Ali Karahasanoğlu'ndan Yeniçağ gazetesinin Taliban karikatürüne tepki

Yeni Akit Gazetesi Yazarı A. İhsan Karahasanoğlu, Yeniçağ Gazetesi'nin patronu Ahmet Çelik'e tepki gösterdi. Ortaya çıkan çelişkiler yumağını anlatan Karahasanoğlu, dikkat çeken bir çıkışta bulundu. Karahasanoğlu'nun, "Yeniçağ’ın “Milli Görüş gömleği/Şeriat” düşmanlığı ve SP’nin çıkmazı!" başlıklı yazısı şöyle: 

28 Şubat darbecileri hakkındaki mahkumiyet kararları kesinleştikten sonra, o dönemin burnundan kıl aldırmayan generalleri, şimdi birer ikişer cezaevine girmeye başladılar..

Bir dönem, iki kelime kapabilmek için saatlerce ağzına bakılan o generallerin, şimdi cezaevine girmeleri, bir haber değil mi?

Haber..

28 Şubat’ın mağduru olsanız da haber..

28 Şubat’ta “Yaşanılanlar beni ilgilendirmez” diyerek, olayları pencereden seyretmiş olsanız da, şimdi darbecilerin cezaevine girmesi haber..

Bakıyorsunuz yazılı medyaya.

Bakıyorsunuz internet sitelerine. Televizyonlara..

Bu önemli haberi, ısrarla görmeyenler var..

Görmeyen veya görmüş olsa bile, minnacık bir haberle yetinenler var..

Acaba niye?

Hâlâ birilerinden korkanlar mı var?

Kurulan ittifakların bozulmasından çekinenler mi var?

En ağırıma gidenden başlayayım..

Necmettin Erbakan Hoca’ya en adice saldırıları yapan 28 Şubatçıların tepesindeki isimler, önceki gün cezaevine konulmaya başlanmış.

Dünkü nüshasında, Milli Gazete, bu haberi, Erbakan Hocamızın tanımlamasıyla söyleyelim: “kibrit kutusu”ndan daha küçük görmüşler..

Niye ki acaba?

Milil Gazete, 28 Şubat darbecilerinin cezaevine girmesinden rahatsız mı?

Yoksa..

SP’nin ittifak kurduğu CHP’nin kendilerini yolda bırakmasından mı korkuyorlar?

28 Şubat, Mill Görüş’e karşı yapılan bir darbe değil mi?

Milli Gazete, Milli Görüş’ün gazetesi değil mi?

Milli Görüş’e karşı yapılmış darbenin faillerinin cezalandırılması, faillerin cezaevine konulması, Milli Gazete’nin okurlarına, “28 Şubat davasında 14 kişiye yakalama kararı” başlığı ile ve minnacık bir kutu halinde verilmekle mi yetinilmeli idi..

Kızgınlığım şu sebeble..

Bu kardeşlerimiz, Tayyip Erdoğan’ı suçlarken, “O Milli Görüş gömleğini çıkardı” diyorlar..

O kardeşlerimizin partisinin ittifak yaptığı İyi Parti’nin yayın organı Yeniçağ ise, uzun sakallı, kötü tiplemelerle çizdiği, elinde kanlı sopalar olan, hatta kendi ellerinde de kanlar damlayan kendilerince yobaz görüntülü kişileri dün birinci sayfalarında yayınladıkları karikatürde şöyle konuşturmuşlar:

“Artık katı Şeriat kurallarını uygulayan Taliban gömleğini çıkardık!”

Yok yok.

Milli Gazete’ye, “ittifak yaptığınız İyi Parti’nin yayın organı, bakın size, sizin inancınıza nasıl küfrediyor” demeyeceğim..

O çok ayan beyan ortada zaten..

Yeniçağ’ın patronu, PKK yanlısı gazetecileri ziyaret edip, “Sizi destekliyoruz” açıklamaları yapıyor.

Sonra ise..

Dindarlara sıra gelince.

Birinci sayfalarındaki karikatürlerle, Müslümanları tahkir ediyorlar, elleri kanlı terörist gibi göstermeye kalkıyorlar..

Eli kanlı terörist tiplemesini en çok kim hakkediyor, biliyor musun, Yeniçağ’ın patronu Ahmet Çelik..

Üç gün önce ziyaret edip, destek açıklaması yaptığın, Merdan Yanardağ..

