İshak Alaton'un isyan mektubu

Alarko Holding'in patronu İshak Alaton, Türkiye'den kaçıp gitmek zorunda bırakılan Yahudi ve Ermeni işadamlarının dışarıda neler yaptıklarını ibretlik bir mektupla ortaya koydu.

ABONE OL
GİRİŞ 22.04.2008 22:30 GÜNCELLEME 06.02.2018 13:28 GÜNCEL
İshak Alaton'un isyan mektubu

Eyüp Can'ın köşe yazısı

 

 

 

İshak Alaton’dan ‘yeter artık uyanın’ çığlığı

İş dünyasında bazı insanlar vardır, az ve öz konuşur.

Ama konuşunca tam konuşur.


Kimi zaman çaresizlikten konuşur, kimi zaman çare bulmak ya da bizatihi çare olmak için.

 

 

 

15 yıldır yakından tanıdığım İshak Alaton böyle biri.

 

 

 

Geçen hafta Referans’ta çıkan sevgili Osman Öndeş’in ‘Sammy Ofer İngiltere’de Milli Denizcilik Müzesi’nin restorasyonu için 45 milyon dolar bağış yaptı’ haberi ve enfes portre denemesi üzerine şahsi bir mektup gönderdi.

 

 

 

 

Kişisel mektupları köşemde basmak adetim değil.

 

 

 

 

Fakat İshak Bey’in çaresizlikten çare üretme bilgeliği ve ‘yeter artık uyanın’ şeklinde özetleyebileceğim dokunaklı ve samimi haykırışını sizlerle paylaşmazsam büyük haksızlık etmiş olacağım.

 

 

 

 

Antisemitizmden yabancı sermaye düşmanlığına, tarihten günümüze konu çok hassas.

 

 

 

 

Haykırışı ‘aklı ve vicdanı’ olan herkese.

 

 

 

 

Yüreği seksen küsur yıllık acı deneyimlerine rağmen hala çaresizlikten çare üretmek için çarpan bir bilge iş adamının alabildiğine şiirsel mektubunu takdimimdir.

 

 

 

 

 

 

 

Sevgili Kardeşim Eyüp, 

 

 

 

 

Geçenlerde, Tophane'deki Modern Müze'yi gezdim.

 

 

 

 

Yoruldum. 

 

 

 

 

Pencere kenarından rıhtıma baktım ve düşündüm. Gümrük antrepoları ve döküntü binaların sıralandığı rıhtım boyu, içler acısı bir durumda...

 

 

 

 

            Deniz kenarı, şehre ve insanlara küsmüş...

 

 

 

 

            Şehrin merkezi ama, bürokrasi işgalinde... İnsanları dışlamış...

 

 

 

 

            Beş altı yıl oluyor, Sammy Ofer isimli bir adam, bizim Mehmet Kutman ile bir olup,

 

 

 

 

buraya milyar dolarlık bir yatırım yapacaktı...

 

 

 

 

Rıhtım canlanacak, yabancı bandıralı gemiler binlerce turist getirecek, Kapalıçarşı pazar günleri bile açık tutulup, ekonomiye katkı sağlayacaktı.

 

 

 

 

Olmadı.

 

 

 

 

Medya ile bürokrasi el ele verdiler, bu projeyi önlediler.

 

 

 

 

            Neden?

 

 

 

 

Ofer Yahudi! Olmaz!

 

 

 

 

Yahudi'ye mi yedireceğiz burayı?

 

 

 

 

            Aradan yıllar geçti. Mezbelelik, perişanlık aynen devam eder. Kaderimiz herhalde...

 

 

 

 

            Bugün, Referans'ta Osman Öndeş'in yazısını okudum.

 

 

 

 

            Londra'daki müzeye Ofer'in verdigi 45 Milyon Dolarlık bağışı da okudum.

 

 

 

 

            Aklıma Gülbenkyan geldi. Petrol zengini....

 

 

 

 

Hani kırklı yıllarda Istanbul'da bir müze yapmaya kalkışmıştı. Türkiye'de doğmuş da, hala memleketini severmiş... 1915'lere rağmen sevgisi azalmamışmış..

 

 

 

 

Akılsız adam!

 

 

 

 

            Ankara'daki "vatanseverler" adamı sopa ile kovaladılar...

 

 

 

 

            Ermeni ya... Olmaz... Doğuştan mundar...

 

 

 

 

            O da gitti Lizbon'da müzeyi inşa ettirdi.

 

 

 

 

            Türkiye kaybetti, Portekiz muhteşem bir eser kazandı.

 

 

 

 

            Geçenlerde, basında, arka sayfalarda tek sütun ufacık bir haber vardı.

 

 

 

 

            Anayasa Mahkemesi, yabancılara gayrimenkul satışını durdurmuş, yasaklamış...

 

 

 

 

            Yaşasın! Memleket işgalden kurtuldu...

 

 

 

 

Fakirliğe ve akılsızlığa devam...

 

 

 

 

            Bu paranoya, bu yabancı düşmanlığı, bu gayrimüslim düşmanlığı, bu antisemitizm burada devam ettikçe, bizler bu vasatlığa mahkum insanlar olarak, hayatın kıyısında bir yerlerde kalakalırız.

 

 

 

 

Arada bir, bu topluma ayna tutup, bu önyargıların bedelini hatırlatmanızda yarar var derim. 

 

 

 

Sevgilerimle, İshak Alaton

 

 

 

Referans