Sel felaketinin nedeni bu haritada saklı: Acilen neşter atılmalı
Son yıllarda Karadeniz'deki selleri inceleyen bilim insanları, dere yataklarına inşa edilen binaları eleştiriyor. Gazeteci Ahmet Hakan da ilgili bakanlıkların ve yerel yönetimlerin el ele verip bu soruna neşter atması gerektiğini söyledi.
ABONE OLÇevre ve Şehircilik Bakanlığı eski müsteşarı Prof. Mustafa Öztürk, 5 bin nüfuslu Bozkurt ilçesinde belediyenin doğru planlama yapacak, yeterli imar biriminin ve teknik kadrosunun olmadığı kanaatinde bulunurken, "Görüntüler ilçedeki yapılaşmanın plansız olduğuna işaret ediyor. Aşırı yağışlar, dere üzerine yapılan yanlış yerleşim, köprüler, tomruklar hepsi afeti büyüten nedenler. Su akarken birden metal köprü yıkılıp, ileride bariyer kurup suyu biriktiriyor; tomruklar depodan yayılarak suyun akışını daraltıyor ve çevreye yayılmasına neden oluyor" dedi.
BETONLAŞTIRILMIŞ DERE YATAKLARI
Afetin ardından bölgedeki tüm binaların uzmanlarca incelenerek heyelan riski taşıyanların tespit edilip boşaltılması gerektiğine dikkat çeken Öztürk, "Bunların bodrum katları, kolon ve kirişleri incelenerek hasar görüp görmedikleri acilen tespit edilmeli. Yukarıda HES varsa, bunlar patladı mı? Onların havuzlarındaki su da sele karışarak su yükünü artırdı mı? Sel felaketini tetikleyen nedenler ortaya konulup çözüme gidilmedikçe pansuman tedavisi yapılmış olur. Dere yatağı betonlaştırılmış, bundan vazgeçilip dere yatakları doğal hallerine döndürülüp yeşil koridor olarak bırakılmalı" uyarısı yaptı.
"RİSK HARİTALARI HAZIRLANMALI"
Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan da "100 yılda bir görülecek yağış bir gecede yağdı" demenin afete gerekçe olamayacağını belirterek, "Dere yatağına ev; fay hattına fabrika, baraj, liman yaparsanız afet riskini yükseltirsiniz. DSİ'nin Türkiye'nin havza bazlı taşkın, tehlike ve risk haritaları hazırlayıp, yüksek riskli alanların yapılaşmaya kapatılması, buralardaki yerleşimin taşınması gerekir" dedi.
Meteoroloji Mühendisi Dr. Abdullah Kahraman "Avrupalılar sellerde genelde arabalarında ölüyor. Biz evimizin içinde. İklim değişikliğine göre altyapılarını yeniliyorlar, milyarlarca Euro AR-GE'ye akıtıyorlar. Biz dere ortasına yapı ruhsatı veriyoruz" diyerek, tespitlerini şöyle sürdürdü:
"AŞIRI YAĞIŞLAR SÜRPRİZ DEĞİL"
"Sel olan bölgelerde de yağış ekstremleri yaşandı, kimi noktada yağış 300 litreyi buldu. Bunlar çok uç değerler ama coğrafyamız için sürpriz de değil. Şehirlerimizi, altyapımızı, afet yönetimimizi bu miktarda yağışlara göre düzenlemedik. Her ekstrem yağışta iklim değişikliğini dile getirmek, sorumluyu kendimiz dışında aramamızın tezahuru. Meteoroloji Genel Müdürlüğü gerek bu olayda gerekse öncekilerde yerinde ve zamanında uyarısını yapıyor ama afet ve risk yönetim anlayışımız, meteorolojinin başarı seviyesinin çok altında. En önemli bir başka sorun da altyapı ve şehirleşme anlayışımız."
"DERE YATAĞINI KÜÇÜLTÜRSEK SONUÇ AFET OLUR"
Paleosismolog Dr. Ramazan Demirtaş, Bozkurt'taki felakete ilişkin sosyal medyada çarpıcı bir grafik yayınladı. Mesajında Ezine Çayı'nda selin nasıl afete dönüştüğünü anlatan Demirtaş, "Taşkınovası yatak genişliği 400 metre, daraltılmış güncel yatak genişliği 15 metre, su tırmanma yüksekliği 7-10 metre. 400 metre genişlikteki yatağı 15 metre genişliğindeki yatağa hapsedersek, su da 7-10 metre yükselir, sonuç afet olur. Yani anlayacağınız suçu boşu boşuna metrekareye düşen 300-400 kg yağışa atmayalım. Suçlu doğrudan dere yatağını 400 metreden 15 metreye daraltan ve dere yatağını imara ve yapılaşmaya açan insanoğlunun ta kendisi" diye yazdı.
AHMET HAKAN DA DERE YATAKLARINDAKİ YAPILAŞMAYA DİKKAT ÇEKTİ
Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan da bölgede yaralar sarıldıktan hemen sonra atılması gereken 2 adımı köşesine taşıdı. Yazısında Mustafa Öztürk, Hüseyin Alan ve Ramazan Demirtaş'ın verdiği bilgileri değerlendiren Hakan, "Bütün bunlardan çıkan tek bir sonuç var: Felaketin sorumlusu dere yataklarına yapılan binalardır" dedi.
"Yaralar sarılır sarılmaz bu konuda çok radikal adımlar atılması gerekiyor. İlgili bakanlıklar ve yerel yönetimler el ele vermeli" diyen Hakan, "Ve şu iki adımı atmalı: 1. Bu zamana kadar dere yataklarına yapılmış tüm yapılaşmalara acilen neşter atılmalı ve bir dönüşüm programı hayata geçirilmeli. 2. Bundan sonra dere yataklarına yönelik yapılaşmaya karşı ödünsüz bir tutum alınmalı ve gerekirse yeni yasal düzenlemeler yapılmalı" ifadelerini kullandı.
"BARAJ KAPAKALRI AÇILDI" İDDİALARINA CEVAP
DSİ, bölgede baraj kapaklarının açıldığına ilişkin iddiaları yayımladığı bir duyuru ile yalanladı.
Açıklamada, "Kastamonu ili Bozkurt ilçesinde faaliyet gösteren Ebru HES ve Aybige HES, Bozkurt ilçesinin merkezinden geçen Ezine Çayı'nın menbasında yer almaktadır. Bu tesisler, barajlı/depolamalı HES değildir, kanal tipi projelerdir. Söz konusu tesislerde, 10 Ağustos gecesi saat 11.00'dan itibaren elektrik üretimi durdurulmuştur. Regülatörlerde taşkına sebep olabilecek bir depolama bulunmamaktadır. Dolayısıyla anılan tesislerin patlayarak ya da kapakların açılması suretiyle taşkına sebep olduğu iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. Bu tür afetlerde, taşkın olayının yaşandığı mahalde bir HES bulunması durumunda, HES ile taşkın olayının ilişkilendirilmesi yönünde bir eğilim bulunmaktadır. Esasen barajlı HES'lerin, taşkın akımlarını rezervuarında depolayarak, nehir tipi HES'lerin ise regülatör yapıları vasıtasıyla taşkın suyunun getirdiği iri rusubi malzemeyi (ağaç gövdesi, kaya gibi) tutarak taşkınları engelleme ya da etkilerini azaltma yönünde işlevleri bulunmaktadır" denildi.