Bu adam değil mi ki, PKK’nın Özgür Gündem isimli yayın organının, genel yayın yönetmenliğini yaptı..

Bu adam, elinden kan damlayan tiplemesine en çok layık olan kişi değil mi?

Sen ona gidip, destek ver..

Sonra dön, Tayyip Erdoğan’a, onun üzerinden Şeriata, İslam’a saygısızlık eden karikatürü gazetende bas..

Böyle olur. HDP ile ittifak yapan İyi Parti’nin, çakma milliyetçileri..

Biz, Milli Görüşçülere dönelim..

Çakma milliyetçiler, Müslümanları tıpkı komünist solcuların çizdiği tiplemelerle resmettiği kişilere ne dedirtiyordu:

“Artık katı Şeriat kurallarını uygulayan Taliban gömleğini çıkarttık!”

AK Parti kurulurken..

Refah Partisi’nin kapatılması sonrasında, yerine kurulan Fazilet Partisi’ni de kapatan darbecilerden çekinilerek..

“Biz Milli Görüş gömleğini çıkardık” denilmesine gönderme yaparak..

Resmettikleri Müslüman tiplemelerine “Taliban gömleğini çıkardık” dedirtiyorlar..

Oysa, “Milli Görüş gömleğini çıkardık” demiş olmasına rağmen, o dönemin darbecileri, yine Tayyip Erdoğan’ın peşini bırakmamış, 2002 milletvekili seçimlerine, onu sokturmamışlardı.

Yetinmemişler, AK Parti’nin kurucuları arasındaki başörtülü bayanların listesini vererek, Anayasa Mahkemesi’ne müracaatla, “Bu başörtülüler, parti kuramazlar. AK Parti’ye ihtar göndererek, bu başörtülülerin ihraç edilmesini isteyiniz.”

Evet, bu günlerden geçtik..

“Milli Görüş gömleğini çıkardık” denilmiş olmasına rağmen, bu baskılara uğrayan AK Parti, bugün Milli Görüş gömleğini hiç çıkartmadığını, o darbecilerin şerrinden emin olmak için, o sözleri sarf ettiğini ispat edercesine..

Erbakan Hoca’nın tüm söylemlerini, birer birer hayata geçiriyor.

Ayasofya’yı açıyor.

Taksim’e camiiyi dikiyor..

Başörtüyü serbest bırakıyor..

İmam hatipleri çoğaltıyor..

Hatta.

Erbakan Hoca’yı boncuk boncuk terletmekle övünen darbecileri cezalandıracak bağımsız yargının özgür karar vermesinin ortamını sağlayıp, o küstahları cezaevine koyuyor..

Tam bu aşamada, Milli Görüş gömleğini hiç çıkarmadıklarını söyleyip, Tayyip Erdoğan’ı da, “O Milli Görüş gömleğini çıkardı” diye suçlayanlar ne yapıyor?

Erdoğan’ın tehditler altında “Milli Görüş gömleğini çıkardım” demesine sebeb olanlarla ittifak kurup..

CHP ile ittifak kurup.

Ulusalcıların toplandığı İyi Parti ile ittifak kurup.

Tayyip Erdoğan’ı devirmeye kalkıyorlar..

Ne diyebilirim, bilmiyorum..

Ömürleri “Milli Görüş”çüleri susturmak, siyaset sahnesinden silmek için mücadele ile geçiren sol kafalılarla ittifak yapıp..

Tehdit edildiği için, daha önceki partilerin kapatılmasından ders çıkararak, “itle dalaşmaktansa, çalıyı dolanmak” mecburiyetinde kalan ve istemeye istemeye “Milli Görüş gömleğini çıkardık” diyen Erdoğan’ı indirmeye kalkışmak, nasıl bir duygudur, nasıl bir mantıktır, anlayamıyorum.

Nasıl uyutuldunuz, nasıl uyutuluyorsunuz..

Bir anlatsanız..

Nasıl hipnoz edildiniz bir açıklasanız..

Milli Görüş gömleğini hiç çıkarmadığını söyleyen kardeşlerim, Milli Görüş gömleğini kökten düşman olanlarla, nasıl ittifak edebiliyorlar, bir söyleseler..

Gerçekten, Milli Gazete’deki kardeşlerimiz, abilerimiz.. Ya da SP’deki kardeşlerimiz, abilerimiz.. Bu çelişkiler yumağını anlatabileceklerine inanıyorlarsa, köşem kendilerine açık..