Hukuku ve ahlakı olmayan “yeni medya”nın ateşi Türkiye’ye yayma fiili cezasız kalırken…
Türkiye günlerdir orman yangınlarıyla mücadele ederken diğer yandan medyadaki provokasyon ateşiyle de meşgul oluyor. Konuyu köşesine taşıyan Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni ve Yenişafak Yazarı Hasan Öztürk önemli değerlendirmelerde bulundu.
ABONE OLTerör için medyanın oksijen tüpü işlevi gördüğünü ifade eden Öztürk “sorumlu yayıncılık” anlamında "Geleneksel medyanın bir hukuku ve ahlakı var ve o sorumlulukla yayıncılık yapılırken, yeni medyada yalan ve kara propagandaya dönüşen “yangın ile mücadele edilmiyor” iftirasına kim dur diyecek?" sözleriyle yeni medya için hukuk ve ahlak çağrısında bulundu.
SON KULLANICININ ALDANDIĞI NOKTA
Yeni medyanın 'Bireysel medya' olarak da tanımlandığını söyleyen Öztürk, sosyal medyadaki sinsi işleyişi şu sözlerle aktardı; Biliyoruz ki “güdüleme merkezleri” yoluyla “bireyselmiş” gibi görünen binlerce paylaşım, sistematik ve profesyonelce yönlendirmelerin neticesinde yapılıyor. Son kullanıcılar ise bunu kendi iradesiyle yaptığına inanıyor.
İşte Hasan Öztürk'ün o yazısı;
PKK terör örgütünün sınırlarımız içinde en şiddetli eylemlerini yaptığı dönemde sayısını hatırlamadığım kadar “terörle mücadele” toplantısına katıldım. Devletin en tepesinin de katıldığı toplantılarda istihbarattan, askeri bürokrasiye kadar birçok önemli aktörün bilgi ve tecrübesini dinleme fırsatımız oldu.
Bütün toplantılardan çıkardığım sonuç şu olmuştu: Terörün oksijen tüpü medyadır. Terör örgütü bir eylem yapar, fakat medya sayesinde bu bir eylem binlerce eylemin gücüne ulaşır.
Yani, bir terör eylemi medya sayesinde yüzlerce kat çarpan etkisine kavuşuyor.
O zaman “sorumlu yayıncılık” diye kavramsallaştırdığımız bir medya dili gerekiyor.
Peki bu mümkün mü?
Elbette hayır!
AHLAKI VE HUKUKU OLMAYAN “YENİ MEDYA” SORUNU
Çünkü medyanın “haber şehveti”, sorumlu yayıncılığın çok üzerinde. Bununla birlikte artık “medya” üst başlığı altında geleneksel medyanın yanında “yeni medya” olarak nitelendirilen ve ne hukuku ne ahlakı gelişmemiş bir medyadan da söz ediyoruz.
“Bireysel medya” olarak da tanımlanıyor bu yeni medya. Oysa biliyoruz ki “güdüleme merkezleri” yoluyla “bireyselmiş” gibi görünen binlerce paylaşım, sistematik ve profesyonelce yönlendirmelerin neticesinde yapılıyor. Son kullanıcılar ise bunu kendi iradesiyle yaptığına inanıyor.
Her neyse devam edelim…
GELENEKSEL MEDYANIN YETERSİZ OLSA DA BİR AHLAKI VE HUKUKU VAR
Medya üst başlığı altında sıralanan konvansiyonel medyanın açmazları olsa da yetersiz olsa da yine de bir ahlakı ve hukuku var. “Basın etiği” diye sıralanan değerleri, Basın Kanunu gibi hukuki düzenlemesi, RTÜK, Basın İlan Kurumu gibi kurumları var.
En azından, konvansiyonel medya, terörle mücadele başta olmak üzere kimi ulusal meselelerde ahlaki ve hukuki zeminde istisnaları olmakla birlikte “sorumlu yayıncılık” yapıyor.
