve kredi kartı bilgilerini kullandırtarak yardımda bulunduğu anlaşılmıştır."
BYLOCK'UN LİSANS SABİHİ DAVİD KEYNES'İN İFADESİ İDDİANAMEDE
Fetullah Terör Örgütü'nün (FETÖ) şifreli haberleşme programı ByLock'un lisans sahibi olan David Keynes hakkındaki iddianamede, ifadesine de geniş yer verildi. Keynes, "15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra Bylock programının tamamen FETÖ/PDY Silahlı Terör örgütü için hazırlanmış bir program olduğu kanaatine vardım" dedi. Ancak savcılık, Keynes'in ifadesinde "Her şeyi anlatmadığı, kendisini suçtan kurtarmaya yönelik beyanlarda bulunduğu" değerlendirmesinde bulundu.
İddianamede, Ekim 2016'da David Keynes ile Newyork'ta röportaj yapan gazeteci İsmail Saymaz'ın da soruşturmayı yürüten savcılığa "bilgi sahibi" olarak beyanda bulunduğu iddianamede yer aldı. Keynes'in 26 Ekim 2016 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili İsmail Uçar'ın makamında arayarak "İsminin Davit Keynes olduğunu belirten şahıs Amerika'dan aradığım ve birtakım bilgiler vermek istediğini söylemesi üzerine gerçek kimlik bilgileri soruldu. Adım Alparslan Demir, Eyüp Lisesi mezunuyum, İstanbul Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümünden mezun oldum. Bylock denilen programı Atalay Candelen isimli arkadaşım yazdı. Kendisi Porlant State Üniversitesi bilgisayar bölümünden mezun. Bilgisayar mühendisidir ve Faruk Bayındır'ın ortağıdır. Bana gazeteci İsmail Saymaz'a da açıkladığım şekilde gelerek Bylock isimli programı Apple Store'a yükleyelim dedi ve benim kredi kartı bilgilerimi aldı. Benim bilgilerimle bu program Apple Store'a yüklendi" dediği ve bunun tutanağa geçtiği yer aldı.
2012 YILINDA İSMİNİ DAVİD KEYNES OLARAK DEĞİŞTİRMİŞ
Şüpheli Keynes'in 11 Haziran'da verdiği ifadesinde, "2003 yılında greencard çıktığı için Amerika'ya gittim. Univercity of IDAHO da İngilizce öğrendim. Daha sonra Portland Community College yeminli müşavirlik dersleri aldım. 2009 yılında da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesini tamamladım. Amerika'da bere ve kemer satarak ticaretle uğraştım. Sonrasında da Amerika'da serbest muhasebecilik yaptım. Ne Türkiye de ne Amerika'da hiç evlenmedim. 2003 yılında Long Beach Havalimanında ve 2005 yılında New York Havalimanında hakkımda bombacı olduğum tespiti ile arama kayıtları olduğu ve sürekli karşıma çıktığı için 2012 yılında Amerikan vatandaşlığı alırken ismimi ve soy ismimi David Keynes olarak değiştirdim. Herhangi bir takma adı, lakap, kod adım yoktur" dedi.
BYLOCK'UN GELİŞTİRİCİSİYLE AMERİKA'DA 5 AY BİRLİKTE YAŞAMIŞ
"Herhangi bir yöneticiliğim veya üyeliğim yoktur" diyen Keynes, yapı içerisinde kendisine "Alp" diye hitap edildiğini belirtti. Amerika'dayken Bylock'un geliştiricisi Atalay Candelen ile sosyal arkadaş çevresinden tanıştığını, Amerika'da ev kiralayıp 5 ay birlikte yaşadıklarını söyleyen Keynes, Türkiye'ye geldiğinde zaman zaman Atalay ile buluştuğunu da anlattı.
Keynes, 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra bir gün Atalay Candelen'in annesinin boş evinde kalıp kalamayacağını sorduğunu, kendisinin tepki göstererek "Manyak mısın bu yapı ile irtibatını kes yoksa başın belaya girer şeklinde söyledim. Zira bahsettiği kişinin örgütten bir kişi olduğunu ve Atalay'ın bu kişiyi saklamaya çalıştığını anlamıştım. Daha sonra medyadan Faruk Bayındır'ın Ataköy'de saklandığını öğrendiğim için o dönem Atalay Candelen'in bahsettiği kişinin Faruk Bayındır olduğunu düşündüm" diye konuştu. 2013'te 17-25 Aralık olaylarından önce bir gün yine Atalay Candelen'in evinde buluştuklarını ifade eden Keynes, "Amerika'da Silikon Vadisinde şirketlere CV göndereceğini, bunun için CV'sine ekleyecek programlar hazırladığını, bu programları Apple markete yüklemek için Apple hazırlık aracına internetten satın alması gerektiğini, ancak kendi kredi kartının yurt dışı harcamasına kapalı olduğunu söyleyerek bana işlemi yapamadığını gösterdi. Atalay bu program aracının 100 dolar olduğunu, benim kredi kartımı kullanmak istediğini ve 100 doları bana nakit olarak verebileceğini söyledi. Ben de arkadaşım olması ve 100 doları nakit elden vereceğini söylemesi üzerine kredi kartı bilgilerimi Atalay Candelen'e verdim ve karşılığında 100 doları aldım" dedi.
"DARBE TEŞEBBÜSÜNDEN SONRA BYLOCK'UN FETÖ İÇİN HAZIRLANDIĞI KANAATİNE VARDIM"
Keynes, Mart 2014'te Atalay Candelen'in Bylock isimli bir program hazırlayarak Apple markete yüklediğini söylediğini belirterek telefonuna bu programı indirip kurduğunu, Atalay'ın kendisine özel bir numara verdiğini, iletişim kuracağı kişiye bu numarayı vermesi gerektiğini, bu şekilde programın eşleşeceğini ve iletişim kurabileceğini söylediğini anlattı. Keynes, "O dönem WhatsApp'la bu programı kıyasladığımda kullanımının pratik olmadığını söyledim. Ancak bunun üzerine Atalay Candelen bu programın kayıtları 3 gün içerisinde silme özelliği olduğundan bahsetmişti. Ancak ben vaktini boşa harcadığını söyleyerek bu programı telefonumdan geri sildim. Gördüğüm kadarıyla program dili İngilizce idi ve programın üyelik ve kullanım şeklinden bu programın kullanılmasının bir kişi tarafından tarif edilmesi gerektiğini anladım. Ayrıca birbiriyle fiilen irtibatı olmayan, birbirini tanımayan kişilerin bu programı kullanamayacağını anladım. Çünkü bu programa üyelik oluşturulduktan sonra kişiye özel bir numara veriyordu, bir kişiyle konuşabilmek için kişiye özel bu numaranın programa eklenmesi gerekiyordu" diye konuştu.
Amerika'ya döndükten sonra "15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra Bylock programının tamamen FETÖ/PDY Silahlı Terör örgütü için hazırlanmış bir program olduğu kanaatine vardım. Zira gerek programın spesifik yapısı, gerek programın kullanılışını pratik olmaması ve kullanıcı ekleme şekli, gerekse Atalay Candelen'in örgüt ile bağlantıları bunu göstermektedir" dedi.