Ancak, yeni medya olarak tanımladığımız “dijital ve sosyal medya”nın ne ahlakı ne hukuki zemini henüz gelişmedi. Bununla birlikte kurumları da yok. Bakmayın siz kurulan birkaç derneğin varlığına… Kurumsal hiçbir yapı yok henüz. Yine bilişim teknolojileriyle ilgili devletin kurumları var ama o kurumlar eliyle denetlenebilir olmaktan çok daha uzak.
Ahlakı yok, ölçüsü yok, hukuku yok!
Böyle olunca da terör gibi konularda yeni medya ya da sosyal medyanın ulusal meseleler konusunda sorumlu davranmasını beklemek ham hayal!
Tıpkı güney ormanlarımızdaki devam eden yangınlarla ilgili yapılan paylaşım ve yayınlar gibi..!
GÜNEY ORMANLARIMIZI PKK YAKTI AMA TÜRKİYE’Yİ YAKAN SOSYAL MEDYA OLDU
Terör örgütü PKK, ormanlarımızı yaktı! Manavgat’tan, Marmaris’e, Bodrum’a tüm Akdeniz ve Güney Ege kıyılarımızı ateşe verdi.
İt itliğini yaptı. Ancak terörün oksijen tüpü yine medya oldu, yeni medya oldu!
BU ÇAPTAKİ YANGINLARLA MÜCADELE EDEBİLEN ENDER ÜLKELERDEN BİRİDİR TÜRKİYE
Devlet tüm imkanlarıyla yangınlara müdahale etti. Müdahalede eksikler, yanlışlar konusunda samimi eleştirilerin tamamı kabul edilebilir. Ama eleştiriler öylesine “yalan” dolu oldu ki pes bile diyecek durumda değiliz.
Sanki PKK terör örgütünün yaktığı ormanlarımızın kurtarılması için devlet hiçbir inisiyatif almıyormuş, çalışmıyormuş izlenimi sosyal medya hesaplarından paylaşıldı ve geriye o paylaşımların oluşturduğu iklim kaldı!
***
Yanan her şeyi yerine koyabiliriz. Giden canlarımızsa geri dönmeyecek. Devlet, şu ana kadar orman yangınlarında zarar gören vatandaşların yarasını sarma konusunda olağanüstü çaba içinde. Yine yangınla mücadelede örneğine az rastlanır bir çaba var.
ORMAN YANGINLARI ASİMETRİK SAVAŞIN UNSURU OLDU
Hal böyleyken…
Orman yangınları terörle mücadelede “asismetrik savaş”ın bir unsuru haline gelmişken…
“Suçlu”yu ve faili eleştirmek yerine, suçlu ile mücadele eden…
Failin fiiliyle mücadele eden “kamu”nun eleştirilmesi gerçekten akıl kârı değil.
***
Ateşi ocağımıza düşüren PKK bu kez ateşi ormanlarımıza düşürdü. Düne kadar, “ağaç” ve yeşil için eylem koyanlar bugün etrafı yanıp kül olurken “deniz-güneş” sefası sürmeye devam ediyor. Vicdanlı ve izanlı olanlarsa mücadeleye sosyal medya hesaplarından destek veriyor ve linç yiyor!
PKK’ya bir cümle söz söyleyemeyenler günlerdir yangınlarla mücadele eden insanlarımıza ve hükümete akıl almaz iftira ve yalanlarla saldırıyor.
O zaman sormak lazım:
Geleneksel medyanın bir hukuku ve ahlakı var ve o sorumlulukla yayıncılık yapılırken, yeni medyada yalan ve kara propagandaya dönüşen “yangın ile mücadele edilmiyor” iftirasına kim dur diyecek?
BEHEMEHAL YENİ MEDYA İÇİN HUKUK VE AHLAK İSTİYORUZ
Bu yangınlar elbette sönecek ve yanan ne varsa yerine elbette yeniden konacak. Ama, PKK’nın yaktığı ormanlarımız için olağan üstü gayret gösteren her bir insanımızın onurunu da incitecek türdeki yalan ve iftira dolu sosyal medya haberciliği bu ülkenin iç barışını tehdit etmeye devam edecek!
Behemehal yeni medya için hukuk ve ahlak..!